Yalnız Mesajı Göster

Sünen-İ Nesai Nikah

Eski 07-27-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sünen-İ Nesai Nikah



59- NİSÂ SÛRESİ 24 AYETİNİN YORUMU
3281- Ebu Said el Hudrî (ra)’den rivâyete göre, Peygamber (sav) Evtas’a bir ordu gönderdi Müslüman ordusu düşmanla karşılaşıp onlarla savaşıp galip geldiler Bu savaşta kocaları müşrik olan pek çok kadını esir (Cariye) olarak ele geçirdiler Fakat bu kadınlarla evlenmekten çekindiler Bunun üzerine Allah: Nisâ sûresi 24 ayetini indirdi: “Savaşta esir olarak ellerinize geçen cariyeler dışında tüm evli kadınlarla evlenmeniz de Allah’ın yasalarıyla size haram kılınmıştır…” (Tirmizî, Nikah: 36; Ebû Davud, Nikah: 45)
60- KARŞILIKLI DEĞİŞME ŞEKLİNDEKİ EVLİLİK
3282- İbn Ömer (ra)’den rivâyete göre, Rasûlullah (sav) karşılıklı değişme şeklindeki mehirsiz evlenme modelini yasakladı (Dârimi, Nikah: 9; Buhârî, Nikah: 29)
3283- İmran b Husayn (ra)’dan rivâyete göre: “İslâm’da celeb denilen modelle zekat toplamak ve yine ceneb denilen bir yolla zekat toplamak ve mehir alıp vermemek için iki kişinin birbirine ve yakınlarıyla değiş tokuş modeliyle evlenme türü yoktur” (Dârimi, Nikah: 9; Buhârî, Nikah: 29)
3284- Enes (ra)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “İslâm’da celeb denilen modelle zekat toplamak ve yine ceneb denilen bir yolla zekat toplamak ve mehir alıp vermemek için iki kişinin birbirine ve yakınlarıyla değiş tokuş modeliyle evlenme türü yoktur” (Dârimi, Nikah: 9; Buhârî, Nikah: 29)
61- KARŞILIKLI DEĞİŞME NASIL OLUR?
3285- İbn Ömer (ra)’den rivâyete göre, Rasûlullah (sav) mehirsiz karşılıklı değişme yoluyla yapılan evlenmeyi yasakladı Şığar: “Bir kimsenin kızını diğerine, o da kızını bu tarafa vermek şartıyla mehirsiz nikahlamasıdır” dedi (Buhârî, Nikah: 28; Müslim, Nikah: 57)
3286- Ebu Hüreyre (ra)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) mehirsiz karşılıklı değişme yoluyla yapılan nikahı yasaklamıştır Abdullah diyor ki: “Şığar denilen bu model evlilik şöyledir Bir kimse kızını diğer bir kimseye kız kardeşini kendisine vermek şekliyle yapılan nikah şeklidir” (Buhârî, Nikah: 28; Müslim, Nikah: 57)
62- KUR’AN’DAN BİR SÛRE ÖĞRETMEK MİHİR OLUR MU?
