Yalnız Mesajı Göster

İman Dinin Ruhudur, İslam Dinin Bedenidir

Eski 07-27-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İman Dinin Ruhudur, İslam Dinin Bedenidir



İslam nedir?

İslam kelimesinin üç mastardan üretildiği söylenir: “Barış” manasındaki silm, “kayıtsız şartsız teslimiyet” manasındaki teslimiyet ve “kurtuluş” manasındaki selamet Bu üçünün manasını içeren bir İslam tarifi, doğru tariftir İslam: Allah’ın hakkını Allah’a teslim etmenin O’na kayıtsız şartsız teslim olmaktan geçtiğini bilerek, bu sayede iç barışa ve ebedi kurtuluşa ermek demektir

İslam imanın dıştaki tezahürüdür Din imana isnat edilmez, İslam’a isnat edilir: “Allah katında din İslam’dır” Zira din “hayat tarzı” ile alakalıdır ve hayat tarzı imanın görünen yüzüdür

İslam’ın değerleri insanlığın değişmez değerleridir İslam tüm zamanlar ve mekânlarda geçerli olan insanlığın ortak doğrularına verilen addır Bu yüzden tüm peygamberler İslam peygamberidir İslam dinlerden bir din değil, tüm peygamberlerin tebliğ ettiği insanlıkla yaşıt hak dindir İnsanlık tarihi boyunca tüm peygamberlere tabi olanlar Kur’an tarafından “Müslüman” olarak adlandırılır Ve nihâyet son peygamberin ümmeti de, insanlık tarihiyle yaşıt olan bu yürüyüşe kendi zamanlarından katılan mü’minlerden başkası değildir Kur’an “Allah, sizi Müslümanlar olarak isimlendirdi” (Hac 22:78) buyurur Bu Allah’ın isimlendirmesidir

İslam, Allah’ın kâinatı yönettiği sistemin öteki adıdır Allah’ın insandan beklediği teslimiyeti, kâinattaki şuursuz varlıklar zaten sergilemektedir Onlar yaratılış amaçlarına boyun eğmişlerdir Yaratılış amacına başkaldırabilme yeteneği insana verilmiştir Zira insandan beklenen “gönüllü ve iradeli itaat”tir Esasen teslimiyet, itaatin gönüllü ve iradeli olanına verilen isimdir İnsan kendisine emanet edilen iradeyi Allah’a teslimiyet yönünde kullanırsa, o zaman “Müslüman” sayılacaktır

İslam bir ideoloji değildir, fakat İslam’ın bir ideolojisi vardır Zira İslam’ın bu dünyadaki hayata ilişkin bir projesi vardır Tüm zamanların değişmez değerlerini temsil eden İslam’ı vaz eden vahiyler, ilahi bir inşa projesidirler İlahî bir inşa projesi olan vahyin maksadı, hayatı inşa edecek usta olan insanı inşa etmektir Allah, insandan vahyin çırağı olmasını istemektedir ki, insan hayatın ustası olabilsin

İslam, hakikati teslim alanların değil hakikate teslim olanların yoludur Zira teslimiyetin adı olan İslam, insanın başka şeylere değil hakikate teslim olmasını istemektedir Hakikate teslim olan “Müslüman” adını almayı hak kazanır Her Müslüman bilir ki, İslam’ın iki kanadı vardır: Biri insan-Allah ilişkisinin ekseni olan tevhid, diğeri insan-insan ilişkisinin ekseni olan adalet Tevhid veya hakikat, adaletin ruhudur Adalet ise, tevhid veya hakikatin bedenidir

İnsan endişe edecekse, İslam için değil kendisi için endişe etmelidir İslam’ın geleceği Allah’ın garantisindedir İslam’ın beka meselesi yoktur, fakat Müslümanların beka meselesi olabilir İslam’ı İslam’ın sahibi korur İslam’ı, İslam’ın sahibi olan Allah’tan daha fazla korumaya kalkanların İslam’a verdiği zararı, İslam’ın düşmanları İslam’a vermemişlerdir Herkes bilmelidir ki, İslam’ın cazibesi Allah’ın dini oluşundan kaynaklanır, ona mensup olanların aidiyyetinden değil

Müslüman olmak, canının istediğinin yerine Allah’ın istediğini koymaktır Müslüman olmak, herkes “başkaları ne der?” diye sorarken, “Allah ne der?” diye sormaktır Müslüman olmak, ‘olma’ halini ‘görünme’ halinin önüne koymaktır İslam’a gelmek bir yere gelmek değil, ‘kendine gelmek’tir

Gayrimüslim ile kâfiri karıştırmamak lazımdır Kâfir, kendisine açıkça ulaşan vahyin hakikatlerini açık ve net olarak inkâr eden kimsedir Buna göre her gayrimüslim kâfir değildir, fakat her kâfir gayrimüslimdir

Sözün özü: İman Allah’a güvenmek, İslam güvendiği Allah’ın kendisi için olan tüm hükümlerine samimi bir inkıyad ile teslim olmaktır

Mustafa İslamoğlu

Alıntı Yaparak Cevapla