Yalnız Mesajı Göster

Atatürkün Katıldığı Savaşlar

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürkün Katıldığı Savaşlar



Atatürk'ün Katıldığı Savaşlar hangileridir -

Atatürk hangi Savaşlara Katılmistir

TRABLUSGARP SAVAÅžI



İtalya, 19 yüzyılın sonlarına doğru, bugün Libya adıyla anılan Kuzey Afrika'daki Trablusgarp ve Bingazi'yi ile geçirmeyi planlamıştı O dönem İngiltere Mısır'a, Fransa da Tunus'a hakim olmuş, İtalya da gözünü Trablusgarp'a dikmişti İtalya, İngiltere ve Fransa'yla yaptığı gizli ve açık anlaşmalarla Trablusgarp'ı işgal onayını aldıktan sonra, 29 Eylül 1911'de Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti 5 Ekim 1911'de Trablus'a asker çıkardı 20 Ekime kadar peş peşe Tobruk, Derne ve Bingazi İtalyanların eline geçti





Osmanlı ordusunun genç subaylarından bir bölümü Trablusgarp'ı savunmak için gönüllü olarak Mısır, Tunus yoluyla cepheye gittiler Binbaşı Enver Bey, Kolağası Mustafa Kemal, Fuat Bey (Bulca), Nuri Bey (Conker), Fethi Bey (Okyar), Albay Neşet Bey bu subaylar arasındaydı Enver Bey, Trablus'ta yerli Arapları teşkilatlandırarak savunmaya katılmalarını sağladı ve Askeri birlikleri üç komutanlığı ayırdı Trablus Komutanlığı : Kurmay Albay Neşet Bey Bingazi Komutanlığı : Kurmay Binbaşı Enver Bey Derne Komutanlığı : Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Seyahati sırasında binbaşılığa yükselen Mustafa Kemal, 8 Aralık 1911'de Trablusgarp'a geldi 22 Aralıkta Tobruk Savaşı'nı kazandı Derne'de 16/17 Ocak 1912 taarruzunda gözünden yaralandı Bir ay hastanede tedavi gören Mustafa Kemal, 6 Mart 1912'de Derne komutanı oldu Derne'de başarılı savunma muharebeleri yaptı



Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı'nın çıkması üzerine 15-18 Ekim 1921 tarihleri arasında, Osmanlı-İtalyan delegeleri arasında imzalanan Ouchy (Uşi) Barış Antlaşması ile sona erdi Antlaşmaya göre Trablusgarp ve Bingazi tam bir İtalyan sömürgesi oldu İtalya bununla da yetinmeyerek, 5 Kasım 1911'de Trablusgarp ve Bingazi'yi topraklarına kattığını dünyaya duyurdu Gönüllü subaylar Balkan Savaşında görev almak üzere İstanbul'a döndüler




----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


BALKAN SAVAÅžLARI



Balkanlarda dört devlete (Bulgaristan,Yunanistan,Sırbistan,KaradaÄŸ)karÅŸÄ ± savaÅŸan Osmanlı devleti savaÅŸ sonucunda yenilmiÅŸ ve savaÅŸ sonrası yapılan Londra antlaÅŸmasıyla tüm balkan topraklarını ve Trakya’daki topraklarını kaybetmiÅŸtir



Ancak kısa bir süre sonra Balkan Devletlerinin Osmanlı devletinden aldıkları topraklar paylaÅŸamamaları ve kendi aralarındaki anlaÅŸmazlıklar nedeniyle IIBalkan Savaşı çıkmıştırOsmanlı Devleti’de bu durumdan yararlanarak kaybettiÄŸi toprakları geri almak için harekete geçmiÅŸtirBu dönemde Balkan SavaÅŸlarına katılmak amacıyla Trablusgarptan İstanbul’a dönen MKemal paÅŸa Geliboluda görevlendirilmiÅŸtir


IIBalkan Savaşı esnasında Trakyada Bulgarlara karşı verilen mücadeleye MKemal Bolayır kolordusu kurmay baÅŸkanı olarak katılmıştırBolayır kolordusu bulgarlara karşı büyük baÅŸarılar kazanmış ve Edirne’yi Bulgarlardan geri almıştırAynı yıl içerisinde Mkemel Sofya askeri ateÅŸeliÄŸine atandıIIBalkan SavaÅŸları sonucunda yapılan İstanbul antlaÅŸmasıyla Meriç nehri sınır kabul edilmiÅŸ Böylece Osmanlı Devleti I Balkan Savaşında kaybettiÄŸi topraklardan bir kısmını geri almayı baÅŸarmıştır



-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



ÇANAKKALE SAVAŞLARI


I Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin en başarılı olduğu cephe Çanakkale Cephesidir Dünya tarihinin en kanlı savaşı bu cephede cereyan etmiştir İngiltere ve Fransa, müttefikleri Rusya'yla birleşerek savaşın seyrini lehlerine çevirmek istiyordu Rus ekonomisi savaşın yükünü kaldıramaz hale gelmişti İtilaf Devletleri Osmanlı Devletini saf dışı bırakmak, Rus Ordusuna gerekli askeri yardımı ve malzemeyi en hızlı bir şekilde ulaştırmak, Kafkasya Cephesinde bunalan Rusya'yı rahatlatmak ve Türk Ordusunun geri çekilmesini sağlamak için Çanakkale Boğazına harekat düzenlediler


İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin Çanakkale Boğazı'ndan geçişlerine 18 Mart 1915'te başarıyla karşı konuldu İtilaf Devletleri donanması ağır kayıplar verince, Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarıp kara muhaberelerini başlattılar 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği birlik Conkbayırı'nda durdurdu Bu başarı üzerine, Mustafa Kemal albaylığa yükseltildi General Harrington komutasındaki İngiliz birlikleri 6-7 Ağustos 1915'te tekrar taarruz etti Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal, 9-10 Ağustos 1915'te 1 Anafartalar Zaferi'ni kazandı Bu zaferi, 17 Ağustosta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta 2 Anafartalar zaferleri takip etti Çanakkale Savaşı'na katılan Türk Ordusu'ndan, çoğu öğrenim çağında 253000 subay, er ve erbaş şehit oldu Çanakkale'nin geçilemeyeceğini anlayan İngiliz ve Fransızlar da, arkalarında Türkler kadar kayıp bıraktılar 19/20 Aralık 1915'te Anafartalar ve Arıburnu'ndan, 8-9 Ocak 1916'da Seddülbahir'den kesin olarak çekildiler


-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



ARIBURNU MUHAREBELERİ


Arıburnu’ndaki Anzak Kolordusunun Nisan’da yaptığı çıkarmanın temel amacı önce, Kabatepe ile KüçükArıburnu arasındaki kumsallık bölgeye çıkmaktı İlk aÅŸamada Conkbayırı- Kocaçimentepe çizgisi denetim altına alınıp, oradan Maltepe bölgesi ele geçirilecek, böylece, Kuzeyde’ki Türk kuvvetlerinin Güneyde, Seddülbahir bölgesindeki Türk birliklerine yardımı engellenmiÅŸ olacaktı


25 Nisan sabahı savaÅŸ gemilerinin, Türk mevzilerini sürekli vuran koruyucu ateÅŸ altında, Anzak Kolordusu’nun 1 Tugayından 1500 kiÅŸilik ilk hücum dalgası, çıkarma botlarının bir ÅŸekilde kuzeye kayması sonucu, saat 0500’te, Kabatepe bölgesi yerine Arıburnu Kesimine


çıkmak zorunda kalırBu noktada kıyı gözetlemesi yapan bir Türk takımının direniÅŸine karşın, karaya çıkan Anzak birlikleri belirli bir noktaya kadar ilerler DiÄŸer taraftan, Bigalı’da bulunan ordu yedeÄŸi 19 Tümen, 24-25 Nisan gecesi Conkbayırı yönünde tatbikat yapmakta idi Gün aÄŸarırken, Arıburnu yönünden top seslerinin gelmesi üzerine, 19 Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, bir çıkarma yapıldığını anlayıp durumu Ordu Komutanına bildirir, ancak bir yanıt alamaz


Durum çok kritiktir Mustafa Kemal, kıyıda çok zayıf gözetleme ve koruma birlikleri olduÄŸunu düşünerek ve geniÅŸ bir sahile yayılmış olan 27 Alayın da, ağır kayıplar verdiÄŸi haberini alınca, düşmanın Conkbayırı-Kocaçimentepe çizgisi ve uzantısını ele geçirmesi durumunda, onarılamayacak durumlarla karşılaÅŸacağını kavrar Ordudan emir gelmemiÅŸ olmasına karşın giriÅŸimi ele alıp tüm sorumluluÄŸu yüklenerek, 57Alayı bir batarya ile Kocaçimentepe yönünde harekete geçirir Kendisi de durumu izlemek üzere Conkbayırı’na çıktığında,, Arıburnu kesiminden bazı askerlerin çekilmekte olduklarını ve düşman birliklerinin de bunları izlediklerini görür


O anı Mustafa Kemal, Ruşen Eşref Ünaydın ile yaptığı görüşme sırasında şöyle anlatmaktadır


Bu esnada Conkbayırının güneyindeki 261 rakımlı tepeden sahilin gözetleme ve korunmasıyla görevli olarak orada bulunan bir müfreze askerin Conkbayırına doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm Bu askerlerin önüne kendim çıkarak:


-Niçin kaçıyorsunuz ? dedim


-Efendim düşman dediler!


-Nerede?


-İşte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler


Gerçekten de düşmanın bir avcı kuvveti 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve tam bir serbestlik içinde ileriye doğru yürüyordu Şimdi vaziyeti düşünün Ben kuvvetleri (geride) bırakmışım, askerler on dakika istirahat etsin diyeDüşman da bu tepeye gelmişDemek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim yere gelse kuvvetlerim çok kötü bir duruma düşecekti O zaman artık bilemiyorum, bilinçli bir düşünme ile midir, yoksa önsezi ile midir, bilmiyorum Kaçan askerlere:


- Düşmandan kaçılmaz, dedim


- Cephanemiz kalmadı, dediler


- Cephaneniz yoksa süngünüz var,dedim


Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım Yere yatırdım Aynı zamanda Conkbayırına doÄŸru ilerlemekte olan piyade alayı ile daÄŸ bataryasının yetiÅŸebilen askerlerinin ‘ marÅŸ marÅŸla’ benim bulunduÄŸum yere gelmeleri için, yanımdaki emir subayını geriye yolladım Bu askerler süngü takıp yere yatınca, düşman askerleri de yere yattı Kazandığımız an, bu andır


Gerçekten de, çekilen Türk askerleri mevzi alınca, karşı taraf ta mevzi alıp duraklar Böylece, 57 Alay Öncü Bölüğü'nün Conkbayırı’na yerleÅŸmesi için gereken süre kazanılmış olur İşte bu an, Çanakkale SavaÅŸları Kara Harekatı’nın kaderini belirleyen önemli anlardan birisidir Böylesine önemli anda kilit rolü oynayan kiÅŸi ise, tartışmasız Mustafa Kemal’dir Bu husus, Çanakkale SavaÅŸları tarihiyle uÄŸralan Türk ve yabancı bütün uzmanlar tarafından doÄŸrulanıp vurgulanmaktadır


Daha sonra, Kolordu Komutanı Esat PaÅŸa'nın izniyle, 27 Alay’dan geri kalan birlikleri de emrine alan Tümen Komutanı Mustafa Kemal, karşı saldırıya geçmek üzere 57Alay'a ÅŸu emri verir :


“ Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize baÅŸka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir


25 Nisan 1915 günü, vakit ikindiye yaklaşırken, ilk çıkarma kademesi olan tümenin sahile çıkışı da tamamlanmıştır Ne var ki, 27 Alayın birlikleri ve 57 Alayın yaptığı karşı saldırı ile süngü hücumları sonucu Anzaklar çok sayıda kayıp vermiÅŸ ve sahile çekilmiÅŸler, kritik ve endiÅŸeli anlar yaÅŸamaktadırlar Gene de gün batarken, Anzak Kolordusu’nun sahile çıkan Tümeni, Arıburnu’nun sarp yamaç ve tepelerinde yerleÅŸme olanağı bulur Bu tarihten baÅŸlayarak harekat, 1915’in AÄŸustos ayına kadar dört ay boyunca, Conkbayırı- Kocaçimentepe-kabatepe bölgelerinde, tarafların karşılıklı saldırı ve özellikle gece yapılan süngü hücumlarıyla, yakın boÄŸuÅŸmalar ÅŸeklinde ve çok kanlı çarpışmalarla geçecektir Bu çarpışmalar sırasında Türkler de, Anzaklar da ağır kayıplar vermiÅŸlerdir AÄŸustos ile birlikte ise savaÅŸ ÅŸiddetli çarpışmalara dönüşür Tıpkı Seddülbahir’de olduÄŸu gibi, Anzak ordusu da taarruz hedeflerine varamamış, çıktıkları yerlerde 3-4 kmlik bir mesafe ilerleyip, boÅŸaltmaya kadar da o noktada kalmışlardır

Alıntı Yaparak Cevapla