Konu
:
Sivas Çifte Minareli Medrese
Yalnız Mesajı Göster
Sivas Çifte Minareli Medrese
07-26-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Sivas Çifte Minareli Medrese
Anadolu Selçuklu Devleti’nin en önemli şehirlerinden birisi olan Sivas çok eski zamanlara dayanan tarihi ile adeta bir açık hava müzesi konumundadır
Türk-İslam Devletleri için eğitimin yanı sıra mescid, türbe, çeşme, kütüphane v
b
Alanlarda da faaliyet gösteren medreseler siyasi , sosyo-ekonomik görevler yüklenmişlerdir
Günümüzde Sivas şehrine baktığımızda geçmişten bu şehre kalan en büyük mirasların medreseler olduğunu söyleyebiliriz
Bu medreseler içerisinde de özellikle Çifte Minareli Medrese’nin ayrı bir yeri vardır
Bilindiği gibi 1243′te Sivas ili içerisinde yer alan Köse Dağı’nda yapılan savaşı kazanan Baycu Noyan komutasındaki Moğol ordusu, Sivas ile birlikte Kayseri ve Erzincan gibi kültür merkezlerini de tahrip ettiler
Böylece Anadolu Selçuklu Devleti’nin egemenliği zayıfladı ve Moğollar (İlhanlı Devleti), bu dönemde Anadolu’yu idare etmeye başladı
İşte Çifte Minareli Medrese’nin yapılması da bu döneme denk gelmektedir
Kösedağ Savaşı’ndan yaklaşık 30 yıl sonra İlhanlı Veziri Şemseddin Cüveyni tarafından yaptırılan Çifte Minareli Medrese bugün bile Sivas şehrinin tam ortasında yer almaktadır
Türkiye’de Çifte Minareli medrese adıyla bilinen medrese Erzurum ve Sivas olmak üzere iki yerde bulunmaktadır
Sivas’ta yer alan Çifte Minareli Medrese’nin mimarı tam bilinmemekle birlikte bu kişinin Külük b
Abdullah olduğu birçok araştırmacı tarafından kabul edilmektedir
Çifte Minareli Medrese bugün sadece doğu yönündeki ön cephesiyle (asıl cephe) ayakta kalmış durumdadır
Cephenin arkasında 1882′de yapılmış sonradan okul olarak kullanılmış bir hastahane vardır
Medrese asıl anlamda bu bina yapılırken tahribata uğramıştır
37,54 metrelik cephenin ortasında Taç Kapı ve bu kapının iki köşesinde minareler yer alır
Yapılan kazılar medresenin esas olarak diğer Türk-İslam medreseleri gibi açık avlulu ve dört eyvanlı (bölme) olduğunu gözler önüne sürmektedir
İki katlı ve külliye birimi olduğu da anlaşılmaktadır
Halk arasındaki bir inanışa göre medresenin tahrip edilmesini 1402 yılında Sultan Bayezid ile Ankara Savaşı’nı yapan Timur gerçekleştirmiştir
Eserin sanat değeri de oldukça yüksektir
Ayakta kalmış olan asıl ve ön cephenin büyük boyutu ve taş süslemesi ile tuğla-çini örgülü iki minaresi dikkat çeker
Taçkapının iki yanında asimetrik sıralanmış niş ve pencerelerle köşelerdeki silindirik payeler bu büyük cepheye ayrı bir canlılık katar
Kapı üzerinde yükselen minarelere yandan bakıldığında yarım silindirik gövdeler üzerinde , Divriği Ulu Camii’ndeki gibi dışa taşan çiçek demeti gibi kabartmalar görülmektedir
Taçkapı üzerine uzanan kitabenin tamamı ise okunamamaktadır
Burda mimarın yazılmış olması muhtemeldir
Eserin iki yanındaki bina temelerinin hamam ve zaviye olabileceği belirtilmektedir
Eserin Erzurum Çifte Minareli Medrese ve Sivas Gök Medrese ile benzer olduğu savunulabilir
Zaten genel olarak Türk-İslam medreselerinin hepsinde bir benzerlik vardır ve bu eserler belirli özelliklerde inşa edilmişlerdir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul