07-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk'ün Şıklık Sırları

Atatürk'ün Şıklık Sırları
Günlük kıyafetlerinin bir kısmı Paristen, Deporant mağazasından alınıyordu Söylenenlere göre, Fransadaki terzisinde Atatürkün bedeninde bir model bulunuyor, istenilen kıyafet bu modele göre dikiliyordu
Gömlekte genellikle açık renk, beyaz, krem ya da bej tercih ediyordu Savarona yatı alındıktan sonra kısa kollu, ipek ya da keten gömlek giyiyordu Değişik yaka çeşitleri kullanıyor, kimi zaman yaka takıyordu
Gömleklerinde önce Arap harfleriyle daha sonra Latin harfleriyle isminin baş harfi yazan arma kullanılıyordu Arma gömleğinin koluna ya da göğüs kısmına işleniyordu Yazlık giysilerinin altında çorap kullanmıyor, sandaletlerini çıplak ayaklarına geçiriyordu
Çamaşırında daha çok ipek kullanıyor, üzerine de mavi-lacivert çizgili, kirli beyaz renkte, şal yakalı bir robdöşambr alıyordu
Hemen hemen hepsi siyah olan takım elbiseleri üç parçadan oluşuyordu, ceket, pantolon ve yelek
Askerliğinin ilk döneminde fes, savaş yıllarında kalpak kullandıktan sonra Batılı tarzda şapkalar taktı Panama, silindir, melon, kasket  Şapkalarına da, bütün giysilerine olduğu gibi isminin baş harflerinden oluşan bir marka işleniyordu: G M K
Kimi zamanlar kaşkol da takıyordu Kimisi tulka and Companyamarka, krem rengi, kar tanesi desenli ipek kumaştan yapılmış kaşkollar gardırobunu süslüyordu
Frak ve smokinlerinde daha çok yün krep ve kumaş kullanılıyordu Yeleklerde ise satene ağırlık veriliyordu
Smokin ve frakta beyaz papyon takmayı yeğliyordu
Pelerin, ilk kez onun omuzlarında görüldü Hem savaşta hem cumhurbaşkanlığı döneminde, bazen siyah, bazen mavi pelerin atıyordu omuzlarına Zor giyinebilen ve taşınabilen pelerini değme aktörlere taş çıkartacak kadar etkileyici kullanıyordu
Kruvaze ceketten pek hoşlanmıyor ve bu modelden uzak duruyordu Boyunu daha uzun göstermesi için ceketlerinin omuz ıskalasını arkaya doğru diktiriyordu
42 numara, daha çok bağcıklı rugan ayakkabı giyiyordu Ya İngiltereden getirilen ya da Sirkecideki Altın Çizmece ve Nuriye sipariş verilen ayakkabılarında duruma göre tozluk da kullanıyordu
Çizgili çorapları yeğliyordu İçi kuzu, bilekliği kurt kürkünden eldivenlerini çok seviyordu
Yeleğinde köstekli saati, ceketinin küçük cebinde ise mendili hiç eksik olmuyordu
Daima ütüsünün düzgün olmasına, kıyafetin yürürken sarkma yapmamasına, kıvrılmamasına dikkat ediyordu
Seyahatlerinde daha çok tüvit takımını, güderi ceketini, piding coat tarzındaki jokey pantolonlarını giyiyordu
Aksesuar olarak bastonun yanı sıra kol düğmeleri, çok sık olmasa da yaka iğnesi eksik olmuyordu

|
|
|