Konu
:
Hz Peygamberimizin Huzurunda [Nihat Hatipoğlu]
Yalnız Mesajı Göster
Hz Peygamberimizin Huzurunda [Nihat Hatipoğlu]
07-27-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Hz Peygamberimizin Huzurunda [Nihat Hatipoğlu]
HZ Peygamberimizin huzurunda [nihat hatipoğlu]
Medine ziyaretçilerine ithafen
EY Allah'ın Resulü! Huzurundayım
Medine'deyim
Mezarını örten soğuk demirin içimi ısıttığı uzaklıktayım
Ellerimi uzatsam mezarına dokunacağım o kadar yakındayım
Seni örten toprağın ötesindeki Sen'i görmek için önünden geçenlerin içindeyim
Kubbende derinden derine duvarları okşayıp gelen salat ve selamın yankıları var
Benim de dudaklarımda; 'salat ve selam sana ey Nebi!' duası
Salat ve esenlik sana ey iki cihanın güzeli ey Medine'nin gülü ey sevgililer sevgilisi
* * *
Huzurundayım
Şakaklarına birkaç gün içinde düşüveren akları sayıyorum
Sayıları belki 15-20
Şakaklarının saçlarının aniden beyaza dönmesi ürkütüyor beni
Ağır geliyor bana
Soracak oluyorum:
"Ey Resul! Ne oldu sana neden birden saçlarına ak düştü"
diye
Sadık dostun Hz
Ebu Bekir (r
a
)'e verdiğin o cevap aklıma geliveriyor
Derinden sarıyor beni
Ebu Bekir! Hud ve Vakıa sureleri ihtiyarlattı beni!
Hiç eğri durmamış hiç eğilmemiş peygamberi birkaç günde ihtiyarlatan ayet
"Ey Muhammed! Emir olunduğun gibi dosdoğru hareket et!"
uyarısıydı
Sanki ayet diyordu ki bilesin ki kimsenin ayrıcalığı yoktur kurtuluş senedi imzalanmamıştır
Allah'ın Resulü olsan da çizginde aynen öyle dur hiç değişme! Aksi takdirde ateş sana da dokunur
Hatırası bile sarsıyordu
Huzurundayım
Tebuk yolculuğunda dinlendiğin ağacın dibindeyim
Bir anne kuş telaş içinde sağa sola dalıyor bağrışıp duruyor
Hemen ayağa kalkıyorsun
Etrafa seslenip; kim bu anne kuşu tedirgin etti diye soruyorsun
Arkadaşların ellerinde tuttukları yavru kuşlarla yanına geliyorlar
Meğer ağacın tepesindeki yuvadan almışlar
Anne kuşun feryadı bunaymış
"Hiç oynaşıyoruz" diyorlar
Hemen yavruları yerine koyun anne kuşu tedirgin ettiniz üzdünüz diyorsun
Yavrular yuvasına konuncaya kadar kuş kadar hafif yüreğindeki tedirginliğin devam ediyor
Ey Resul! Bizimse yüreğimiz taş kadar sert
Kaskatı kesilmiş
Baksan bize tanıyamayacaksın
Sevdiklerin sadık dostlarına hiç benzetemeyeceksin
Evet aynen böyle hiç benzetemeyeceksin
Halbuki aynı Kuran'ı biz de okuyoruz aynı sözleri biz de duyuyoruz
Sadece duyuyoruz! Duymak anlamak için yetmiyor! Kuran'ı açılmasın diye kılıfına koymuşuz
Evimizin en güzel yerine
Güzel hafızlarımızın okuyuşlarıyla da duygulanmışız belki ama o ayetler ne anlatıyor diye içine hiç bakmamışız
Kuran'ı Kerim'i baştan sona meal veya tefsiriyle okuyan kaçımız var ki!
