Yalnız Mesajı Göster

Sünen-İ Nesai Namaz

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sünen-İ Nesai Namaz






Sünen-i Nesai Namaz
5- NAMAZ BÖLÜMLERİ
1- NAMAZIN FARZ KILINIŞI VE BU KONUDAKİ DEĞİŞİK RİVÂYETLER
444- Malik b Sa’saa (ra)’den rivâyete göre, Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Kâbe’nin yanında uyku ile uyanıklık arasında idim O esnada üç kişiden birisi yanıma yaklaştı, içerisi hikmet ve iman dolu bir altın tas getirildi, o kişi göğsümden karnımın aşağısına kadar yardı, kalbimi su ve zemzem ile yıkadı, hikmet ve iman ile doldurdu Sonra katırdan küçük eşekten büyük bir binit getirildi Cibril (as) ile birlikte yola devam ettik Dünya semasına varınca kim o denildi Cibril: “Ben Cibril’im” dedi Yanındaki kimdir? Denilince; Cibril: “Muhammed’dir” dedi O peygamber olarak gönderildi mi? Cibril: “Evet” dedi Hoş geldi sefa geldi, ne mutlu geliş denildi
Adem (as)’ın yanına varıp selâm verdim Merhaba oğul ve peygamber dedi Sonra ikinci semaya geldik Kim o denildi Cibril: “Ben Cibril’im” dedi Yanındaki kimdir? denildi “Muhammed’dir” dedi Burada da aynı şekilde karşılandık Burada da Yahya ve İsa (as)’a selâm verdim Merhaba kardeş ve peygamber dediler Sonra üçüncü semaya vardık, “Kim O” denildi Cibril: “Ben Cibril’im” dedi Yanındaki kimdir denildi “Muhammed” dedi Yine aynı şekilde karşılandık, burada da Yusuf (as)’ın yanına varıp selâm verdim O da: Merhaba kardeş ve peygamber dedi Sonra dördüncü semaya vardık, orada da aynı şekilde karşılandık Orada da İdris (as)’ın yanına vardım ve selâm verdim O da: “Merhaba kardeş ve peygamber” dedi Sonra beşinci semaya vardık aynı şekilde karşılandık Orada da Harun (as)’a gelip selâm verdim O da: “Merhaba kardeş ve peygamber” dedi Sonra altıncı semaya vardık, orada da aynı şekilde karşılandık Musa (as)’a varıp selâm verdim O da: Merhaba kardeş ve peygamber dedi Yanından ayrılınca ağladı Neden ağlıyorsun denilince şöyle dedi: Ya Rab! Benden sonra peygamber olarak gönderdiğin bu delikanlının ümmeti benim ümmetimden daha üstün olup pek çoğu Cennete girecekler Sonra yedinci semaya vardık, aynı şekilde karşılandık Orada da İbrahim (as)’a vardım ve selâm verdim O da: “Merhaba peygamber oğlu peygamber” dedi Sonra beyti Mamur denilen yere çıkarıldım Oranın ne olduğunu Cibril’e sorunca şöyle dedi: Burası Beyti Mamur’dur; burada her gün yetmiş bin melek namaz kılar, buradan çıkan bir daha buraya giremez Sonra bana Sidretül Münteha yaklaştırıldı Bir de baktım ki meyveleri Hecer testileri gibi yaprakları ise fil kulakları gibidir Ağacın altında ikisi zahir, ikisi batın dört nehir akmaktadır Bunları Cibril’e sordum O da şöyle dedi: “Batın denilenler Cennettedir; Zahır olanlar ise Bu’ta ve Nil’dir Sonra bana elli vakit namaz farz kılındı Musa (as)’ın yanına dönünce; “ne yaptın?” dedi Ben de: “Üzerime elli vakit namaz, farz kılındı” dedim Musa: “Ben, insanları senden iyi tanırım; İsrailoğullarından neler neler çektim, senin ümmetin bu elli vakit namaza hiç dayanamaz Rabbine dön, bu yükün biraz hafifletilmesini iste” deyince; Rabbime döndüm ve biraz hafifletmesini istedim Kırk vakte indirdi Tekrar Musa’nın yanına dönünce: “Ne yaptın?” dedi “Kırk vakte indirdi” dedim Bana yine ilk sözünü söyleyince, yine Rabbime döndüm; otuz vakte indirdi Yine Musa’ya döndüm bana aynı ilk sözünü söyleyince yine Rabbime döndüm, yirmi vakte indirdi Sonra on, sonra beş’e indirdi Yine Musa’ya geldim, bana yine aynı ilk sözü söyleyince: “Rabbime tekrar dönmeye utanırım” dedim Bunun üzerine Allah şöyle buyurdu: “Kullarımdan farz kıldığım yükü hafiflettim, böylece ibadet ve iyiliklerini on katıyla mükafatlandıracağım” (Buhârî, Salat: 1; Müslim, İman: 74)