3287- Sehl b Sa’d (ra)’ten rivâyete göre, bir kadın Rasûlullah (sav)’e geldi ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Kendimi sana hibe ediyorum” Rasûlullah (sav)’de tepeden tırnağa kadına bir baktı ve başını önüne eğdi Kadın bu hususta Rasûlullah (sav)’in bir cevap vermediğini görünce oturdu Bunun üzerine orada bulunan sahabelerden biri kalktı ve: “Ey Allah’ın Rasûlü! Eğer bu kadına ihtiyacın yoksa onu bana nikahla” dedi Rasûlullah (sav): “Yanında mehir olarak vereceğin bir şey var mı?” buyurdu Adam: “Hayır vallahi mehir olarak vereceğim bir şey bulamadım” dedi “Git, bak demir bir yüzük bile olsa getir bakalım” deyince; Adam gitti ve dönüp geldi ve şöyle söyledi: “Hayır vallahi Ey Allah’ın Rasûlü! Demir bir yüzük bile olsa bulamadım” Fakat üzerimdeki şu elbisem var, onun yarısını verebilirim dedi Sehl diyor ki: O sahabenin belden yukarısı için giyeceği bir ridası dahi yoktu sadece belden aşağıyı örten bir izarı vardı Onun da yarısını o kadına mihir olarak verecekti Bunun üzerine Rasûlullah (sav): “İyi ama izarını kadına verirsen sen çıplak kalırsın, sen giyersen kadına bir şey vermemiş olursun” buyurdu O zaman o adam oraya oturdu, oturma işi uzadı fakat çare bulunamayınca adam kalkıp gitti Rasûlullah (sav) onun üzüntülü ayrılışını görünce çağrılmasını emretti Adam gelince Rasûlullah (sav): “Ezberinde Kur’an’dan bir şeyler var mı?” diye sordu O adam da: “Falan ve falan sûreler ezberimde vardır” diyerek saymaya başladı Rasûlullah (sav) “Onları ezbere okuyabilir misin?” dedi O adam: “Evet” deyince, Rasûlullah (sav): “Ezberindeki bu bu sûreleri bu kadına öğretmek şartıyla seni bu kadınla evlendirdim” buyurdu (Tirmizî, Nikah: 23; Müslim, Nikah: 13)
63- MÜSLÜMAN OLMAK TA MİHİR OLABİLİR Mİ?
3288- Enes (ra)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Talha Ümmü Süleym ile evlendi aralarındaki mehir ise Müslüman olmaktı Ümmü Süleym, Ebu Talha’dan önce Müslüman olmuştu Ebu Talha Ümmü Süleym’e dünürcü olunca şöyle dedi: “Ben Müslüman oldum eğer sende Müslüman olursan seninle evlenirim Bunun üzerine Ebu Talha da Müslüman oldu dolayısıyla aralarında mihir de bu olmuş oldu” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir)
3289- Enes (ra)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Talha Ümmü Süleym’e dünürcü oldu Fakat Ümmü Süleym, Ebu Talha’ya: “Senin gibi adamın bu evlilik teklifi reddedilmez ne yazık ki sen kafirsin ben ise Müslüman bir kadınım bu durumda seninle evlenmem helâl olmaz Eğer Müslüman olursan senin Müslüman olman benim mehrim olur” dedi Sabit diyor ki: “Mehir hususunda Ümmü Süleym’den daha ikram sahibi bir kimseyi işitmedim, böylece evlendiler ve Ümmü Süleym ona çocuk doğurdu” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir)
64- MEHİR BEDELİ KÖLE AZAD ETMEK TE OLABİLİR Mİ?
3290- Enes (ra)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (sav) Safiyye’yi azâd edip, azâd etmesini mehir saydı (Müslim, Nikah: 14; Tirmizî, Nikah 24)
3291- Enes (ra)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (sav) Safiyye’yi azâd edip, hürrîyetine kavuşturdu ve bunu mehir olarak saydı (Müslim, Nikah: 14; Tirmizî, Nikah 24)
65- CARİYE AZAD EDİLİP NİKAHLANABİLİR Mİ?
3292- Ebu Musa (ra)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Üç kişi vardır ki onlara mükafatları iki kat verilir 1 Bir adam ki cariyesi vardır onu güzelce terbiye eder ve ona bilmediklerini güzelce öğretir sonra da onu azâd edip hürriyetine kavuşturur ve onunla evlenir 2 Bir köle ki hem Allah’ın hem de efendisinin hakkını yerine getirir 3 Ehli kitaptan olup hem kendi Peygamberine hem de son Peygambere iman eden kimsedir” (Tirmizî, Nikah: 24; Buhârî, Nikah: 13)
3293- Ebu Musa (ra)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Kim bir cariyesini azâd edip hürriyetine kavuşturur ve onunla evlenirse iki kat ecir alır” (Buhârî, Nikah: 13; Müslim, Nikah: 14)
66- MİHİR NE KADAR OLMASI GEREKİR?
