Yalnız Mesajı Göster

Kadın Ve Erkeğin Avreti

Eski 07-28-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kadın Ve Erkeğin Avreti



4 Küçüklerin Avreti :

Çok küçük çocuk için avret söz konusu değildir Büluğ çağına yaklaşan kız (mürahıka), başörtüsüz namaz kılarsa caiz olur Bu hüküm “Adet gören kadın başörtüsüz namaz kılamaz” hadisinin delaletinden anlaşılmaktadır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn1] Buna göre başörtüsü, sadece baliğ olan kadından istenilmektedir

Şafii mezhebinde, yedi yaş aşağısı çocuklar avret konusunda herhangi bir hükme tabi değildir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn2] Erkek çocukların yedi yaşından on yaşına, kızların ise yedi yaşından dokuz yaşına kadar ön kaba avret yerlerine bakılması caiz olmaz Erkek on, kız dokuz yaşına geldiğinde ise büluğa ermiş kişi sınıfına girerler[url=http://wwwmuminecom/#_ftn3]

Hanbeli mezhebinde, yedi yaş sonrası çocuğun avreti diz ile göbeği arasıdır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn4] Büluğ çağına yaklaşan kız ve erkeğin avreti ise büyüklerin avreti ile bir tutulmaktadır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn5]

İmamiyye Şia’sına göre henüz baliğ olmayan kızın sadece başını açabileceği, bunun dışında sair avret yerlerini örtmesi gerektiği beyan edilir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn6]















B NAMAZDA AVRET

1 Namazda Avretlerin Örtülmesinin Hükmü :

Avret yerlerinin örtülmesi namazın sıhhat şartlarındandır Hanefi, Şafii ve Hanbeli mezhebleri avret yerini örtmeyen kadın ve erkeğin namazının batıl olduğu konusunda görüş birliği etmişlerdir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn7] Maliki mezhebinde ise avretlerin örtülmesi farz düzeyinde görülmemektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn8]

İmam Malik’in, “Örtüsüz (kadının saçı, göğsü veya sırtı gibi “hafife” sayılan avret yerlerini örtmeksizin) namaz kılan kişi vakit çıkmadığı sürece iade eder”[url=http://wwwmuminecom/#_ftn9] hükmü göz önünde bulundurularak setr-i avreti namazın farzlarından görmediği öne sürülmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn10] Bununla beraber el-Baci, asgari avreti örtmenin namaz için farz olduğunu açıklamakta ve Ebu İshak’ın sünnet olduğu yönündeki görüşünü sağlam delilden yoksun bulmaktadır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn11] Yine Malikilerden el-Adevi, mezhep esaslarına göre avretlerin setrinin farz olduğunu ifade eder[url=http://wwwmuminecom/#_ftn12]

Avretleri örtmenin mendub olduğunu ileri sürenler delil olarak Hz Peygamber zamanında izarlarını çocuklar gibi omuzlarına iliştiren erkekleri göstermişler ve bu erkeklerin avretlerinin tam anlamıyla örtülü olmadığını kadınlara hitaben “erkekler doğrulmadan başınızı kaldırmayınız” emrinin işaret ettiğini belirtmişlerdir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn13]

Ancak sahabelerin secde halinde avret yerlerinin açılmasında fakirlik ve zarurete binaen yeterli elbisenin bulunmayışı gerekçe gösterilerek,[url=http://wwwmuminecom/#_ftn14] söz konusu hadisin avreti örtmenin mendup olduğu yönünde bir hükme delalet etmediği beyan edilmiştir

Namazda örtünmeye dair “Her mescidde ziynetlerinizi takınınız” ayetinde “ziynet” ile avret yerlerini örtme, “mescid” lafzı ile namaz irade edildiği[url=http://wwwmuminecom/#_ftn15] açıklaması yapılır Bunun yanında “Adet gören (baliğa) kadın başörtüsüz namaz kılamaz” hadisi delil gösterilmekte; hadis, haber-i vahid olması itibarıyla sübutu zanni olmakla beraber, hasr edatı nedeniyle delaletinin kat’i olduğu vurgulanmaktadır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn16]

