Yalnız Mesajı Göster

Ömrü Kul Hakkı Yemekle Geçenlerin Vay Haline!

Eski 07-28-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ömrü Kul Hakkı Yemekle Geçenlerin Vay Haline!



Yine zulmedenlerden başkasına düşmanlık beslenemeyeceğini, dahası“savaşın” yegane sebebinin inkar, şirk veya başka dine mensup olma değil; baskı, zulüm ve zorbalık olduğunu okuyoruz;
“Hiçbir fitne (zulüm ve zorbalık) kalmayıncaya ve din (adalet) Allah için sağlanıncaya kadar onlarla savaşın Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur” (Bakara; 2/193)

Yani: Halka eziyet eden, insanları baskı ve zulüm altında inleten, bundan vazgeçmeye niyetli olmadığını da her defasında ispat eden zorbalara anladığı dilden cevap vermeniz gerekiyor Barış için gerekirse savaşmaktan çekinmemelisiniz Unutmayın, savaşın bir tek sebebi vardır; baskı, zulüm ve zorbalık… Bunun dışında kimseye durduk yere saldırmayın…
Bu ayet bu şekilde yorumlanmazsa “Dinde zorlama yoktur” (Bakara; 2/256) ilkesi ile çelişilmiş olur Zira fitnenin (zulüm ve zorbalık) zıddı adalettir
***
Görülüyor ki Kur’an “zulüm” kavramına olağanüstü bir vurgu yapıyor“Şirk en büyük zulümdür” demesinden de anlaşılacağı gibi, zulmü şirkten daha büyük bir suç ve günah olarak görüyor Yeryüzün önderliğini (devlet, siyaset) ve savaşın yegane meşru sebebini buna bağlıyor Ve nihayet ahirette affedilmeyecek yegane suç ve günahın da “zulüm” olduğunu söylüyor
Zulüm kavramına kısaca “bir hakkı yerinden oynatmak; kul (insan) hakkı yemek” diyoruz Adalet de yenen hakkın iadesi, yerine konması oluyor Onun için tarih boyunca vahyolunan şeriatlar (hukuk) insanların canlarını, mallarını, akıllarını, nesillerini, dinlerini, ırz ve namuslarını koruma altına alıcı hükümler vazediyor Dünyanın bununla ayakta durabileceğini, insanlığın, bu sayede, insanlıktan çıkmadan yoluna devam edebileceğini hatırlatıyor

Demek ki Allah, kendine karşı işlenen suçlar dahil tüm günahları layık gördüğüne (dilediğine) affedeceğini söylüyor O’nun merhametinden başka bir şey bu hususta kurtarıcı değildir
Fakat kul hakkı yemeyi (zulmü), hakkı yenene sormadan affetmeyeceğini ısrarla hatırlatıyor Bu hususta hakkı yenene (mazluma, mağdura) hem dünyada hem ahirette yetki (insiyatif) verdiğini, çünkü hak sahibinin o olduğunu söylüyor
Bunun için de “Kul hakkıyla karşıma gelme” diyor

Demek ki “Mazluma dini sorulmaz”,“Mazlumun ahından arş çatlar”,“Mazlumun bedduasından sakının, Onun ile Allah arasında perde yoktur”, “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” diye boşuna denmemiş Tabiri caizse Kitap’ın “ciğerinden” konuşan sözler bunlar…
Demek ki “Kul hakkıyla karşıma gelme” diyen vatandaş acayip derinden konuşuyor Gerçi “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında/ Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında” vaziyetlerinde, ama olsun o kadar…
İşlediği zulüm ayyuka çıkanların vay haline!
Ömrü kul hakkı yemekle geçenlerin vay haline!

İhsan ELİAÇIK

Alıntı Yaparak Cevapla