Yalnız Mesajı Göster

Hitler Ve Yahudilerin Soykırımı Yalan

Eski 07-26-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hitler Ve Yahudilerin Soykırımı Yalan



Hitler Geri Zekâlı mıydı?

Hitler, Stalingrad'dan sonra savaşın son iki yılı içerisinde açmazdadır Çünkü müttefikler bombardımanlarla onun savaş üretim merkezlerini tarumar etmiştir Fabrikaları boşaltarak yeni birlikleri askere almak zorundadır Fakat Hitler'in belki de şöyle bir saplantısı vardı; Elindeki savaş esirlerini, Yahudileri de, şantiyelerde insanlık dışı koşullarda da olsa çalıştırmak dururken ve çalışacak insana ihtiyacı varken Hitler onları öldürmeyi kafasına koymuştu Nitekim çok fazla zeka istemeyen şey onları çalıştırmaktır ve bu onları kamplarda tutmaktan daha ekonomiktir
Madam Hannah Arendt bu hareketin akıl dışılığı üzerinde durur: "İnşaat malzemeleri ve tekerlekli taşıt kıtlığına rağmen savaşın tam ortasında çok büyük ve çok pahalı imha malzemeleri yapmak ve milyonlarca insanın naklini düzenlenmek suretiyle, Naziler kesinlikle yararsızı zararlı noktasına getirmişler Böylesi bir davranışla askeri zorunluluklar arasındaki bu apaçık çelişki, bu tür bir teşebbüse çılgın ve evhamlı bir hava vermektedir" Bu alıntılardan da anlaşılacağı gibi, hiç etik olmasa da savaşın kendi mantığı içerisinde Hitler'in bu esirleri çalıştırması lazım gelirdi Onları kamplarda tutup, hatta bir servete tekabül eden imha odaları kurup, onları önce bulundukları yerden imha noktalarına, oradan da, diğerlerine yer açılması, için ölü yakma çukurlarına naklettirmesi hiç mantıklı geliyor mu size? Elbette değil Hele ki; gaz odalarının çok pahalı bir idam yolu olduğunu bile bile bütün bunları yapması veya yapabilmesi mümkün gibi görünüyor mu? Biz burada Hitleri savunmuyor, yalnızca sorguluyoruz ve Siyonistlerin zulümlerini meşrulaştırmak için kullandıkları bu mitin aslında hakikat olmadığını gözler önüne seriyor ve o dönemdeki Siyonazilerin Yahudilere de en büyük zulmü yaptığını söylüyoruz

"Mahkeme Bir Tiyatro idi"

20 Aralık 1963'ten 20 Ağustos 1965'e kadar süren Auschwitz davasının müthiş bir tiyatrodan başka bir şey olmadığını aklı başında herkes kabul ediyor Aslında bu ağır ceza mahkemesi tespit ettiği cezalara uygun suç buluyor, elindeki hükmü verebilmek için gülünç veriler buluyordu Nitekim bunu kendileri de itiraf etmek zorunda kaldılar ve gerekçeli kararın 109 sayfasında: "Kurbanların kadavraları, otopsi raporları, ölüm sebebi hakkında bilirkişi tespitleri yoktu Suçlular tarafından bırakılmış izler, cinayet silahları vb yoktu Tanıklıkların tahkiki ancak nadir durumlarda mümkün olabildi"
Oysa müddeilerin iddialarına göre cinayet silahı meşhur "Gaz odaları" idi Fakat hakimler bunlardan hiçbir iz bulamadılar

Tarihi Mahkeme Kuruluyor

8 Ağustos 1945 tarihinde Amerikan, İngiliz, Fransız ve Rus yöneticiler Nürnberg'de bir "Milletler Arası Mahkeme" kurarak savaş suçlularının takibi ve cezalandırılmasını düzenleyip belirlemek için Londra'da bir araya geldiler Bu mahkemede suçlar şu şekilde tasnif edilmişti: a) Savaşın patlak vermesinin sorumluluğunu taşıyan kimseleri ilgilendiren "Barışa karşı suçlar", b) Savaş kanun ve geleneklerini çiğneyenlerle ilgili "Savaş suçları", c) Sivil halklara karşı işlenmiş olan "İnsanlık suçları" Fakat bu mahkeme daha başından güvensiz bir mahkemeydi Bu mahkeme milletler arası bir mahkeme olamazdı Çünkü sadece galip devletler tarafından oluşturulmuştur dolayısıyla yalnızca mağluplar tarafından işlenilmiş suçları hesaba katacaktı ve nitekim öyle de oldu İngiliz tarihçi David İrving şu tespitte bulunur: "Bütün Dünyadaki ünlü hukukçular Nürnberg'in yargılama usulünden utanç duydular Elbette, savcıların Amerikalı Başkanı (Robert Jackson) bu mahkeme usullerinden hayâ etmişti; okumuş olduğum şahsi günlüğünde bu husus apaçık görülmektedir

