Yalnız Mesajı Göster

Bağışlamak (Affetmek) İle İlgili Ayetler

Eski 07-27-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bağışlamak (Affetmek) İle İlgili Ayetler



Gökler, neredeyse üstlerinden çatlayıp-parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler Haberiniz olsun; gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O'dur (42/5)
İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir De ki: "Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum" Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir (42/23)
(Bunlar,) Büyük günahlardan ve çirkin -utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar, (42/37)
Kim sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu, azme değer işlerdendir (42/43)
İman edenlere de ki: "(Allah'ın) Onları kazandıklarıyla cezalandırması için, Allah'ın günlerini ummayanları (şimdilik) bağışlasınlar" (45/14)
Yoksa: "Kendisi onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer ben uydurdumsa, bu durumda siz, Allah'tan bana (gelecek) hiçbir şeye malik (engel) olamazsınız Sizin kendisi (Kur'an) hakkında, ne taşkınlıklar yaptığınızı O daha iyi bilendir Benimle sizin aranızda şahid olarak O yeter O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir" (46/8)
"Ey kavmimiz, Allah'a davet edene icabet edin ve O'na iman edin; günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acı bir azabtan korusun" (46/31)
Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin (48/2)
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; dilediğine mağfiret eder, dilediğini azablandırır Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir (48/14)
Eğer gerçekten, yanlarına çıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı, herhalde (bu,) kendileri için daha hayırlı olurdu Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir (49/5)
Bedeviler, dedi ki: "İman ettik" De ki: "Siz iman etmediniz; ancak "İslam (Müslüman veya teslim) olduk deyin İman henüz kalplerinize girmiş değildir Eğer Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir" (49/14)
Ey iman edenler, Allah'tan sakınıp-korkun ve O'nun elçisine iman edin, size kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir (57/28)
Sizden kadınlarına "zıhar"da bulunanlar (bilsinler ki, kadınları) onların anneleri değildir Anneleri, yalnızca kendilerini doğuranlardır Şüphesiz onlar, çirkin ve yalan söylemektedirler Gerçekten Allah, çok affeden, çok bağışlayandır (58/2)
Ey iman edenler, Peygamber'e gizli bir şey arzedeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir Şayet (buna imkan) bulamazsanız, artık şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir (58/12)
Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma Rabbimiz, gerçekten sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin" (59/10)
İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: "Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir" Ancak İbrahim'in babasına: "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez" demesi hariç "Ey Rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik' Dönüş sanadır" (60/4)
"Rabbimiz, bizi inkâr edenler için bizi fitne (deneme konusu) kılma ve bizi bağışla Rabbimiz Şüphesiz Sen, üstün ve güçlüsün, hüküm ve hikmet sahibisin" (60/5)
Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık besledikleriniz arasında bir sevgi-bağı kılar Allah, güç yetirendir Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir (60/7)
Ey Peygamber, mü'min kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira düzüp-uydurmamak (gayri meşru olan bir çocuğu kocalarına dayandırmamak), ma'ruf (iyi, güzel ve yararlı bir iş) konusunda isyan etmemek üzere, sana biat etmek amacıyla geldikleri zaman, onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret iste Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir (60/12)
O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir İşte 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur (61/12)
Onlara: "Gelin Allah'ın Resûlü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin," denildiği zaman başlarını yana çevirdiler Sen, onların büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirmekte olduklarını görürsün (63/5)
Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar Şu halde onlardan sakının Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (64/14)
Eğer Allah'a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar Allah Şekûr'dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halim'dir (cezayı vermekte acele etmeyendir) (64/17)
Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah'ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir (66/1)
Ey iman edenler, Allah'a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar Derler ki: "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin" (66/8)
O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır (67/2)
Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır (67/12)
"Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez Bir bilmiş olsaydınız" (71/4)
"Doğrusu ben, onları bağışlaman için her davet edişimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyüklük tasladıkça büyüklük gösterip-direttiler' (71/7)
"Bundan böyle" dedim "Rabbinizden mağfiret isteyin; çünkü gerçekten O, çok bağışlayandır (71/10)
"Rabbim, beni, annemi, babamı, mü'min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma" (71/28)
Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir) Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O'na dönüşünüzü) kabul etti Şu halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah'ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir Öyleyse ondan (Kur'an'dan) kolay geleni okuyun Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah katında bulursunuz Allah'tan mağfiret dileyin Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir (73/20)
Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar; takvanın sahibi (onu kabul etmeye ehil olan) O'dur, mağfiretin sahibi (bağışlamaya ehil olan da) O'dur (74/56)
O, çok bağışlayandır, çok sevendir (85/14)

Alıntı Yaparak Cevapla