Prof. Dr. Sinsi
|
Kitap Ve Sünnet'e Sarılmak-Rudani
AMELLERDE ÖLÇÜ
159-Enes radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallaUahu aleyhi ve sellem'in hanımlarmm evlerine üç grup insan geldi ve O'nun ibadetini sordular Kendilerine O'nun ibadeti bildirilince, (kendi ibadetlerini) küçüm seyerek şöyle dediler: "Biz nerede, Allah Resu lü sallaUahu aleyhi ve selîem nerede? Biz hiç O'nun gibi olabilir miyiz? O'nun yaptığı ve ya pacağı gün;ihlarm tümü bağışlanmıştır "
Biri şöyle dedi: "Ben bütün gece uyumayıp namazla geçireceğim"; diğeri: "Ben hiç boz maksızın her gün oruç tutacağım"; dİğer biri ise: "Ben kadınlardan uzak duracağım, onlarla hiç evlenmeyeceğim" dedi
Allah Resulü sallaUahu aleyhi' ve sellem geldi ve onlara: "Bu sözleri söyleyenler siz mi siniz? Ben Allah'tan hepinizden daha çok kor karım ve O'ndan hepinizden daha çok çekini rim; ama ben (nafile) orucu hem tutarım, hem tutmam, (nafile) namazı hem kılarım, hem uyu duğum da olur Hamınlarla da evlenirim Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, benden değil dir" buyurdu
[Buharî, Müslim ve Nesâî ]
160-Âişe radiyallahu anhâ'dan:
Allah Resulü sallaUahu aleyhi ve sellem bir şey yaptı; sonra o yapuğı şeye ruhsat verdi Buna rağmen cemaat çekinip yapmadı Peygamber sal laUahu aleyhi ve sellem bunu duyunca, minbere çıktı, Allah'a hamd ü senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu:
"Bu kişilere ne oluyor ki, yaptığım bir peyden çekiniyorlar Vallahi ben Allah'ı onlardan daha iyi bilirim; Allah'tan onlardan daha çok korka rım!" [Buhârî ve Müslim ]
161-Âişe radiyallahu anhâ'dan:
AUah Resulü sallaUahu aleyhi ve sellem Osman b Maz'ûn'a: "Benim sünnetimden yüz mü çeviriyorsun?" diye haber gönderdi O da şu cevabı verdi: "Vallahi hayır ey Allah Resulü! Senin sünnetini arıyorum " Bunun üzerine şöy le buyurdu:
"Ben hem uyur, hem namaz kılarım (nafile na mazı), hem oruç tutarım hem tutmam (nafile oru cu), hanımlar(ım)la da yatarım Ey Osman, Al lah'tan kork! Çünkü ailenin senin üzerinde hakkı vardır; misafirinin de senin üzerinde hakkı vardır (Nâfiıte) orucu tut ve ara sıra tutma; hem uyu, hem (nafıle)namaz kıl)!" [Ebû Dâvud l
162-Rezîn şu ibareyi ekledi: (Âişe) dedi ki: "Os man (b Maz'ûn), bütün geceyi ihya edeceğine, her gün oruç tutacağına ve kadınlarıyla asla ilişki kunna-yacağma dâir yemin etmişti O yüzden yemini hak kında «Bu yeminim ne olacak?» diye soruyordu Bu nun üzerine şu âyet nazil oldu: «A/Zû/i mi rastgele yeminlerinizden dolayı değil, kalblerinizin akd ettiği yeminlerden dolayı sorumlu tutar » (Bakara 2/225)"
163-Bir başka rivayette o (Osman), AUah Resu lü sallaUahu aleyhi ve sellem'e bu husustaki niyeti hakkında sormuş ve bu niyetinde yemin etmemiştir Sahih olan rivayet budur
164-Aişe radiyallahu anhâ'dan:
