Yalnız Mesajı Göster

Kadın Ve Erkeğin Avreti

Eski 07-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kadın Ve Erkeğin Avreti






Kadın Ve Erkeğin Avreti
KADIN VE ERKEĞİN AVRETİ

A AVRET VE ÖRTÜNME HÜKÜMLERİ


1 “Avret”in Mahiyeti :


Sözlükte avret: “Şüpheli, tehlikeli yer, muharebe alanlarındaki gedik”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn1] anlamlarında kullanıldığı gibi temel olarak, “bir şeydeki ayıp, arızalı ve eksik kısım”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn2] manalarını ifade etmektedir “A,v,r” kökünden gelen “avra’” kelimesi esasında “göz çıkaran” anlamındadır ve “göze hoş gelmeyen söz veya eylem” için kullanılır ki aksine güzel bir şey için “ayna’” yani “gözde” ifadesi kullanılmıştır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn3]

Ayetteki, Medineli münafık grubunun savaşa çıkmamak maksadıyla ileri sürdükleri “evlerimiz avrettir” şeklindeki ifadeleri, “evlerdeki açıklık”, “hırsız gibi isteyenin girebileceği yer” anlamına gelmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn4] Ayrıca “avret” için, “engel” ve “korumasız şey” manası verilir Buna göre evin avret olması, orayı koruyan erkeğin bulunmaması anlamındadır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn5] Kadına “avret” denilmesinin sebebi de korumasız, duvarsız ve zarar görmeye müsait bir eve benzemesi açısındandır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn6]

Avret lafzının insandaki örtülmesi gereken yerler için kullanılması, “utanılacak şey” anlamına gelmesinden kinayedir Çünkü bu yerlerin açılmasıyla ayıp ve kınanan bir durum ortaya çıkmaktadır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn7]

Yaygın kullanımda “avret”, “sev’eteyn” olarak anlaşılır ve kaba avret yerlerini ifade eder Bizzat Kur’an-ı Kerim’de Hz Adem’in açılan avret yerlerinin ifade edilmesinde “sev’eteyn” lafzı kullanılmıştır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn8] “Sev’e” esas itibarıyla “kötü, çirkin şey” anlamına gelir Avret yerlerinin bu kelime ile ifade edilmesinin sebebi bizatihi bu kısımların kötü olması değil, yerinde olmaksızın görünmesinin ayıp ve çirkin karşılanmasındandır Bundan hareketle avretleri örten elbise de “ziynet - güzellik vesilesi” olarak tanımlanmıştır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn9]

Avretin fıkıhtaki anlamı: “İnsanın vücudunda başkalarının görmemesi ve örtülmesi gereken yerlerdir”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn10] Dar anlamıyla namazda örtülmesi gereken yerler kastedilirken, geniş anlamda açılması ve başkalarının bakması haram olan yerler anlaşılır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn11]

Yaygın bir şekilde avret, “ğaliza” ve “hafife” olmak üzere iki kısımda incelenmektedir Ğaliz avret : Ön ve arka avret yerleridir Hafif avret : Ön ve arka kaba avretlerin dışında kalan avret yerlerdir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn12] Bu ayırım, namaz esnasında açılan avret uzvuna göre farklı hükümlerin verilmesini beraberinde getirmektedir

Namaz dışında vücudun bazı bölümlerinin özellikle cinsel temayüllere kaynak olması avret olmasının başta gelen sebebidir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn13] Netice itibarıyla erkek olsun kadın olsun namazda ve namaz dışında uymaları gereken bir “asgari örtünme” sınırı vardır ve asgari olarak örtülmesi gereken bu kısımlar “avret” şeklinde ifade edilmiştir

2 Avretleri Örtmenin Hükmü :

Namaz gibi ibadetlerde, bunun dışında gerekli olan yerde avretlerin örtülmesi farzdır Bunun dışında ayrıca Allah’ın nimetini izhar niyeti ile giyinmek ise sünnettir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn14]

Ayette Allahu Teala, açılması ayıp görülen yerlerin örtülmesi için elbise indirdiğini beyan sadedinde şöyle buyurmuştur: “Ey Adem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise indirdik”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn15] Ayet, iki çeşit elbiseye delalet etmektedir Öncelikle avretleri örten normal elbise, diğeri ise “riş” şeklinde tabir edilen “süs elbisesi”dir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn16] Alimlerin bir çoğu bu ayeti avret yerlerinin örtülüp gizlenmesine delil olarak gösterirler[url=http://wwwmuminecom/#_ftn17] Ayrıca bu ayet insanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden birisi olarak giyinmeyi ve ziynet edinmeyi gösterir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn18]

