Prof. Dr. Sinsi
|
Akrabalar, Yakınlar Arasındaki Münasebet-Sıla-İ Rahim Kütüb-Ü Sitte
Alimler, meseleyi bir başka açıdan ele alarak şöyle izah ederler: "Ömrün artması kinaye olmayıp, hakikattir Bu artış, Allah'ın ilmine nisbede değil, ömürle ilgili müvekkel meleğin ilmine nisbetledir Âyetin değişmez diye bildirdiği ömür Allah'ın ilmine göredir Sözgelimi, müvekkel meleğe: "Falanın ömrü, sıla-i rahim yaparsa yüz yıldır, yapmazsa altmış yıldır" dendiğini farzedelim Allah'ın ilminde bu kimsenin sıla-i rahim yapıp yapmayacağı önceden bellidir Ama meleğin ilminde ise, artıp eksilme mümkündür İşte bu duruma
يَمْحُو اللَّهُ مَا يَشَاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ اُمُّ الْكِتَابِ
"Allah dilediğini siler, dilediğini sâbit bırakır Ana kitap onun katındadır" (Ra'd 39) Âyette temas edilen mahv ve isbat (yani silme ve sabit bırakma) meleğin ilminde bulunana nispetledir Ana Kitapta (Ümmü'l-Kitap) olan ise Allah'ın ilminde olandır ve elbette bunda silme mevzubahis değildir İşte buna kaza-i mübrem, öncekine ise kaza-i muallak denir " Bu inanç sebebiyle
Hz Ömer'in: "Ya Rab! Beni şakî yazdınsa sil!" diye dua ettiği belirtilir "Senin ilminde şakî isem değiştir" demezmiş Zira Allah'ın olacak bir şey hakkındaki bilgisi asla değişmez, O'nun bildiği şekilde olur
Alimler bu iki izah şeklinden öncekinin, sadedinde olduğumuz hadise daha uygun düştüğünü söylerler
Tîbî'den kaydedildiğine göre şöyle demiştir: "Önceki vecih daha muvafıktır Buna, Fâik'in müellifi (Zemahşerî)'nin sözü işaret eder Der ki: "Mânanın böyle olması caizdir: "Allah, rahim'in eser ve aslını dünyada uzun müddet devam ettirir, bunu sıla-i rahmi yapmayanın eserini hemen yok ettiği gibi çabucak yok etmez "
Üçüncü bir açıklama Taberâni'nin Mûcemu's-Sağîr'inde gelmiştir: Ebu'd-Derda anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında "Kim sıla-i rahimde bulunursa eceli uzatılır" diye zikredilmişti, Aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ömürde ziyade olmaz Allah Teâla Hazretleri: "Ecelleri geldiği zaman bir saat ne ileri alınır ne de geriye" (A'raf 34) buyurmaktadır Ancak kişinin, kendisine vefatından sonra dua edecek hayırlı zürriyyet olur "
Yine Taberânî'nin Mûcemu'l Kebir'inde gelen merfu bir hadisde: "Allah, eceli gelen kimsenin ömrünü uzatmaz, ömrün ziyâdeleşmesi sâlih zürriyet demektir" buyurmuştur
İbnu Fûrek, ömrün artmasından maksadın sıla-i rahim yapan kimsenin anlayış ve aklından âfâtın nefyedilmesi olduğunda cezmetmiştir
3- Hadis, neseb öğrenmenin mendub olduğunu ifade etmektedir
ـ3291 ـ4 -وَعَنْ ميمونة رَضِىَ اللَّهُ عَنْها قَالَت: ]أعْتَقَتُ وَلِيدَةً وَلَمْ أَسْتَأذِنْ رَسُولَ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَلَمَّا كَانَ يَوْمَهَا الَّذِي يَدُورُ عَلَيْهَا فِيهِ قَالَتْ يَا رَسُولَ للَّهِ: أَشْعَرْتَ أَنِّي أَعْتَقْتُ وَلِيَدَتِي قَالَ: وَفَعَلْتِ؟ قَالَتْ: نَعَمْ قَالَ: أَمَا إِنَّكِ لَوْ أَعْطَيْتِهَا أَخْوا لَكَ كَانَ أَعْظَمَ َ جْرِكَ[ أخرجه الشيخان وأَبُو دَاوُد 
4 (3291)- Meymûne radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan izin almadan bir câriye azad ettim Resûlullah'ın benimle kalma günü gelip, beraber olduğumuz zaman:
"Ey Allah'ın Resûlü, câriyemi azad ettim, farkettiniz mi?" dedim "(Sahi mi söylüyorsun), bunu yaptın mı?" dedi Ben, "Evet!" deyince: "Keşke onu dayılarına verseydin, senin için daha hayırlı olacaktı!" buyurdular " [Buhari, Hibe I5; Müslim, Zekât 44, (999); Ebu Dâvud, Zekât 45, (1690)
ـ3292 ـ5 -وَعَنْ سلمان بن عامر رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: الصَّدَقَةُ عَلَى الْمِسْكِينِ صَدَقَةٌ، وَعَلي ذِي الرَّحِمِ ثِنْتَانِ: صَدَقَةٌ وَصِلَةٌ[ أخرجه النسائي 
5 (3292)- Selmân İbnu Âmir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Fakirlere yapılan tasadduk bir sadakadır, ama zî-rahm'a (yani akrabaya) yapılan ikidir: Biri sıla-i rahim, diğeri sadaka " [Nesâî, Zekât 82, (5,92); Tirmizî, Zekât 26, (658); İbnu Mâce, Zekât 28, (1844)
AÇIKLAMA:
1- Son iki hadis, sadaka ve bağış gibi hayırlarda, önce yakınları düşünmeye teşvik etmektedir Köleyi azad etmektense muhtaç bir yakına bağışlamak, sadakayı rastgele bir fakire vermektense, yakınlığı olan birine vermek evlâdır Bu hayır amelinde iki ayrı hayır gösterilmektedir:
1) Sadaka,
2) Sıla-i rahm
Resulullah böylece sıla-i rahm'e ehemmiyet vermeye, itina göstermeye teşvik etmektedir
2- Birinci hadisi rivayet eden Meymune, Resulullah'ın zevce-i pâklerinden olan Meymune Bintu'l-Hâris'dir (radıyallahu anhâ)
3- Hadis kadınların, kendi mallarında, kocalarına sormadan tasarrufta bulunabileceklerini göstermektedir Çünkü Hz Meymune câriyesini âzâd ettikten sonra Resulullah'a bilgi verme kabilinden mevzubahis etmiş, Resulullah da onu bu davranışı sebebiyle muâheze etmemiş, sadece daha evlasına işâret buyurmuştur Meymune (radıyallahu anhâ), malında tasarrufa şayet yetkili olmasaydı, Hz Peygamber, akdi iptal ederdi
4- İbnu Hacer, bu hadisten hareketle: "Akrabaya hibede bulunmak mutlak olarak efdaldir" denemez, zira bazı yakınlar gerçekten muhtaçtır, bazıları da değildir" der Keza ilave eder: "Akrabaya hibe etmek de azad etmekten mutlak olarak efdaldir denemez Zira açıkladığımız üzere bu, ahvale göre değişir "
Kütüb-ü Sitte
|