07-26-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Eski Türk Edebiyatı
TÜRK EDEBİYATINA GENEL BAKIŞ (2)
Türkler XI yüzyılın ikinci yarısından sonra Anadolu’da Anadolu Selçukluları ile kesintisiz bir hakimiyet kurmuştur Ancak bu dönemde de Farsça Türk saraylarında hakimiyetini sürdürdü Sultan ve emirlerin himayesinde Türk şair ve edipler Türkçe yerine Farsça eserler verdiler Türkçeye geçiş birden olmadı Küçük küçük bazı denemelerle Türkçe Anadolu edebiyat dünyasında boy vermeye başladı Bu önce Farsça mısralar arasında Türkçe kelimeler, Farsça şiirler içinde Türkçe mısralar şeklinde görüldü Ayrıca bir mısraı Farsça diğeri Türkçe olan mülemmalar da Anadolu’da ilk Türkçe şiir örnekleridir Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’nin eserleri böyledir Baştan sona Türkçe ile yazılmış ilk şiirleri Mevlânâ’nın oğlu Sultan Veled’e aittir
XIII ve XIV yüzyılın siyasî ve sosyal durumu bir hayli karışıktır XIII yüzyılın başlarında Anadolu Selçuklu devleti eski gücünü kaybetmeye başlamıştı Bu yüzyılın ortalarında, doğudan gelen Moğol akınları durdurulamadığından siyasî birlik bozuldu Bunun sonunda bazı isyanlar çıktı Bu çözülme ile birlikte XIV yüzyılda Anadolu’da çeşitli beylikler görüldü Yüzyılın sonuna gelindiğinden Osmanlı Beyliği Anadolu’da Türk birliğini yeniden kurmayı başardı
Siyasî ve sosyal karışıklıklar, beyliklerle ortaya çıkan yeni kültür merkezleri, edebiyatta bir canlılık meydana getirdi ve Türkçe eserler verilmeye başlandı Yeni kurulan beyliklerde beyler, kültürle ilgili çalışmaları desteklediler Hatta çeşitli eserlerin yazılmasını ve tercüme edilmesini istediler Bazı beylerin bizzat eser yazdığı da görüldü Karamanoğlu MehmetBey’le başlayan Türkçenin resmî dil olma durumu diğer beyliklere de yayıldı
XIII yüzyılın en önemli kültür merkezi Konya’dır Sadreddin-i Konevî, Mevlânâ Celâledin-i Rumî bu merkezin önde gelen isimleridir Moğol istilâsı sonucunda meydana gelen karışıklık ve belirsizlik Anadolu’da bir iman ve kültür buhranı doğurdu Fakat Mevlâna ve Yunus gibi şahsiyetler, bu buhranın derinleşmesini önlediler Bunlar ve bunların yolunda gidenlerin başlattığı tasavvuf anlayışı gitgide yayıldı Aslında bu cereyan daha önce Anadolu’ya gelen Ahmet Yesevî’nin dervişleri ile başlamıştı Orta Asya ve özellikle Horasan’dan Anadolu’ya akın akın gelen Türkmen şeyh ve dervişleri halka tasavvuf neşvesini anlatmak ve duyurmak için Türkçeyi kullandılar
Türkler arasında islâmiyet’in yaygınlaşmasında tasavvufun büyük rolü vardır Nitekim Anadolu’nun Türk ve islâm ülkesi olmasını sağlayanlar arasına Ahmet Yesevî’nin Anadolu’ya gönderdiği dervişleri mühim bir yer tutar işte bu yüzyıllardaki kültür ve edebiyat hayatında bu anlayış çok etkili olmuştur Mevlânâ ve Yunus, sadece dönemlerinde değil daha sonraki yüzyıllarda da şair ve yazarlarımızın yanı sıra her kesimden insana tesir etmişlerdir Böylece dinî-tasavvufî Türk şiiri diye ayrı bir edebiyat kolu doğmuştur Üstelik tasavvuf anlayışı, diğer sanat dallarında da etkili olmuştur
Edebiyatımızda pek çok şairimiz bu anlayışı çeşitli şekillerde eserlerinde işlemişlerdir Klâsik şairlerimizin eserleri tasavvufî söyleyişlerle doludur
İslamiyet'in Kabulüne Kadar Olan Türk Edebiyatı
a) Göktürk Edebiyatı: Türklerde yazılı edebiyat, mevcut bilgilerimize göre, Göktürkler zamanında, 7 yüzyılda başlamıştır İlk yazılı metinlere bu dönemde rastlanır Orhun Anıtları, Moğolistan'ın kuzeydoğusunda, Orhun ırmağının eski yatağı ile Koşuçaydan Gölü civarındadır Bu anıtlar, üç yazıttan oluşmuştur:
· Tonyukuk Yazıtı (miladi 720)
· Kültigin Yazıtı (miladi 732)
· Bilge Kağan Yazıtı (miladi 735)
b) Uygur Edebiyatı: Uygurların tarihine bağlı olarak 745-840 arası ve 840'dan sonrası olmak üzere iki bölümde incelenmektedir Dokuz Oğuzlar olarak da bilinen birinci döneme ait bilinen en önemli anıt, Uygurların 2 Kağan'ı Moyunçar adına dikilendir On Uygurlar olarak da bilinen ikinci dönem ise oldukça farklıdır Maniheizm dininin kabulü ile yeni bir alfabe kullanılmaya başlanmıştır
|
|
|