Konu: Siyonizm
Yalnız Mesajı Göster

Siyonizm

Eski 07-26-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Siyonizm



Siyonizmin Kanlı Bilançosu

Siyonizm sorunları şiddet kullanarak çözmeyi öngören bir ideolojidir Daha önce de vurguladığımız gibi Siyonizme göre, Yahudiler dışındaki toplumlara karşı acımasız olmanın hiçbir sakıncası yoktur Merhamet, affedicilik, şefkat ve hoşgörü yalnızca kendi ırklarına, yani Yahudilere karşı gösterilebilir
Bu zihniyet İsrail Devleti'nin Filistinli Müslümanlara karşı izlediği politikada açıkça görülmektedir İsrail halkının büyük bir çoğunluğu da Siyonist telkinlerin etkisi altında kalmaktadır 8 Ekim 2000 tarihli İsrail Ma'ariv gazetesinde yer alan anketin sonuçları bu durumu açıkça göstermektedir İsrail'de şiddet büyük çoğunluk tarafından olağan karşılanan bir olgudur Söz konusu ankete göre İsrail halkının sadece %7'si İsrail ordusunun Filistinlilere karşı aşırı şiddete başvurduğunu düşünmektedir Geri kalan %93 ise, ordunun tepkisinin yerinde olduğunu ve hatta daha da keskin davranması gerektiğini düşünenlerdir Ankete katılanların %60'ı ise Arapların tamamen Kutsal Toprakları terk etmeleri gerektiğine inanmaktadır36 Nitekim dönemin İsrail Savunma Bakanı Eprahim Sneh de Aksa İntifadası'nda İsrail askerlerinin aşırı şiddete başvurması ve 2 silahsız kadının gaddarca öldürülmesi karşısında; "Biz bu topraklarda oyunu kendi kurallarımızla oynuyoruz Kimse cezalandırmadan muaf tutulamaz" demiştir37

Siyonizmin ve İsrail'in tarihi, şiddet eylemleriyle, katliamlarla doludur King David Oteli'nin havaya uçurulması, masum köylülerin işkence yapılarak öldürüldükleri 1948 yılındaki Deir Yasin katliamı, 1958 yılında Kibya Köyü'nde yapılan insanlık dışı katliam, Ariel Şaron'un önderliğinde Sabra ve Şatilla mülteci kampında gerçekleştirilen ve 3000'e yakın kişinin ölümüyle sonuçlanan katliam, 1990 yılında Mescid-i Aksa'da 11 Filistinlinin ölümü ve 800'e yakın kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırı, 1994 yılında Hz İbrahim camisinde sabah namazı esnasında gerçekleştirilen katliam, Kana Mülteci Kampı'nda gerçekleştirilen katliam, 1999 yılında 4000 askerlik bir kuşatmayla gerçekleştirilen tünel katliamı bunlardan sadece bir kaçıdır

Siyonizm bugün de Filistin'de tüm dünyanın gözü önünde bir halkı katletmekte, uzun vadeli bir soykırıma tabi tutmaktadır Üstelik İsrail yönetimi mevcut şiddet yanlısı politikasını değiştirmeyi düşünmediğini de açıkça ifade etmektedir
Filistin topraklarının İsrail ordusu tarafından kuşatılıp şiddetin doruğa tırmandığı bir dönemde yaptığı açıklamada, Ariel Şaron "Kayıplarını artırmalıyız ki bu yolla bir şey kazanamayacaklarını anlasınlar� Onları vurmalıyız, bir daha bir daha vurmalıyız, bunu iyice anladıklarına kanaatimiz gelene kadar"38 yorumunu yapmaktan çekinmemektedir Likud Partisi üyesi Meir Sheetrit ise Parlamentoda yaptığı konuşmasında, İsrail ordusunun Filistin topraklarında uyguladığı şiddeti desteklediğini söylemiş ve "Filistinlilerin 'barış istiyoruz diye can havliyle bağırıncaya kadar' vurulması gerektiğini" savunmuştur
Her ne kadar bu durum Avrupa Birliği başta olmak üzere pek çok Batılı kurum tarafından şiddetle kınansa da, Avrupa devletleri çoğu zaman, Siyonist vahşeti engellemekte aciz kalmaktadır Bir başka deyişle, Avrupa Birliği gibi büyük bir ekonomik ve siyasi güç dahi, İsrail terörünü durdurmayı başaramamaktadır Bu da bir kez daha, Siyonizmin insanlık için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu gözler önüne sermektedir