Cumhur ulemaya göre karanlık veya kimsenin bulunmadığı yerde namaz kılanın dahi avretini örtmesi farzdır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn17] Ancak Maliki mezhebinde kimsenin bulunmadığı yerde namaz kılan kimsenin avret yerlerini örtmesinin vacip olup olmamasında ihtilaf edilmiş; bu durumda örtünmeyi gerekli görenler namazın mutlak
olarak iade edilmesini gerekli görmüşler, gerekli bulmayanlar ise sadece vakit olduğu sürece iadesini şart koşmuşlardır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn18]

2 Namazda Avret Yerinin Açılması :

Hanefilerde, namaz esnasında avret yeri bir rükün eda edecek kadar açık kalırsa namaz bozulur[url=http://wwwmuminecom/#_ftn19] Şafii mezhebi de aynı görüşü benimsemektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn20] Namazın sıhhatine mani olan miktar ise, avret uzvunun çoğunun açılmasıdır Ebu Hanife ve Muhammed’e göre çokluk, avret uzuvlarının dörttebiri ve üstünü ifade eder Buna göre herhangi bir avret uzvunun dörtte biri veya fazlasının bir rükün eda edecek bir süre boyunca açık kalmasıyla namaz bozulur Ebu Yusuf ise, açıklığın yarıdan az olması halinde namazın iadesini gerekli görmemektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn21]

Burada avret uzvu olarak itibar edilen kısmın belirlenmesi önem arzetmektedir Erkeğin dizi bir uzuvdur, göbek ile etek arası bir uzuvdur Kadının saçı,* karnı ve uyluğu birer uzuv sayılmaktadır Dolayısıyla kadında saçın dörtte biri açılırsa iki imama göre namaza engel olurken, Ebu Yusuf’a göre, açılan kısmın yarıyı geçmesi halinde engel teşkil etmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn23] Birden fazla uzuv birlikte açılır ve açılan kısımların toplamı avret uzuvlarından bir tanesinin dörtte birine ulaşırsa namaz yine sahih olmaz Yine kadının her bir baldırının dörtte birinden azı açılır ve ikisinin toplamı dörtte biri bulursa namaza engel olur[url=http://wwwmuminecom/#_ftn24]

Şafii mezhebinden Bağavi, kadının saçının bir teli dahi olsa açık kaldığında namazının sahih olmayacağını belirtmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn25] Şafiilerde kişinin namaz esnasında avreti açılır ve örtebildiği halde örtmezse namaz bozulur[url=http://wwwmuminecom/#_ftn26] Yine rükuya gidildiğinde avret yerinin açılmasına sebep olan elbise ile namaz sahih olmaz[url=http://wwwmuminecom/#_ftn27]

Maliki mezhebinde kaba (muğallaza) avret yerlerinin açılması halinde namazın iadesi gerekir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn28] Hür kadının muğallaza avreti kaba avret yerleri ile birlikte karın ve sırtı olarak belirlenmiştir Muğallaza avret kısımları açıldığında namazın kesin olarak iadesi istenirken, başın örtülmemesi gibi hafif avret yerlerinin açılması ile sadece vakit içerisinde namazın iadesi gereklidir Bunun yanında göğüs de muğallaza avret uzuvlarına dahil edilmiştir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn29]
Hanbelilerde, avret yerinin küçük bir kısmı açılan kimsenin namazı aşırı olmadığı sürece fasid olmaz Bununla beraber fasid olur diyenler de vardır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn30] Yine avret yeri rüzgar gibi herhangi bir sebeple irade dışı veya sehven açıldığında amel-i kesir olmaksızın örtülürse namaz bozulmaz[url=http://wwwmuminecom/#_ftn31]


