Yalnız Mesajı Göster

Emaneti Yerine Getirmek Emanete İhanet Etmemek

Eski 07-27-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Emaneti Yerine Getirmek Emanete İhanet Etmemek



204 Ebû Hubeyb Abdullah ibni Zübeyr radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Cemel vak’ası gününde, (muharebe) durunca (babam) Zübeyr beni çağırdı Ben de hemen ayağa kalkıp yanına vardım, dedi ki:
– Ey oğulcuğum! Bugün öldürülenler ya zâlim veya mazlumdur Bana gelince, bugün mazlum olarak öldürüleceğim kanaatindeyim En büyük düşüncelerimden biri, elbetteki borçlarımdır Ne dersin, borçlarımızı ödedikten sonra malımızdan geriye birşey kalır mı? Sonra şöyle devam etti:
– Ey oğulcuğum! Malımı sat, borcumu öde Malının kalanı olursa üçte birini vasiyet etti Vasiyet ettiğinin üçte birinin de Abdullah’ın çocukları olan torunlarına verilmesini istedi ve:
– Borçları ödedikten sonra malımızdan birşey kalırsa, üçte biri senin oğullarına aittir, dedi
Hişâm diyor ki:
– Abdullah’ın çocukları, Zübeyr’in Hubeyb ve Abbâd gibi bazı çocuklarının akranı idiler O gün onun dokuz oğlu ile dokuz kızı bulunuyordu
Abdullah der ki:
– Borcunu bana vasiyet edip duruyor ve:
– Ey oğulcuğum! Şayet borcumdan bir kısmını ödemekten aciz kalırsan, Mevlâm’dan yardım dile, diyordu Allah’a yemin ederim ki, ben ne demek istediğini tam anlayamadım ve:
– Babacığım, Mevlân kim? dedim O:
– Mevlâm, Allah! dedi
– Allah’a yemin ederim ki, onun borcunu ödemekte sıkıntıya düştükçe:
– Ey Zübeyr’in Mevlâsı! Onun borcunu öde, derdim Hemen ödeyiverirdi
Zübeyr’in oğlu Abdullah sözüne devamla der ki:
Zübeyr, altın ve gümüş bırakmadan öldürüldü Sadece bir bölümü Gâbe’de bulunan arazi bıraktı Bir de on biri Medine’de, ikisi Basra’da, biri Kûfe’de ve biri de Mısır’da evler bıraktı Abdullah sözüne şöyle devam etti:
Babamın üzerindeki borçlar şöyle olmuştu: Bir kimse kendisine gelir, ona bir emanet bırakmak ister, babam Zübeyr ise:
– Hayır, emanet olmaz, fakat borç olarak bırak Çünkü ben onun zayi olmasından korkarım, derdi
Zübeyr hayatı boyunca ne bir valilik, ne harac toplama memurluğu, ne de başka bir idârî görevde bulunmadı Sadece Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem veya Ebû Bekir, Ömer ve Osman ile birlikte cihada iştirak etti
Abdullah diyor ki:
Babamın üzerindeki borçları hesapladım, iki milyon iki yüzbin rakamını buldum
Hakîm İbni Hizâm, Abdullah İbni Zübeyr ile karşılaştı ve:
– Ey kardeşimin oğlu! Kardeşimin borcu ne kadar? diye sordu Borcu gizledim ve:
– Yüzbin, dedim Bunun üzerine Hâkim:
– Allah’a yemin ederim ki, malınızın buna yeteceği kanaatinde değilim, dedi Abdullah:
– İki milyon iki yüzbine ne dersin? deyince, Hâkim:
– Buna güç yetirebileceğinizi zannetmiyorum Borçtan ödeme yapmakta âciz kalacak olursanız benden yardım isteyin, dedi Abdullah diyor ki:
Zübeyr, Gâbe mevkiindeki araziyi yüz yetmişbine satın almıştı, Abdullah orayı bir milyon altı yüzbine sattı Sonra kalktı ve:
– Kimin Zübeyr’de alacağı varsa, Gâbe’de bize gelsin! diye ilan etti Bunun üzerine Zübeyr’den dörtyüz bin alacaklı olan Abdullah İbni Ca’fer, Zübeyr’in oğlu Abdullah’a geldi ve:
– Dilerseniz alacağımdan vazgeçip bağışlayayım, dedi Abdullah:
– Hayır, dedi Bunun üzerine Abdullah İbni Ca’fer:
– Şayet borcunuzdan bir bölümünü te’hir etmek isterseniz, benim alacağımı geri bırakabilirsiniz, dedi Zübeyr’in oğlu Abdullah:
– Hayır, bunu da istemiyoruz deyince, Abdullah İbni Ca’fer:
– O halde bana araziden bir parça ayırın, dedi Abdullah İbni Zübeyr de:
– Şuradan şuraya kadar olan arazi senin olsun, dedi
Abdullah, kalan araziden bir bölümünü de sattı Babası Zübeyr’in kalan borçlarını ödeyip bitirdi Araziden dört buçuk sehim de arttı Abdullah kalkıp Muâviye’nin huzuruna gitti Orada Amr İbn Osman, Münzir İbni Zübeyr ve İbni Zem’a da vardı Muâviye, Abdullah İbni Zübeyr’e:
– Gâbe’ye ne kadar değer biçildi? diye sordu Abdullah:
– Her sehim için yüzbin, dedi Muâviye:
– Bunlardan ne kadarı kaldı? dedi Bunun üzerine Münzir İbni Zübeyr:
– Ben ondan bir sehimi yüzbine aldım dedi Amr İbni Osman :
– Bir sehimini de ben yüzbine aldım dedi İbni Zem’a:
– Bir sehimini de ben yüzbine aldım, dedi Muâviye:
– Şimde geriye ne kadar kaldı? diye sordu Abdullah İbni Zübeyr:
– Bir buçuk sehim, dedi Muâviye:
– Kalan bir buçuk sehimi de ben yüz ellibine satın aldım, dedi Abdullah İbni Ca’fer, kendi hissesini Muâviye’ye altı yüzbine sattı
Abdullah İbni Zübeyr, babasının borçlarını ödeyip bitirince, Zübeyr’in diğer çocukları, Abdullah’a:
– Mirasımızı aramızda taksim et, dediler Abdullah:
– Allah’a yemin ederim ki, dört sene süreyle hac mevsiminde:
Kimin Zübeyr’de alacağı varsa bize gelsin, borcunu ödeyelim, diye ilan etmedikçe, Zübeyr’in mirasını paylaştırmayacağım, dedi Dört sene boyunca bu şekilde ilan etti Dört sene geçince, mirası taksim etti ve (babası Zübeyr’in vasiyeti olan) üçte birini ayırdı Zübeyr’in dört karısı vardı Onlardan her birine bir milyon ikiyüzbin düştü Buna göre Zübeyr’in bütün malı elli milyon iki yüzbin tutmaktadır[color="#006400"]

* Bu mevkuf hadis diyeceğimiz kıssada Zübeyr kimseden emanet olarak bir şey almıyor borç olarak alıyor ve borcu da muhafaza ediyor Böyle bir çarpışma vuku bulunca da oğluna vasiyette bulunuyor, o da babası vefat edince tüm bu borçları (emanetleri) yerli yerince dağıtılmadan mirası bile paylaştırmıyor Emanete riayette ne kadar hassas davranan bir baba ve oğul örneği [color="#006400"]

[color="#006400"] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 82

[color="#006400"] Buhârî, Îmân 24; Müslim, Îmân 107–108 Ayrıca bk Buhârî, Şehâdât 28, Vesâyâ 8, Mezâlim 17, Cizye 17, Edeb 69; Tirmizî, Îmân 14

[color="#006400"] Müslim Îmân 109
Benzeri hadis 690 , 1544 ve 1586’da tekrar gelecektir

[color="#006400"] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 83

[color="#006400"] Buhârî, Rikak 35, Fiten 13; Müslim, Îmân 230 Ayrıca bk Tirmizî, Fiten 17; İbn Mâce, Fiten 27

[color="#006400"] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 83

[color="#006400"] Müslim, Îmân 329
Daha geniş bir şekilde 1868’de gelecektir

[color="#006400"] Buhârî, Farzü’l–humus 13

[color="#006400"] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 86

Alıntı Yaparak Cevapla