3294- Urve b Zübeyr (ra) Aişe’ye (Nisâ sûresi 3 ayeti olan) “Eğer yetim kızlarla evlendiğinizde onlara adil davranamamaktan korkuyorsanız o zaman size helâl olan ve hoşunuza giden kadınların ikisiyle üçüyle ve dördüyle evlenin…” ayetinin tefsirini sormuştu da o da şöyle demişti: “Ey kardeşimin oğlu Ayetteki yetimden maksat velisinin gözetimi olan ve malını ortak olarak kullanan kişiler hakkındadır Malı ve güzelliği hoşuna gider fakat mihir vermeksizin ucuz bir şekilde o yetim kıza sahip olmak ister İşte bu ayette bu şekilde olan yetim kızların mihirlerinden bahsediliyor ve yasaklama getiriliyor Piyasadaki geçen değer üzerine yükseltilmesi gerektiği vurgulanıyor değilse bu yetim kızlar dışında hoşuna gidenlerden nikahlaması emrediliyor” Bunun üzerine Urve dedi ki: Aişe sözüne şöyle devam etti: “Bu ayet nazil olduktan sonra insanlar Rasûlullah (sav)’e o kızlar hakkında fetva sordular Bunun üzerine Allah: Nisâ sûresi 127 ayetini indirdi: “Kadınlar hakkında senden fetva isterler de ki onlar hakkında fetvayı Allah size açıklıyor Kendileri için farz kılınıp taktir edilen mehir ve mirası vermeyip nikahlamak istediğiniz sorumluluğunuz altındaki yetim kadınlar ve kimsesiz çocuklar…” Aişe diyor ki: Allah’ın Kur’an da: “Size karşı okunan ayetler” diye zikrettiği yetim kızlar hakkında adil davranamamaktan endişe ederseniz size helâl olan başka kadınlarla evleniniz ayetidir “Haklarını vermeksizin almak istediğiniz yetim kızlarda…” ayeti ise: “Herhangi birinizin idaresi altında olup malı ve güzelliği az olduğu için rağbet gösterilmeyen kızlardır Bundan dolayı bunlara rağbet edilmeyip malına ve güzelliğine rağbet ettikleri yetim kızları mehirde adalete riayet etmedikçe nikahlamaktan yasaklanmış oldular (Buhârî, Nikah: 19; Müslim, Tefsir: 1)
3295- Ebu Seleme (ra)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe’ye mehrin miktarını sordum şöyle cevap verdi: Rasûlullah (sav), mehri on iki okıyye ve bir neş olarak takdir etmişti ki bu da beş yüz dirhem eder (Müslim, Nikah: 13; Dârimi, Nikah: 18)
3296- Ebu Hüreyre (ra)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) aramızda iken mehir bedeli on okıyye miktarı idi (Müsned: 8451)
3297- Ebu-l Acfa (ra)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer b Hattab şöyle demiştir: Dikkat edin kadınlara verdiğiniz mehir de haddi aşmayın Eğer mehir dünyada bir cömertlik, Allah katında da bir takva alameti olsaydı buna en layık olan Peygamber (sav) olurdu Halbuki Rasûlullah (sav) hanımlarından hiç birine veya kızlarına on iki okıyye’den fazla bir şey alıp vermedi Bir adam karısına haddi aşacak şekilde mehir vermek mecburiyetinde kalırsa girdiği bu yükten dolayı içinden karısına bir düşmanlık besleyebilir ve senin için çok büyük bir yük altına girdim diyebilir Ravi diyor ki: Ben Arap bir çocuk olmama rağmen: “İlkul kurbe” sözcüğünden bir şey anlayamadım manası şu imiş: “Mehrin fazla verilmesi iyi olmayan hareketlerdenmiş İyi olmayan sözlerden biri de şudur: Savaşlarda ölen ve öldürülen her bir kimse için öldü, şehid oldu gitti demenizdir Belki de o söylediğiniz kimse hayvanını savaşta elde edeceği altın ve gümüş yükleyip gelmek niyetiyle gitmiştir Veya bir ticaret için savaşa katılmıştır Dolayısıyla her ölene şehiddir demeyin Peygamberin dediği gibi deyin “Kim Allah yolunda öldürülür veya ölürse o Cennettedir” buyurmuştu (Dârimi, Nikah: 18; Tirmizî, Nikah: 24)
3298- Urve b Zübeyr (ra), Ümmü Habibe’den naklederek, Rasûlullah (sav), Ümmü Habibe’yi Habeşistan’da iken nikahlamıştı Nikahı’da Necaşi tarafından kıyılmıştı Mehir olarak dört bin dirhem verdi Gerekli eşyaları da kendisi ayarladı Ve Şurahbil b Hasene vasıtasıyla Rasûlullah (sav)’e gönderdi Rasûlullah (sav) ona hiçbir şey göndermedi Diğer hanımlarına verdiği mehir ise dört yüz dirhem idi (Ebû Davud, Nikah: 30; Müsned: 26140)
67- BİR ÇEKİRDEK (BEŞ DİRHEM) İLE DE EVLENİLİR Mİ?