3 Elbise bulunmaması halinde namaz :

Kişinin namaz için avret yerlerini örtecek bir elbise bulamaması halinde çıplak da olsa namazını kılması gerektiği yönünde alimler ittifak etmişlerdir Ancak örtüsü olmayan veya yeterli örtü bulamayan kimsenin ne şekilde namazını eda edeceği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür

Örtünecek elbise bulamayan kişi ot, çamur, bitki dahi olsa setri yerine getirmeye çalışır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn32] Örtünecek hiç bir şey bulamayan kimse ise Hanefi mezhebine göre namazını rüku ve secde yapmaksızın ima ile kılar[url=http://wwwmuminecom/#_ftn33] Namaz esnasında örtü bulan kişi bununla örtünür ve namazını örtülü olarak tekrar kılar[url=http://wwwmuminecom/#_ftn34] İmam Evzai de elbise bulamayan kimsenin namazını oturarak; rüku ve secdeleri ima yaparak kılması gerektiği görüşündedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn35]

Şafii mezhebinde çıplak kimsenin ayakta kılması söz konusu edilirken Müzeni, oturarak kılınması gerektiği hükmünü tercih etmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn36] Şafiilerde, elbise bulamayan kişinin namaz kılmak için çamur kullanması gerektiği konusunda olumlu ve olumsuz yönde iki değişik görüş kaydedilmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn37]

Elbise bulamayanlar cemaat olduklarında imam ileri çıkmaz; aynı hizada ortalarında durur[url=http://wwwmuminecom/#_ftn38] Bunun sebebi avret yerinin cemaat tarafından görünme ihtimalini azaltmaktır Ancak karanlık ortamda böyle bir sakıncanın oluşmaması nedeniyle Hanbeli mezhebinde ‘karanlıkta imam öne çıkar’ denilmiştir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn39]

İmam Malik’e göre örtü bulamayan grup namazı, gündüz tek başlarına, birbirlerinden ayrı ve uzak bir şekilde, ima yapmaksızın, rüku ve secdeleri yerine getirerek,[url=http://wwwmuminecom/#_ftn40] gece karanlığında ise beraber kılarlar,[url=http://wwwmuminecom/#_ftn41] zira karanlıkta birbirlerinin avretlerini görme ihtimali kalmamaktadır

Hanbeli mezhebinde, elbise bulamayan kişi oturarak namaz kılar[url=http://wwwmuminecom/#_ftn42] Bunun şekli ayaklarını birleştirerek ve üst üste getirmek suretiyle namazını ima ile kılmasıdır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn43] Bu şekilde bir oturuşun sebebi avret yerlerinin mümkün olduğu kadar gizlenmesine yöneliktir

Bunun yanında tenin rengini göstermemesi halinde bulanık suda namaz kılınması caiz görülmektedir Hanefiler’den Nesefi, su içinde kılma şeklinin cenaze namazı şeklinde ayakta eda edileceğini beyan eder[url=http://wwwmuminecom/#_ftn44] Şafii mezhebinde namazı su içinde kılan kimse rüku ve secdeleri yerine getirmelidir Bu kişi kolaylıkla kıyıya ulaşabiliyorsa rüku ve secdeyi kıyıya çıkarak yapar Aksi takdirde namazını dışarıda kılar[url=http://wwwmuminecom/#_ftn45]

Avretin sadece bir bölümünü örten elbise bulan kimse mezheplerin ortak görüşüne göre bununla öncelikle kaba avret yerlerini örter Kaba avret yerlerinin tamamını örtmemesi halinde öncelikle hangi avret yerini örtmesi gerektiği konusunda farklı görüşler zikredilmiştir Şafii ve Malikilerde, namazda kıbleye doğru durulduğu için öncelikle ön avret yerinin örtülmesi gerektiği görüşüne yer verilirken,[url=http://wwwmuminecom/#_ftn46] Hanbeli mezhebinde öncelikle arka avret yerinin örtülmesi istenmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn47] Hanefilerde bu konuda bir hüküm nakledilmemekle beraber Ayni, Hanefi mezhebi usulüne göre her iki uzvun da kaba avret yeri olması nedeniyle herhangi birinin örtülmesinin yeterli olacağı görüşüne yer vermektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn48]

Şafiilerde, yırtık bir elbiseden başka bir örtü bulamayan kişi açık olan yerini eli ile örtebilir Ancak secde halinde elini yere koyması gerekir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn49] Aynı mezhebe göre iki kişi tek bir elbise bulabilmişlerse, avret yerleri birbirine değse dahi bu elbiseye bürünerek kılabilirler[url=http://wwwmuminecom/#_ftn50] Ancak her ikisinin bu elbiseyi nöbetleşe kullanmaları mümkün olduğu halde ikisinin aynı anda bir elbise içinde kılma haline açıklama getirilmemiştir


4 Necis elbise ile namaz

Hanefi mezhebinde elbisenin dörtte birinin temiz olması halinde çıplak olarak namaz kılınmaz Çünkü dörtte birlik oran elbisenin tümü yerine geçmektedir Elbisenin bütünüyle necis olması halinde dahi çıplak kılmak yerine namazın necis elbise ile kılınması evladır Zira çıplak kılındığı takdirde rüku ve secdeler yapılamamaktadır[url=http://wwwmuminecom/#_ftn51] Aynı şekilde Maliki mezhebinde necis elbiseden başkasını bulamayan kimse namazını onunla kılar[url=http://wwwmuminecom/#_ftn52] Ancak vakit içinde temiz elbise bulması halinde namazını iade eder[url=http://wwwmuminecom/#_ftn53]

Şafii mezhebinde, elbisesi necis olup temizleyemeyen kimse namazı çıplak olarak kılar Temiz elbise bulması halinde ise namazını iade etmesi gerekmez[url=http://wwwmuminecom/#_ftn54]
Hanbelilerde avretin setri necasetin izalesinden daha kuvvetli bulunması gerekçesiyle, çıplak kılmak yerine necis elbise ile namaz caiz görülmüş, ancak temiz elbise bulunduğu takdirde namazın iade edilmesi istenilmiştir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn55] Bununla beraber İbn Kudame, iade edilmemesi görüşünü tercih etmektedir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn56]


5 Hacda Avret :

Hac esnasında avret yerlerinin örtülmesi gerekliliği özellikle Kabe’yi tavaf etme hususunda söz konusu edilmiştir Bunun sebebi önceleri Kabe’nin çıplak olarak tavaf edilmesinin yasaklandığını beyan eden Hz Peygamber’in “??? çıplak olarak beyti tavaf etmesin” hadisidir

Buna göre Hanefi mezhebinde avreti açık olarak ziyaret tavafı yapan kişi Mekke’den ayrılmadığı sürece tavafı iade etmesi gerekir İade etmediği takdirde ceza kurbanı kesmesi vacip olur[url=http://wwwmuminecom/#_ftn57]

Şafii mezhebinde avretin örtülmesi tavafın vaciplerinden birisi olarak zikredilmekte ve bu hususta tavafın namaz hükmünde olması esas alınmaktadır Örtünecek bir şey bulamayan kişi ise tavaf eder, daha sonra iade etmesi gerekmez[url=http://wwwmuminecom/#_ftn58] Hanbeli mezhebinde de avret yerleri açık bir şekilde yapılan ziyaret ve diğer tavafların sahih olmayacağı beyan edilmiştir[url=http://wwwmuminecom/#_ftn59]

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref1] Nesefi, Kenzü’d-dekaik, I, 467 ; Ayni, el-Binaye, II, 148

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref2] Nesefi, Kenzü’d-dekaik, I, 471 ; Ahmed b Muhammed et-Tahtavi (ö 1231 / 1815), Haşiye ale’l-Meraki’l-felah, Matbaatü Mustafa el-babi’l-halebi, Mısır 1970, s194

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref3] Ebü’l-Hasen Ali b Muhammed el-Maverdi (ö 450 / 1058), el-Havi’l-kebir şerhu Muhtasari’l-Müzeni, I-XVIII, Darü’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut 1994, II, 175

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref4] İbn Neccar, Müntehe’l-iradat, I, 141

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref5] Şemseddin İbn Muflih el-Makdisi (ö 764/ 1363), en-Nüket ve’l-fevaidü’s-seniyye, I-II, Matbaatü’s-sünnetü’l-Muhammediyye, şy, 1950,I, 43

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref6] Ebu Cafer Muhammed et-Tusi (ö 460/ 1068), el-Mebsut fi fıkhi’l-İmamiyye, I-VIII, Mektebetü’l-Murtazaviyye li ihyai’l-asari’l-Caferiyye, Tahran 1967, I, 89

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref7] Mukri’, İhlasu’n-navi, I, 153 ; Ebü’l-Berekat, el-Muharrer fi’l-fıkh, I, 41 ; Ayni, el-Binaye, II, 134

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref8] Ebü’l-Velid Muhammed b Rüşd el-Kurtubi(ö 595 / 1199), Bidayetü’l-müctehid ve nihayetü’l-muktesid, I-II, Darü’l-marife, Beyrut 1981,I, 114

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref9] Sehnun b Said (ö 240 / 854), el-Müdevvene, I-IV, Darü’l-fikr, Beyrut 1978, I, 94

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref10] Maverdi, el-Havi’l-kebir, II, 165

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref11] Ebü’l-Velid Süleyman el-Baci (ö 474/ 1081), el-Münteka- Şerhu’l-Muvatta’ İmam Malik, I-VIII, Darü’l-kitabi’l-Arabi, Beyrut 1983, I, 247

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref12] Ali el-Adevi, Haşiyetü ale’l-Haraşi, I-VIII, Daru Sadır, Beyrut, ts, I, 245

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref13] İbn Rüşd, Bidayetü’l-müctehid, I, 114

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref14] Abdulfettah Mahmud İdris, Ahkamü’l-avre fi fıkhi’l-İslami, I-II, ş,y, 1993, I, 170

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref15] Ayni, el-Binaye, II, 132

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref16] Ayni, age, II, 135

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref17] Nesefi, Kenzü’d-dekaik, I, 467 ; Heytemi, Şerhu’l-Heytemi, I, 275

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref18] Ebu Abdullah Muhammed el-Haraşi, Şerh Muhtasarı Seyyid Halil, Daru Sadır, Beyrut, ts, I, 245 - 246

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref19] Hasan b Ammar eş-Şurunbilali (ö 1069 / 1658), Meraki’l-felah şerhu Nuru’l-iydah, (Haşiyetu’t-Tahtavi ile beraber), Matbaatü Mustafa el-babü’l-halebi, Mısır 1970, s196

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref20] eş-Şarkavi, Haşiye ale Tuhfeti’t-tullab, I, 362

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref21] Ayni, el-Binaye, II, 141

* Kadın saçının bir uzuv sayılması, insanın belirli bir cüzü olması itibarıyladır Delili ise “saç diyetinin bir tam diyet” olması hükmüdür Bk Ayni, el-Binaye, II, 146

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref23] Ayni, el-Binaye, II, 145

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref24] Ayni, age, II, 145

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref25] Hüseyn b Mes’ud el-Beğavi (ö 516/ 1122), et-Tehzib fi fıkhi’l-İmam eş-Şafii, I-VIII, Darü’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut 1997, II, 155

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref26] Maverdi, el-Havi’l-kebir, II, 169

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref27] Mukri’, İhlasu’n-navi, I, 154

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref28] Adevi, Haşiye ale’l-Haraşi, I, 246

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref29] Haraşi, Şerhu Muhtasarı Seyyid Halil, I, 246, 247

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref30] Ebü’l-Berekat, el-Muharrer fi’l-fıkh, I, 43

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref31] Ebu İshak Burhaneddin İbn Muflih (ö 884 / 1479), el-Mubdi’ fi şerhi’l-Mukni’, I-XI, el-Mektebetü’l-İslami, Beyrut 1980, I, 367 ; Şerefüddin Musa el-Makdisi (ö 968/ 1561), el-İkna’ li talibi’l-intifa’, I-IV, Daru Alemi’l-kütüb, S Arabistan 1999, I, 135

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref32] Maverdi, el-Havi’l-kebir, II, 175 ; Nesefi, Kenzü’d-dekaik, I, 478

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref33] Şurunbilali, Meraki’l-felah, s192

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref34] Nesefi, Kenzü’d-dekaik, I, 475

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref35] Abdullah Muhammed el-Cebburi, Fıkhü’l-İmam Evzai (ö 157 / 774), I-II, Matbaatü’l-irşad, Bağdat 1977, I, 156

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref36] Maverdi, el-Havi’l-kebir, II, 175 ; Beğavi, et-Tehzib, II, 152

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref37] Ebü’l-Kasım Abdulkerim el-Kazvini (ö 624 / 1227), el-Aziz şerhü’l-Veciz, I-X, Darü’l-kütübi‘l-ilmiyye, Beyrut 1997, I, 37

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref38] Kazvini, age, I, 39

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref39] Makdisi, el-İkna’, I, 137

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref40] Sahnun, el-Müdevvene, I, 95

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref41]Haraşi, Şerhu Muhtasarı Seyyid Halil, I, 254

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref42] Muvaffukuddin İbn Kudame (ö 620/ 1223), el-Mukni’ fi fıkh İmami’s-sünne Ahmed b Hanbel, I-IV, Müessesetü’s-Sadiyye, Riyad, I, 118 ; İbn Neccar, Müntehe’l-iradat, I, 145

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref43] Makdisi, el-İkna’, I, 136

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref44] Nesefi, Kenzü’d-dekaik, I, 467

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref45] Şarkavi, Haşiyetü ale Tuhfeti’t-tullab, I, 363

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref46] Ebu Ömer Yusuf İbn Abdilber el-Kurtubi (ö 463/ 1071), Kitabu’l-kafi, I-II, Mektebetü’r-Riyad el-hadise, Riyad 1978, I, 239 ; Mukri’, İhlasu’n-navi, I, 155

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref47] Ebü’l-Berekat, el-Muharrer fi’l-fıkh, I, 46

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref48] Ayni, el-Binaye, II, 152

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref49] Şarkavi, Haşiyetü ala Tuhfeti’t-tullab, I, 363

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref50] Şarkavi, age, I, 365

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref51] Şurunbilali, Meraki’l-felah, s192 - 193

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref52] Haraşi, Şerhu Muhtasarı Seyyid Halil, I, 245

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref53] İbn Abdilber, Kitabü’l-Kafi, I, 240

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref54] Maverdi, el-Havi’l-kebir, II, 176 ; el-Mukri’, İhlasu’n-navi, I, 155

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref55] Ebü’l-Berekat, el-Muharrer fi’l-fıkh, I, 44 ; el-Makdisi, el-İkna’, I, 136

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref56] İbn Kudame, el-Mukni’, I, 117

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref57] Mevsıli, el-İhtiyar, I, 163

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref58] Heytemi, Şerhu’l-Heytemi, II, 240

[url=http://wwwmuminecom/#_ftnref59] Ebü’l-Berekat, el-Muharrer fi’l-fıkh, I, 234

Alıntı Yaparak Cevapla