Ayrıca cahiliye devrinde Mekke’ye dışarıdan gelen hacılar, erkekler gündüz, kadınlar gece vaktinde olmak üzere Kabe’yi çıplak bir şekilde tavaf ediyorlardı Bu hususta ayet-i kerime’de şöyle buyurulur: “Onlar kötülük yaptıkları zaman: ‘Babalarımızı bu yolda bulduk Allah da bize bunu emretti’ derler De ki, Allah kötülüğü emretmez Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn19] Nitekim ayette çıplaklık hali kınanmış; “kötü ve çirkin” olarak tanımlanmıştır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn20]

İslam toplumunun tavaf sırasında ve namazda örtünmesi gerektiğini bildiren: “Her mescitte ziynetlerinizi alınız”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn21] ayetindeki “ziynet” lafzı “avretleri örten şey”, “mescid” lafzı ise “namaz” olarak tevil edilir Buna göre ayet, namaz esnasında avretlerin örtülmesi gerekliliğine delalet etmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn22]
Nur suresi 31 ayette : “Mümin kadınlarına söyle: gözlerini kıssınlar, iffet yerlerini korusunlar” kavlindeki “iffet yerlerini korusunlar” ifadesi hakkında Ebü’l-Aliye ve İbn Zeyd, Kur’an’daki tüm “iffet yerlerini koruma” emirlerinin zinadan korunma manasına geldiğini, ancak bu ayette aynı emrin sıyakı itibarıyla tesettür hakkında olup, “açılmaktan korunma”yı ifade ettiğini belirlemişlerdir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn23]

Misvar b Mahrame, taş taşıması esnasında izarının çözüldüğünü ve bu şekilde yoluna devam ettiğini haber vermekte, bunu gören Hz Peygamber’in ise: “Geri dön ve elbiseni giyin Çıplak yürümeyiniz”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn24] dediğini bildirmektedir

Yine hadislerde geçen, izar altından avret yerlerinin görünmesine sebep olduğu için bacak bacak üzerine atıp oturmama, tek parça elbisenin tavsiye edilmemesi, uylukların kapalı tutulması, açık yerde setirsiz yıkanan kimsenin kınanması ve bunlar gibi Hz Peygamber’den konu hakkında gelen emir ve tavsiyeler avret yerlerinin örtülmesini öngörür

Ayrıca avretlerin örtülmesi hakkında Kur’an’da gelen hükümlerin emir kalıplarında gelmesi, bu hükümlerin mubahlık değil gereklilik (vücub) ifade ettiğini göstermektedir Nitekim cumhur ulema[url=http://wwwmuminecom/#_ftn25] ile beraber Hanefilere göre emir kalıbı doğrudan gereklilik (vücub) ifade etmekte, onunla başka bir delil veya karine olmaksızın başka bir mana kastedilememektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn26]

İmamü’l-Harameyn el-Cüveyni, İmam Şafii’nin “if’al” (emir) kalıbı hakkındaki görüşünün “vücubu gerektirmesi” yönünde olduğunu[url=http://wwwmuminecom/#_ftn27] beyan ettikten sonra mendubluğun ise seçenekliği gerektirdiğini, emir kalıbında ise esas itibarıyla seçenekliğin söz konusu olmadığını beyan etmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn28] Cüveyni’nin, Şafii mezhebinden ayrıldığı noktayı ifade eden açıklaması ise şudur: “Bizde, terkinde bir ceza veya tehdit bulunmaksızın emrin ‘vücub’ ifade etmesi düşünülmez Halbuki şeriat, “taleb”i mutlak olarak getirdiğinde, terk edilmesinin cezayı gerektirdiği doğrudan anlaşılır ve “gereklilik” söz konusu olur”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn29]

Gazzali ve Amidi gibi ilk anda emrin bağlayıcı olup olmadığının belli olamayacağı,[url=http://wwwmuminecom/#_ftn30] bunun anlaşılması için başka bir delil, karine veya işarete ihtiyacın bulunduğu[url=http://wwwmuminecom/#_ftn31] görüşünde olan alimlerin usullerine göre hareket edildiği takdirde dahi örtünme emirlerinin farziyet ifade ettiği sonucuna varılacaktır Bu karineler şöyle sıralanabilir :

a) Erkeklerin gözlerini haramdan korumaları istendiği gibi avret yerleri konusunda gerekli iffetliliği korumaları istenmiş ve ancak bu davranışın onları ruhen temiz kılacağı bildirilmiştir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn32]

b) Başörtülerini boyun ve göğüslerini örtecek şekilde bağlamaları gibi ayrıntılar beyan edilmiştir Örtülecek ve açıkta bırakılacak yerler sınırlandığı gibi, kadının vücudunu kimlere karşı örteceği ve kimlere karşı açabileceği ayrıntılı olarak açıklanmıştır

c) Örtünme ayetinin sonu “Ey müminler! Hep birden Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn33] şeklinde, cilbab ayetinin sonu ise “Allah çok affedici ve esirgeyicidir”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn34] şeklinde gelmiştir Bu ifadelerle, gerek daha önceki davranışlar ve gerekse bu ayet geldikten sonra ona uymayan hareketlerin günah olduğuna, bunlardan kurtulmak için Allah’a tevbe edilmesi gerektiğine işaret edilmektedir

d) Bu ayetler nazil olunca müslüman kadınlar, bulundukları yerden ayrılmadan, eteklerinin uygun yerlerini yırtarak başlarını örtmüşler[url=http://wwwmuminecom/#_ftn35] ve bundan sonra hiç aksatmadan bu emri yerine getirmişlerdir Hz Peygamber de bu ayetin uygulanmasını titizlikle takip etmiştir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn36]

e) “İffet yerlerini korusunlar” emrinin ittifakla ve kesin olarak farziyet ifade etmesi, bu emre atıf yapılarak gelen diğer örtünme emirlerinin de farziyet ifade ettiğini göstermektedir

Belirlenen avret uzuvlarının örtülmesi konusunda “teşhircilik” illetinin temel alınması gerektiği görüşü de vardır Buna göre yasaklığın temelinde açıklık değil kişinin vücudunu teşhir etmesi yatar[url=http://wwwmuminecom/#_ftn37] Neticede kişi, teşhir maksadı bulunmadığı sürece istediği gibi giyinebilecektir

Görüldüğü kadarıyla bu tezde giyim tarzının karşıya vereceği etkiden ziyade giyinen kişinin niyeti ve özgürlüğü esas alınmış, dinin özellikle üzerinde durduğu olumsuz etkileşim ise dikkate alınmamış görünmektedir Şayet tezin içeriğinde ayrıca karşıyı tahrik etmeyen bir tarz söz konusu edilirse bu durumda tahrik etmeyecek ve teşhir sayılmayacak boyutun nasıl tespit edileceği önem arzeder Bir kimseye göre teşhir sayılmayan uzuv diğer insana göre teşhir mahiyetinde görülebilir Burada dinin getirdiği örtünme hükümlerinin esasında açılması teşhir sayılan, süs nitelikli yerleri kapsadığının bilinmesi meseleye ışık tutacaktır


[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref1] İbn Manzur, Lisanü’l-Arab, “a-v-r” md, IV, 616

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref2] İbn Manzur, age, “a-v-r” md,IV, 616 - 617 ; Firuzabadi, el-Muhit, “a-v-r” md, s573

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref3] İbn Manzur, “a-v-r” md, IV, 615

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref4] İsfahani, el-Müfredat, “a-v-r” md, s353 ; İbn Manzur, “a-v-r” md,IV, 616

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref5] İbn Kuteybe, Tefsirü ğaribi’l-Kur’an, “Ahzab suresi”, s348

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref6] Murtaza Mutahhari, Hicab - Örtünmenin Felsefesi, çev: Mücteba Mir, Şura Yay, İstanbul 1999, s175

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref7] İsfahani, el-Müfredat, s352

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref8] A’raf 7/ 22

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref9] M Zeki Duman, “Kur’an’da Örtünmenin Temel Sınırları”, İslamiyat Dergisi, cIV, sayı:2, s42

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref10] Vehbe Zühayli, Fıkhü’l-İslami ve edilletühü, I-VIII, Darü’l-fikr, Dımaşk 1985,I, 579

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref11] Yunus Apaydın, “Klasik Fıkıh Literatüründe Örtünme”, İslamiyat Dergisi, cIV, sayı:2, s92

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref12] Ebü’l-Berekat Abdullah b Ahmed en-Nesefi (ö 710 / 1310), Kenzu’d-dekaik, (Bahru’r-raik ile beraber), I-IX, Darü’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut 1997, I, 471 ; Bedrüddin el-Ayni (ö 855/ 1451), el-Binaye fi şerhi’l-Hidaye, I-XII, Darü’l-fikr, Beyrut 1990, II, 147

