Prof. Dr. Sinsi
|
İslamda Güzel Ve Çirkin Huylar
Ismet
Günahlardan kaçınma huyuna sahib olmak, Hak Tealâ`nın korkusu ile bütün çirkin şeylerden beri bulunmak demektir Fena şeylerden uzakta kalmak da, Yüce Allah`ın bir koruması olduğundan bir ismet sayılır
Ismetin karşıtı; suçluluk ve günahkârlık halidir Insanın asıl güzelliği ve şerefi kazandığı ismet sayesindedir
Iffet
Namus, perhizkârlık, nefsi hayvanî sarkıntılıklardan engellemek huyudur Karşıtı "Fuhuş"dur Namusa aykırı harekettir
Ruhların temizliği iffetledir Iffetsiz bir kimse, zehirli mikroplardan daha zararlı bir yaratıktır, kendisinden her halde uzaklaşmak gerekir Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Allah`ım! Ben senden dünyam, dinim, ehlim ve malım hakkında iffet dilerim"
Af
Bağışlamak, suçtan geçmek, günahkâr kimse hakkında lâyık olduğu azarlamayı bir lûtuf olarak terk etmek anlamındadır Safh da bir meseleden dolayı göz yummak, başa kakmamaktır ki, af ile beraber kullanılır
Af ve safh`ın karşıtı, intikam ve muahaza (azarlama) dır Intikam ki, acı çıkarmak, fena bir işe karşı göğüs ferahlığı için diğer bir fena iş yapmaktan ibarettir, bazı şartlarla caiz olabilir Fakat af ile muamele yapmak, şüphe yok ki daha iyidir Affın zevki, intikamın zevkinden daha çoktur Bir hadis-i şerifte buyurulmuştur:
"Yüce Allah bir kula af sebebiyle, izzetten başka bir şey arttırmaz"
Bir şahsa karşı kalben tutulan bir buğz, öfke ve zarar verme arzusuna da "Kin" denir ki, bu da çok defa insanlığa uygun olmaz Yalnız mukaddesata düşman olanlara karşı, kalbde devamlı bir kin ve düşmanlık beslenmesi gerekir
Ahd
Söz vermektir Gözetilmesi gereken sözleşmeye de "ahd" denir Ahdin (sözleşmenin) gereğine uymak vacibdir Verilen sözü yerine getirmemek bir zulümdür Insanlar verdikleri sözde durmalıdırlar Bundan sorumludurlar Verilen bir sözde, haklı bir sebeb olmaksızın durmamak insanın kıymetini ayaklar altına alacak kadar büyük bir alçaklıktır Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
"Ahdin güzelliği (verilen sözün yerine getirilmesi) imandandır"
Fazl, Fazilet
Üstünlüğe, iyilik ve ihsana, ilim ve marifete "fazl" denir Ilim ve irfan bakımından olan yüksek dereceye ve ahlâk görevlerine bağlanmak huyuna da "fazilet" denir Fazlın karşıtı, kötülük, hasislik ve cehalettir Faziletin karşıtı da, rezillik ve alçaklıktır Faziletin çoğulu "fezail"dir Hikmet, adalet, şecaat ve iffet sıfatlarına "Fezail-i asliye" adı verilmiştir Bunlardan birçok faziletler doğar Insan, fazl ve faziletle vasıflanmalıdır Insanlık şerefi ancak bu sayede kazanılmış olur
Fütüvvet
Yiğitlik, nefis şerefi, iyilik ve cömertlik, dostların kusurlarını af ve bağışlama demektir Bunun karşıtı, cebanet (korkaklık), zillet, hasislik ve tirkekliktir Yiğitlik, sahibini dine ve iyiliğe aykırı işlerden korur, fedâkârlığa ve efendiliğe götürür Onun için yiğitlikle (fütüvvetle) vasıflanmaya çalışmalıdır
Feraset
Zihin uyanıklığı, bir şeyi çabukça anlayış kabiliyeti, bir insanın ahlâk ve davranışını yüzünden anlamak halidir
Feraset iki türlüdür: Biri, bir çeşit ilham eseridir ki, sebebi bilinmeksizin meydana gelir Diğeri kazanılan bir haldir ki, çeşitli huylara dair bilgi edinmek sebebiyle olur
Ferasetin karşıtı, belâhet (anlayışsızlık), zekâdan yoksunluktur Ferasetli insanların yanında uyanık olmalı, edeb ve fazilete aykırı şeylerden kaçınmalıdır "Müminin ferasetinden sakınınız; çünkü o, Allah`ın nuru ile bakar," buyurulmuştur
Kadirşinaslık
Herkesin gerçek yerini ve değerini bilip hakkında ona göre işlem yapmaktır Karşıtı, Kadirnaşinaslık (değer bilmemezlik)dir Sosyal hayatta, değer bilmenin büyük bir önemi vardır Kıymet bilen milletler arasında ilim ve hüner sahipleri çoğalır Kadir ve kıymet bilmeyen milletler de, bilgi ve marifetten yoksun kalırlar Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
"Insanları kendi yerlerine indiriniz (herkese derecesine göre muamele ediniz)"
Kanaat
Kısmete razı olmak, yemek ve içmek gibi şeylerde tutumlu olarak orta bir halde hareket etmektir Karşıtı, israf (savurganlık)dır Kanaatı yanlış anlamamalıdır Kanaat, mutlaka az ile yetinip tembellik içinde yaşamak değildir Hırsla hareketten kaçınmak, başkalarının nimetlerine göz dikmeyip hakkına razı olmak ve bir gönül huzuru ile yaşamaktır Birçok hırsızlıklar ve cinayetler, kanaatsızlığın sonucudur Bir hadis-i şerifde buyrulmuştur:
"Kanaat tükenmez bir hazinedir"
Gerçekten kanaat sahibi bir kimse, işini yoluna kor, başkalarına muhtaç olmaktan kurtulur Hazinelere sahibmiş gibi, şeref ve huzur içinde yaşar Diğer bir hadis-i şerifde de şöyle buyurmuştur:
"Kanaat eden aziz olur, hırslı olan da zelil olur"
Herhangi bir işte bilinen miktarı aşmak bir israfdır Bir şeyi boş yere dağıtmak, uygun olmayan yerlere harcamak bir tebzir (savurganlık) dır Bir şeyin elde edilmesini hasislikle karışık bir şekilde isteyip durmak da tama`dır ki, bunlar kesinlikle kötü huylardır
Hırs`a gelince, bu da bir şey hakkında gösterilen aşırı bir istek ve meyilden ibarettir ki, iki türlü olur: Biri, adi şeyler hakkında olan hırstır ki, bu kötüdür Kalbin ihtiyacından ve gevşekliğinden ileri gelir Diğeri ise, yüksek ve güzel şeyler hakkındaki hırstır Bu iyidir, ruhun iyiliğine ve himmetine delâlet eder
Kerem
Cömertlik, şeref, kıymetli şeyleri gönül hoşluğu ile vermek demektir Bunun karşıtı, hasisliktir
Kerem, yüksek bir huy üzere yaratılmış insanlara ait bir özelliktir
Lutf
Iyilik ve güzelliktir Yumuşaklıkla ve okşama ile muamele yapmaktır ki, insanlık nişanıdır Karşıtı, cevr (eziyet)dir ki, insanlığa yakışmaz Yaratıklar hakkında gösterilen lûtuf ve kerem, yaratıcının yardımına kavuşmaya bir yoldur
Lâtife, Mizah
Şaka ve hoş duygulu söz demektir Karşıtı, ciddiyet`dir Sırf bir eğlence ve iltifat için yapılan ve hiç bir kimsenin gönlüne dokunmayan lâtifeler caizdir Yeter ki hoş olsun, gereğinden fazla olmasın
Lâtifenin çokluğu gülmeyi artırır, kalbi öldürür, heybeti giderir, düşmanlığa sebeb olur Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: "Insan bir söz söylerken bununla yanındakiler gülüşürse, kendisi Süreyya`dan (yıldızdan) daha uzağa uçar gider " Şeref ve heybeti havaya gider, demektir Bundan dolayı, bu gibi lâtifelerden çekinmelidir
|