Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamberimizin Diliyle Gençlik
"Gençliğin Tehlikelerinden Sakınınız"
Gelişiyle insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran Yüce Peygamberimiz (a s m ), bütün söz, fiil ve davranışlarıyla bizlere örnektir Kur'an-ı Kerimde meâlen "Ant olsun ki, Allah'ın rahmetini ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için, Allah'ın resûlünde size güzel bir numûne vardır" (Ahzâb: 21) buyuran Rabbimiz, onun her yaş ve her kesimden insana rehber olduğunu belirtmiş oluyor
Yüce Peygamberimiz (a s m ) bizim için en güzel "öğretici, uyarıcı ve müjdeleyici"dir
Hayatlarının en fırtınalı ve en hareketli dönemini yaşayan gençler hakkında buyurduğu, "Gençliğin tehlikelerinden sakınınız " (Kenzü-l Ummâl, 2: 258) şeklindeki hadîs, o en büyük muallim ve terbiyecinin çok mühim bir uyarısıdır
Hadiste birbiriyle çok yakından ilgili olan iki kavram var: Gençlik ve tehlike
Gençlik, insan hayatının en duygusal dönemidir İnsanın gerek maddî organlarının, gerekse mânevî duygularının çok canlı olduğu bu devrede, en kritik problemlerle karşılaşılır
Çünkü gençlikte, insanın nefsi kötülüğü emrederken, sahip olduğu potansiyel de bu kötülüğü işlemeye imkân verir
Söz gelişi, yasak eğlence, içki, kumar, zinâ, hırsızlık gibi kötülükler gençlikte daha kolay işlenebilir
Gençler, ömürlerinin en güçlü, en dinamik ve en hareketli dönemini yaşadıkları için ölümü pek düşünmezler Daha yolun başındadırlar ve yaşlanmaya uzun yıllar vardır Namaz ve benzeri ibâdetler için, "Daha genciz, yaşlanınca kılarız" gibi bir gaflete düşerler
Halbuki ölüm genç-ihtiyar ayırımı yapmamaktadır Nice gençler hayatının baharında ölümle tanışmaktadırlar Hiç kimse Azrail'le (a s ) "ne kadar yaşayacağı hususunda" sözleşme yapmış değildir
Kaldı ki, Allah ibâdetleri sadece ihtiyarlar için emretmemiştir İslâm "ihtiyarlar" dini değil, her yaştaki insanın dinidir Bu bakımdan yaşlanınca namaz kılmaya başlayan birisi, âhirette hesap verirken hemen kurtulacak değildir Ona, "ergenlik çağından ihtiyarlık dönemine kadar niçin ibâdet etmediği" mutlaka sorulacak, eğer affedilmezse azabını çekecektir
Allah, herkese sonsuz rızık vermekte, ihtiyaçlarını karşılamaktadır İnsana verilen nimetlerin en çok olduğu devre ise, gençlik dönemidir Bunun için Rabbimize en çok ibâdet etmemiz gereken dönem de "gençlik" çağıdır
Gerçek bu iken tehlikelerle çepeçevre kuşatılan gençler, nefis ve şeytanın oyununa gelerek Allah'ın emir ve yasaklarına uymayabiliyorlar
İşte Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) gençleri bu hadisle uyarıyor, gaflete dalmamalarını, insî ve cinnî şeytanlara aldanmamalarını öğütlüyor
Bir gencin düşmanı sadece şeytanlar mıdır?
Hayır!
Hattâ şeytanlar en büyük düşman bile değillerdir
Çünkü, Yüce Peygamberimiz (a s m ), bu konuda da bizi îkaz ederek, "Senin düşmanların (içinde) en şiddetli düşmanın iki tarafın arasındaki nefsindir" (Keşfü-l Hafâ, 1:412) buyuruyor
Demek ki, insanın en başta gelen düşmanı bizzat kendi nefsidir Yani insanı, günahlara, kötülüklere, heveslere sevk eden duygudur
Nefsin en güçlü olduğu ve en fazla istekte bulunduğu dönem de, yine gençlik devresidir
Şu halde gençler, nefsin kötü isteklerini yerine getirmemek için de dikkatli olmak zorundadırlar
Belki bazı gençler, "Ben nefsime hâkim olabilirim Zaten çok sâkin ve günahlardan uzak bir hayatım var" diye düşünebilir
Oysa bu da nefsin bir oyunudur Böyle düşünen kimse, nefisle yaptığı mücâdeleyi çok sıkı tutmaz, duyarlılığı kaybeder
Çünkü, nefse güvenilmez Hazret-i Yûsuf (a s ) bir peygamber olduğu halde, "Ben nefsimi temize çıkarmam Çünkü nefis, dâimâ kötülüğe sevk eder�ancak Rabbim rahmet ederse o başka" (Yûsuf:53) demiştir
Tüm peygamberler gibi "günahsız" olan Hazret-i Yûsuf (a s ) böyle derse, bizim nefsin oyunlarına karşı çok dikkatli olmamız gerekir
Gençliğin tehlikelerini şöyle özetleyebiliriz:
1- Tûl-u emel beslemek: Ölümü düşünmeden sanki sonsuza dek yaşayacak gibi uzun emeller taşımak Bu durum, insanı fâni hayata daldırır, âhiretine çalıştırmaz
2- Hissiyâta göre hareket etmek: Gençlik, insanın en sağlıklı, en güçlü ve en duygulu dönemi olduğu için akıldan ziyâde duygular ön plândadır Gelip geçici zevkler, oyun ve eğlenceler çekici gelir Eğlence yerlerinde çoğunlukla gençler bulunur Orta yaşlılıkta ve ihtiyarlıkta ise, hem vücudun zayıflığı, hastalıkları, hem de hayatın sorumlulukları daha fazla olduğu için kişiler duygusal hareket edemezler
3- Gençlik günahlara ve kötü alışkanlıklara daha açıktır: Gençlik devresi, içki, kumar, zina gibi günahlara daha çok düşüldüğü bir dönemdir
Tüm bu tehlikelere karşı Yüce Peygamberimizin (a s m ) tavsiyelerine sımsıkı sarılmamız gerekir
|