07-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ermeni Meselesi Ve Tarihi Gelişimi
Türkiye'yi yakından ilgilendiren önemli konulardan birisi Ermenilerin uluslar arası alanlarda Türkiye'yi ve Türk Halkını kendilerine karşı soykırım yapmakla suçlamalarıdır Bu suçlamanın gerisinde Ermeniler'in çok büyük siyasi beklentileri vardır Konuya geçmeden önce soykırımı tanımlamak istiyorum Soykırım terimi, tanımı olan bir suça ilişkindir Bu tanım İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hazırlanarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 9 Aralık 1948 günü kararı ile onaylanıp yürürlüğe giren "soykırımın önlenmesi ve cezalandırılmasına yönelik sözleşme"adlı uluslar arası bir sözleşmeyle yapılmıştır Türkiye de bu sözleşmeyi imzalamıştır Sözleşmeye göre soy kırımı bir ulusal,etnik,ırksal veya dini gruba mensup insanları,tamamen veya
kısmen,o gruba mensup oldukları için ortadan kaldırmak amacıyla işlenmiş aşağıdaki eylemlerden biridir
a) Bir grubun üyelerini öldürmek
b) Bir grubun üyelerine bedeni veya akli zarar vermek
c) Bir grubun üyelerini fiziki olarak tamamen veya kısmen yok etme sonucunu
vereceği önceden bilinen yaşam koşulları altına sokmak
d) Grup içindeki doğumları bilinçli olarak engellemeye yönelik önlemler
dayatmak
e) Bir grubun çocuklarını başka gruplar içine zorla götürmek
Ermenilerin iddia ettiği gibi Osmanlı Devleti'nin 1915 de yapmış olduğu göç ettirme ve yerleştirme uygulamasında soy kırımın unsurları kesinlikle bulunmamaktadır Zira;soykırımın asıl unsuru,yani sırf ermeni oldukları için Ermenileri yok etmeye yönelik kasıt unsuru yoktur Göç ettirme ve yerleştirme O günkü şartlarda asi,saldırgan,bölücü ve düşmanla işbirliği yapan,cephe
gerisindeki Türkleri katleden,Türk köy ve kasabalarını yakıp yıkan,ordunun ikmal yollarını kesmeye çalışan Ermenilere uygulanmıştır Soykırımı iddialarının tarihsel gelişimi söyle olmuşturaha önce Roma ve Bizans hakimiyeti altında yaşayan Ermeniler Türklerin Anadolu'ya hakim olması ile birlikte,Selçuklu ve Osmanlı hakimiyeti altında varlıklarını devam ettirmişlerdir Hatta Türklerin Anadolu'yu fethinde onlara yardımcı bile olmuşlardır Bu dönemde Türklerle Ermeniler iç içe ,yan yana ve birlikte ,dostça yaşamışlardır Ermeniler Türk kültüründen etkilenmişler ve kendi istekleri İle Türkçe konuşmaya başlamışlardır Osmanlı Devleti'nin kuruluşu gelişmesi ve özellikle İstanbul'un sonucu Bizans'ın yıkılması ile Ermeniler için tarihlerinin hiçbir döneminde açılmayan yeni bir çağ açılmış,üzerlerindeki her türlü baskı kalkmıştır Ermeniler Bizansın mezhepleri yüzünden onlara uyguladıkları baskıdan kurtulmuşlardır Osmanlı yönetiminin Ermenilere karşı hoşgörülü tutumu,Ermeni toplumu ve kilisesinin yaşamasına ve gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur Osmanlı İmparatorluğu "gregoryan"Ermenileri "millet adı altında örgütlemiş ve onları kendi dini liderlerinin yönetimine bırakmıştır Fatih,Ermeni patrikhanesini kuran fermanında,patriğin
imparatorlukta yaşayan bütün Ermenilerin hem din hem de dünya lideri olduğunu karara bağlamıştır Ermenilere din,kültür,eğitim ve hayır işlerini yürütebilmeler için gerekli mali olanaklara kavuşabilmeleri açısından vakıf kurma imkanı tanınmış kendi mali güçlerinin yetmemesi halinde Osmanlı yönetimi yardımda bulunmuştur ,patrikhanenin eksikleri tamamlanmış Ermeni kurumlarına maddi destek sağlanmıştır Ermeni toplumu Osmanlı yönetimi altında kendine tanınan hakları başarıyla kullanarak hızla gelişmiş ve refaha kavuşmuş,ayrıca Türk-Osmanlı yaşam tarzı ve kültürünü de benimseyerek kısa süre içinde Osmanlı yönetiminin güvenini kazanmıştır Bu güven satesinde iş hayatında olduğu gibi kamu yönetiminde de önemli yerlere gelmişler,kendisinden "milleti sadıka "diye bahsettirir olmuşlardır
|
|
|