Filistin'deki durumun doğru anlaşılması önemlidir Günümüzde devam eden çatışma, İsrail'in 1967'de uluslararası hukuka göre Araplara ait olan toprakları işgal etmesi ve burada yerleşmesiyle başlamıştır İsrail o zamandan bu yana Filistin'deki savunmasız ve korumasız halka karşı acımasız bir "etnik temizlik" yürütmektedir En güçlü silahlarla donatılmış İsrail ordusu Ortadoğu'nun en büyük ve güçlü ordularından biridir Ve bu ordunun panzerleri, roketleri, bombardıman uçakları neredeyse her gün sivil halkı ateşe tutmaktadır En yüksek standartta istihbarat servisine, mükemmel bir deniz donanmasına ve hava kuvvetine sahip olan İsrail tüm gücünü; panzeri, cephanesi, savaş gemisi, savaş uçağı ve hatta modern bir devletin sahip olması gereken pek çok kuruma bile sahip olmayan Filistin'e karşı kullanmaktadır
Filistin yerleşim alanlarının elektrik, su gibi en temel ihtiyaçları dahi İsrail'in kontrolü altındadır Hiçbir Filistinli ürününü herhangi bir Arap ülkesine doğrudan ihraç edememektedir Ürünler İsrail'den geçmek zorundadır ve her ürün için ayrıca İsrail'e vergi ödenmesi gerekir

Şu anda 63 kantona bölünmüş olan Filistin toprakları birbirlerinden tel örgüler ile ayrılmış durumdadır Ayrıca bu alanların etrafı İsrail askerleri tarafından hendeklerle çevrilmiştir Hemen hemen her Filistin kampı, köyü, kasabasının girişinde bulunan İsrail askeri yığınakları, Filistin halkının hayatını işkenceye çevrimektedir Kontrol noktalarında hastalar ölmekte, din adamları tutuklanmakta, gençler kurşunlanmakta, insanlar türlü hakaretlere maruz kalmaktadırlar Filistin topraklarının aralarına kurulmuş olan 140 İsrail yerleşim birimi ve bunların arasında Yahudi olmayanların geçişinin yasak olduğu sokaklar, Siyonistlerin tam anlamı ile ırkçı bir rejim kurduklarını göstermektedir Ancak ünlü Ortadoğu uzmanı Edward Said'in belirttiği gibi, "ırkçı Güney Afrika Cumhuriyeti bile, siyahların yaşadığı bölgeyi bombalamak için asla F16 uçakları kullanmamıştır"39
Kuşkusuz İsrail zulmüne karşı bazı Filistinli radikal grupların başvurdukları ve sivilleri hedef alan terör eylemleri de haksızdır ve bunları da kınıyoruz Ancak unutulmamalıdır ki, bu terör eylemlerini ortaya çıkaran temel sebep, İsrail işgalidir İsrail 1967 öncesinde, yani Filistin topraklarının tümü işgal altında değilken, bir terör tehdidi ile karşı karşıya değildi Filistin terörünü doğrudan besleyen etken, İsrail'in işgali ve "etnik temizlik" stratejisi olmuştur
Bu nedenle İsrail, Filistin topraklarını işgal altında tutmakla, hem Filistinlilere zulmetmekte hem de kendi Yahudi vatandaşlarını tehlike ve korku dolu bir yaşamın içine atmaktadır Çözüm sağduyulu İsraillilerin savunduğu gibi, "hemen şimdi barış"tır ve bunun da birinci şartı 1967'den bu yana süren acımasız işgalin sona ermesidir
Filistin toprakları, hem Yahudileri hem de Müslümanları barındırabilir Bu topraklar her inançtan insanın ibadetini dilediğince yerine getirebileceği, huzur içinde yaşamını sürdürebileceği bir yer olmalıdır Ancak öncelikle, İsrail'in buna razı olması gerekmektedir; bunun için de Siyonist ideolojinin sorgulanması şarttır

Alıntı Yaparak Cevapla