445- Enes b Malik ve İbn Hazm (ranhüma)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah ümmetime elli vakit namazı farz kıldı, Ben de öylece dönüp geldim Musa (as)’ın yanına uğradığımda: Rabbin ümmetine neyi farz kıldı dedi Ben de: “Elli vakit namaz” dedim Bana dedi ki: Rabbine müracaat et, ümmetin bu elli vakit namaza dayanamaz deyince; Rabbime müracaat ettim yarıya indirdi Tekrar Musa (as)’a gelince durumu haber verdim Bu sefer yine ümmetin buna da dayanamaz dedi Ben de tekrar Rabbime müracaat ettim O da: Şöyle buyurdu: “O elli değerinde olup beş vakittir, benim katımda hüküm değiştirilemez Musa’ya dönüşümde yine Rabbine yalvar bunu da azaltsın deyince; Ben de: “Rabbimden artık utanırım” dedim (Müslim, İman: 74; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 194)
446- Enes b Malik (ra)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Bana katırdan küçük eşekten büyük bir binek getirildi, adımını gözünün görebildiği yere atıyordu Cibril (as) ile birlikte bindim ve biraz yol aldık, Cibril dedi ki: “İn ve namaz kıl” Ben de aynen yaptım Cibril şöyle dedi: “Namaz kıldığın yer neresidir biliyor musun? Taybe (Medine’de) namaz kıldın, Oraya hicret edilecektir” Sonra tekrar: “İn ve namaz kıl” dedi Ben de inip namaz kıldım Bunun üzerine Cibril dedi ki: “Nerede namaz kıldığını biliyor musun? Allah’ın, Musa (as) ile konuştuğu Tur-ı Sina’da namaz kıldın Daha sonra tekrar, “İn ve namaz kıl” dedi İndim ve namaz kıldım Yine dedi ki: “Namaz kıldığın yer neresidir biliyor musun? İsa (as)’ın doğduğu yer olan Beyti Lahm’da kıldın” Sonra Beyti Makdis’e girdim, tüm Peygamberler (sav) yanımda toplandı Cibril beni öne geçirdi, onlara imamlık yaptım Sonra en yakın sema olan dünya semasına çıkarıldım, orada Adem (as) vardı Sonra ikinci semaya çıkarıldım, orada teyze çocukları olan İsa ve Yahya (as) vardı Sonra Üçüncü semaya çıktım, orada da Yusuf (as)’ı gördüm Sonra dördüncü semaya çıkarıldım, orada Harun (as) vardı Sonra beşinci semaya yükseltildim, orada da İdris (as) vardı Sonra altıncı semaya yükseltildim, orada da Musa (as) vardı Sonra yedinci semaya yükseltildim, orada da İbrahim (as) vardı Sonra yedi semanın yukarısına çıkarılıp Sidret-ül müntehaya ulaştım, orada Beni bulut gibi bir şey kaplayınca secdeye kapandım ve bana şöyle denildi: “Yedi kat semayı ve arzı yarattığım gün Sana ve ümmetine elli vakit namazı farz kıldım, Sen ve ümmetin o namazı kılın” Hemen İbrahim (as)’a vardım, bana bir şey sormadı sonra Musa’nın yanına varınca; “Allah sana ve ümmetine ne kadar namaz farz kıldı?” dedi Ben de: “Elli vakit namaz farz kıldı” dedim Musa da dedi ki: “Sen ve ümmetin bu elli vakti eda etmeye dayanamazsınız, Rabbine dön bunu hafifletmesini iste” Ben de, Rabbime döndüm on vakit indirdi Sonra Musa’ya tekrar gelince, tekrar dönüp bu yükün hafifletilmesini istememi emretti Ben de tekrar döndüm on daha indirdi Sonra da beş vakte indirildi Musa (as), tekrar: “Dön Rabbinden hafifletilmesini iste, çünkü Allah