3299- Enes b Malik (ra)’ten rivâyete göre, Abdurrahman b Avf Peygamber (sav)’in yanına geldi Üzerinde yeni evlenen kimselerin süründükleri boya izi vardı Rasûlullah (sav) bu boyanın sebebini sordu O da Ensardan bir kadınla evlendiğini haber verdi Bunun üzerine Rasûlullah (sav): “Ne kadar mehir verdin?” diye sordu Bir çekirdek (beş dirhem) ağırlığında altın dedi Rasûlullah (sav)’de: “Bir koyunla da olsa düğün yemeyi yap” buyurdu (Ebû Davud, Nikah: 30; Tirmizî, Nikah: 10)
3300- Enes’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdurrahman b Avf şöyle dedi: Rasûlullah (sav) beni gördü, ben de düğün neşesi vardı Ensardan bir kadınla evlendiğimi söyledim Rasûlullah (sav): “Ne kadar mihir verdin?” diye sordu Ben de bir çekirdek (beş dirhem) ağırlığında altın dedim (Buhârî, Nikah: 69; Müslim, Nikah: 13)
3301- Abdullah b Amr (ra)’den rivâyete göre, Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Nikahlanacak bir kadına nikah yapılmadan önce verilen mehir ve hediyeler kadının kendisine aittir Nikah yapıldıktan sonra verilecek ve gelecek hediyeler ise kızın anne ve babasına aittir Onu kızına ve kız kardeşine dilediğine vermeye hak sahibidir” (Ebû Davud, Nikah: 36; İbn Mâce, Nikah: 41)
68- MİHİRSİZ DE EVLENMEK CAİZDİR
3302- İbrahim ve Alkame b Esved (ranhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Abdullah b Mes’ud’a; hiçbir mehir kararlaştırmadan bir kadınla evlenen fakat gerdeğe girmeden ölen bir adam hakkında fetva sordular Abdullah dedi ki: “Sorun bakalım o kadına onda evlilik (hamilelik) belirtisi var mı?” dedi Onlar da: “Ey Ebu Abdurrahman, onda böyle bir belirti göremedik” dediler Bunun üzerine Abdullah: Kendi görüşümü söylüyorum doğruysa bu Allah’tandır O kadına benzeri kadınların aldıkları mehir kadar mehir vardır az da olmaz çokta olmaz, kocasından miras alır ve iddet beklemesi de gerekir O zaman Eşca kabilesinden bir adam kalkıp şöyle dedi: Buna benzer bir olayda Rasûlullah (sav) aynı hükmü vermişti şöyle ki: Berva binti Vaşık adında bir kadın bir adamla evlenmiş gerdeğe girmeden de adam ölmüştü Rasûlullah (sav) o kadın hakkında benzeri kadınların aldıkları mehir kadar mehir almasına ve iddet süresini beklemesini emretmişti Bunun üzerine Abdullah ellerini kaldırıp tekbir getirdi (İbn Mâce, Nikah: 54; Ebû Davud, Nikah: 32)
3303- Alkame (ra), Abdullah’tan aktararak şöyle diyor: Abdullah’a: “Bir adamla evlenen mehir kararlaştırılmadan ve zifafa da girmeden ölen bir kadın hakkında fetva sordular Bir aya yakın gelip gittiler fetva vermiyordu Sonunda fetva verdi Şahsi kanaatim o kadına benzeri kadınlara verilen kadar bir mehir verilmeli ne az ne de çok olmamalı kocasının malına varis olmalı ve iddet de beklemelidir O zaman Ma’kıl b Sinan el Eşcaî de: Rasûlullah (sav)’de aynen senin verdiğin fetva gibi Berva binti Vaşık hakkında fetva vermişti diye şahitlik etti (Ebû Davud, Nikah: 32; Tirmizî, Nikah: 44)
