Prof. Dr. Sinsi
|
Ebeveyne (Anne,Baba) İyilik-Kütüb-Ü Sitte
Ebeveyne (anne,baba) iyilik-Kütüb-ü Sitte
ـ1ـ عن أبى هريرة رضى اللَّه عنه قال: ]جَاءََ رَجُلٌ فقالَ يَا رَسُولُ اللَّهِ: مَنْ أحقُّ النّاسِ بِحُسنِ صحابتِى؟ قال أمُّكَ، قال ثم من؟ قال أمك، قال ثمّ من؟ قال أُمُّكَ قالَ ثُّمَّ مَنْ ؟ قالَ اَبُوكَ[ أخرجه الشيخان وفي أخرى: قال أمّكَ ثمّ أمّكَ ثمّ أباكَ ثمّ أدناكَ أدنَاكَ، هذَا لفظهُما وزاد مسلم: فقال نعمْ وأبيكَ لتنبأنّ
1 (153) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaâde kim hak sâhibidir?" diye sordu Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Annen!" diye cevap verdi Adam: "Sonra kim?" dedi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) "Annen!" diye cevap verdi Adam tekrar: "Sonra kim?" dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yine: "Annen!" diye cevap verdi Adam tekrar sordu: "Sonra kim?" Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu dördüncüyü: "Baban!" diye cevapladı " Buhârî, Edeb 2; Müslim, Birr 1, (2548)
AÇIKLAMA:
İslâm dini aileye büyük ehemmiyet verir Ailenin temel unsurları annebaba evlat ve hizmetçilerdir Aile efradının karşılıklı hak ve vazifeleri vardır Aile içerisinde evlat nokta-i nazarından en çok hukuku olan annedir Çünkü evlada en ziyâde hizmeti geçen annedir Anne, hâmile kaldığı andan itibaren evlad sebebiyle meşakkatler çekmeye başlar Doğum da kolay bir hâdise değildir Hayatî tehlikeyi beraberinde getirir Doğum sırasında ölen, şifasız dertlere giriftar olan anneler çoktur Doğum normal cereyan etse bile, doğum sonu ve acıları başlı başına ciddî ve tahammülü zor fevkalâde bir imtihandır
Annenin esas hizmeti doğumdan sonra başlar Çocuğun emzirilmesi, giydirilmesi, temizliğinin yapılması,terbiye edilmesi, tedavisi gibi, ardı arası kesilmeden vasatî on beş yıl sürecek hasbî bir hizmet dönemi doğumla başlar
Cenab-ı Hakk'ın hayvan dâhil bütün annelere koyduğu şefkat duygusu, -sefihleşerek fıtratını bozmamış- anneleri istirahatini, sıhhatini, yeme içme ve giyinmesini düşünmeden bütün imkânlarıyla çocuğuna hizmete sevkeder
Evladın, bu hizmeti maddî bir karşılıkla ödemesi mümkün değildir Yapabileceği tek şey, annenin kendisine sunduğu anneliğin idrakinde olması, minnettarlığının şuurunda olduğunu annesine ihsâs etmesidir
Evlat üzerinde elbette babanın da hukuku vardır Maddî ihtiyaçlarının temininde gerekli fedakârlıklar ondandır Doğumdan sonra annenin maruz kaldığı maddî ve mânevî sıkıntılara o da ortak olmuştur Şu halde evlat ikisine de borçludur, medyun-u şükrandır
İslâm dini evladın annesine ve babasına karşı olan saygı ve hizmet borcu hususunda ısrar eder, ayrı bir dikkat çeker Bu meyanda anne hukukunu daha çok söz konusu eder Annenin evlat üzerindeki hukukunun babanınkine nisbetle en az üç misli olduğunu söyler Yukarıda kaydettiğimiz hadiste bunu Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) açık şekilde ifade buyurmuştur Bu hususa yer veren başka rivayetler de mevcuttur İbnu Mace ve Hâkim'de gelen bir rivayet şöyle:
اُوصى امرءاً بأمه اُوصى امرءاً بأمه اُوصى امرءاً بأمه اُوصى امرءاً بأبيه اُوصى امرءاً بموه الذى يليه وان كان عليه فيه اذىً يؤديه
Burada Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) kişiye üç sefer annesini tavsiye ettikten sona sırasıyla babasını ve mevlâsını (azadlısını) birer kere tavsiye eder -el-Edebü'l-Müfred, İbnu Mâce ve el-Müstedrek'te- sahîh olduğu belirtilen bir rivayette Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle açıklar: "Muhakkak ki Allah size annelerinizi vasiyet etmektedir, sonra yine annelerinizi vasiyet etmektedir, sonra yine annelerinizi vasiyet etmektedir, sonrababalarınızı vasiyet etmektedir Sonra yakınlık derecelerine göre akrabalarınızı vasiyet etmektedir "
Bu ve benzeri hadisleri yorumlayan âlimlerden bâzıları anneyi üç kere tekrardan maksadın, çoğu durumlarda evlatların annelerini babalarına nazaran ikinci plana atmalarından, annesinin hukukunu hafife almalarından ileri geldiğini, bunu önlemek için Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in tekrarlara yer vererek hukuklarının ehemmiyetini tekid ettiğini söylemiştir Bazıları da, hâmilelik, doğum, emzirme gibi hizmetleriyle annenin babaya nisbetle evlatta üç kat fazla hakkı bulunduğunu söylemişlerdir
İrşad-ı Nebevî'de, söylenen bu iki maksad dışında aklımızın bulabileceği başka maslahatların da maksud olmasına bizce bir mâni yoktur
Anne ve baba hukukunu birçok âyette (62) ele alan Kur'ân-ı Kerîm bir âyette,"onlara iyi muamele"yi Allah'ı bir bilme vazîfesinin ardından zikrederek, bir olan Allah'a îmânın bir gereği olarak mü'minlere duyurur:
"Rabbin, "kendinden başkasına kulluk etmeyin, anne ve babaya iyi muamele edin" diye hükmetti Eğer onlardan biri veya her ikisi senin nezdinde ihtiyarlığa ererlerse onlara "öf" bile deme Onları azarlama onlara güzel (ve tatlı) söz söyle Onlara acıyarak tevazu kanadını (yerlere kadar), indir ve: "Ya Rab, onlar bana çocukken nasıl merhamet ettilerse sen de kendilerini (öyle) esirge" de" (İsra, 23-24) Annenin ziyâde zahmetlerini hususen dile getiren âyet-i kerîme de mevcuttur Meâlen: "Biz insana anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir Annesi onu güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı  " (Lokmân, 14)
Âlimler, annenin babaya rağmen üç misli zahmet çektiğine Kur'ân-ı Kerîm'in şu âyette işaret buyurduğunu söylemişlerdir: (Meâlen) "Biz insana, anne babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir Zira annesi onu karnında, zorluğa uğrayarak taşımış, onu güçlükle doğurmuştur Taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer  " (Ahkâf,15) Ulema der ki: "Hadîste anneye üç misli hak âyette zikredilen üç şeye karşılıktır; hamilelik zahmeti, doğurma meşakkati ve emzirme sıkıntısı "
|