Prof. Dr. Sinsi
|
İslamda Güzel Ve Çirkin Huylar
Mübahat
Öğünme, böbürlenme, maddî ve manevî bazı vasıflardan dolayı öğünmek demektir Takdir edilmeye değer yüksek şeylere sahib olmaktan dolayı övünmede bulunmak caizdir Fakat herhangi bir geçici varlıktan dolayı öğünmek, kendisini yüksek görmek asla caiz değildir Böyle bir davranışa "Ucb, gurur, cahilce öğünme" denir ki, pek kötüdür
Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Üç şey helâk edicidir: Fazla cimrilik, kendisine uyulan heva (nefis arzusu), kişinin kendi nefsini beğenmesi"
Metanet
Sağlamlık, dayanıklık manasınadır Deyim olarak: Insanın fikrinde sabit olması, tutumunda kuvvetli ve inancında köklü bulunması demektir Bunun karşıtı, gevşeklik ve kuvvetsizliktir Hak uğrunda metanet göstermek, kıymetli bir huydur
Medh
Övmek, irade ile yapılan güzel işlerden dolayı dil ile övme demektir Karşıtı, zem (yermek)dir Birinin aleyhine fena sözler söylemek, onun kötü hallerini meydana koymaktır
Övgüye lâyık kimseleri övmek, cemiyet arasında fazilet ve kemalin artmasına sebep olabileceği için iyidir Fakat övülmeye lâyık olmayanları övmek, gerçeğe aykırı, ahlâka zıd ve başkalarını aldatmaya sebeb olacağından pek kötüdür Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Övücüleri gördüğünüz zaman yüzlerine toprak saçınız"
Doğrusu, şahsî bir çıkar düşüncesi ile lâyık olmayanları övmeye kalkışanlâr, böyle bir muameleye hak kazanırlar Herhangi bir insanı haksız yere yermek de haramdır
Müdara, Mümaşat
Yüze gülmek, görünüşte dost olmak, insanlara karşı güzel davranışlarda bulunmak, başkalarının fikirlerine uyarcasına hareket etmek, sükûn ve anlayış üzere durmaktır Din esaslarına uygun olarak yapılan müdara iyidir, başarıya sebebdir Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Insanlara müdara etmek bir sadakadır"
Diğer bir hadis-i şerif de şöyle:
"Ben farzlarla emrolunduğum gibi, insanlara müdara ile de emrolundum"
Fakat güzel bir sonuç düşüncesiyle olmaksızın, herhangi bir kimsenin makamından ve servetinden dolayı yüzüne gülmek, ona müdarada bulunmak çok kötüdür Böyle bir davranışa, temellük, tabasbus, müdahane (yağcılık), yaltaklanmak, dalkavukluk denir ki, insaniyete asla yakışmaz Dince yasak, aklen de çirkindir
Muhabbet
Sevgi, dostluk ve lezzet duyulan bir şeye gönlün meyletmesi demektir Bunun karşıtı Buğz (nefret), düşmanlıktır
Muhabbetler iki türlüdür: Biri sebebi kaybolan muhabbetlerdir Bir kimseyi yalnız dünyalığından dolayı sevmek O dünyalık aradan kalkınca, muhabbet de aradan kalkar Diğeri sebebi kaybolmayan muhabbettir Herhangi bir insanı, yalnız Allah için sevmek gibi Bu tür muhabbetler devam eder Işte ahlâkça bir fazilet sayılan muhabbetlerden maksad da, bu tür sevgilerdir Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur: "Yüce Allah`a amellerin en sevgilisi, Allah için muhabbet ve Allah için buğzdur" Onun için insan Yüce Allah`ın sevdiği şeyleri sevmeli ve sevmediği şeyleri de sevmemelidir
Merhamet, Rahm
Esirgemek, acımak, şefkat göstermek, çaresizlerin hallerine kalben acıyarak kendilerine yardımda bulunmak demektir Merhamet, temiz ruhların bir süsüdür Yalnız insanlara değil, hayvanlara da merhamet etmeli, acımalıdır Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Yerde olanlara merhamet ediniz ki, gökte olanlar size merhamet etsin"
Mürüvvet
Erkeklik, insanlığa uygun olan şeyi yapmak, güzel görünen şeyleri alıp yerilmeyi gerektiren hallerden kaçınmak demektir Bunun karşıtı, namerdliktir