Allah Resulü sallaUahu aleyhi ve sellem onla ra, güçlerinin yeteceği bir amel emrettiği zaman şöyle dediler: "Biz senin gibi değiliz, çünkü AUah senin yaptığın ve yapmayıp ertelediğin tüm gü nahlarını bağışlamıştır (biz öyle miyiz ya?) " Pey gamber mübarek yüzünde belli olacak derecede öfkelendi Ve şöyle buyurdu:
"Allah'tan en çok korkanınız, O'nu en çok (ve iyi) hileniniz benim " [Buhârî]
165-Ebû Cuhayfe radİyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Sal man ile Ebu'd-Derdâ'yı birbirine kardeş yaptı Selmân, Ebu'd-Derdâ'yı ziyaret etti Ümmü'd-Derdâ'yı perişan bir vaziyette görünce; "Ne'n var?" diye sordu Şu cevabı verdi:
"Kardeşin Ebu'd-Derdâ'nın dünya ile bir işi kalmadı " Derken Ebu'd-Derdâ geldi; ona (misa firine) yemek yapıp hazırladı ve: "Buyur, ye! Ben oruçluyum" dedi Selmân cevap verdi: "Sen ye meden ben tek bir lokma bile almam " Bunun üze rine o da yedi Gece olunca, Ebu'd-Derdâ gece namazını kılmaya gidecekti, (Selmân) ona "Uyu!" dedi Uyudu, sonra namaz kılmaya kalktı, ona yi ne "Uyu!" dedi; o da uyudu Gecenin sonu yakla şınca, Selmân ona: "Haydi şimdi kalk!" dedi Kalktılar, beraberce namaz kıldılar Sonra Sel mân, ona şöyle dedİ: "Bak kardeşim! Rabbinin se nin üzerinde hakkı vardır, nefsinin de senin üze rinde hakkı vardır, ailenin de senin üzerinde hak kı vardır; her hak sahibine hakkını ver!" Sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip du rumu bildirince: "Selmân doğru söylemiştir" bu-
yurdu [Buhârî ve Tirmizî Ancak (Tİrmizî) şu ilaveyi zik retti: "Misafirinin de senin üzerinde bir hakkı vardır "]
166-İbn Amr b el-As radiyallahu anh'dan: AUah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, yaşadığım sürece, bütün günleri oruçlu geçire ceğimi, bütün geceleri de namaz kılarak geçi receğimi söylediğimi duymuş olacak ki, bana şöyle buyurdu: "Bunları söyleyen sen misin?" "Evet, annem babam sana feda olsun! Bunlan söyleyen benim, ey Allah Resulü!" dedim Şöyle buyurdu:
"Senin buna gücün yetmez; bazen oruç tut, bazen de tutma! Hem uyu, hem kalk namaz kıl! Her (Kamerî) ayın üç gününü oruçlu geçir! Çün kü bir sevabın kargılığında on sevap vardır {Tu tacağın) hu üç günlük oruç, bütün yılı oruçlu ola rak geçirmek demektir " Dedim ki:
"Benim bundan fazlasına gücüm yeter " "öyleyse, bir gün oruç tul, iki gün tutma!" "Bundan daha çoğuna gücüm yeter " "Öyleyse günaşırı (yani) bir gün tut, bİr gün tutma! Bu, Dâvud aleyhisselamm orucudur Oruçların en dengelisi de budur" buyurdu
167-Diğer bir rivayette: "Oruçların en fazi letlisi" diye geçer
"Benim bundan daha fazlasına gücüm yeter" deyince; "Bundan daha fazla oruç olmaz (ya da bundan daha üstün oruç yoktur)" buyurdu [Bu hârî, Müslim, Ebu Dâvud ve ve Nesâî ]
168-Onun rivayetlerinden: "Duyduğuma gö re sen her gece Kur'an okuyup (hatm) ediyor-mu^sun "
"Evet "
"Ayda bir hatim indir!"
"Bundan daha fazlasını yapabilirim "
"Öyleyse, yedi günde bir hatm et, bundan daha kısa sürede hatm etmeye kalkılma!"