3304- Abdullah (ra) rivâyete göre, kendisine: “Bir kadınla evlenen fakat mehir takdir edilmeden ve zifaf olmadan ölen bir adamın durumu hakkında fetva sordular Abdullah’ta: “O kadına mihir vermek gerekir, iddet beklemesi lazımdır ve kocasına mirasçı olur” dedi Bunun üzerine Ma’kıl b Sinan kalktı ve Rasûlullah (sav)’in Berva binti Vaşık hakkında aynı şekilde hüküm verdiğini duydum dedi (Ebû Davud, Nikah: 32; Tirmizî, Nikah: 44)
3305- Alkame (ra) Abdullah’tan naklediyor: Abdullah’a bir gurup kimse geldi ve: “Bizden bir adam bir kadınla evlenmişti, mehir tayin etmeden ve gerdeğe girmeden öldü, o kadının durumu nasıl olacak diye sordular Abdullah: “Rasûlullah (sav)’den ayrıldıktan sonra bana böyle zor bir mesele sorulmamıştı Gidin başkasına sorun dedi fakat onlar bir ay boyu devamlı gelip o meseleyi sordular son gelişlerinde de: Sen bizim memlekette yaşayan Rasûlullah (sav)’in ashabının en büyüklerindensin sana sormaz isek kime soralım? Senden başkasını bulamıyoruz dediler O zaman Abdullah şöyle dedi: Bu konuda kendi görüşümü söyleyeceğim eğer isabet edersem doğruyu söylemişsem bu hiçbir ortağı olmayan Allah’tandır hata etmiş isem bu hata benimdir ve şeytandandır Allah ve Rasûlü bu hatadan uzaktır Bu konuda görüşüm şudur: “Kadına kendi kavmindeki kadınlara verilen kadar bir mehir verilmeli ne az ne de çok olmalı, kadın kocasının mirasından almalı ve dört ay on gün iddet beklemelidir” Ravi diyor ki: Bu konuşma Eşca’ kabilesinden bir gurup insanın yanında yapılmıştı Abdullah’ın bu fetvasını duydular ve ayağa kalkıp; bizden “Berva binti Vaşık adındaki bir kadın hakkında da Rasûlullah (sav) böyle hüküm verdiğine biz şahitlik ederiz” dediler Abdullah kendi görüşünün isabetli oluşuna çok sevindi Müslüman olduğu günde aynı şekilde sevinmişti (Ebû Davud, Nikah: 32; Tirmizî, Nikah: 44)
69- BİR KADIN MEHİR İSTEMEDEN KENDİSİNİ HİBE EDEBİLİR Mİ?
3306- Sehl b Sa’d (ra)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (sav)’e bir kadın gelerek şöyle demişti: “Ey Allah’ın Rasûlü! Ben kendimi nikahlamanız için size arz ediyorum dedi ve uzun bir süre bekledi Bunun üzerine bir adam kalktı ve Rasûlullah (sav)’e: “Bu kadına sizin ihtiyacınız yoksa onu benimle evlendirin” dedi Rasûlullah (sav)’de: “Yanında mehir olacak bir şey var mı?” dedi Adam: “Hayır hiç bir şey bulamadım” dedi Rasûlullah (sav): “Git araştır bir demir yüzük bile olsa getir” dedi Adam gidip araştırdı fakat hiç bir şey bulamadı Rasûlullah (sav) ona dedi ki: “Kur’an’dan ezberinde bir şeyler var mı?” Adam “Evet” dedi Ve ezberindeki sûreleri saymaya başladı Rasûlullah (sav)’de “Kur’an’dan ezberinde olan bu sûreleri o kadına öğretmen şartıyla seni onunla evlendiriyorum” buyurdu (Tirmizî, Nikah: 23; Müslim, Nikah: 13)

Alıntı Yaparak Cevapla