Açıkca yapılmasından utanılacak bir işi, gizlice yapmamak da bir mürüvvet sayılır Görülen bir iyiliği unutmamak ve fırsat düştükçe karşılığında iyilik yapmak da bir mürüvvet eseridir
Müşavere
Danışma, bir işin hayırlı olup olmadığını anlamak için uygun görülen kimselerle görüşüp fikirlerini almak demektir Karşıtı dediğim dediklik ve kendini beğenmişliktir
Müşavere bir sünnettir Insan danışma sonunda aydınlanır, bilmediği ve hatırına gelmeyen şeyleri öğrenir, tedbirli olarak hareket etmiş olur Yalnız kendi fikri ile hareket eden, çok kez pişmanlık çeker Bir hadis-i şerifin anlamı şöyledir:
"Müşavere eden (danışan), zarar görmemiştir"
Ancak kendisine danışılacak kimse, doğru sözlü, tecrübeli, danışılan iş üzerinde bilgili, hiddet ve gurur gibi hallerden beri olmalı düşüncesini olduğu gibi söylemekten çekinmemelidir
Muavenet, Teavün
Insanların birbirine yardımda ve hizmette bulunmaları demektir Insanlar daima birbirlerinin yardımına muhtaçtırlar Insan, elinden gelen yardımı akrabasından ve dostlarından, din kardeşlerinden esirgememelidir Ancak yardımlar iyi işlerde olmalıdır Kötü işlerde yardımcı olmak günahtır, zarardır Kur`an-ı Kerimde buyurulmuştur: "Birbirinize iyilik ve takva üzere yardım ediniz Günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayınız"
Minnet
Iyilik etmek manasına geldiği gibi yapılan iyilikleri birer birer sayarak başa kakmak anlamına da gelir Bu ikinci anlamda olan minnet, fena bir huydur, yapılan iyilikleri siler Bir âyet-i kerimede buyurulmuştur:
"Ey müminler! Sadakalarınızı, minnet altında bırakarak ve eziyet ederek boşa çıkarmayın"
Fakat iyilik edilen kimse nankör olursa, uyarılabilir, nankörlüğe son verilmesi kendisinden istenebilir
Namus
Şeref, iffet, edeb, haya, emniyet ve istikamet gibi faziletlerin tümünden ibaret olan pek kıymetli bir vasıftır Şeriata ve kanuna da namus denir Melek Cibril-i Emîn`e Namus-i Ekber denilmiştir Namusun karşıtı, iffet ve istikametten yoksun bulunmaktır
Namus, değişmeyen bir gerçektir Onun bunun anlayışına göre değildir Islâm ahlâk ve adâbına uymayan herhangi bir şeyin namus vasfı ile ilgisi yoktur Onun için islâm ahlâkına uymayan şeylerden kaçınmak gerekir
Nifak
Iki yüzlü olma, dil ile mümin veya dost görünüp kalbde küfür ve düşmanlığı gizlemek anlamındadır Böyle bir insana Münafık, Zülvecheyn (iki yüzlü) denir Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
"Iki yüzlü olan kimse, Allah katında bir mevki sahibi olamaz"
Onun için insan samimi olmalı, dili kalbine, sözü de özüne uygun bulunmalıdır
Nemime
Söz gezdirmek, köğuculuk yapmak, bir kimse aleyhine söylenen sözleri bir kötülük maksadı ile o kimseye ulaştırmak demektir Bu çok kötü bir huydur Bu yüzden nice dostların arası açılır, nice düşmanlıklar yüz gösterir Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: "Koğucu olan Cennet`e giremez" Böyle bir müslüman azaba hak kazanır demektir Doğrudan doğruya cennete girmeye lâyık olamaz Ne büyük bir korkutma! Böyle çirkin bir halden Allah`a sığınırız
Va`d
Söz vermektir Söz verilen bir şey, bir kimsenin yapacağına dair söz verdiği iştir Insan gerek olmadıkça bir şey için söz vermemelidir Söz verince de "Inşallah" deyip onu yerine getirmelidir
Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur: "Va`d (verilen söz) borçtur "Onun için, verilen sözü yerine getirmek insanlık borcudur"
Vefa
Verilen sözü yerine getirmek, borcu ödemek, din ve akla uygun olarak gereken şeyi yerine getirip altından çıkmak demektir Bu pek şerefli bir görevdir Karşıtı Hulf, caymak, sözünde durmamak, verilen sözü yerine getirmemektir ki, bu haramdır Eski dostluğu korumaya da "Vefakârlık" denir Insan vefalı olmalı, dostluk haklarını unutmamalıdır
Vakar
Ağırbaşlı olmak, yapılacak işlerde tedbirli ve yavaş davranmaktır Bunun karşıtı "Hafiflik"dir Samimi olan vakar, insanın kıymetini yükseltir Bunun işareti, insanlar arasında ve yalnızlıktan eşit bir hal üzere bulunmaktır Hafiflik ise, insanın şerefini giderir
Vakar, bir büyüklenme hali değildir Düşünceden ve şerefi koruma duygusundan, ilmin ve hilmin kuvvetinden ileri gelir Hafiflik ise, ahmaklık ve az akıllılık nişanıdır Gereksiz yere öteye beriye bakıp durmak veya gidip gelmek, bazı organları oynatmak, her söze önemle kulak vermek, gereksiz sorular sormak, soru ve cevablarda acele etmek; elbise ve kıyafete gereğinden fazla düzen vermek hep hafiflik eseridir Onun için insan, böyle hafif sayılacak hareketlerden kendisini korumalıdır
Himmet
Yüksek bir irade, kalbin bütün ruh kuvveti ile Yüce Allah`a ve kutsal amaçlara yönelmesi demektir Bunun karşıtı, huyun aşağılığı ve bayağı şeylere istek göstermesidir Insan himmetine göre yükselir "Himmetin yüksekliği imandandır" Yüksek gayelere yetişmek arzusu, üstün bir himmetin nişanıdır
Daima yükseklik aynasına güzünü dik ki,
Gözünden himmet nuru yansıyıp parlasın
Yüsr
Kolaylık, zenginlik, bir şeyin yapılması veya yapılmaması üzerinde kolaylık göstermek demektir Karşıtı, Usr (güçlük) sözüdür Çetinlik demektir Islâmda kolaylık bir esastır Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır:
"Müjdeleyiniz, tiksindirmeyiniz Kolaylık gösteriniz, güçleştirmeyiniz"
Onun için insanların kalblerini sevindirmek, nefret doğuracak şeylerden kaçınmak ve insanlara her işte kolaylık göstermek esastır Bir hadis-i şerifin yüksek anlamı şöyledir:
"Din kolaylıktır Dinde üstünlük yarışına çıkan herhangi bir kimseye, din muhakkak üstün gelir"
Artık kutsal Islâm dininin bütün insanlık için rahmet olan bu mübarek esasını güzelce bilmeli, onun her yönü ile kolay olan ve uygulanması çok uygun olan emirlerine ve hükümlerine gereği üzre bağlanmalıdır Onun gösterdiği geniş ve nurlu yolu izlemeye çalışmalıdır Insan ancak bu şekilde selâmete ve hidayete kavuşur, mutluluğa erer Bizleri böyle yüksek bir dine kavuşturan Yüce Ilâhımıza ne kadar şükretsek yine kulluk görevimizin milyonda birini yerine getirmiş olamayız Ancak onun ezelî ve ebedî olan yüce varlığına sığınarak kusurlarımızın ve günahlarımızın bize bağışlanmasını kırık bir duygu ile, değersiz bir ifade ile istirham eder, af ve keremlerine kavuşmayı şu değersiz ve günahkâr yalvarışımızla dileriz
"Övgü ve sevgi âlemlerin Rabbına, yardım ve teslimiyetler efendimiz Muhammed`e, soyundan gelenlere ve bütün sohbet dostlarına olsun"
Şehvet
Istek, nefse uygun olan bir şeyi istemek, hayat hareketi için insanların birbirlerine karşı olan doğal meyilleri demektir:
Dinde yasak olmayan bir şey hakkında kararınca bir şehvet ve meyil iyidir Dinde yasak olan bir şey hakkında ise, şehvet hayvanî bir hal olduğundan pek kötüdür, zararlıdır Bundan kaçınmak gerekir
Heva, boşuna arzu, meşru bir sebeb olmaksızın nefsin bir şeye meyletmesidir Heves de, bir şey üzerinde gösterilen ham ve noksan bir aşk ve sevda demektir Bunların ikisi de iyi değildir Insanın feyiz ve şerefine engel olurlar Peygamber Efendimiz şöyle dua ederlerdi:
"Ya Rabbi! Beni ahlâkın çirkin olanlarından ve hevalardan uzak bulundur"
|