Huzurundayım
Sağımda solumda benimle aynı dini taşıyan insanlarla beraberim
Ama aramızda sevgi birlik beraberlik diğerkamlık fedakarlık duyguları ne kadar da azalmış
Neden diye soracak oluyorum sana Ey Resul! Soruyorum da nerede yanlışlık yaptık neden birbirimizin kuyusunu kazıyoruz
Birbirimize hoşgörü merhamet sevgi tolerans göstermiyoruz
Neden geçeceğimiz yollara tuzaklar serpiştirmişiz
Neden coğrafyamız bir kin ve nefret tarlasına dönüşmüş neden! Sanki derinden gelen bir ses senin şu mübarek sözlerini hatırlatıyor:
"(Gerçek) Müslüman diğer Müslümana eliyle ve diliyle zarar vermeyen kişidir
"
Hadisinde geçen Müslümanı gerçek diye diye paranteze hapsettim
Gerçek Müslüman!
Dedim
Öyle olmazsa sanki kendimizi bir an İslam dairesi dışında bulacağız diye korktum
Ağır olurdu
Kaldıramazdık
Ya peki biz ne oluyoruz o zaman
Sadece Müslüman mı acaba
Sadece kelimede kimlikte cümlede harfte satırda Müslüman
Öyle ya
Hani Müslüman hırsızlık yapmazdı hani yalan söylemezdi hak yemezdi hani zülmetmezdi hani zina etmezdi hani gıybet etmezdi hani gereksiz yere ot bile koparmazdı hani bir hayvanı susuz yemsiz bırakmazdı hani kadın dövmezdi hani engelliye engel olmazdı hani düşeni kaldırırdı hani alın terini fakirle paylaşırdı hani komşusu aç iken tok yatmazdı hani işçinin hakkını teri soğumadan verirdi hani kahine sihirbaz ve büyücüye gitmezdi hani düşmanına bile merhamet ederdi hani darda kalan borçlusuna zaman tanırdı hani haram parayı kursağına koymazdı hani zulme rıza göstermediği gibi zalim de olmazdı hani zalimin yanında mazlumun hakkını arardı hani herkes uykudayken sırf Allah için seherde namaza kalkardı hani bölücülükten fitneden ayrımcılıktan başkasını damgalamaktan uzak dururdu
hani
hani
hani
! Nerede o Müslüman
* * *
Huzurundayım
Yanında Hz
Ebubekir (ra) Hz
Ömer (ra) uzanıyorlar
İki sadık ve güzel dostunla dinleniyorsun
İki dostundan Hz
Ebubekir (ra) sadık olmanın vefanın diğerkamlığın sembolüydü
Diğer yanındaki Hz
Ömer (ra) ise adaletin kılı kırk defa yarmanın hassasiyetin teraziyi sağlam tutmanın sembolüydü
Sadakat
(güvenilirlik)
ve adalet
insanlık için olmazsa olmaz temel direkler
İki yanında onlar var
Bize ne de çok şey hatırlatıyorlar
Kaybettiklerimizi hatırlatıyorlar
Toprağa gömdüğümüz iki ölmezi hatırlatıyorlar
İç alemimize dış alemimize bakınız
Ne kadar özlüyoruz değil mi?
Ey Resul! Aslında arz edecek o kadar çok şey var ki! İtiraf edecek o kadar günahımız hatamız sıkıntımız var ki! Biliyorum buyuracaksın ki itiraf ve tövbe pişmanlık ve yönelmeler kula değil Yüce Allah'adır
Bizimki halimizi arz etmektir
İslam'da günahlar kula değil Allah'a affettirilir
Biliyorum
Belki binlerce dertten sadece birkaçıyla huzurundaydım
Şimdi ayrılıyorum
Şimdilik ayrılıyorum
Ayrılırken o huzur veren misk kokan güzelim mezarından başı eğik bir şekilde birden
Hz
Mevláná'nın
sözleri içime geliyor
Sonra dudaklarıma
Mırıldanıyorum
Pişmanlık ateşiyle dolu bir gönülle ve nemli gözlerle dua ve tövbe et
Zira çiçekler güneşli ve ıslak yerlerde açar
Nihat Hatipoğlu
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul