07-27-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sadaka Ve Nafakanın Fazileti-Kütüb-U Sitte
4 (3258)- Ebu Mes'ud el-Bedrî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Müslüman kişi, ailesinin nafakası için harcar ve bundan sevap umarsa bu ona sadaka olur " [Buharî, Nafakât 1, İman 41; Müslim, Zekât 48, (1002); Nesâî, Zekât 60, (5, 69); Tirmizî, Birr 42, ( 1966)
AÇIKLAMA:
1- Aile için harcamaların "sadaka" olacağı birçok rivayette gelmiştir Bazı rivayetlerde "ihtisâb (sevap ummak)" kaydı yoktur Ama bu kaydın olması maksada bir başka canlılık, aile için harcamaya bir başka şuur katıyor Zira fıtrî ve tabiî olarak büyük çoğunluğuyla bütün insanlık, ailesi için harcar İnanan kimsenin bunu bir ibadet şuuruyla yapması, bu harcamaya bir başka ehemmiyet ve hasbîlik katacaktır Mühelleb'in bir açıklaması burada kayda değer: "Ailenin nafakası kişi üzerine vâcibtir Bû hususta ulemâ icma eder Şâri bu farz'ı sadaka olarak tesmiye etmiştir Tâ ki, farz vazifeyi yerine getirmenin sevâbı olmadığı zannına düşülmesin Zira herkes bilir ki sadaka vermede sevap var Şârî, aile için harcamanın da sadaka vermek gibi olduğunu haber vermektedir Tâ ki sevap için ailelerini ihmal ederek başkalarına harcamasınlar Bunda önce farz olan harcamaya teşvik var Bu yapıldıktan sonra nâfile olan harcama yapılır "
2- Hadisdeki "nafaka" kelimesinin üzerinde de durmak gerekir Nafaka zaruri ihtiyaçları ifade ettiğine göre, bu vasfı taşımayan lüks ve fuzûli harcamalar sadaka sayılmayabilecektir İsraf imkânlarının çok arttığı ve insanların ideolojik, görünmez güçlerle şuurlu ve sistemli bir şekilde çeşitli vasıtalarla israfa itildikleri günümüz şartlarında müslümanların bu noktada şuurlu olması gerekir Aksi takdirde, zaten çeşitli sinsî dalavereler ve tuzaklarla soyulan müslüman, eline geçen sınırlı imkânlarını "ailemin ihtiyaçlarına harcıyorum" diyerek zaruri nafakanın dışındaki lüks harcamalarda tüketir ve hayır yolunda harcamaya gelince, "kazancım nafakama yetmiyor ki! " diyebilir Bunu diyen büyük hasârete düşer Halbuki zaruri nafaka üzerinde düşünecek olsa ister mesken ve tefrişi, ister elbise ve zinetler ve isterse yiyecek ve içeceklerde, tasarruf edecek lüzumsuz harcamalar bulabilir
ـ5 ـ29 -وَعَنْ اِبْنِ مسعود رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ:]قَالَ رَسُولُ للَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ وَسَّعَ عَلَى عِيَالِهِ يَوْمَ عَاشُورَاءَ وَسَّعَ اللَّهُ عَلَيْهِ سَائرَ سَنَتِهِ قَالَ سُفْيَانُ: إِنَّا قَدْ جَرَّبْنَاهُ فَوَجَدْنَاهُ كَذَلِكَ[ أخرجه رزين 
5 (3259)- İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim ailesine Aşure günü geniş (cömert) davranırsa Allah da ona senenin geri kalan günlerinde geniş davranır " Süfyan Sevrî der ki: "Biz bunu denedik ve öyle bulduk " [Rezin tahric etmiştir (Cami'üs-Sağîr (Şerhi Feyzu'l- Kadir'de mevcuttur) 6, 235)
AÇIKLAMA:
1- Aşûra günü Muharrem'in onuncu günüdür Bu gün hakkında geniş bilgi daha önce geçti (3149-3152)
2- Münâvî, geniş davranmayı "nafaka'da" diye kayıtlar ve böylece israf yapılmamasına dikkat çekmiş olur
3- Münavî, "O günde Hz Nuh aleyhisselâm'ın ve yanındakilerin, Tûfan'dan kurtulmuş olarak ilk defa karaya indiklerini, selamet ve bereket içinde, ailelerinin geçimliklerini hazırlamakla emrolunduklarını, böylece bu günün, geçim vazifelerinde bir genişlik ve bolluk günü olduğunu, bu bolluğa her sene katılmanın bir sünnet kılındığını" -eslâftan naklen- belirtir O gündeki bolluk ve bereketin tecrübeyle sabit olduğunu birçokları söylemiştir Hz Câbir (radıyallahu anh) bunlardan biridir İbnu Uyeyne: "Biz bunu elli veya altmış yıl denedik" diyerek te'yid etmiştir
Kütüb-u Sitte
|
|
|