Bu hususla daha iddialı konuşup ısrar ettim O da ısrar etti ve nihayet şöyle buyurdu: "Kim bilir ömrün uzun olur da çok yakarsın bu dediği ni yapamazsın " Hakikaten buyurduğu başıma geldi; yaşlanınca, "Allah Resulü sallallahu aley hi ve sellem'İn ruhsatını keşke kabul etseydim!" dedim
169-Rivayetlerinden birisi de şöyledir: "Sen bütün günleri oruçla, geceleri de na mazla geçiriyormuşsun "
"Evet " "Bunu yaparsan hem gözün ve hem ruhun yorulur Devamlı, ara vermeden oruç tuta nın orucu yoktur Uç günlük oruç bütün senenin orucuna bedeldir "
"Bundan fazlasını yapabilirim" dedim
"Öyleyse Dâvud Aleyhisselam'm orucu olan orucu (ut; (yani) bir gün oruç tut, bir gün tutmal Bu, Davud'un orucudur O, düşmanla karşılattı ğında da kaçmazdı" buyurdu
"Ey Allah'ın Nebisi! Bana bu hasleti kim ga ranti edecek?" dedim
170-Riv ay etlerinden birinin ibaresi: Babam beni soylu bir kadınla evlendirdi Ara sıra onu yoklar, kocası hakkında ona sorardı O da şöyle derdi: "Ne güzel adamdır o! Geldiğimiz günden beri ne yatağımıza girdi, ne de örtülü ete ğimizi araştırıp yokladı " Bu durum uzayınca, gi dip Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e anlat tı O da: "Beni onunla görü^iürl" buyurdu Gö rüştüğümüzde bana şöyle buyurdu: "Anlat baka lım nasıl oruç tutarsın?" (yukarıdaki) hadisin benzerini zikretti
Bu rivayetin içinde şu ibare de yer almıştır: "Keşke Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'in ruhsatını kabul etseydim Yaşlandım, güç süz düştüm " Ondan sonra Ibn Amr, ailesinden bi rinin yanında Kur'ân'dan gündüzleyin yedi (cüz kadar) okurdu Gece okuyacağı Kur'ân hafif ol sun diye gündüz fazla Kur'ân okurdu Daha dinç olmak istediği zaman, birkaç gün oruç tutmazdı ve tutmadığı günleri sayardı Sonra tutmadığı günler sayısınca oruç tutardı Çünkü, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in sağlığında yaptığı şeyi bırakmaktan hoşlanmıyordu
171-Âişe radiyallahu anhâ'dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in gece üzerinde namaz kıldığı, gündüzleri serip üzerinde oturduğu bir hasırı vardı Zamanla pek çok insan O'nun kıldığı gİbi namaz kılmaya baş ladı (Bunu görünce) onlara dönüp şöyle buyur du:
"Ey insanlar! Amellerden gücünüz yettiği ka darım alın! Siz bıkıp usanmadıkça Allah da bık maz Ameller içinde Allah'ın en çok sevdiği amel az olsa da devamlı yapılanıdır " [Kütüb-i sitte ]
172-Bir rivayette şu ek yer almaktadır: "Mu-hammed'in Ehl-i Beyti bir amel yaptıklarında on(u uygulamay)a devam ederlerdi "
173-Âişe'den yapılan rivayetlerden birisinde: (Allah Resulü buyurdu): "Doğruyu arayın, mute dil olun §unu da iyi bilin ki, hiçbirinizi kendi ameli cennete koyacak değildir "
"Seni de mi ey Allah Resulü?" diye sordukla rında; "Beni de: ne var ki Allah beni mağfiret ve rahmetiyle Örter "
174-Bu rivayetlerden biri de şudur: Aişe radiyallahu anhâ'ya: "Peygamber sallal lahu aleyhi ve sellem'in ameli nasıl idi? Herhangi bir günü (bütünüyle bir işe) tahsis eder miydi?" diye soruldu Cevap verdi:
"Hayır; onun ameU devamh idİ Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in güç yetirebildiğine, hanginiz güç yetirebilir ki?"
