Yalnız Mesajı Göster

Cumhuriyet Tarihi 1

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Tarihi 1



cumhuriyetin ilanı - halifeliğin kaldırılması - çok partili döneme geçiş - cumhuriyet fırkası - Türk medeni kanunun kabulüCumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)


TBMM’nin açılması ile cumhuriyete dayalı bir devlet kurulmuş fakat ortamın müsait olmamasından dolayı kurulan sistemin adı açıkça söylenememiştir

İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u boşaltması ile devlet merkezinin neresi olacağı sorunu ortaya çıkmış; 13 Ekim 1923’de Ankara’nın başkent ilan edilmesi ile bu sorun ortadan kalkmıştır

Ekim 1923’de Meclis Başkanı Yardımcısı ve İçişleri Bakanı seçilmesi gerekiyor, fakat meclis bu seçim işinde anlaşma sağlayamıyordu

Meclisin çalışamaz hale gelmesi ise hükümet bunalımını oluşturdu Bunun üzerine Ali Fethi Okyar hükümeti istifa etti (27 Ekim)

Yeni hükümetin kurulması konusunda da problemler çıktı Bu aksaklıklar meclis hükümeti sisteminden kaynaklanıyordu Bu sisteme göre bakanlar, meclisten tek tek seçiliyordu

Mustafa Kemal, mecliste oluşan bunalımın rejimden kaynaklandığını ve bu bunalımın kabine sistemi ile aşılacağını belirterek cumhuriyetin ilan edilmesine karar verdi

Kabine sistemine göre meclis, Cumhurbaşkanı’nı seçecek, Cumhurbaşkanı Başbakan’ı tayin edecek; Başbakan da meclisten uyumlu çalışabileceği kişileri Bakan olarak belirleyerek kabineyi kuracaktır

Mustafa Kemal, ilk Cumhurbaşkanı,

İsmet İnönü ilk Başbakan,

Ali Fethi Okyar ilk Meclis Başkanı oldu


Cumhuriyetin İlanı’nın Önemi:


Rejimin ve devletin adı belli oldu

Devlet başkanlığı sorunu çözüldü

Kabine sistemine geçildi

1921 Anayasası’nda ilk önemli değişiklik yapıldı

Daha uyumlu ve yürütmeyi aksatmayacak hükümetlerin oluşması için zemin hazırlandı

Meclis başkanlığı ile hükümet başkanlığı birbirinden ayrıldı


Not: Yasama ve yürütme görevlerinin TBMM’nin açıldığı zaman TBMM’ye verilmesi cumhuriyet sisteminin oluşacağının habercisiydi


Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)


Sebepleri:


Halife Abdülmecit’in TBMM’nin belirlediği kurallara uymaması

Halifeliğin laiklikle bağdaşmaması

Halifeliğin cumhuriyet rejimi ile çelişki içinde olması

Halifelik makamının cumhuriyet karşıtları için sığınak haline gelmesi

Halifelik makamının yapılacak inkılâplar için engel görülmesi

İslam ülkelerinde sömürgeleri olan Avrupalı devletlerin halifeliği temsil eden Türkiye’yi kendileri için potansiyel tehlike olarak görmesinin Türkiye’nin dışişlerini olumsuz etkilemesi


Halifeliğin Kaldırıldığı Gün;


Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi

Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti kaldırılarak yerine Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu

Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığının yetkilerini bünyesinde bulunduran Erkan-ı Harbiye Vekâleti kaldırılarak; yerine Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı oluşturuldu Böylece askeri yetki ile siyasi yetki birbirinden ayrılmış oldu

Osmanlı hanedanı mensuplarının yurt dışına çıkarılmasına karar verildi


Açıklama: 19 Aralık 1924’de komutanlık ile milletvekilliği birbirinden ayrıldı Olağanüstü durumdan dolayı Kurtuluş Savaşı yıllarında komutanlardan bir kısmı aynı zamanda milletvekiliydi


Açıklama: 1921 Anayasası şer’î hükümlerin yürürlüğünü TBMM’ye vermekle halifeliği yetkisiz ve sembolik duruma getirmiştir