İsrailoğullarına günde iki vakit namaz farz kıldı onu bile eda edemediler” dedi Tekrar Rabbime döndüm, hafifletmesini istedim o da şöyle buyurdu: “Gökleri ve yeri yarattığım gün sana ve ümmetine elli vakit namaz farz kıldım bu beş vakit; elli vakit yerindedir Sen ve Ümmetin bu beş vakti eda edin” Böyle olunca bu işin Allah tarafından kesinleştiğini anladım Musa (as)’a döndüm O da yine: “Rabbine dön” dediğinde beş vaktin kesinleştiğini ve hafifletilmeyeceğini bildiğim için tekrar dönmedim” (Müslim, İman: 74; İbn Mâce, İkametü’s Salat; 194)
447- Abdullah b Mes’ud (ra)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav), Mirac’a çıkarıldığında Sidret-ül Münteha’ya kadar ulaştı o altıncı semadadır Aşağıdan çıkanlar oraya ulaşır Yukarıdan indirilenler de yine oraya ulaşır Ve oradan kabzolur Ravi diyor ki: “Sidreyi kaplayan kaplamıştır” (Necm: 16) Enes diyor ki: “Altın kelebekler
Rasûlullah (sav)’e, bu İsra gecesinde üç şey verildi Beş vakit namaz, Bakara sûresinin son ayetleri ve ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların büyük günahlarının affedilmesi (Müslim, İman: 76; Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 54)
2- NAMAZ NEREDE FARZ KILINDI?
448- Enes b Malik (ra)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Namazlar Mekke’de farz kılındı İki melek gelip Rasûlullah (sav)’i zemzem kuyusunun yanına götürüp karnını yardılar, içersinde olanları çıkarıp altın tasla su ve zemzemle yıkadıktan sonra ilim ve hikmetle doldurarak kapattılar (Müslim, İman: 74; Müsned: 12048)
3- NAMAZ NE KADAR VE NASIL FARZ KILINDI?
449- Aişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Namaz, önce ikişer rekat olarak farz kılındı Yolculukta kılınan namaz farz kılındığı gibi kaldı Hazarda kılınan namaz ise dörde tamamlandı” (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Salat: 270)
450- Ebû Amr yani el Evzâî (ra), Zührî’ye: Hicretten önce Peygamber (sav), Mekke’de namazı ne kadar kılardı diye sordu Zührî: Urve haber verdi; Aişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Allah, Rasûlüne namazı önce iki rekat iki rekat olarak farz kılmış sonra hazarda kılınan namaz dörde tamamlanmıştı Seferde kılınan namaz ise farz kılındığı şekilde kaldı” (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Salat: 270)
451- Aişe (ranha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Namaz, ikişer ikişer rekat olarak farz kılındı Yolculukta kılınan namaz aynen kaldı Hazarda kılınan namaz ise dörde çıkarılarak artırılmış oldu (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Salat: 270)
452- İbn Abbas (ra)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Namaz, Rasûlullah (sav)’in dili üzere hazarda dört, seferde iki, savaşta ise bir rekat olarak farz kılındı (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Salat: 270)
453- Ümeyye b Abdullah b Halid b Üseyd (ra) anlatıyor: Abdullah b Ömer’e: “Allah, “Korkarsanız namazı kısaltmanızda günah yoktur” (Nisâ: 101) buyurduğu halde nasıl oluyor da namazı kısaltıyorsunuz” deyince; bana: “Ey kardeşimin oğlu! Rasûlullah (sav), bize peygamber olarak geldiğinde bizler sapıktık, bize her şeyi öğretti; seferde namazı iki rekat kılmamızda bu öğretilenler arasındaydı” (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Salat: 270)
4- BİR GÜN VE GECEDE KAÇ VAKİT NAMAZ FARZ KILINDI?
