Yalnız Mesajı Göster

Zaferve Değişim Ayı

Eski 07-28-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zaferve Değişim Ayı



Bu gün Amerika ve müttefiklerinin terörizm diye isimlendirdikleri durumu Müslümanlar eğer doğru okuyacak olurlarsa göreceklerdir ki, bu savaş aslında İslam’a, O’nun emirlerine ve hükümlerine yönelik bir savaştır Bu savaşı teröristlere yönelik bir savaş olarak isimlendirenler ise kesinlikle Mücaihd Müslümanlar değillerdir ABD ve müttefikleri bu şekilde davranarak Müslümanları uyutmak ve boş sözlerle meşgul etmek istiyorlar İşin aslı Müslümanların bu duruma kayıtsız kalmaları ise Allah’ın dininden ayrılmaları ve farzları ihmal etmeleri demektir Müslüman gafletten uyandığı, dinine döndüğü, yerine getirmesi gereken sorumlulukları bir an önce hatırlayarak çalışmaya başladığı zaman İşte böyle Müslümanlar düşmanların nazarında gaflet uykusundan uyanmış ve biran önce yok edilmesi gereken Müslümanlardır Günümüzde Amerika ve onun doğu ve batıdaki tağut müttefikleri olan kafir güçlerle, İslam’a bağlı, Kur’an’a iman eden Müslümanlar arasında meydana gelen savaşın iç yüzü budur

Evet bu günler, insanlığın iki kısma ayrıldığı nihai günlerdir Bu günlerde inşallah Allahu Teala Müslümanlar için yeni sayfalar açacak ve onları içinde bulundukları eli kolu bağlı durumdan kurtaracaktır

Bu zamanda bir Müslümanın dini için mücadele etmemesi ve dinine yardım etme hususunda negatif tutum takınması kesinlikle caiz değildir

“Neden siz Allah yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirası zaten Allah'ındır Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşan bir olmaz Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür Bununla beraber Allah hepsine de en güzel sonucu vaad etmiştir Allah yaptıklarınızdan haberdardır” (57, Hadid/10)


“Bu öyle bir savaştır ki, acılarını paylaşmayan
Daha sonra pişman olacaktır

Bütün Müslümanların dine yardım edenler saflarında yerini alması, onlara katılması, eylemlerini ve beklentilerini dinin kendisine yönelik farzlarına göre gerçekleştirmesi, dini için canı ile malı ile çalışması gerekir Çünkü onun dini -kabul etsin ya da kabul etmesin- düşmanlar için hedef tahtası durumundadır

Müslümanlar ramazan ayını, bu ay içinde daha önce yaşadıkları sahte değil, gerçek zaferlere, şereflere tekrar kavuşmak yönünde çabalamak için, yapılacak işleri tekrar gözden geçirmek, safları düzenlemek, planlamak ve önemli işlerin listesini yapmak için bir fırsat kabul etmeli

Bu mübarek ay, bizden önceki salihler nazarında fetih, cihad ve çalışma ayı olduğu gibi bizim nazarımızda da her hangi bir ziyaretçi gibi olmamalıdır Bu ay itaat ve hayır ayıdır Allah onu diğer aylardan daha üstün kılmıştır Onda tutulan orucu ve namazı günahların ve hataların bağışlanması ve cehennemden kurtulmak için bir sebep kılmıştır Kullar bu ayda kendilerini gözden geçirir, hayır işlerini arttırır ve takvalı olurlar Allah’u Teala şöyle buyurur:

“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı Umulur ki sakınırsınız

Bu ayda ki yüce hikmet Allahu Teala’nın da buyurduğu gibi sakınmak, takvaya erişmektir
“Umulur ki sakınırsınız

Umulur ki Allah’tan sakınır ve hukukunu yerine getirirsiniz, onu şirkten tenzih eder ve tevhidi gerçekleştirirsiniz, bu yolda gerçekten cihad edersiniz

