Konu
:
Kur'an Ayı: Ramazan&Quot;/Mustafa İslamoğlu
Yalnız Mesajı Göster
Kur'an Ayı: Ramazan&Quot;/Mustafa İslamoğlu
07-28-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Kur'an Ayı: Ramazan&Quot;/Mustafa İslamoğlu
Kur'an ayı: Ramazan"/Mustafa İslamoğlu
Kur'an ayı: Ramazan"
On bir ayın kirliliği üstümüzde
Bu kirlilik el kirine
ayak kirine benzemez
Onları yıkarsın gider
Bu kirlilik yürek kiri
zihin kiri
akıl kiri
hepsinden öte tasavvur kiri
Bilinç kirlenmesi çağın amansız bir hastalığı
Bilinci ve yüreği kirlenen insan
bu kirliliği bir biçimde elinin dokunduğuna bulaştırıyor
Sözü
düşünceyi
duyguyu kirletiyor
Kirli zihinle Kur'an okusa
zihnindeki kirlenmişliği ona da bulaştırıyor
İbadet etse
tadını alamıyor
Tıpkı dünyanın en nefis yemeği pis bir kaba konulunca nasıl yenilmez oluyorsa
işte öyle
Bilinç ve akıl
kâlp ve duygu kirliliği kirlenmiş bir organ kadar kolay temizlenmiyor
"Yıkarsın gider" diyemiyorsunuz
Bu
diğerinden bin beter bir kirlilik
Kirlilik manevi olunca
ondan arınmanın yolu ve yordamı da manevi olmak zorunda
İşte ibadetler
insanı arındırmanın
onu yaratan
onun zaaflarını herkesten
hatta kişinin kendisinden de daha iyi bilir
Kur'an'ın dediği gibi "O hiç yarattığını bilmez mi?"
Bildiği içindir ki
insanı manevi kir ve paslarından temizleyecek reçeteleri de en güzel O yazar
Vahiy
işte bu reçetelerden oluşmuş ilahi bir şifa hazinesidir
İbadetler kendi başlarına amaç değildirler
Onlar
gerçekleştirecekleri daha üst amaçlar için araç kılınmışlardır
Oruç ibadeti de öyle
Her ibadetin amaç ve hikmeti vardır
fakat bu amaç ve hikmeti
bazen o ibadeti emreden ilahi mesajın içerisinde açıkça yazılı olarak bulursunuz; bazen de
derin düşünme ve tüme varım yöntemiyle vahyi okuma sonucunda bulursunuz
Oruç ibadetinin amacı
birincisine girer
Bizzat orucu emreden ayet şöyle başlar: "Ey iman edenler! Oruç
sizden öncekilere farz kılındığı gibi
size de farz kılındı!" Bu ilahi talimatın hemen ardından
oruç ibadetinin insanda gerçekleştirmek istediği amaç açıkça yer alır: "Leallekum tettekûn: Umulur ki
sorumluluk şuuruna ulaşırsınız
"
Evet
orucun amacı
insanda "sorumluluk şuurunu" uyandırması
diri tutmasıdır
Kime karşı sorumluluk şuuru?
Önce insanın kendi varoluşuna karşı sorumluluk şuuru
Çünkü insan yaratılmışların tacı
'ın şaheseri olarak bir amaç uğruna yaratılmıştır
Dolayısıyla kendi varoluşunun amacını sormak
aramak ve bulmak zorundadır
İşte insanın kendisine karşı sorumluluğu budur
İnsan kendisine karşı sorumluluğunun bilincine varırsa
Kur'ânî ifadesiyle "takva"dır
Bu bilinç kendisinde yer ettikten sonra insan
diğer insanlara
tabiata ve eşyaya karşı sorumluluğunu da idrak edecektir
Bu anlamda oruç tutmak
insanın kendi iç dünyasına karşı olan sorumluluğunu yerine getirmesi anlamını taşır
Zayıflayan ruhun beslenmesi için ruhun doyurulması
Çünkü on bir ay boyunca bedene yapılan yatırım ruhu
aklı
bilinci geri plana itmiş
onları zayıf bırakmıştır
Oysa ki insanı insan eden eti kemiği değildir
O halde mesele insanı insan eden değerlerin takviye edilmesi
onların beslenmesi ve yüceltilmesidir
İnsan
kendisini insan eden yerlerini beslediğinde karanlıkta kalan gönlü aydınlanacak
aklı aydınlanacak
bilinci aydınlanacak ve görmeyen gönül gözü görmeye
gönül kulağı işitmeye
gönül burnu koku almaya başlayacaktır
Bu manevi gelişme
insan bilincini yüceltecek ve insan ibadeti sayesinde Rabb'iyle arasındaki ilişkiyi aktif hale getirecektir
İşte bu ilişkide insandan yükselen ubudiyyet (kulluk) olacaktır
'tan buna karşılık olarak inen ise rububiyyet (Rablik) olacaktır
İnsandan yükselen dua olacaktır
'tan inen icabet olacaktır
İnsandan yükselen soru olacaktır
'tan inen cevap olacaktır
Adresini bulan her yükseliş bir "miraç" olacaktır
Tabi bunun
insanoğlunun varlık sorularına
'ın verdiği bir cevaptır ve
'ın insana tenezzül buyurmasının bir sonucudur
Son vahiy
Mekke'de
Hıra dağında bir Ramazan gecesi inmeye başlamıştı
Biz mü'minler vahyin doğum ayı olduğu için Ramazanı "ayların sultanı" bilmişizdir
Çünkü o
"sözlerin sultanı" olan vahyin insanoğlunun kararan ufkunu aydınlattığı aydır
O halde Ramazan aslında Kur'an ayıdır ve bu ay tüm kutsallığını vahiyden almıştır
Bunun insana verdiği mesaj şu olsa gerektir:
Vahiy indiği ayı böylesine mübarek kılıyorsa
indiği geceyi bin aydan/bir ömürden (bin ay= 83 yıl) daha hayırlı kılıyorsa
ey insanoğlu ya Kur'an vahyi senin yüreğine
hayatına
evine
şehrine ve ülkene inerse senin değerini kaça katlar
bunu hiç düşündün mü?
Ramazan
Kur'an'la bütünleşme ayı olmalı
Kur'an sadece elimizde ve dilimizde değil
yüreğimizde
aklımızda
hepsinden öte hayatımızda olmalı
Kur'an'ın hayatımızda olması için
tasavvurumuzu
aklımızı ve kişiliğimizi Kur'an'a inşa ettirmeliyiz
Zaten yüce olan Kur'an'ı yüceltmeye kalkışmak gibi bir şaşkınlığı bırakıp
Kur'an'ın bizi yüceltmesi için yapmamız gerekeni yapmalı
hiç olmazsa bu Ramazan'da "Ey Rabbim! Ben
bana gönderdiğin mesajı şimdiye dek açıp okuyup anlamadığım için
senden af diliyorum!" diyerek
Kur'an vahyine imha olmuş iç dünyamızı inşa ettirmeliyiz
Bunu sadece kendimiz için değil
vahyin ışığına muhtaç diğer insanlar ve bu topraklarda mahzun ve mükedder olan imanın geleceği için de yapmalıyız
Hoş geldin Ramazan
nahoş olan bizleri de hoş et!
Mustafa İslamoğlu
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul