Prof. Dr. Sinsi
|
Hudud Hakkında Hadisler
HADDÜ'L-HAMR
1611 - Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûllullah (aleyhissalâtu vesselâm), hamr için, hurma dalları ve nalınlarla hadd vurdu Hz Ebu Bekir radıyallâhu anh kırk darbe le hadd vurdu"
Buharî, Hudud 2, 4; Müslim, Hudud 37, (1706); Tirmizî, Hudud 13, (1343); Ebû Dâvud, Hudud 26, (4479)
1612 - Sevr İbnu Zeyd el-Dîlî anlatıyor: "Hz Ömer (radıyallâhu anh), hamr için uygulanması gereken haddin miktarı hususunda (Ashabla) istişarede bulundu Hz Ali (radıyallâhu anh): "Seksen sopa vurulmasını uygun görüyorum" dedi Çünkü kişi, içince sarhoş olur, sarhoş olunca hezeyana düşer (saçmalar), hezeyana düştü mü iftira atar (İftiranın cezası ise 80 sopadır) Böylece Hz Ömer (radıyallâhu anh) içki içenler için haddi 80 sopa takdir etti "
Muvatta, Eşribe 2, (2, 842)
1613 - Abdurrahman İbnu Ezher (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Huneyn'de iken Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e Şarap için bir adam getirildi Resûlullah (tahkiren) yüzüne toprak saçtı Sonra Ashab'a emretti, ayakkabılarıyla ve ellerinde bulunan (deynek, çubuk vs) başka şeylerle adama "Yeter, çekin ellerinizi" deyinceye kadar vurdular Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)ın vefatından sonra Hz Ebû Bekir (radıyallâhu anh) de içki içenlere kırk darbe vurdurdu Arkadan Hz Ömer (radıyallâhu anh) de halifeliğinin başlangıcında kırk sopa vurdurmaya devam etti Ancak, hilâfetinin sonunda (insanlar azıp fısk artınca) seksen sopa vurdurdu
Hz Osman (radıyallâhu anh) ise iki kere hadd uyguladı: Birini kırk diğerini seksen yaptı Hz Osman'dan sonra Hz Muaviye (radıyallâhu anh) haddi seksende sâbit kıldı "
Ebû Dâvud, Hudud 37, (4487, 4488)
1614 - Hz Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "İçki haddi için, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kırk, Hz Ebû Bekir kırk, Hz Ömer (radıyallâhu anhümâ) seksen sopa vurdular Hepsi de sünnettir (Bu bana daha hoş geliyor) "
Müslim, Hudud 38, (1702); Ebû Dâvud, Hudud 36, (4480, 4481)
1615 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim (ısrarla) içki içerse dördüncü sefere kadar kamçılayın, sonra (devam ederse) öldürün "
Ebû Dâvud, Hudud 37, (4482); Tirmizî, Hudud 15, (1444)
Ebû Dâvud'un, Kabîsa İbnu Züeyb (radıyallâhu anh)'den yaptığı bir rivâyette şöyle denmiştir: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a Şarap içmiş bir adam getirildi Hemen celde yapıldı, sonra tekrar getirildi, yine celde yapıldı, sonra tekrar getirildi, yine celde yapıldı, sonra tekrar getirildi yine celde yapıldı ve öldürme kaldırıldı Artık, ölüm cezası bir ruhsat olarak kaldırılmıştı "
1616 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hamr hususunda kesin bir hadd takdir etmedi Bir adam içmiş, sarhoş olmuştu Caddede yalpa yaparken kendisine rastladı Adamı hemen tutup Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a getirmek için harekete geçtiler Adam, Abbâs (radıyallâhu anh)'ın evinin hizasına gelince boşanıp kaçtı ve Abbâs'ın evine girerek ona iltica etti Durum Resûlullah (aleyhisalâtu vessalâm)'a anlatılmıştı, güldü ve:"Yani o,bunları (kaçma, girme ve iltica) yaptı mı?" dedi Hakkında her hangi bir emir vermedi "
Ebü Dâvud, Hudud, 36, (4476)
1617 - Umeyr İbnu Said en-Nehaî (rahimehullah) anlatıyor: "Hz Ali (radıyallâhu anh)'yı dinledim, şunu söylemişti: "Ben hadd vurduğum kimselerden biri ölecek olsa, içimde üzüntü duymam, ancak içki sebebiyle hadd vurduğum ölürse onun üzüntüsünü hissederim Çünkü o ölecek olsa (yakınlarına) diyet öderim Zîra Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) içkinin haddi ile ilgili (kesin bir miktarı) sünnet kılmadı İçki haddiyle ilgili miktarı biz takdir ettik "
Buhârî, Hudud 4; Müslim, Hudud 38 (1707); Ebû Dâvud, Hudud 36, (4486)
1618 - İbnu Şihâb (rahimehullah)'a:
"- Köle içki içecek olursa ona tatbik edilecek haddin miktarı nedir?" diye sorulmuştu, şöyle cevap verdi:
"- Bana ulaştığına göre, ona, hüre verilen cezanın yarısını uygulamak gerekir Hz Ömer, Hz Osman ve İbnu Ömer (radıyallâhu anhüm ecmain) içkide, kölelerine, hürlere tatbik ettikleri haddin yarısını tatbi ederlerdi "
Muvatta, Eşribe 3, (2, 842)
1619 - Said İbnu'l-Müseyyeb (rahimehullah ) anlatıyor: "Hz Ömer (radıyallâhu anh), içki sebebiyle Rebîa İbnu Ümeyye'yi Hayber'e sürdü Oradan kaçıp Herakliyus'a giderek Hıristiyanlığa geçti Hz Ömer (radıyallâhu anh) bu hâdise üzerine: "Bundan böyle hiçbir Müslümanı sürmeyeceğim" dedi
Nesâî, Eşribe 47, (8, 319)
1620 - Hz Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Lakabı Hımâr olan bir adam vardı Bu zat zaman zaman Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı güldürürdü Hz Peygamber bu adamı, içki sebebiyle dövdürmüştü Bir gün yine içki suçuyla getirildi Resûlullah emretti, celde uygulandı Cemaatten birisi: "Allah'ım şu adama lânet et! Kaç sefer içki sebebiyle getirildi, bir türlü ıslah olmuyor)" diye beddua etti Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
" Ona lânet etmeyin Allah'a yeminle söylüyorum, bu adam hakkında bildiğim bir şey varsa o da Allah ve Resûlü'nü (samimiyetle) sevmiş olmasıdır" buyurdu "
Buhârî, Hudud 5
Ebû Dâvud'da, Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)'den kaydedilen bir rivâyette: "Böyle söylemeyin, fakat şöyle deyin: "Ey Allahım, ona rahmet et, onun taksiratını affet!" buyurmuştur
HADDLERDE ŞEFAAT VE MÜSAMAHA HAKKINDA
1621 - Yahya İbnu Ebî Râşidin İbnu Ömer'den naklettiğine göre, İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işitmiştir: "Kim şefaat ederek, Allah'ın haddlerinden birinin tatbik edilmesine mani olursa Aziz ve Celil olan Allah'a muhalefet etmiş olur Kim bilerek bâtı1 bir dâvayı kazanmaya çalışırsa ondan vazgeçinceye kadar Allah kendisine buğzeder Kim mü'mine onda olmayan bir kötülüğü nisbet ederse, bundan tevbe edinceye kadar cehennemliklerin vücudlarından çıkan irinlerden hâsıl olan çirkefin içine iskan eder Kim haksız bir dâvaya yardımcı olursa, Allaah'ın gazabını kazanmış olarak döner "
Ebü Dâvud, Akdiye 14, (3597, 3598)
1622 - Zübeyr İbnu'l-Avvâm (radıyallâhu anh)'ın anlattığnna göre, hırsızı yakalayıp sultana götürmekte olan bir adama rastlar Zübeyr adamı salıvermesi için lehinde şefaatte bulunur Adam: "Hayır, sultana ulaştırıncaya kadar onu salmam" der Zübeyr (radıyallâhu anh) şu açıklamayı yapar:
"Şefaat, sultana ulaşmadan önce caizdir Sultana ulaştı mı, ondan sonra şefaat yapan da, şefaati kabul eden de mel'undur "
Muvatta, Hudud 29, (2, 835)
1623 - Saffan İbnu Ümeyye (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Mescide uyumak üzere ridasını yastık yaparak uzanmıştı Uyurken bir hırsız gelip ridasını aldı Ama Saffan (uyanarak) hırsızı yakaladı, doğru Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e götürdü Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) derhal elinin kesilmesini emretti Saffan:
"Ey Allah'ın Resûlü, ben bunu istememiştim, ridam ona sadaka olsun!" dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Onu bana getirmezden önce niye yapmadın?" diyerek, teklif reddetti "
Ebû Dâvud, Hudud 14, (4394); Nesâî, Sârik 4, (8, 68); Muvatta, Hudud 28, (2, 834)
1624 - Hz Aişe anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Elinizden geldikçe hadd cezalarını Müslümanlardan defedin (Muteber) bir özrü varsa hemen salıverin Zîra imamın yanlışlıkla affetmesi yanlışlıkla ceza vermesinden daha hayırlıdır "
Tirmizî, Hudud 2, (1424)
Ebû Dâvud'da yine Hz Aişe'den gelen bir rivayette: "Hz Peyganber (aleyhisalâtu vessalâm): "İtibarlı kimsalerin hudud dışındaki zellelerinden vazgeçin" buyurmuştur "
Ebû Dâvud, Hudud, 4, (4375)
1625 - İbnu'l-Müseyyeb (rahimehullah) anlatıyor: "Eslem kabilesinden Hezzâl denen bir adam, bir başkasını Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a zinâ isnad ederek şikâyet etti Bu hâdise:"Namuslu ve hür kadınlara (zinâ isnadıyla) iftira atan, sonra (bu babta) dört şahit getirmeyen kimselerin her birine de seksen deynek vurun" (Nur 4) âyetinin nüzülündan önce idi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) adama: "Ey Hezzâl, onu ridân ile örtseydin, senin için daha hayırlı idi" dedi "
Muvatta, Hudud 3, (2, 821); Ebû Dâvud, Hudud 6, (4377)
1626 - Hâni' İbnu Niyâr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Allah'ın haddlerinden bir hadd olmadıkça hiç kimse on kırbaçtan fazla dayağa mahkum edilemez"buyurdu "
Buhârî, Hudud 42; Müslim, Hudud 40, (1708); Ebû Dâvud, Hudud 39, (4491); İbnu Mâce, Hudud 32, (2601)
1627 - Hakîm İbnu Hizam (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) mescidde kısas infazını, şiir okunmasını ve haddlerin tatbik edilmesini yasakladı "
Ebü Dâvud, Hudud 38, (4490)
1628 - Ebû Ümâme İbnu Sehl İbni Huneyf, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Ensârî bazı sahabelerinden naklen anlatıyor: "Ensâr'dan bir adam hastalandı ve çöktü, öyleki bir kemik bir deriye döndü Bir ara Ashab'dan birine ait bir cariye hastanın yanına girmişti Adam, ona müncezib oldu ve temasta bulundu Bu sırada, kavminden kendisine geçmiş olsun ziyaretine gelenler oldu Yaptığı işi onlara haber verdi ve:
"Benim için Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a sorun, ben yanıma giren bir cariyeye temasta bulundum" dedi Durumu Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e anlattılar ve ilâveten:
"Hiç kimsede hastalığın bu derece şiddetlisini de görmedik Adamı sana getirmeye kalksak kemikleri kırılıp dağılacaktır, bir kemik bir deriden başka bir şey değil!" dediler Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Yüz tane hurma çubuğu alın, (bunları tek bir sopa halinde bağlayıp) adama bir kere vurun!" diye emretti "
Ebû Dâvud, Hudud 34, (4472); Nesâî, Kudât 22, (8, 242); İbnu Mâce, Hudud,18, (2574)
1629 - Hz Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim bir hadd cürmü işler de, cezası dünyada verilirse, Allah'ın adaleti kuluna âhirette ikinci sefer ceza vermeye müsaade etmez Kim de bir hadd cürmü işlemiş, Allah da onun günahını örtmüş ve affetmiş ise, Allàh'ın keremi affettiği şeyden dolayı ona dönüp ceza vermeye müsaade etmez "
Tirmizî, İmân 11, (2628)
1630 - Yine Hz Ali (radıyallâhu anh) arılatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: " Kalem üç kişiden kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, ihtilâm oluncaya kadar çocuktan, aklı erinceye kadar mecnundan "
Ebû Dâvud, Hudud 16, (4398, 4403); Tirmizî, Hudud 7, (1423); Nesâî, Talâk 21, (6, 156);
Ebû Dâvud, diğer bir rivâyette şu ziyadeyi kaydetmiştir: " yaş sebebiyle aklı fesâda uğrayandan "
HADDLERİN TATBİKİ
6747 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Allah'ın had cezalarından birinin yerine getirilmesi Allah'ın beldelerinde kırk gece yağan yağmurdan daha hayırlıdır "
6748 - İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kur'an'dan tek bir ayeti inkâr edenin boynunu vurmak helal olur Kim "lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh ve enne Muhammeden abduhu ve Resûluhu (Allah birdir, ortağı yoktur, Muhammed onun kulu ve elçisidir)" derse hiç kimsenin ona dokunma yetkisi yoktur Ancak, bir hadd suçu işlerse, ona cezası verilir "
6749 - Ubâde İbnu's-Sâmit radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Siz Allah'ın had cezalarını (akrabalık ve diğer hususlarda size) yakın olan hakkında da uzak olan hakkında da tatbik edin Allah'ın hükmünü uygulamaktan sizi hiçbir ayıplayıcının ayıplaması alıkoymasın "
ŞÜPHE VARSA HAD UYGULANMAZ
6750 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Hadd cezasını defedebildiğiniz müddetçe defedin (suçun sübutunu zedeleyen delilleri esas alarak uygulamaktan kaçının) "
6751 - İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim müslüman kardeşinin ayıbını örterse, Kıyamet günü Allah da onun ayıbını örter Kim de müslüman kardeşinin ayıbını açarsa Allah da onun ayıbını açıp evinin içinde bile rezil eder "
HADD CEZASINA ŞEFAAT OLMAZ
6752 - Mes'ud İbnu'l-Esved radıyallahu anh anlatıyor: "(Fatıma isimli) kadın, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın evinden kadifeyi çalınca biz bunu büyük bir hadise olarak değerlendirdik Kadın Kureyş'ten (taşınmış) birisiydi Lehinde konuşmak üzere Resûlullah'a geldik: "Biz onun cezasına mukabil kırk okiyyelik fidye verelim" dedik Aleyhissalâtu vesselâm: "Cezasını çekerek temizlenmesi onun için daha hayırlıdır" buyurdular Biz Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın sözündeki yumuşaklığı görünce, Üsâme'ye geldik ve: "Git, kadın lehine Resûlullah'a konuş (da eli kesilmesin)" dedik Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bu hali görünce (sertleşti ve) hutbe irad etmek üzere ayağa kalktı, şöyle söyledi: "Aziz ve celil olan Allah'ın cariyelerinden bir cariyeye terettüp eden Allah'ın haddlerinden birini (tatbik etmemem için) üzerimde niye bu kadar ısrar ediyorsunuz? Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun! Eğer o kadının tenezzül ettiği şeye (hırsızlığa) Muhammed'in kızı Fâtıma tenezzül etseydi Muhammed (hiç çekinmeden) onun elini mutlaka keserdi "
KÖTÜLÜĞÜ ALENİ YAPAN
6753 - İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "(Zina suçu sebebiyle) herhangi birini şahitsiz olarak recmetseydim, falann kadını recmederdim Çünkü onun konuşmasından, vaziyetinden ve yanına girip çıkanlardan dolayı ciddi bir şüphe hasıl olmuştur "
CARİYEYE HADD TATBİKİ
6754 - Hz Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cariye zina ederse sopalayın, yine zina yaparsa yine sopalayın, yine zina yaparsa yine sopalayın, yine zina yaparsa yine sopalayın, sonra onu, (bu halini belirterek) bir örgü (ip) bedeliyle de olsa satın!"
YAŞLI VE HASTAYA HADD GEREKİR
6755 - Said İbnu Sa'd İbnu Ubâde radıyallahu anhüma anlatıyor: "Evlerimiz arasında vücut yapısı noksan ve zayıf bir adam vardı (Bir gün) mahallenin cariyelerinden biriyle kötü vaziyette aniden yakalandı Bunun üzerine (babam) Sa'd İbnu Ubâde durumunu Aleyhissalâtu vesselâm'a duyurdu "Yüz sopa vurun!" emrettiler Halk: "Ey Allah'ın Resulü! 0 buna zayıftır, buna dayanamaz, yüz sopa vurursak ölür!" dediler Efendimiz: "Öyleyse, onun için yüz saçaklı bir hurma dalı alın ve ona o dal ile bir kere vurun!" buyurdular "
MALINI MÜDAFAA EDERKEN ÖLEN ŞEHİTTİR
6756 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kimin malının yanına (gasbetmek veya çalmak için) gidilir, bu maksatla mal sahibiyle mukatele edilir ve mal sahibi öldürülürse, o kimse şehit olur "
6757 - Hz Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kimin malı zulüm yoluyla elinden alınmak istenir ve bu yolda öldürülürse, o kimse şehittir "
HIRSIZA HADD
6758 - Âmir İbnu Sa'd'ın babası (Sa'd İbnu Ebi Vakkas) radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "(Üç dirhemlik) kalkan değerinde (bir malın çalınmasıyla) hırsızın eli kesilir "
KÖLE ÇALARSA
6759 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Humusa ait kölelerden biri humus malından çalmıştı Bu hâdise Resulullah'a haber verildi Hırsızın elini kesmedi "(Hepsi de) Allah Teâla hazretlerinin malıdır, bazısı bazısını çalmıştır" buyurdular "
YANKESİCİ
6760 - Abdurrahman İbnu Avf anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Muhtelis (yankesici) kimseye el kesme cezası verilmez "
MEYVE VE SEBZEDE EL KESİLMEZ
6761 - Hz Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ne meyve sebebiyle ne de keser (denen hurma göbeği) hırsızlığı sebebiyle el kesilmez "
MESCİDDE HADD UYGULANMAZ
6762 - Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm mescidlerde hadd uygulanmasını yasakladı "
TA'ZİR
6763 - Hz Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "On kamçıdan fazla ta'zir cezası vermeyin "
ERKEK KARISINI YABANCI İLE YAKALARSA
6764 - Seleme İbnu'l-Muhabbık radıyallahu anh anlatıyor: "Haddlerle ilgili ayet nazil olunca, kıskanç bir adam olan Ebu Sâbit, Sa'd İbnu Ubâde'ye: "Sen hanımınla bir adamı yakalasan ne yapacağını zannedersin?" denildi
"Kılıncımı her ikisine de vurur (gebertirim)! Dört tane şahit getirmemi mi bekleyeceğim? O vakte kadar herif işini tamamlar ve gider bile veya "Şöyle bir vak'a gördüm deyip de bana hadd vurmalarını ve ebediyen şahitlikten de düşmemi mi göze alacağım?" diye cevap verdi Ravi der ki: "Onun bu sözleri Resûlullah'a haber verildi Aleyhissalâtu vesselâm (önce): "Kılınç şahid olarak yeterlidir" ded ise de, sonra: "Hayır! Sarhoşun ve kıskancın bu işte birbirini takip etmelerinden korkarım!" buyurdular "
ÖLEN BABASININ HANIMIYLA EVLENEN
6765 - Muâviye İbnu Kurre radıyallahu anh babası (Kurre İbnu İyâs)dan naklediyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm beni, babasının hanımıyla evlenmiş olan bir adama göndererek boynunu vurmamı ve malını müsadere etmemi emretti "
YABANCIYI BABA DİYE İDDİA EDEN
6766 - İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Kim, kendisini babasından başkasına nisbet ederse (yani onun oğlu olduğunu söylerse) veya mevlasından başka birini mevla (efendi) edinirse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti üzerine olsun "
6767 - Abdullah İbnu Amr radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Kim (kendisine) babasından başkasını (baba diye) iddia ederse cennetin kokusunu hiç duymayacaktır Halbuki onun kokusu beşyüz yıl uzaklıkta bulunup (hissedilir) "
KABİLEDEN BİRİNİ İNKÂR EDEN
6768 - Eş'as İbnu Kays anlatıyor: "Kinde heyeti içerisinde Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a geldim Heyet mensupları beni kendilerinden üstün görürlerdi Bu sebeple: "Ey Allah'ın Resülü! Bizden değil misiniz?" dedim "Biz, Beni Nadr İbni Kinânedeniz, anamızı iffetsizlikle itham etmeyiz ve babalarımıza olan nisbetimizi reddetmeyiz!" buyurdular
Ravi devamla der ki: "Eş'âs İbnu Kays derdi ki: "Kureyşli birinin, Nadr İbnu Kinâne'den olduğunu reddeden biri bana getirilse, ona mutlaka (iftira etti diye) hadd celdesi tatbik ederim "
MUHANNİS
6769 - Safvân İbnu Ümeyye radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanında idik Derken Amr İbnu Mürre radıyallahu anh geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Allah bana musibet takdir etmiştir Çünkü ben elimle def çalmaktan başka bir yolla rızıklanacağımı zannetmiyorum Öyleyse bana fuhşa ait olmayan şarkı hususunda izin verin!" dedi Aleyhissalâtu vesselâm şu cevapta bulundu: "Hayır! Sana izin veremem, bunda bir hayır, bir rıza yoktur Sen yalan söyledin ey Allah'ın düşmanı! Allah seni temiz ve helal şeylerle rızıklandırdı, sen ise (kendi iradenle) aziz ve celil olan Allah'ın rızkından sana helal kıldıkları yerine, Allah'ın rızkından sana haram kıldığı rızkı ihtiyar ettin Eğer bu yasaklama hükmünü daha önce sana ulaştırmış olsaydım şimdi sana hak ettiğin cezayı verirdim Yanımdan kalk ve Allah'a tevbe et Bilesin, bu yasaktan sonra (eski işini) yaparsan seni acı bir şekilde döveceğim ve ibret olsun diye saçını traş edeceğim, seni ailenden alıp sürgüne göndereceğim Senin üstün başında taşıdığın varlığını Medine gençlerine ganimet olarak helal kılacağım "
Ravi der ki: "Amr, (Resülullah'ın bu talimatından sonra, öyle fena ve rüsvay bir vaziyette kalktı ki, bunun derecesini ancak Allah bilir
O çekip gidince Resülullah aleyhissalâtu vesselâm: "Bunlar asilerdir Böyleleri tevbe etmeden ölürse, aziz ve celil olan Allah onları, Kıyamet günü, dünyada oldukları üzere muhannes (kadınlaşmış), çıplak ve insanlara karşı bir ince yaprakla olsun örtülmemiş vaziyette haşredecektir, ayağa kalktıkça yere yıkılacaklardır "
|