C) Gaz Odası Olmadığına Tanıklık Ederim

Dachau'ya gönderilen ABD'li hakimlerden Stephen Pinter şunları yazar: "Dachau'da savaş sonrasında 17 ay ABD askeri hakimi olarak kaldım Dachau'da gaz odası olmadığına tanıklık edebilirim Ziyaretçilere gaz odası diye gösterilen yer, aslında bir ölü yakma fırınından başka bir şey değildir Almanya'daki diğer toplama kamplarında da hiçbir gaz odası yoktu Bize Aushhwitz'de bir gaz odasının var olduğu söylendi fakat Auschwitz Rus bölgesinde olduğundan, orayı görmek için Ruslardan izin alamıyorduk� Milyonlarca Yahudi'nin öldürülmüş olduğu şeklindeki eski bir propaganda efsanesi bu şekilde devam ettiriliyordu, anlaşılan Savaş sonrasında Almanya ve Avusturya'da geçirdiğim altı yılın akabinde kesinlikle söyleyebilirim ki; pek çok Yahudi öldürülmüştür fakat bu sayı asla 1 milyon rakamına bile hiçbir şekilde ulaşmamıştır Bu hususta ben bunu söylemek için herhangi birinden daha fazla yetki buluyorum kendimde"
Nitekim mahkemede tanıklık yapanların çoğu bile "Gaz odalarının var olduğunu duyduklarını" söylemişlerdir Ağustos 1960'ta Münih Çağdaş Tarih Enstitüsü basına şu açıklamada bulunuyordu: "Dachau gaz odaları hiçbir zaman tamamlanmamış ve faaliyete geçmemiştir� Yahudilerin gazla imhaları 1941- 42'de başlamış ve sadece işgal edilen Polonya'nın birkaç yerinde, bu gaye için öngörülmüş teknik tesisat vasıtasıyla yapılmış fakat Alman toprakları üzerinde hiçbir şekilde böyle bir olay olmamıştır"
Kamyonlardan meydana getirilen hakiki hareketli gaz odaları yoluyla insanların imha edildikleri hikayesi (güya dizel motorunun egzoz dumanlarının içeriye verilmesi suretiyle binlerce insan imha edilmiş) batı kamuoyunda ilk defa New York Times (16 Temmuz 1943) tarafından ortaya atıldı Burada da (bu ölümler için düzenlenmiş yüzlerce veya binlerce kamyon) yok olmuştu Bunlardan bir tanesi olsun, hiçbir davada, suç belgesi olarak ortaya konamadı Bu kamyonlardan bir tanesinin bile ortada gözükmemesi üzerine biz bu kamyonlar yoktu, hiçbir zaman olmadı cümlesini çok rahat bir şekilde kurabiliriz

Gaz Odaları Gerçeği

Temelinde Siyanitrik asit bulunan Zyklon B, pek çok tutuklunun zehirlenerek öldürüldüğü gaz diye bilinir Normalde bu gaz çamaşırların veya salgın hastalıkları yayma riski taşıyan aletlerin mikroplardan arındırılması için kullanılır Bununla beraber 1929 yılından itibaren Amerika'da birkaç eyalette mahkûmların idamı için de kullanıldı Lakin bu eyaletlerin pek çoğu bu idamın pahalılığından dolayı vazgeçmiştirler Sadece bu gazın kendisi değil, ortamın hazırlanması için gerekli olanlar da çok pahalı malzemeler Ayrıca bu gazın verilmesinden sonra odanın havalandırılması da en az 10 saatlik bir zaman harcamayı gerektiriyor Odanın gaz sızdırmaması için de, duvarların epoxy veya paslanmaz çelikle kaplanması, kapıların ise amyant, neyofren veya teflon contalarla donatılmış olması gerekiyor
Bir uzman gözüyle gaz odası olduğu iddia edilen yerleri gezen Leuchter şu sonuçlara varır: "Bu binalarda yapılan teftiş gösteriyor ki şayet bunlar idam odaları olarak kullanılmışlarsa bu son derece kötü ve tehlikelidir çünkü hiç bir tedbir alınmamış" Majdenk ise: "Bu bina kendisine atfedilen maksat için kullanılamaz, çünkü bir gaz odası için gereken asgari şartları dahi taşımamaktadır" der
Rudolf Höss "Auschwitz Komutanı" adlı kitabında (sf198) şöyle der: "Gazın verilişinden ve odanın havasının yenilenmesinden yarım saat sonra kapı açılıyordu Derhal kadavraların kaldırılıp götürülme işlemleri başlıyordu� Bu çalışma kayıtsız bir tavırla yapılıyor ve gündelik işlerin bir kısmını oluşturuyordu Bir yandan kadavraları sürüklüyorlar bir yandan da sigara içiyorlardı�" "Demek ki maske bile takmıyorlardı'" diye sorar Avukat Chiristie Zyklon B ile temasa geçmiş kadavralara yarım saat sonra dokunmak, maskesiz o odalara girmek ve sigara içmek ne mümkün?

Savaşın Ortasında Böyle Müsriflik

Bu bilgiler: "Dachau'da savaş sonrasında 17 ay ABD askeri hakimi olarak kaldım Dachau'da gaz odası olmadığına tanıklık edebilirim Ziyaretçilere gaz odası diye gösterilen yer, aslında bir ölü yakma fırınından başka bir şey değildir Almanya'daki diğer toplama kamplarında da hiçbir gaz odası yoktu" diyen Stephen Pinter'in söylediklerini gayet iyi bir şekilde açıklıyor Bu kadar pahalı olan bir gazı ve o gazı sıktığında onu içeride muhafaza edebilecek kaliteye sahip olan odaları yapmak tam bir serveti gerektiriyor Hitler acımasız bir savaşın içerisinde, yokluktan canı burnuna gelmiş bir haldeyken, zaten olmayan paralarına ya da Almanya'nın paralarına kıyıp bu tesisleri kuracak, bu gaz sıkıldıktan sonra 10 saat kimse o odalara girmeyecek, Almanlar o odalara girdiğinde ise tam dezenfekte olmuş olarak oraya girip, ölüleri toplayacaklar ve Hitler bunu bekleyecek� Biz de altı milyon Yahudi'nin öldürüldüğüne inanacağız

D) Yahudiler Sabun Yapılmadı

Garaudy, "Savaş sırasında Almanya yağlı madde kıtlığı çekiyordu ve sabun üretimi hükümetin eline geçti Sabun balyaları RIF harfleriyle işaretlendi Bu harfler almanca "Reich Yağlı maddeler ikmal ofisi" kurumunun baş harfleriydi Fakat bazıları bunu RIF yerine RJF diye okudular ve "Saf Yahudi yağı" şeklinde yorumladılar ve dedikodu çabucak yayıldı" diye özetliyor aslında meseleyi
Wiesenthal, Avusturya Yahudi Cemaatinin gazetesi Der Neue Weg'te 1946 yılında yayımlanan makalelerinde "insan sabunu" masalını yaymada büyük maharet gösterdi "RJF" başlığını taşıyan bir makalesinde şöyle yazıyordu: "Şu korkunç sabun için nakliyat kelimeleri ilk defa 42 yılı sonlarında duyuldu (Polonya) Genel valiliği ve fabrika Galiçya'da, Belzec'te bulunuyordu Nisan 1942'den Mayıs 1943'e kadar, 900 bin Yahudi bu fabrikada ham madde olarak kullanıldı� 42'den sonra Genel Valilikteki insanlar RJF sabununun ne anlama geldiğini iyi biliyorlardı Medeni Dünya bu sabunun Genel Valilik'in Nazilerine ve onların hanımlarına verdiği sevinci hayal edemez Her sabun parçasında sihirli bir şekilde oraya yerleştirilmiş bir Yahudi'yi ve bu şekilde ikinci bir Freud veya Einstein çıkmasının engellendiğini görüyorlardı"

Yahudi Soykırımı Herkesin İşine Geliyordu

Garaudy, "Savaş sırasında Almanya yağlı madde kıtlığı çekiyordu ve sabun üretimi hükümetin eline geçti Sabun balyaları RIF harfleriyle işaretlendi Bu harfler almanca "Reich Yağlı maddeler ikmal ofisi" kurumunun baş harfleriydi Fakat bazıları bunu RIF yerine RJF diye okudular ve "Saf Yahudi yağı" şeklinde yorumladılar ve dedikodu çabucak yayıldı" diye özetliyor aslında meseleyi
Sözünü ettiğimiz ikinci Cihan Harbi 50 milyon insanın ölümüyle neticelenmiştir Bunların 17 milyonu Sovyet vatandaşı, 9 milyonu da Almandır Polonyalılar, Afrikalılar ve Asyalılar da çok ağır ölüm faturaları gördüler
Yahudi Soykırımı efsanesi herkesin işine geliyordu Çünkü bundan tarihin en büyük soykırımı diye bahsetmek, Batılı müstemlekeciler için kendi cinayetlerini unutturmak; Stalin için ise, vahşi zulümlerinin üzerine sünger çekmek demekti Bu efsane İngiliz ve Amerikalı yöneticilerin de işine geliyordu Çünkü onlar 13 Şubat 1945'te Dresten'de yaptıkları katliamı hafızalardan silmek istiyorlardı Onlar bu tarihte o şehirdeki 200 bin sivilin fosfor bombalarının alevleri altında kavrulup ölmelerine sebep olmuşlardı Amerikalıların işine daha da çok yaradı bu efsane Çünkü onlar henüz Hiroşima ve Nagazaki'ye yeni atom bombalarını atmışlar ve arkalarında 200 binden fazla ölü ile acıları uzun süre devam edecek olan 150 bin yaralı bırakmışlardı

Son İddia

Son olarak bir hususa daha dikkat çekmeden bu dosyamızı kapatamayız Birincisi Hitler'in ordusunu kurmakta zorlandığı günlerde, Rockfeller ve Morgan ile beraber farklı İsraillilerin de ona yardım ettikleri bilgisidir ki; arkasında bazı Siyonistlerin kendilerinden olmadıklarını düşündükleri Yahudilerden kurtulmak için böyle bir yola tevessül ettikleri fikrini taşımamıza müsaade ediyor

Alıntı Yaparak Cevapla