Konu
:
Sevgilinin Çağırdığı Yere Gitmek
Yalnız Mesajı Göster
Sevgilinin Çağırdığı Yere Gitmek
07-28-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Sevgilinin Çağırdığı Yere Gitmek
Sevgilinin çağırdığı yere gitmek
Sevgilinin çağırdığı yere gitmek
Eski Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin bir hikâyesi vardır: Hikâye şöyledir:
Adam geç vakte kadar çalışmış saat ikiye doğru yatmıştı
Sabah olmuştu fakat bir türlü kalkmak istemiyordu
Yatakta dönüp duruyordu
Derken kulağına bir ses geldi
İnsanın ruhunu okşayan bir ses
Süleymaniye'nin minarelerinden süzülüp gelen ezan sesi
Ezan sona ermek üzereydi
Yataktan hâlâ kalkamıyor uyumak istiyordu
Müezzin "Esselatu hayrun minen nevm (namaz uykudan hayırlıdır)" deyince kendine geldi ve sanki karşısında duran biriyle konuşmaya başladı: "Bu adam böyle gecenin sonunda ve uykunun en tatlı bir zamanında tatlı uykusunu bırakıp da buraya niye gelmiş?
Ne söylüyor?"
Bunları düşünürken içinden bir ses geldi: "Müezzinin dediklerini duymuyor musun? Allah'a imanım var Peygamber'e inandım diyorsun! Sırası geldikçe Allah'ı ve Peygamber'i sevdiğini söylüyorsun
Bunlar hep lafta mı kalıyor? Sevmenin birinci alameti sevgilinin çağırdığı yere gitmek değil mi? Mademki Allah'ını seviyorsun Peygamber'ini seviyorsun öyle ise onların çağırdığı yere niçin gitmiyorsun? Bu vakitte uyumaktansa namaz kılmanın daha hayırlı olduğunu kendin kulaklarınla işittin
Yine de yerinden kımıldamayacak mısın?
Bir de sevmekten sevgiden bahsediyorsun
Anlaşılan sen sevmenin ne demek olduğunu bilmiyorsun
"
Bir insan sahip olduğu şeyden ne isterse efendisi kölesinden nasıl bir itaat beklerse Allah da kulundan bunu bekler
Almanya'ya gittiğimde dediler ki: "Sen de bir şeyler söyle
" Dedim ki "Ey Müslümanlar! Mister Huk'a itaat ettiğiniz kadar Allah'a itaat edin evliya olursunuz!" Camiden çıkarken bir adam ağlaya ağlaya yanıma geldi
"Ben
" dedi "Alman patronuma itaat ettiğim kadar Allah'a itaat etmiyorum
Allah beni affeder mi?"
"Amirine kumandanına patronuna babana ve ustana itaat eder gibi Allah'a itaat etmeyi öğrenmelisin! Evini barkını düşündüğün gibi dinini imanını düşünmelisin!" dedim
Ben 20 sene askerlik yaptım
İslamiyet'i askerlikte öğrendim
Askerlik şudur: Her şartta kumandana itaat! Yat diyor yatıyoruz kalk diyor kalkıyoruz çamurda sürünüyoruz
Hava çok sıcak çok soğuk; önemli değil
Vazifeye devam
İtirazı olan askerlikten atılır
İnsan makine alır kendisi için çalıştırır araba alır gideceği yere ulaşmak için; Allah da kullarını yaratmış kendisine itaat etsin diye
Ak saçlarımız ahiret için alınmış bilettir
Onu başımızın üstünde taşıyoruz
Saçının rengi değişip de huyunun rengini değiştiremeyen insanlar ahiret yolculuğuna hazırlıksız çıkar
Necip Fazıl diyor ki
"Şu geçeni durdursam çekip de eteğinden
Soruversem haberin var mı öleceğinden?"
Hangi yaşlıya sorarsanız sorun der ki "Ömrüm bir kuş gibi uçup gitti
Hiçbir şey anlamadım
"
Tul-i emel disiplin altına alınmalı
Elbette para kazanalım mevkimiz makamımız yükselsin; fakat dünyaya asıl gönderiliş gayemizi Allah'ı dini ibadetleri unutmamak şartıyla
Ahirette bize fayda vermeyecek şeylere gönül bağlamamak lazım
Dünyadaki hayatımız seksen sene bile olsa sonunda öleceğiz ahiretteki hayat sonsuz
"Ortam kötü dindar olamıyorum dinimi gereği gibi yaşayamıyorum" diyenleri ben anlamıyorum
Ortamın kötülüğünden bize ne? Biz inandığımız gibi yaşarız
Günümüz Türkiye'sinin hali geçmişteki kötü günlerden daha kötü değil
Hatta Türkiye'de dinliye ve dinsize tanınmış öyle bir hürriyet var ki belki böyle bir hal bir daha ele geçmeyecektir
14 asırlık İslam tarihi içinde Müslümanlar tatlı ve acı günler yaşamıştır
En acı günlerde en büyük adamlarını yetiştirmiştir
Osmanlıların en karanlık günlerinde Mehmet Akif Elmalılı Hamdi Bediü
zzaman yetişmedi mi? Unutmamak lazımdır ki karanlıkta yıldızlar daha iyi parlar
Parçalanan bir gemiden okyanusa düşmüş kazazede de olsak intihara hakkımız yok çırpınacağız
Hekimoğlu İsmail
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul