Yalnız Mesajı Göster

İslamda Güzel Ve Çirkin Huylar

Eski 07-27-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslamda Güzel Ve Çirkin Huylar



Tevazu




Kendini büyük görmemek, bulunduğu dereceden daha aşağı derecede saymaktır Bunun karşıtı "Tekebbür"dür, "Tecebbür"dür Kendini büyük görmek, bulunduğu derecenin çok üstünde saymak, geçici şeylere güvenerek ona buna çalım satmak ve gururlanmaktır ki, çok kötü bir huydur Bir hadis-i şerif şu anlamdadır:



"Yüce Allah ölçülü davrananı zengin eder, israf edeni de fakir düşürür Tevazu göstereni yükseltir, büyüklenen kimseyi de kırıp geçirir"




Tevekkül




Allah`a güvenmek, kulluk görevini yaptıktan sonra başarıyı Allah`dan beklemek ve insan gücünün yetişemediği şeyleri Yüce Allah`a bırakıp ümitsizliğe ve keder içine düşmemektir Tevekkülden yoksun olmak büyük bir noksanlıktır Bir mümin bilir ki, herhangi bir işin elde edilmesi için, sadece sebeblerin varlığı yeterli değildir Allah`ın dilemediği bir iş; hiç bir zaman meydana gelemez O`nun dilediği bir şeyi de hiç kimse engelleyemez Bununla beraber tevekkül, sebeblere sarılmaya engel değildir Yüce Allah olayları birer sebebe bağlamıştır Bu konuda Ilâhî kanunlara uymak gerekir Peygamber Efendimiz, devesini bir şeye bağlamaksızın dışarıda bırakıp Peygamberin huzuruna gelen Amr ibni Umeyye`ye şöyle buyurmuştur: "Deveni bağla da, tevekkül et"




Sebat




Sözde durmak, verilen sözü yerine getirmek, bir işte, bir inançta veya bir düşüncede kararlı bulunmak demektir "Sabit (kararlı) olanlar nabit (başarılı) olurlar" sözü meşhurdur Sebat başarının bir şartıdır Doğrusu hayırlı ve hakka bağlı olan işlerde sebat etmek bir fazilettir Faydasız olan boş şeylerde sebat göstermek ise, aklın noksanlığına ve insafın yokluğuna delâlet edeceği için büyük bir kusurdur




Cûd




Cömert davranmak, insanlara ihtiyaçlarını bildirmelerine meydan vermeksizin ihsan ve ikramda bulunmaktır Verilmesi uygun olan şeyleri, uygun yerlere kolayca vermek huyudur ki, buna sehavet de denir




Cûd ve seha (cömertlik), insana yaraşan iyi bir huydur Bunların karşıtı, hasislik, cimrilik ve tama`dır ki, insanlara asla yakışmaz Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:



"Cömert kimsenin yemeği şifadır Hasis (cimri) kimsenin yemeği de hastalıktır"




Hazm




Anlayışla yürümek, tedbirli davranmak ve sonucu bilinmeyen şeylere hemen atılmamaktır Karşıtı, tedbirsizliktir Tedbirli hareket edenler pişmanlık duymazlar Bununla beraber hazm (ihtiyatlı bulunmak), bazan kötü kuruntulardan da ileri gelir Onun için hazm deyip de teşebbüste tereddüt ve kuruntuya düşmemelidir Onun için bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:




"Hazm bir kötüzan`dır"




Hüsn-ü zan




Güzel sanma veya bir şeyin iyiliği üzerinde inanç beslemedir Bunun karşıtı Suizan (kötü sanma)dır Insan kötüzan beslemekle hiç bir zaman aşırı gitmemelidir Hiç kimse hakkında da yok yere kötüzanda bulunmamalıdır




Doğrusu, herhangi bir kimse hakkında körü körüne "Pek iyi bir insandır" diye hüküm vermek de hüsnü zannı kötüye kullanmak olacağından iyi bir davranış değildir Onun bunun işlerini araştırmak, kusurlarını öğrenme arzusunda bulunmak, tecessüs denilen, kötüzandan doğan ve ahlâka aykırı olan bir harekettir ve haramdır Bunun hakkında Kur`an-ı Kerimde buyurulmuştur:




"Şüphe yok ki, zannın bir kısmı günahtır"




Hıfz-ı Lisan




Dili gereksiz sözlerden koruyup ihtiyaçtan fazla söz söylememek halidir ki, çok iyidir Bunun karşıtı "Malâyani" denilen faydasız şeylerle uğraşmak ve ağıza gelen her şeyi söylemektir




Akıllı olanlar çok kez susarlar Gerek görülmedikçe söz söylemek istemezler Susmak çok güzel bir şeydir Yeter ki, bir hakkın kaybolmasına veya bir gerçeğin yanlış anlaşılmasına sebebiyet vermiş olmasın




Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır:



"Her kim Allah`a ve âhiret gününe iman ediyorsa hayır söylesin veya sussun"




Hakk




Yüce Allah`ın mübarek bir ismidir Her doğru olan ve değişmeyen şeye de hak denir Bunun karşıtı "Batıl" sözüdür




Herkesin meşru bir şekilde elinde bulundurduğu yetkiye veya mülke de hak denilmiştir Bunun çoğulu "Hukuk"dur




Her hak karşılığında bir görev vardır Bir insan hayat (yaşama) hakkına, namus ve şeref hakkına sahibdir Bunlara hiç kimsenin tecavüz hakkı yoktur Her insan karşılıklı olarak bu hakka sahib olduğu için herkes karşısındakinin hakkını kabul ve ona uygun hareket etmekle görevlidir ve bu görevleri korumakla yükümlüdür Bu haklara tecavüz haramdır, cezayı gerektirir Toplum düzenine engel olur




Hak hiç bir zaman değişmez Hakka, kuvvet ve diğer şeyler üstün gelemez Geçici olarak kaybolan bir hak, bir gün dünyada değilse bile âhirette meydana çıkacaktır




Hikmet




Ilim ile amelin birleşmesinden meydana gelen yüksek bir sıfattır Bilmeyen veya bildiği ile amel etmeyen kimse hikmet sahibi değildir Her şeyin aslını öğrenmek için edinilen bilgiye de hikmet denir Adâba, ahlâka, öğütlere ait güzel sözlere ve fıkralara da hikmet denir




Hikmet sahibi olan insanda, zekâ, ezberleme, güzel düşünme, kolaylıkla öğrenme, açık zihin, iyi anlayış ve kavramları hafızada tutma gibi duygular belirir Bir âyet-i kerimede buyurulmuştur:



"Kendisine hikmet verilen kimseye, muhakkak birçok hayır verilmiş olur"




Bir hadis-i şerif de şöyle:



"Hikmet, müminin yitiğidir Onu nerede bulursa alır"

Alıntı Yaparak Cevapla