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref13] M Zeki Duman, Kur’an-ı Kerim’de Adab-ı Muaşeret, Tuğra Neşriyat, İstanbul, ts, s184

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref14] Ebu Abdullah Muhammed İbnü’l-Hac, el-Medhal, I-II, Darü’l-Hadis, Kahire 1981, I, 23

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref15] A’raf, 7/ 26

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref16] Muhammed Ali es-Sabuni, Kabesün min nuri’l-Kur’ani’l-Kerim, Darü’l-kalem, Dımaşk 1987, III, 7

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref17] Ebu Abdullah Muhammed el-Kurtubi (ö 671/ 1270), el-Cami’ li ahkami’l-Kur’an, I-VIII, Darü’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut 1988, VII, 117

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref18] Seyyid Sabık, Fıkhü’s-sünne, Darü’t-türas, I-III, Kahire, II, 181

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref19] A’raf, 7/ 28

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref20] Mücahid, Süddi, Said b Cübeyr, Şa’bi ve İbn Abbas ayette geçen “kötülük” ifadesinin Kabe’yi çıplak olarak tavaf etmelerine delalet ettiği konusunda ittifak etmişlerdir Bk Taberi, Camiu’l-beyan, V, 463

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref21] A’raf, 7/ 31

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref22] Alaaddin Ebi Bekr b Mesud el-Kasani (ö 587/ 1191), Bedaiu’s-sanai’ fi tertibi’ş-şerai, I-VII, Darü’l-kitabi’l-Arabi, Beyrut, Lübnan 1982, I, 116

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref23] et-Taberi, Camiu’l-beyan, IX, 303 ; Muhammed b Yusuf Ebu Hayyan (ö 754/ 1353), el-Bahrü’l-muhit, I-X, Darü’l-fikr, Beyrut 1992, VIII, 33

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref24] Müslim, Hayz, IV, 47, nu:341

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref25] Muhammed b Ahmed b Neccar (ö 972 / 1564), Şerhu Kevkebi’l-münir, Darü’l-fikr, Dımaşk 1982, III, 39 ; Zühayli, Usulu’l-fıkhı’l-İslami, I, 219

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref26] Muhammed b Ahmed es-Sarahsi (ö 490/ 1097), Usulü’s-Serahsi, I-II, Darü’l-marife, Beyrut, ts, I, 15 ; Alaaddin Muhammed es-Semerkandi (ö 539/ 1144), Mizanü’l-usül fi netaici’l-ukul, Matabi’ ed-Duha’l-hadise, Katar 1984, s94 ; Abdullah b Ahmed en-Nesefi (ö 710/ 1310), Keşfü’l-esrar -Şerhu’l-menar-, Darü’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut 1986, I, 54

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref27] İmamü’l-Harameyn Abdulmelik el-Cüveyni (ö 478/ 1085), el-Burhan fi usuli’l-fıkh, I-II, Darü’l-Ensar, Kahire h 1400, I, 216 ; Amidi (ö 631/ 1234), Şafii’nin, emrin vücupta hakikat olduğu görüşünde olduğunu doğrulamaktadır Bk Ali b Muhammed el-Amidi, el-İhkam fi usuli’l-ahkam, Darü’l-kütübi’l-Arabi, Beyrut 1984, II, 162

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref28] el-Cüveyni, el-Burhan, I, 222

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref29] el-Cüveyni, age, I, 223

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref30] Muhammed Ebu Hamid el-Gazzali (ö 505/ 1111), el-Mustasfa min ilmi’l-usül, I-II, Darü ihyai’t-türasi’l-Arabi, Matbaatü’l-Emiriyye, Mısır h 1324, I, 424 ; Amidi, el-İhkamu fi usuli’l-ahkam, II, 163

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref31] Gazzali, el-Mustasfa, I, 429

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref32] Nur, 24/ 30

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref33] Nur, 24/ 31

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref34] Ahzab, 33/ 59

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref35] et-Taberi, Camiu’l-beyan, IX, 306

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref36] Hayrettin Karaman, İslam’ın Işığında Günün Meseleleri, III, s41

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref37] Tuksal, Kadın Karşıtı Söylemin İslam Geleneğindeki İzdüşümleri, s192

Alıntı Yaparak Cevapla