454- Talha b Ubeydullah (ra)’tan rivâyete göre, şöyle diyordu: Necid kabilesinden saçı başı dağınık bir adam Rasûlullah (sav)’e geldi Yaklaşıncaya kadar sesini duyuyor fakat ne dediğini anlamıyorduk İslâm ile ilgili sorular soruyordu Rasûlullah (sav), ona şöyle buyurdu: “Bir gün ve gecede beş vakit namaz kılmalısın” O adam: Bundan başka namaz kılmam gerekir mi? dedi Rasûlullah (sav): “Hayır ancak nafile namaz kılabilirsin Ramazanda da bir ay oruç tutarsın” buyurdu Adam: “Bundan başka oruç tutmam gerekir mi?” deyince; Rasûlullah (sav): “Hayır, fakat nafile oruç tutabilirsin” buyurdu Rasûlullah (sav), zekat verilmesi gerektiğini de söyleyince, adam: “Ondan başka bir şeyler vermem gerekir mi?” dedi Rasûlullah (sav): “Hayır, ancak nafile olarak sadaka verebilirsin” deyince, adam: “Vallahi bundan ne fazla yaparım ne eksik” diyerek dönüp gitti Bunun üzerine Rasûlullah (sav): “Sözünde doğru ise kurtuldu gitti” buyurdular (Buhârî, İman: 34; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 194)
455- Enes (ra)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Rasûlullah (sav)’e gelerek şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Allah, kullarına namazlardan neyi farz kılmıştır?” Rasûlullah (sav): “Allah, kullarına beş vakit namazı farz kılmıştır” buyurdu Adam: Ey Allah’ın Rasûlü! Bundan önce ve sonra başka bir şey farz kıldı mı? diye sordu Rasûlullah (sav): “Allah kullarına beş vakit namazı farz kıldı” deyince; Adam bunlardan hiçbir şeyi artırıp eksiltmeyeceğine yemin etti Bunun üzerine Rasûlullah (sav): “Eğer sözünde doğru ise mutlaka Cennete girer” buyurdu (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 194; Buhârî, İman: 34)
5- NAMAZ KILMAK ÜZERE PEYGAMBER (SAV)’İN SİYASİ OTORİTESİNİ KABUL (BEYAT) ETMEK
456- Avf b Malik el Eşcaî (ra)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav)’in yanında oturuyorken, Rasûlullah (sav): “Sizler, Allah’ın Rasûlüne biat etmiyor musunuz?” diye üç sefer tekrarladı Bizler de hemen ellerimizi uzatarak biat ettik Ey Allah’ın Rasûlü! Sana biat ettik Ama ne üzerine biat ettik? deyince; Rasûlullah (sav): “Sadece Allah’a kul ve köle olmak üzere ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmamak üzere beş vakit namazı gereği gibi kılmak ve sesini biraz kısarak: Kimseden bir şey istememek üzere” buyurdular (Müslim, Zekat: 35; Ebû Davud, Zekat: 23)
6- BEŞ VAKİT NAMAZA DEVAMLI VE DİKKATLİ OLMAK
457- İbn Muhayriz (ra)’den rivâyete göre, beni Kinane’den Muhdeci diye bilinen bir adam, Şam’da Ebû Muhammed diye künyelenen bir kimsenin “Vitir namazı vaciptir” dediğini işitince; Muhdeci diyor ki: Hemen Ubade b Samit’in yanına vardım ve durumu ona aktardım Kendisi mescide gidiyordu Bunun üzerine Ubâde dedi ki: Ebû Muhammed yalan söylüyor Rasûlullah (sav)’den işittim şöyle diyordu: “Allah kullarına beş vakit namazı farz kıldı Kim bunları hafife almadan ve hiç terk etmeden gereği biçimde kılarsa; Allah o kimseyi Cennete koyacağına söz vermiştir Kim de beş vakit namazı kılmazsa Allah’ın o kimselere verilmiş bir sözü yoktur, dilerse azablandırır Dilerse affederek Cennetine koyabilir” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 194; Dârimi, Salat: 208)

Alıntı Yaparak Cevapla