175-Buhârî, Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan bunun benzerini rivayet etmiştir Onda şöyle geç mektedir; "(Amellerde) mutedil hareket edin, ifra ta kaçmayın (En iyisini yapamasanız bile ona) yaklaşmaya çalımın Sabah, ak^am ve gecenin bir kısmından istifade edin Her hâlinizde mutedil olunuz ki maksada erebilesiniz "
176-Ayrıca Buhârî'nin ve Nesâî'nin şu ri vayetleri de vardır: "Şüphesiz hu din kolaydır; kim güçleştirmeye kalkılırsa ona yenik dü-§er "
177-Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bu yurdu
"Kolaylaştırın, güçleştirmeyin; müjdeleyin, nefret ettirmeyin!" [Buhâri ve Müslim ]
178-Enes radiyallahu anh'dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, mes cide girdi; iki direk arasmda asılı bir ip gördü ve sordu: "Bu nedir?" Cevap verdiler:
"Bu, Zeyneb'in İpidir; (namaz kılarken) yoru lup güçsüz kaldığı zaman bu ipe tutunup kendine destek yapıyor "
"Çözün onu! Dinç iken güç ve morali yerinde iken namaz kdsın, güçsüz kaldığı zaman otur sun!" buyurdu [Buhârî, Nesâî ve Ebû Dâvud ]
179-Ona (Ebû Davud'a) ait bir rivayette "Zeyneb" yerine "Hamne" adı geçmektedir
180-Âişe'radiyallahu anhâ'dan:
Tüveyt'in kızı Havla, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem yanımdayken bana uğradı "Bu Tüveyt'in kızı Havla, anlattıklarına göre geceleri uyumuyormuş" dedim Ona sordu: "Gece uyumu yor musun? Gücünüz yettiğince amelde bulunun; vallahi siz usanmadıkça Allah da usanmaz "
[Mâlik Buhârî, Müslim ve Nesâî; lafız Müsîim'e ailtir j
181-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu
"Her amelin bir coşkusu, her coşkunun da bir gevmemesi vardır Eğer coşku sahibi, mutedil ve doğru hareket ederse ondan yana ümitli olun Eğer ifratı sebebiyle parmakla gösteriliyorsa onu (bir şey zannedip) hesaba katmayın"
[Tirmizî]
1824bn Abbâs radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e azath cariyesinin geceleri namazla ve gündüzleri oruçla geçirdiğini haber verdiler
Şöyle buyurdu:
"Her ibadet edenin bir coşkulu dönemi, her coşkunun da bir gevşeme dönemi vardır Kimin şevki ve coşkusu benim sünnetime uyarsa doğru yolu bulmuş olur, kim de (ifrata ve tefrite gitmek sureliyle) yamhrsa dalâlete düşmüş olur " [Rezîn J
183-Mâlik radiyallahu anh'dan:
Bana ulaştığına göre Âişe radiyallahu anhâ yatsıdan sonra (gece) ailesine "Allah'ın Kitâb'mı rahat bırakmıyacak mısınız?" diye haber gönde-rirmiş
184-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu "İşlerin en hayırlısı mutedil olanıdır " [Rezîn j
185-Câbir radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bu yurdu
"Bu din metindir Onda yumuşak davranın Çünkü ne kesilen, ne de bırakılan yer verimlidir " [Bezzâr, ieyyin bir İsnâdla rivüyet etti )
186-İlk bölümünü Ahmed, Enes radiyallahu anh'dan nakletmiştir
187-Sehl b Huneyf radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bu yurdu
"Kendinizi fazla zorlamayın! Sizden öncekiler kendilerini zorlayıp sıkıntıya sokmaları nedeniyle helak olmuştur Onların katmtılanm manastırlarda (kendilerine edindikleri hücre ve ibadethanelerde) bulursunuz " [Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr ve Mu'ce-mu'l-Evsat ]
188-Ebû Dâvud da Enes radiyallahu anh'-dan bir kıssa ile bu hadisi nakletmiştir
189-İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu
"Doğru davranış, doğru tavır ve ölçü, (ifrat ve tefritten uzak olma) peygamberliğin yirmi-dört parçasından bir parçadır " [Ebû Dâvud,]
TAHRİC
==========================================125-Kezâ bunu Mâlik, Muvattâ'ında (kader no 3, s 899) aynen irâd etmiştir
126-Asl-ı senedi şöyledir: el-A'meş an Atiyye an Ebî Saîd ve el-A'meş an Habîb bin ebî Sâbit an Zeyd bin Erkam
Sünen'inde (no 3788) tahrîc eden Tirmizî, "hasen garîb" hükmü vermiştir
127-Lafzı Ebû Dâvud'a ait olan hadisin asl-ı senedi şu şekildedir: Hâlid bin Ma'dân an Hucr bin Hucr ve Abdurrahman bin Amr es-Sülemî
Bu hadisi Ebû Dâvud (no 4607) ve Tirmizî (no 2676) tahrîc ettiler Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmünü vermiştir
128-Asl-ı senedi şöyledir: Muâviye bin Sâlih ani'l-Hasan bin Câbir el-Lahmî ani'l-Mikdâm
Bu hadisi tahrîc eden Tirmizî (no 2664) isnâdı hakkında "hadis bu vecihten hasen garîbtir" hükmüne kâil olmuştur
129-Ebû Dâvud'un tariki şöyledir: Harîz bin Osmân an Abdirrahman bin ebî Avf ani'l-Mikdâm
Bunu Ahmed (IV, 131) ve Ebû Dâvud (no 4604) tahrîc ettiler
130-Bu rivayetin asl-ı senedi şöyledir: Ebû Ma'şer an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre
Ahmed, Müsned'inde (II, 367, 483) tahrîc etmiştir Ebû Ma'şer Necîh, hakkında ihtilâf olan bir râvidir Bu durum, isnâdına azıcık zaaf irâs etmektedir
131-İbn Mes'ûd'un bu sözünü Buhârî, Sahîh'inin iki yerinde biri Şu'be an Muhârik an Târık an İbn Mes'ûd (edeb 70/2, VII, 96) ve Şu'be an Amr bin Murre an Murre an İbn Mes'ûd (i'tisâm 3/3, VIII, 139) tariklerinden tahrîc etmiştir
132-Asl-ı senedi: Sa'd bin İbrâhim ani'l-Kâsım bin Muh an Âişe
Bu hadisi Buhârî (sulh 5, III, 167; i'tisâm 20, VIII, 156), Müslim (akdiya no 17-18, s 1343-4), Ebû Dâvud (no 4606) ve İbn Mâce (no 14) tahrîc ettiler
133-Senedi şöyledir: Amr bin Zürâre an Abdilvâhid bin Vâsıl an Osmân bin ebî Revvâd ani'z-Zührî
Buhârî (mevâkît 7/2, I, 134) tarafından rivayet olunmuştur
135-Bu sözü Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr ve M el-Evsat'ında merfû- olarak, şu lafızla tahrîc etmiştir: "Allah'ın Kitâb'ına kim uyarsa, Allah onu sapıklıktan hidâyete erdirdiği gibi, âhiretin kötü hesabından da korur " Ancak bu hadisin râvilerinden Ebû Şeybe, oldukça zayıf bir râvidir (Mecma' I, 169)
138-Bu hadisin asl-ı senedi: İbr b Süleymân el-Eftas ani'l-Velîd b Abdirrahman el-Cüreşî an Cübeyr b Nüfeyr an Ebî'd-Derdâ olup, İbn Mâce tarafından (no 5) tahrîc edilmiştir Metninin meâli şöyledir: Biz fakirliği anlatıyor ve ondan duyduğumuz korkularımızı dile getiriyorken Allah'ın Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, bize geldi ve: "Fakir düşmekten mi korkuyorsunuz? Nefsim kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, muhakkak sûrette dünya malı üzerinize akıtılacaktır Öyle ki servetten başka hiçbir şey herhangi birinizin kalbini doğru yoldan saptıramayacaktır Allah'a yemin ederim ki " buyurdu
139-Sözkonusu zayıflığın nedeni râvilerinden İbrâhîm bin Hammâd'dır (Mecma' I, 88)
141-Uzunca bir metni olan bir hadisin bölümüdür Râvileri güvenilir râvilerden oluşmuş bir isnâdı vardır (Mecma' I, 129)
143-Bu hadisin isnâdı hakkında Heysemî şu bilgiyi vermektedir: "Muh b Sâlih el-Adevî dışında tüm râvileri güvenilir olup, bu mezkûr şahıs hakkında bilgi edinemedim " (Mecma' I, 172)
144-İsnâdındaki Revh bin Sâlih'i İbn Adî zayıf addetmiş, el-Hâkim "güvenilir ve emîndir" demiş ve İbn Hibbân da onu güvenilir râviler arasında zikretmiştir Diğer ricâli mevsûk kişilerden oluşmuştur (Mecma' I, 172)
145-İsnâdındaki Muhammed bin Beşîr el-Kindî, Yahya bin Maîn'e göre oldukça zayıftır (Mecma' I, 173)
146-Asl-ı senedi: Muh b Mihsan an İbr b ebî Able an Abdillah bin ed-Deylemî an Huzeyfe olan hadisi İbn Mâce (no 49) tahrîc etmiştir İsnâdı oldukça zayıftır Sebebi Muh b Mihsan olup, onun hakkında Dârekutnî "metrûktur, hadis uydururdu" demektedir (Mîzân no 8120)
147-Asl-ı senedi: Ebû Muâviye an Leys an Beşîr bin Nehît an Ebî Hureyre olan hadisi İbn Mâce (no 208) tahrîc etmiştir
İsnâdı Leys bin ebî Süleym sebebiyle zayıftır
148-Asl-ı senedi: Ebû'l-Muğîre ani'l-Evza'î an Hassân Dârimî (I, 45, bâb: ittibâu's-sünne) tarafından tahrîc olunmuştur
149-Aslı Sahîhayn'da olan bu hadisin de isnâdı sahihtir Senedi şöyledir: Âsım bin Behdele an Ebî Vâil an İbn Mes'ûd Bu hadisi Tayâlisî (Müsned no 244), Ahmed (I, 435, 465), Dârîmî (I, 67), Bezzâr (Keşfu'l-estâr no 2221), İbn Hibbân (no 6-7) ve el-Hâkim (II, 318) tahrîc ettiler
150-Heysemî diyor ki: "İsnâdındaki Ebû Âmir el-Esedî hakkında hiçbir bilgiye rastlayamadım Diğer ricâli güvenilir kimselerdir (Mecma' I, 74)
151-İsnâdındaki Ubeydullah bin Abdirrahman bin Mevheb hakkında ihtilâf vâki olmuştur Şöyle ki Yak-b bin Şeybe "zayıftır", kimi rivayetlerde İbn Maîn "zayıf", kimilerinde ise "güvenilir", Ebû Hâtim "hadisi elverişlidir" demiştir ve İbn Hibbân onu Sikât'ı içinde zikretmiştir Diğer ricâli Sahîh râvilerindendir (Mecma' I, 176)
152-Bu rivayet versiyonunun isnâdında zayıf bir râvi olan İbn Lehî'a ile hakkında bilgi edinilemeyen Ebû Ma'şer el-Himyerî yer almıştır (Mecma' I, 176)
153-Sahih olan bu hadisin asl-ı senedi: Ebû Usâme an Büreyd bin Abdillah bin ebî Bürde an ebîhî an ceddihî Ebî Mûsâ
Bu hadisi Ahmed (IV, 399), Buhârî (ilm 20, I, 28) ve Müslim (fadâil no 15, s 1787) tahrîc ettiler
154-Bu hadisin asl-ı senedi yukardakinin aynısı olup Buhârî (rikâk 26, VII, 186; i'tisâm 2/7, VIII, 140) ve Müslim (fadâil no 16, s 1788) tarafından tahrîc edilmiştir
155-Sahih olan bu hadisin asl-ı senedi: Ebû'z-Zinâd ani'l-A'rec an Ebî Hureyre
Tahrîc edenler: Buhârî (rikâk 26/3, VII, 186), Müslim (fadâil no 17; ayrıca Hemmâm tarikiyle no 18, s 1789) ve Tirmizî (no 2874)
156-Asl-ı senedi şöyledir: es-Sevrî an Abdirrahman bin Ziyâd el-İfrîkî an Abdillah bin Yezîd an İbn Amr
Tirmizî: "Bu hadisi, ancak bu tarikten biliyoruz, bu vecihten garîbtir" (no 2641) demektedir Râvilerinden Abdurrahman bin Ziyâd zayıf bir râvidir
157-Münzirî'ye göre isnâdı "ceyyid"dir (Tergîb I, 82)
158-Bunun isnâdı hakkında Münzirî, "bir beis yoktur" demektedir (Tergîb I, 82)
159-Lafız Buhârî'ye aittir Bu hadisi Muhammed bin Ca'fer an Humeyd an Enes tarikiyle Buhârî (nikâh 1, VI, 116), Hammâd bin Seleme an Sâbit an Enes tarikiyle Müslim (nikâh no 5, s 1020) ve Nesâî (Nikâh 5/6, VI, 60) tahrîc ettiler Müslim ile Nesâî'nin rivayetlerinde ayrıca "kimisi de: "Asla et yemeyeceğim" dedi" ibaresi ziyâde kılınmıştır
160-Asl-ı senedi şöyledir: Müslim Ebû'd-Duhâ an Mesr-k an Âişe
Bunu Buhârî (edeb 72, VII, 96; i'tisâm 5, VIII, 145) ve Müslim (fadâil no 127-8, s 1829) tahrîc ettiler
161-Bu hadisin asl-ı senedi: Muh b İshâk an Hişâm b Urve an ebîhî an Âişe
Bu hadisi Ahmed (VI, 268), Ebû Dâvud (no 1369) ve Bezzâr (Keşf no 1457) tahrîc ettiler
164-Bu hadis Sahîh-i Buhârî'den alınmıştır Asl-ı senedi şöyledir: Abde an Hişâm an ebîhî an Âişe
Sahîh'te îmân kitabında (bâb 13, I, 10) geçmiştir
165-Asl-ı senedi: Avn bin ebî Cuheyfe an ebîhî
Bunu Buhârî (teheccüd 15, II, 47; savm 51, II, 243; edeb 86, VII, 104) ve Tirmizî (no 2423) tahrîc ettiler
166-Bu hadisi İbn Amr'dan Ebû Seleme bin Abdirrahman rivayet etmiştir
Bu hadisi Ahmed (II, 187, 188, 198, 200), Buhârî (savm 54, II, 244; savm 56, II, 246; nikâh, VI, 114; edeb 84, VII, 103), Müslim (savm no 181-4, s 812-814), Ebû Dâvud (no 1388, 2427) ve Nesâî (siyâm 45, IV, 211) tahrîc ettiler
167-Bu metin farklılığı Şuayb ani'z-Zührî an Saîd bin el-Müseyyeb ve Ebî Seleme an İbn Amr tarikiyle tahrîc olunan Buhârî hadisinde (savm 56, II, 246) geçmiştir
168-Bu rivayetin tariki şöyledir: İkrime bin Ammâr an Yahyâ bin ebî Kesîr an Ebî Seleme  
Bu hadisi Müslim (savm no 182, s 813) tahrîc etti
169-Bu rivayetin iki tariki vardır Amr bin Dînâr ve Habîb bin ebî Sâbit an Ebî'l-Abbâs es-Sâib b Ferrûh an İbn Amr
Bunu bu tarikten Ahmed (II, 164, 188, 190, 195, 212), Buhârî (savm 20, II, 49; enbiyâ 37/3, IV, 134), Müslim (siyâm no 187, s 815, no 188, s 816), Tirmizî (no 770), Nesâî (IV, 213, 214) ve İbn Mâce (no 1706) tahrîc ettiler
170-Bu metin parçası Mücâhid'in İbn Amr'dan rivayeti ile gelen hadis metninin başından bir bölümüdür
Bunu Ahmed (II, 158, 188, 198), Buhârî (savm 58, II, 146; fadâilu'l-Kur'ân 34, VI, 113) ve Nesâî (siyâm 76, IV, 209-210) tahrîc ettiler
171-Bu hadisin asl-ı senedi: Saîd el-Makburî an Ebî Seleme an Âişe
Bu hadisi Ahmed (IV, 40), Buhârî (ezân 81, I, 178; libâs 43, VII, 50), Müslim (salâtu'l-musâfirîn no 215, s 540), Ebû Dâvud (no 1368), Nesâî (II, 68) ve İbn Mâce (no 942) tahrîc ettiler
172-Sözkonusu bu ziyâde Muhammed bin Aclân'ın el-Makburî'den yaptığı rivayette geçen bir ibaredir Müslim ve Nesâî'nin tahrîc ettiği hadislerde vârid olmuştur
173-Bu hadisin asl-ı senedi: Mûsâ bin Ukbe an Ebî Seleme an Âişe
Bunu Ahmed (VI, 125, 273), Buhârî (rikâk 18, VII, 182), ve Müslim (sıfatu'l-münâfikîn no 78, s 2171) tahrîc ettiler
174-Bu hadisin asl-ı senedi şöyledir: Mansûr an İbrâhîm an Alkame b Kays an Âişe
Ahmed (VI, 43, 55, 174, 188, 278), Buhârî (siyâm 64, II, 248; rikâk 18, VII, 182), Müslim (salâtu'l-musâfirîn no 217, s 541) ve Ebû Dâvud (no 1370) tarafından tahrîc olunmuştur
175-Buhârî'nin (rikâk 18/3, VII, 181-2) tahrîc ettiği bu Ebû Hureyre hadisi şöyle başlamaktadır:
"Sizden hiç kimseyi ameli kurtaramayacaktır " Dediler ki: "Seni de mi, Ey Allah'ın Resûlü?" dediler "Beni de; ancak Allah beni rahmeti ile örttü" buyurduktan sonra zikri geçen hadisi irâd buyurdu
176-Asl-ı senedi: Ma'n b Muh an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre olan hadisi Buhârî (îmân 29, I, 15) ve Nesâî (îmân 28, VIII, 121-2) tahrîc ettiler
Hadis metni 174 nolu parça ile devam etmektedir
177-Sahih olan bu hadisin asl-ı senedi: Şu'be an Ebî't-Teyyâh an Enes
Bu hadisi Ahmed (III, 131, 209), Buhârî (ilm 11, I, 25; edeb 80, VII, 101) ve Müslim (no 1734, s 1359) tahrîc ettiler
178-Asl-ı senedi: Abdülvâris bin Saîd an Abdilazîz bin Suheyb an Enes
Bu hadisi Buhârî (teheccüd 18, II, 48), Müslim (salâta'l-musâfirîn no 219, s 542), Nesâî (III, 218) ve İbn Mâce (no 1371) tahrîc ettiler
180-Hadis muhtelif tariklerden ve çeşitli metin farklılıkları ile tahrîc olunmuştur Hişâm ve Zührî'nin Urve'den, onun da Âişe'den rivayeti ile gelen hadisi Ahmed (VI, 247), Buhârî (teheccüd 18/2, II, 48), Müslim (salâtu'l-müsâfirîn no 220-221, s 542) ve Nesâî (kıyâmu'l-leyl 17, III, 218) tahrîc ettiler
Mâlik'in sözkonusu tahrici İsmaîl bin ebî Hakîm'den belâğ yolu iledir; yani Mâlik, Âişe'ye vasletmemiştir (salâtu'l-leyl no 4, s 118)
181-Asl-ı senedi: Muh b Aclân ani'l-Kâ'kâ' an ebî Sâlih an Ebî Hureyre olan hadisi tahrîc eden Tirmizî (no 2453), "hasen garîb" hükmünü vermiştir
185-el-Heysemî: "İsnâdında yer alan Ebû Akîl Yahyâ bin el-Mütevekkil, hadis uydurur" demektedir Beyhakî bu hadisi oldukça karışık (ızdırâblı) rivayetlerle tahrîc etmiştir Öyle ki hadis mevsûl, mürsel, merfû-, mevkûf olduğu gibi rivayet eden sahâbinin Câbir mi, Âişe mi yoksa Ömer mi olduğu belirliğe kavuşamamıştır Ancak Buhârî, Ta'rîh'inde mürselini tercîh etmektedir (Feyd I, 544; Mecma' I, 62)
186-İsnâdı şöyledir: Zeyd b el-Hubâb an Amr b Hamza an Halef Eb-'r-Rebî' an Enes
Ahmed (III, 199) tahrîc etmiştir Halef dışındaki râviler güvenilir kimselerdir Halef ise Heysemî'ye göre Enes'i görmemiştir (Mecma' I, 62)
187-İsnâdında yer alan Abdullah b Sâlih Kâtibu'l-Leys hakkında ihtilaf olan bir kişidir (Mecma' I, 62)
188-Söz konusu hadisin isnâdı şöyledir: Ahmed b Sâlih an İbn Vehb an Saîd b Abdirrahman b ebî'l-Umyâ' an Sehl bin ebî Umâme an Enes
Ebû Dâvud (no 4904) tahrîc etmiştir
189-Bu hadisin asl-ı senedi şöyledir: Kâbûs bin ebî Zibyân an ebîhî an İbn Abbâs
Ahmed (I, 296) ve Ebû Dâvud (no 4776) tarafından tahrîc edilmiş olup Kâbûs zayıf addedilen râvilerdendir
|