Prof. Dr. Sinsi
|
Onlar - Mehmet Şevki Eygi
Onlar - Mehmet Şevki Eygi
Onlar
Mehmet Şevket Eygi
10 06 2008
ONLAR kimlerdir? İnançları, felsefeleri, ideolojileri, ırkları, kimlikleri, dünyaya ve Türkiye’ye bakışları nelerdir?
Onlar genellikle pozitivist ve materyalisttir
Taqiyye yaparak Müslüman gibi görünenleri vardır
Bir kısmı kriptodur Gizli Yahudi, Gizli Ermeni  
Halk çoğunluğunu hor görürler
Halk onların gözünde güdülmesi gereken bir sürüdür
Çoğulculuğu, çeşitliliği, farklılığı kabul etmezler Bir tek gerçek vardır: Kendi sübjektif gerçekleri
Müslüman çoğunluğu iç tehlike ve tehdit olarak görürler
İslâm’a büsbütün karşı değildirler Lakin din hürriyetine çok dar sınırlar çizmişlerdir
Lâik değildirler, laikliği bir din, bir ideoloji haline getirmişlerdir Lâikçidirler
Böl, parçala, hükm et prensibini esas almışlardır
Halkımızı Türk Kürt, Sünnî Alevî, Dinci Lâik diye birbirine düşman kamplara ve kesimlere ayırmışlar; toplumda büyük kopukluklar oluşturmuşlardır
Gerçek tarih yerine yapay, düzmece, sahte bir tarih yazmışlar, bunun mitleriyle nice neslin beyinlerini yıkamışlardır
Anadili Türkçe olanları, bundan yetmiş ****en sene önce yazılmış roman, hikaye, tarih, şiir, edebiyat kitaplarını okuyamayacak, anlayamayacak derecede cahil etmişlerdir
Eğitimi yozlaştırarak okur-yazar cahilliği yaygın hale getirmişlerdir
Batı’yı örnek aldık demelerine aldanılmamalıdır Batı’daki demokrasiye, insan haklarına, hukukun üstünlüğü prensibine karşıdırlar
Gerçek ve tam demokrasiye değil vesayet demokrasisine taraftardırlar
Eşitliğe inanmazlar Mensubu bulundukları egemen azınlık daha eşittir
Ülke gelirinin yüzde 60’ını onlar paylaşır
Faşizm heykelinin üzerine demokratik bir şal örtmüşlerdir
Kendilerini Türkiye devletinin, halkının ve ülkesinin hizmetkârı olarak değil, efendisi ve sahibi olarak görürler
Dedikleri dediktir, itiraz kabul etmezler
İzin verdiklerinden fazla konuşanların ve çizmeden yukarıya çıkanların susturulmasını isterler
Raison d’Etat icabı kendilerine göre muzır olan vatandaşları yargısız olarak idam edebilirler
İdeolojilerini, hakimiyet ve saltanatlarını korumak mevzuubahis olunca ahlâk kuralları geçerliliğini yitirir
Halkın kimliğinin ideolojik eğitimle değiştirilebileceğini ve bir homo devrimus nesli yetiştirilebileceğini sanırlar
Kendilerinden ve kendileri gibi olmayan halka karşı acımasızdırlar
Ufukları son derece dardır
Saatleri 1930’larda durmuştur
Başkalarının gözlerindeki saman çöplerini görürler, kendi gözlerindeki mertekleri görmezler
Bu devlet, bu memleket, bu halk onlardan çok çekecektir
Liberal Kesim Haklı Ama Çok Âciz
LİBERAL kesimde insana dehşet veren bir acizlik görüyorum Böyle bir durumda ve ortamda yapılması gerekenlerin kaçta kaçı yapılıyor? Bence ancak 10’da biri yapılıyor
Sanki bir köşe yazarları maçı yapıyoruz
Liberal kesime mensup ağır toplar, orta toplar, küçük toplar, kurusıkı toplar günlük atışlar yapıyor
Profesyonel olmadığım için beni saymayın ama köşe yazarlarının da reyting endişeleri var Filanca bugün vermiş veriştirmiş, döktürmüş, karşı tarafı rezil etmiş, ötekileri yerin dibine sokmuş  
Krizin toz dumanı içinde yüksek liberal hukukçular neler yapıyor?
Mesela bin liberal akademisyen ve hukukçu bir kurultay halinde toplanıp “Hukuk Misakı” başlıklı bir metin yayınlayamazlar mı?
Metîn bir metin  Tarihe geçecek  Hem içeriği (muhtevası), hem lisan ve üslubu, hem de tesiri bakımından çok önemli ve kalıcı bir metin olacak  Türkçesi, Ahmed Cevdet Paşa’nın Türkçesi gibi akıcı olacak, sanki mensur şiir (şiir gibi düzyazı)  
Bu metin İngilizce’ye, Fransızca’ya, Almanca’ya, Arapça’ya ve daha birkaç büyük lisana çevrilecek ve kısa zamanda yüz milyonlarca insana okutulacak
Karikatür ve mizah çok büyük güçlerdir Ülkemizin ve dünyanın en güçlü ve tesirli karikatüristlerine konuyla ilgili karikatürler çizdirilecek
Şairlere epik ve mizahî manzumeler yazdırılacak
Dünyanın bütün medenî, hukuklu, ileri, demokrat, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş, temel insan haklarına saygılı ve bağlı ülkelerinin üniversitelerinde başörtüsünün serbest olduğuna dair afişler, albümler bastırılacak
Karşı tarafın çelişkileri, ipe sapa gelmez işleri, tutarsızlıkları dile getirilecek
Ey keskin zekâ, ey edebiyat, ey mizah, ey karikatür, ey firaset, ey yüksek siyaset, ey şehir kültürü, ey gayret, ey hamiyet nerelerdesiniz?
Ey haksızlıklara karşı kükreyen dâvâ şairleri, varsanız zuhur ediniz! 
Bugünkü vahim krizi/savaşı sadece ateşli köşeyazıları ile kazanabilir miyiz?
Niçin Le Monde, The Times, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Washington Post ve benzeri gazetelerde tam sayfa bildiriler yayınlanmıyor?
Böyle siyaset ve hukuk savaşları ağlamakla, inlemekle, ucuz şikayetlerle, vurucu köşe yazılarıyla kazanılmaz ki  
Bu işin satrancı böyle oynanmaz ki  
|