Yalnız Mesajı Göster

Ölüm Gemisi Struma Faciası

Eski 07-26-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Gemisi Struma Faciası










II Dünya Savaşı sürecinde ((dizimizin genel konusu içine girmekle birlikte) münferit bir vak?a gibi görülmesine ve muharip devletlerin tepişmesinin sebebiyet verdiği bir facia olmasına karşın, Türkiye sınırları içinde cereyan etmesi ve son zamanlarda bir takım odaklarca, faturasının gene Türkiye?ye kesilmeye kalkışılması bakımından ?Struma olayı?da bu arada anmamız gerekiyor


Mussolini?




Faşist Lider Mussolini?ye hayranlığı yüzünden, 1938 Şubatından itibaren ülkesi Romanya?da diktatörce bir yönetim kuran Kral IICarol?un sempatisini fırsat bilen Nazi Almanyası, 23Mart1939?da bu ülke ile çeşitli sınaî ürünler ve silahlar karşılığı başta petrol olmak üzere çeşitli madenler ve orman ürünleri alımı için ticaret antlaşması






yapmış; diğer müttefiki Macaristan?a karşı ona güvence verme bahanesi ile 1940?da üsler temin etmek üzere girdikleri Romanya?yı tümüyle etkisine almıştı Gerek Almanya?da gerekse işgâl ettiği her ülkede Yahudiler için uygulanan ev ve işyeri sahibi olmama, sarı bant takma, zorunlu çalışma gibi yükümlülükler Romanya Yahudileri için de uygulandı Naziler Yaş kentinde yaptıkları katliam ile 5000?e yakın Yahudi?ye kıydılar







Yakın tarih genel Dünya siyaseti arenasında Yahudilerin durumunu incelerken anlatacağımız üzere, IDünya Savaşı sırasında, İngilizlerin Osmanlı mülkünden koparacakları Filistin?i, Dışişleri Bakanı Balfour?un kaleme aldığı ve 1926 yılında da teyit edilen Deklarasyonda Yahudilere tahsis edileceği vaadine bel bağlayan 769 Romen Yahudisi Nazi soykırımından kurtulmak için Filistin?e göçmeye niyetlendiler Köstence Limanına bağlı olup, işletmesi Filistine Yahudi göçleri düzenleyen Dr Baruh Konfino?ya ait, Bükreş?te ?Compania Mediteranea de Vapore Limitada? denizcilik şirketine kayıtlı ?Struma? gemisinin sahibi görünen ?Şişko? lâkaplı Yunan asıllı Pandelis?in yönlendirmesi ile 1941 Aralığında bu gemiye binme riskini göze aldılar Üçkâğıtçının teki olan Pandelis, transatlantik ?Queen Mary?den alınmış fotoğraflarla bu geminin reklâmını yaptı; 46 m boyundaki, içinde sadece tek tuvalet ve dört lavabonun bulunduğu, tahlisiye sandallarından yoksun ve kesinlikle uzun yola çıkma yeterliği olmayan, 150-200 yolcu kapasiteli bu gemi ile yolculuk karşılığı zavallı insanlara 1000 dolardan bilet sattı Kaçanlar genellikle kaliteli aydınlardı Aslında, Yahudilerin Filistin vizeleri yoktu İngiltere, petrollerine muhtaç oldukları Arapları kızdırmamak amacıyla Manda yönetimi altındaki Filistin için Yahudilere çok kıt kontenjan tanıyordu Bu seyahat tamamen illegal olacaktı Pandelis, vize konusunda endişelenen yolcuları, vizeleri Alman kontrolündeki Romanya?dan değil İstanbul?dan temin edeceğini söyleyerek yatıştırdı Gemiye binildiğinde büyük hayal kırıklığı ile karşılaşan yolcular Nazi korkusundan çaresiz çıktıkları seferden dönemediler Yolcuların üçte ikisi kendilerine özgülenen ahır gibi ambarlarda yattılar Gemide yiyecek bir şey yok gibi idi Denizden alınan sularla el, yüz temizliği yapılıyordu



12Aralık1941 günü, öğleden sonra Köstence limanından hareket eden Struma, ertesi gün motorlarının stop etmesi sonucu kontrolünü kaybedip sürüklenmeye başladı Yolda rastlanan bir Romen gemisi teknisyenlerinin, yolculardan toplanan değerli eşya karşılığı tamir ettikleri motorlar, ertesi gün 14 Aralıkta İstanbul Boğazına yaklaşırken gene durdu Bu kez bir romörkör yedeğinde çekilen gemi 15Aralıkta Sarayburnu?na kadar ulaştırıldı


Bu haberi alan İstanbul?daki Alman temsilcileri, yetkililere salgın hastalık olduğu haberini verdikleri gemiye karantina önlemi alınmasını ve sarı bayrak çekilmesini sağladılar Tek tuvalet bulunması ve çaresizlikten açıkta ihtiyaç giderilmesi nedeni ile, gemide gerçekten de dizanteri salgını başlamıştı; kokudan durulamıyordu Savaşa girmeme azminde olan Hükümet muharip devletlerin ters yöndeki baskıları karşısında ve o yılın olağanüstü şiddette geçen kış ortamında son derece kritik bir durumda kalmıştı Dışişleri Bakanlığı, Ankara?daki Birleşik Krallık Büyükelçiliğine, Filistin?e kabulleri sağlandığı takdirde bu yolcular için her türlü yardımın yapılabileceği bildirildi 1943-44 yıllarında Ofisinde Kosovalı Arnavut Kavas (Casus Cicero diye anılan) İlyas Bazda?nın (ya da Elvesa Bazna) yürüttüğü bilgi hırsızlığı ile Almanlara yaptığı büyük hizmetin farkına varamayacak olan Büyükelçi Sir Hugh Knatchbull Hugessen, bu isteği Hükümetinin kesinlikle reddettiği yanıtını verdi Struma yolcularının Filistin?e girişlerine vize vermeyen makam İngiltere Sömürgeler Bakanlığının o zaman başındaki Lord Moyne (Walter Edward Guinness), bu yüzden engellenemeyen facianın sorumlusu olarak büyük tepki almıştır





Alıntı Yaparak Cevapla