Prof. Dr. Sinsi
|
Orucun Hikmetlerinden Bir Demet
Orucun Hikmetlerinden Bir Demet
ORUCUN HİKMETLERİNDEN BİR DEMET
Fıkıh BölümüHer ibadetin yerine getirilmesinde sayısız hikmetler ve bilemediğimiz nice yararlar bulunmaktadır Ancak kula gereken, ibadeti hikmet ve faydaları için değil, sırf Allah'ın emrini yerine getirmek ve ibadet maksadıyla yapmaktır Zira bir işten maksat ne ise hüküm ona göre verilir Faydası sonsuz olan ve büyük hikmetler barındıran ibadetlerden biri de oruçtur
Kelime olarak imsak, yani kendisini tutmak anlamına gelen oruç (savm); müslüman, âkil ve baliğ olan kimselerin ibadet niyetiyle, tan yeri ağarmasından başlayarak, güneş batıncaya kadar yiyip içmekten, cinsî ilişkiden ve bu ilişkiye davet eden her türlü davranıştan kendisini tutması demektir
Oruç Allah'ın bir emri olup, farziyeti Kitap, Sünnet ve İcma ile sabittir Kur'an-ı Kerim'deki: oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındısizden her kim bu aya (Ramazan'a) yetişirse onun orucunu tutsun, ayetleri ile Hz Peygamber sav'in; İslâm beş esas üzerine bina kılınmıştır (Bunlar) Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek ve hacca gitmektir, şeklindeki hadisi, şartlarına haiz olan müslümanlar tarafından orucun mutlaka yerine getirilmesi gereken bir ibadet olduğuna açıkça işaret etmektedir Ayrıca Ramazan orucu Hz Peygamber sav'den asrımıza kadar tevatür yoluyla sabit olmuş ve günümüzde de olduğu gibi her dönemde bütün müslümanlar bu oruç farizasını ittifakla yerine getirmişlerdir
Manevi hikmetler
Oruç ruhu takviye eder Kur'an-ı Kerim'de de ifade edildiği gibi, insan ruh ve bedenden müteşekkil bir varlıktır Maddi olan varlığı insanı iyi ve güzele yönlendirdiği gibi, zaman zaman onu azgınlığa ve Yüce Allah'ın yapılmamasını emrettiği hususlara da sevk edebilir İşte tam bu sırada oruç devreye girer ve insanı manen takviye ederek, yasak olan fiilleri işlememesi konusunda ona yardımcı olur İnsanın manevi yaşantısı ve iradesi ne kadar kuvvetli olursa, Allah'a olan yakınlığı da o nispette artar
Takvayı gerçekleştirme konusunda en büyük yardımcılardan biri şüphesiz oruçtur Takva Allah'tan nasıl korkulması gerekiyorsa öylece korkmak ve her fiil, söz ve harekette murakabe yapmaktır Oruç tutan kişi, Allah'ın emrine boyun eğerek, belirli bir zaman diliminde yemeyi, içmeyi vs bırakmak suretiyle takvaya (Allah katında manen yükselme amacına) yönelir
Oruç iradeyi kuvvetlendirir İnsanı diğer varlıklardan ayıran en büyük özellik akıldır Aklı sayesinde insan istediğini yapabilir Bazı insanlar akıllarının kendilerine gösterdiği hakikatlerin farkına varamayarak, zararlı veya faydalı olmasına bakmaksızın hayatlarını hep başkalarını taklit ederek geçirirler Bu nedenle oruç insan için şahsi iradeyi terbiyede etkili olur Oruç, insanı kurtuluşa götüren muayyen bir yola, muntazam bir hayat tarzına yöneltir Bu gerçeği gören günümüzün alimleri, iradeyi terbiye etmek ve özünde bulunan güzellikleri ortaya çıkarmak için oruç tutmayı tavsiye etmektedirler
İnsanın belirli dönemlerde ve bilhassa gençlik çağında, İslâm'ın hoş görmediği yollara düşmekten korunması için iradesini kuvvetlendirmesi gerekir İnsan iradesini sağlamlaştırmanın ve kötü yollara düşmekten korumanın en güzel yollardan birinin de oruç tutmak olduğu gerçeği, Hz Peygamber sav'in; Ey gençler topluluğu! sizden evlenmeye kimin gücü yetmiyorsa o oruç tutsun Çünkü oruç onun için koruyucu bir kalkandır hadisinden açıkça ortaya çıkmaktadır
Oruç sabrı öğretir Nefsin sınırsız istekleri vardır Onun her isteğini yerine getirmek mümkün değildir Nefsin uygun olmayan telkinlerine dur diyebilmenin yollarından biri de şüphesiz sabırdır Oruç tutan insan, nefsinin bazı isteklerine gem vurarak en güzel sabır örneklerinden birini vermektedir Bunun içindir ki, oruç tutmanın farz olduğu Ramazan ayı sabır ayı olarak bilinir Hz Peygamber sav; �Sabır (Ramazan) ayının orucuyla, her aydan tutulan üç gün oruç, göğsün hararetini (nefsin azgın isteklerini) yok eder Başka bir hadiste de; Her şeyin bir zekâtı vardır Vücudun zekâtı da oruçtur Oruç sabrın yarısıdır buyurmuşlardır
Oruç nefsi terbiye eder Diğer yaratıklardan hayvanlarda bulunan şehevî kuvvet, yırtıcı mahlukatta bulunan gadabî kuvvet, meleklerde bulunan ruhanî kuvvet, insanda da bulunur İnsan oruç tutmak suretiyle, şehevî ve gadabî kuvvetlerin istek ve arzularına boyun eğmeyerek ruhani kuvvete yönelirse, o zaman adeta melekleşir ve Hz Peygamber'in müjdelediği sabrın yarısına erişmiş olur İslâm'da tembellik ve teslimiyetçilik hoş görülmemiştir Karşılaşılan her türlü engel ve zorlukların aşılabilmesi için öncelikle oruçla sabır ve iradenin kuvvetlendirilmesi tavsiye edilmiştir Zira oruçla nefsini terbiye edemeyen, bir günlük açlığa sabredemeyen kişi, şehevî arzuları kamçılayan nefsin esiri olur Nefsinin peşine düşen bir kişinin ise sonu hüsran ve pişmanlıktır
Oruç, insana Allah'ın bahşettiği nimetlerin kıymetini fark ettirir İnsana nimetler devamlı verildikçe, onlara ve onları verene karşı saygı duygusu azalır Nimetin kıymeti ancak olmadığı zaman bilinir Acıyı tatmayan tatlının, zifiri karanlıkta kalmayan gündüzün kıymetini bilemez Oruçta fakiri gözetme, yeme, içme ve doymanın kıymetini bilme vardır Aç kalanların durumunu hatırlamak, orucun içtimai sırlarından biridir Oruç tutana bu durumda olanların halini hatırlatmak için ne beliğ bir hutbeye, ne de fasih bir lisana ihtiyaç vardır Zira oruçlu, bağırsaklarındaki patırtı ve midesinin sesiyle ister istemez aç olanı hatırlar
Oruç, tok olana aç olanın halini öğretir, yardıma teşvik eder Sayısız nimetler içinde bulunan bir kişi aç olanın, ıssız bucaksız bir çölde kalıp da susuzluktan dudakları çatlamayan bir kişi de susuz olanın halini nereden bilsin? Her istediklerine ulaşabilen kişiler, bütün insanların da kendileri gibi büyük nimetler ve rahatlık içinde olduğunu zannederler Bir lokmaya muhtaç olan, çöplüklerden günlük ihtiyacını karışlamaya çalışan insanların varlığından habersiz olarak veya böyle kişileri hiç kâle almaksızın dünyanın her türlü nimetinden en güzel şekilde yararlanmaya devam ederler
İnsanların içinde bulunduğu acı gerçeği ortaya koymak, bir ay gibi kısa bir süre de olsa aynı hisleri yaşatmak ve açlıktan nefesleri kokan insanların varlığını ve onların çektikleri ızdırabı hatırlatmak maksadıyla Yüce Allah oruç tutmayı emretti Aç ve susuz kalmayı belirli bir zaman dilimi için zaruri kıldı Ta ki zengin muhtaca yardım etsin Kendisi sayısız nimetlere sahipken aç olanın halini bilsin de, hiç olmazsa ona ölmeyecek kadar da olsa yardım elini uzatsın ve Allah'ın kendisine bahşettiklerden bir kısmını böyle kişilerle paylaşsın Zengin hatırlasın ki, etrafında aç insanlar, hayâlarından dolayı kimseye hallerini arz edemeyen, sokaklara çıkıp el açamayan muhtaç eller var O fakirlerin halini anlasın da zenginin kalbi yumuşasın ve böylece muhtaç olanlara yardım elini uzatsın
Hz Peygamber sav'in; Merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez Yeryüzünde olanlara merhamet ediniz ki, gökyüzünde olanlar da size merhamet etsin hadislerinde de belirtildiği gibi, Cenab-ı Allah ancak rahmet edene merhamet eder
Hz Yusuf'un yeryüzünün bütün hazinlerine sahip olduğu halde çok oruç tuttuğu, kendisine niçin çok oruç tuttuğu sorulduğunda; �iyice doyduğum zaman fakirin aç kaldığını unutmaktan korktuğum için� diye cevap verdiği rivayet edilmektedir
Oruç, teslimiyet ve itaati öğretir Zira oruçta mutlak olarak kainatın yegane sahibi olan Allah'a teslimiyet ve hakkıyla O'na ibadet vardır Bu bütün oruçlularda müşterek olarak bulunan bir hikmettir İbadetlerin kabul edilebilmesi ve gerçek manada kulluk yapılabilmesi ancak Allah'a mutlak bir teslimiyetle mümkündür
Bakara Suresi'nin 285 ayetinde de belirtildiği üzere, gerçek müminler Allah'ın emir ve yasakları kendilerine bildirilince, hiç tereddüt etmeksizin hemen onu kabul ederler Onlar sadece Yüce Allah'tan af dilerler Çünkü onlar sonunda dönüşün ancak ve ancak Allah'a olduğunu bilirler
Allah'a kulluk ve teslimiyet gerçek anlamda oruçla ortaya çıkar Oruçlu acıkır ve susar Önünde bütün nimetler bulunduğu halde, sadece Allah'ın emrine uyarak ve O'nun rızasını umarak sabreder Bunun içindir ki Cenab-ı Allah: İnsanoğlunun bütün amelleri kendisi içindir Ancak oruç hariç buyurmuştur
|