Umulur ki, Allah’tan sakınır, onun öfkesinden kaçınırsınız, ona daha çok itaat eder, ayıplarınızı takva elbisesi ile örtersiniz Takva elbisesi En hayırlı olan işte budur



“Eğer kişi takva elbisesi giymedi ise
Giyinikte olsa çıplaktır
Kişinin en önemli özelliği Rabbine itaattir
Allah’a asi olarak itaat edende hayır yoktur

Ömer, Übey bin Kaab’a “takva nedir” diye sordu Übey “Ey mü’minlerin emiri! Sen hiç dikenli bir yolda yürüdün mü” dedi Hz Ömer “Evet” deyince Übeyy tekrar “Dikenli yolda yürürken ne yaptın” diye sordu Hz Ömer “Elbisemi topladım ve dikenlerin bana dokunmaması için gayret ettim” dedi Bunun üzerine Übeyy “İşte Takva budur” diye cevap verdi

Takva; Müslümanın fitnelere, günahlara ve hatalara karşı dikkatli olması, Allah’ın emirlerine muhalefet etmekten sakınması, Onun hukukunu yerine getirememek ya da eksik yapmaktan kaçınması ve yolu üzerindeki, şüphe, fitne, şehvet, büyük günahlar gibi dikenlerden sakınmaya çalışmasıdır

HzAli (ra) takva ile ilgili şöyle der: “Takva Allah’tan korkmak, tevazu ile ibadet etmek, aza kanaat etmek ve ölüme hazırlanmaktır

Seleften bazıları da takva hakkında buna benzer sözler söylemişlerdir Hepsi aynı minval üzere konuşmuş, aynı eşsiz tatlı kaynaktan doğup aynı yere dökülmüşlerdir

Bütün Müslümanların, bu mübarek ayda imanlarını yenilemek için çalışması gerekir Çünkü iman, kafirlerin entrikalarına karşı Müslümanın kendini savunabileceği ilk silahıdır Müslüman bu ayda takvaya bürünmeli, namaz, oruç ve zikirle doyasıya beslenmeli, hayatına ve davranışlarına da yansıtacağı bir tövbeyle dinin yardımcılarından olma isteğini yeniden canlandırmalıdır

Bu mübarek ay, ilim ehli ve ulema için de dine karşı sorumluluklarını nasıl eksik yerine getirdiklerini görmek, dini, yöneticilerin emrine amade kılmaktan vazgeçmek, onu tağutların menfaatine olacak şekilde yorumlamaktan kaçınmak için bir fırsattır Yöneticilerin işlerini yüklenmekten vezgeçmeli, bulundukları mevkide Müslümanları gözetmeli ve tevbe etmelilerdir Müslümanları da kandırılmaya karşı uyarmalıdırlar

Ebu Hüreyre (ra) Rasulullah’tan şöyle bir hadis rivayet eder: “Yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi terketmeyen kimsenin yemeyi ve içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur

Bu ay davetçiler içinde eksiklerini, davetlerini ve takvalarını gözden geçirmek için bir fırsattır Bu ayda davetlerindeki şüpheleri temizlemeli, iftira, dedikodu gibi cihadı ve mücahitleri oyalayan şeyleri davetlerinden ayıklamalıdırlar

“Yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi terketmeyen kimsenin, yemeyi, içmeyi terketmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur

Bu ay bolluk içinde yaşayan müslüman zenginler için de dünyanın her yanındaki mücahit kardeşlerine karşı olan sorumluluklarını gözden geçirmeleri açısından bir fırsattır Çünkü malla cihad, canla cihadın kardeşidir Oruçta çektikleri açlıkla; sıkıntıda olanları, fakirleri, miskinleri ve mustaz’afları hatırlarlar Erkekler Kadınlar Mahkumlar Esirler Ve dünyanın dört bir yanında Allah düşmanları tarafından gözetlenenler Elbetteki eğer gerçekten mü’minlerden iseler, onların başına gelen felaketi hisseder, hüzünleri ile hüzünlenir, endişelerini paylaşırlar Müslümanları umursamayan, onlardan değildir Müslümanlar birbirlerine karşı besledikleri sevgi, muhabbet ve merhamette tek bir vücut gibidirler Uzuvlardan herhangi biri bir sıkıntı, acı hissettiğinde, diğer bütün uzuvlar onun bu acısını paylaşırlar Bu muhtaçları hatırlamakla olur Onlara dua ederek, ailelerine sahip çıkarak, çocuklarına merhamet ederek, şefkat göstererek, Allah’ın verdiği nimetleri onlarla paylaşarak, felaketlerini ve acılarını hafifletmek için çalışarak olur

İbn-i Abbas şöyle demiştir: “Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) insanların en cömerdi idi Ramazan ayında Cebrail ile buluştuğu zaman daha da cömert olurdu Kendisi her gece Ramazan’da Cebrail ile buluşur, karşılıklı olarak onunla Kur’an okuyup incelerdiŞu bir gerçek ki, Resulullah hayır konusunda sürekli esen rüzgardan daha cömert idi

Bu fırsat sayesinde müslümanlar kendilerini Kur’an a göre gözden geçirmelidirler Çünkü Ramazan, Kur’an ayıdır

“O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'ân onda indirildi” (2, Bakara/185)

Buna karşılık Allahu Tealâ kitabını terk edenleri ise şöyle kınamaktadır:

“Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'ân'ı terkedilmiş (bir şey yerinde) tuttular” (25, Furkan/30)

Kur’ana yönelişin en güzeli ise, genel olarak Müslümanların hayatlarında, siyasetlerinde, ilişkilerinde, hükümlerinde onu uygulamak, onun hükümlerine ve kanunlarına başvurmaktır

Bu mübarek ayın sunmuş olduğu fırsat aynı zamanda yeryüzünde rahatlık ve bolluk içinde yaşayanlar için de kendilerini gözden geçirme vesilesidir Kendilerini cihada, din uğruna sıkıntı ve zorluklara katlanmak için hazırlamalıdırlar Çünkü Allah’u Teala bu ayı Müslümanın irade ve sabrı öğreneceği bir okul yapmıştır Müslüman bu ayda sıkıntılara tahammül etmeyi, nimetleri terketmeyi öğrenir Çünkü nimete nimetle ulaşılmaz, rahatı isteyen kişi önce rahatı terketmelidir

Allah’ın dinine yardım etmek, ciddiyet, çaba ve sabır işidir

Son olarak Ramazan ayı, sevabını Allah’tan umarak tutulan oruç, samimi teveccüh ve tevbe ile şüphesiz tam bir duaya icabet mevsimidir Allah (cc) oruç ayetinin sonunda şöyle der:

“Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler” (2, Bakara/186)

Kendiniz ve aileniz için ettiğiniz duada davetçi kardeşleriniz ve mücahitler için cimrilik etmeyin Bu mübarek yüce mevsimde yer duadır, gök duadır Müslümanların zaferi, kafirlerin helak olması, müşriklerin zilleti, mustazafların kurtulması, esirlerin serbest kalması için sürekli dua edin Bu kardeşlerinizin sizin üzerinde bulunan en küçük hakkıdır Müslüman Müslümanın kardeşidir Birbirlerinden ne koparlar ne de ayrılırlar Eğer silah ve güç ile yardım etmekten acizseniz, dua ile dininize ve kardeşlerinize yardım edin Ki dua en büyük silahtır

Allahım! Bu ümmete, senin dostlarının izzete eriştiği, senin düşmanlarının zelil olduğu senin kitabınla hükmedildiği dosdoğru yolda olmayı nasib et

Salat ve selam peygamberimiz Muhammed’in, ailesinin ve ashabının üzerine olsun

Alıntı Yaparak Cevapla