Halifeliğin Kaldırılmasının Önemi:


Laikliğe geçişin en önemli aşması oldu

Cumhuriyetin karakteri tam olarak belli oldu

Ümmetçilik en önemli dayanağını kaybetti

Ulusal egemenlik pekiştirildi

İnkılâp süreci hızlandı

Dış ilişkilere yönelik soğukluk ortadan kalktı

Ümmetçilikten milliyetçiliğe geçişte önemli bir adım daha atıldı


Partiler ve Çok Partili Döneme Geçiş Denemeleri


23 Nisan 1920’de açılan ilk TBMM’de siyasi partiler yoktur Bütün vekiller Misak-ı Milli’yi gerçekleştirme fikri etrafında birleşmişti

İlk anayasa hazırlanırken; mecliste Tesanüt, İstiklal, Islahat ve Halk Zümresi gibi gruplar oluştu Mustafa Kemal bu zor durumun aşılabilmesi için meclis de 1 Grup da denilen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu kurdu

Mustafa Kemal, yapacağı işleri bu grupla beraber yapmaya çalıştı Bu grubun karşısında olanların tümüne birden 2 Grup ya da Muhafaza-i Mukaddesat Grubu dendi

Lozan görüşmelerinin olduğu dönemde, devletin yönetim şekli ve barıştan sonra izlenecek iç siyaset konusunda mecliste görüş ayrılıkları ortaya çıktı Bu durum karşısında meclis, 1 Nisan 1923’de seçimlerin yeniden yapılarak meclisin yenilenmesi kararını alarak dağıldı

Mustafa Kemal yeni meclis için yapılan seçimlere inkılâpçı kişilerin aday olmasını sağladı

Seçimler, 23 Nisan 1923’de yapıldı ve II Meclis 11 Ağustos 1923’de çalışmaya başladı Lozan Antlaşması’nın onaylanması, Ankara’nın başkent ilan edilmesi ve cumhuriyetin ilan edilmesi gibi birçok iş II Meclis tarafından yapıldı

19231927 arasındaki büyük inkılâpları yaptığından dolayı II Meclise inkılâpçı meclis de denilir


Cumhuriyet Halk Fırkası


Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu, 9 Eylül 1923’de Halk Fırkası’na dönüştü Mustafa Kemal, gerçekleştirmeyi düşündüğü inkılâpları parti programına koymuş ve bu partiyi her hangi bir toplumsal sınıfın değil; bütün halkın partisi yapmaya çalışmıştır Mustafa Kemal bu şekilde inkılâpları halka mal etmek istiyordu

Halk Fırkası, 1924’de Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF);

1935’de ise Cumhuriyet Halk Partisi adını almıştır Bu partinin başkanlığını ve cumhurbaşkanlığını 1938’e kadar Mustafa Kemal yürüttü

1938 ile 1950 arasında İsmet İnönü, CHP’nin başkanlığını yürüttü Parti, 1980’de kapatıldı

CHF, devletçilik ilkesini benimsemiş olmasından dolayı kendisinden sonra kurulan partilerden ayrılır


Açıklama:


• Halkın istek ve şikâyetlerinin meclise daha iyi yansıması için çok partili hayat denendi Fakat gerek halk buna hazır olmadığından gerekse inkılâplar tam olarak oturmadığından dolayı çok partili hayatın uygulanması sonraya bırakıldı


Tek Parti Sistemi, hükümetin denetlenmesini ve eleştirilmesini güçlendirmekteydi


Terakkiperver (İlerici) Cumhuriyet Fırkası


Milletvekilleri arasında saltanatın kaldırılması, halifeliğin kaldırılması ve cumhuriyetin ilanı sonucunda görüş ayrılıkları ortaya çıktı

Halk Fırkası içinde en fazla karşı çıkılan konular devletçilik ve inkılâpçılık oldu

Görüş ayrılıklarının giderek artması sonucunda CHF’den ayrılan milletvekilleri ile ordudaki görevlerinden ayrılan milletvekilleri, 17 Kasım 1924’de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular

Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy ve Adnan Adıvar partinin ileri gelenleridir

TCF, devletçilik ile inkılâpların hızlı ve köktenci olmasına karşıydı

Ekonomide liberalizmi benimsiyordu

Partinin dini inançlara saygılı olduğunu slogan haline getirmesi, eski düzeni isteyenleri bu partide topladı

TCF, Şeyh Sait İsyanı sonucunda Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı


Açıklama:


TCF ilk muhalefet partisidir

Rejimin yeniliğinden dolayı bu partinin kurulması aceleciliktir


Şeyh Sait Ayaklanması


Sebepleri:


Yenilik hareketlerinin istenmemesi

Toprak ağalarının yeni devleti çıkarlarına uygun bulmaması

Musul’u Türkiye’ye vermek istemeyen İngiltere’nin Irak ile Türkiye arasına tampon vazifesi görecek olan Kürt Devleti kurdurmak istemesi

Doğu Anadolu’nun yıllarca ihmal edilmiş olması

TCF’nin inkılâplara karşı çıkanlarca ümit verici tutumu


13 Şubat 1925’de Diyarbakır’da başlayan isyan Genç, Erzurum, Elazığ, Muş ve Bitlis’te etkili oldu

Bu bunalımlı dönemde Ali Fethi Okyar hükümeti istifa etti

Yeni hükümeti oluşturan İsmet İnönü isyana karşı şu önlemleri aldı:


Bölgede sıkıyönetim ilan edildi

Bölgeye ordu sevk edildi

Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu tamamlar nitelikte olan ve rejimin tartışılmasını yasaklayan Takrir-i Sükûn Kanunu ilan edildi (4 Mart 1925’den 2 Mart 1927’ye kadar yürürlükte kalan bu kanun inkılâpların kabul edilmesini kolaylaştırdı)

İstiklal Mahkemeleri yeniden kuruldu


İsyan 15 Nisan 1925’de tamamen bastırıldı ve suçlular cezalandırıldı


Şeyh Sait İsyanı’nın Sonuçları:


İstiklal Mahkemeleri tekrar kuruldu

Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarıldı

TCF kapatıldı

İlk çok partili hayat denemesi başarısız sonuçlandı

Musul meselesi İngiltere lehine sonuçlandı

Devrimler konusunda dikkatli olunması gerektiği görüldü


Not: Bu isyan laikliğe ve devrimlere karşı oluşan ilk ciddi isyandır


Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi (16 Haziran 1926)


Sebepleri:


Bazı grupların Mustafa Kemal’i ortadan kaldırarak amacına ulaşmak istemesi

Rejimi değiştirmek isteyen çevrelerin düşünceleri


Bu girişimden Giritli Şevki denilen kayıkçı sayesinde devletin haberi oldu ve suikast gerçekleşmedi


Önemi:


İttihatçılar tamamen tasfiye edildi

Muhalifler sindirildi

TCF’nin kapatılması haklılığı daha iyi anlaşıldı

Mustafa Kemal “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır” diyerek Türkiye Cumhuriyetinin varlığının devamının kendi sağlığına bağlı olmadığını; bu devletin sağlam temeller üzerine bina edildiğini vurgulamıştır


Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos 1930)


Kurulma Sebepleri:


1929’da meydana gelen dünya ekonomik bunalımının Türkiye’yi de olumsuz etkilemesinden dolayı mecliste bunalımlar meydana gelmiştir Mustafa Kemal bu bunalımın yeni bir partinin kurulması ile aşılacağına inanmaktadır

Meclise demokrasinin gereği olan çok sesliliği getirmek

Ülkenin çok partili hayata hazır hale geldiğinin tahmin edilmesi


Mustafa Kemal, arkadaşı olan Ali Fethi Okyar’a Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdurmuştur

Serbest Cumhuriyet Fırkası ekonomide devletçilik yerine liberal ekonomiyi savunmuştur

Parti inkılâplar ve Mustafa Kemal’e saygılıydı

Mustafa Kemal, başkanı olduğu CHF ile SCF arasında tarafsız olacağına dair, Ali Fethi Okyar’a söz vermiştir

Bir kaç ay sonra eski sistemi savunanların SCF’de toplanması Ali Fethi Okyar’ı kuşkulandırdığı için; Ali Fethi Okyar, 17 Kasım 1930’da SCF’yi kapattı


Menemen Olayı (23 Aralık 1930)


Derviş Mehmet denilen bir isyancı, Menemen halkını isyana çağırdı

İsyanı önlemeye çalışan asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, isyancılar tarafından öldürüldü

Bölgeye gelen askeri birlikler isyanı bastırdı


Önemi:


Çok partili hayat için ortam oluşmadığı görüldü

Rejimin yerleşmesi için daha dikkatli olunması gerektiği görüldü

SCF’nin kendi kendini kapatmasının haklılığı anlaşıldı


Not: İnkılâpların yerleşmesi için 1945 yılına kadar bir daha çok partili hayat denenmedi


Demokrat Parti (1946)


Kuruluş Sebepleri:


CHP’de parti içi muhalefetin artması

II Dünya Savaşını demokrat devletlerin kazanması

Türkiye’nin çok partili hayata hazır hale gelmesi


Demokrat Parti, CHP’den ayrılan Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan öncülüğünde kuruldu

1946 yılında yapılan seçimleri, açık oy gizli tasnif esasına göre olduğundan dolayı, CHP kazandı

1950 seçimlerini, gizli oy açık tasnif esasına göre, DP ezici bir çoğunlukla kazandı ve ilk defa Türkiye’de CHP dışında başka bir parti yönetime geldi

DP iktidarı 27 Mayıs 1960 askeri darbesine kadar devam etti

17 Eylül 1961’de devrin başbakanı Adnan Menderes idam edildi


İnkılâbın Gelişimi,


Devlet ve Toplum Kurumlarının Laikleşmesi


Osmanlı Devleti’nde Hukuk


Osmanlı Hukukunun Özellikleri:


Şer’î ve örfî olmak üzere ikiye ayrılır

Din, mezhep farkları ve kapitülasyonlar mezhep birliğini engellemiştir

Tanzimat döneminden itibaren batı hukuku taklit edilmeye başladı

Kadın hakları kısıtlıdır

Mahkemelerde tek yargıç vardır

Avukatlık, son döneme kadar yoktur

Laik değildir


Türk Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926)


Sebepleri:


Osmanlı’nın son döneminde hazırlanmış olan Mecellenin halkın medeni hukuka dair ihtiyaçlarını tam karşılayamaması

Mecellenin sadece Hanefi mezhebini ölçü alması

Bütün vatandaşlarını eşit kabul eden Türkiye Cumhuriyetinin yapısına Osmanlı zamanından kalan hukukun uymaması

Hazırlayanlar; Mecelle’nin, değişen şartlara göre değişebileceğini belirttiyse de; değişen şartlara göre değiştirilmemesi


İsviçre Medeni Kanunu’nun Türk Medeni Kanunu Olarak Kabul Edilmesinin Sebepleri:


Mevcut kanunların en yenisi olması

Demokratik olması

Akılcı ve pratik olması

Kadın ve erkek eşitliğine uygun olması


Medeni Kanun’un Getirdiği Yenilikler:


Hukuk birliği ve düzeni sağlandı

Vatandaşlar arasında hak ve ödevler bakımından eşitlik sağlandı

Mirasta kadın erkek eşitliği sağlandı

Toplumsal alanda kadın erkek eşitliği sağlandı

Hukukta din ve mezhep farkı kaldırıldı

Patrikhanenin din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı

Boşanma hakkı kadına da erildi

Boşanma durumunda kadın ve çocukların hakları güvence altına alındı

Patrikhane ve konsoloslukların mahkeme kurma hakkı ellerinden alındı

Hukuk düzeni laikleşti

Modern Türk ailesi oluştu

Aile hayatında eşitlik sağlandı

Kadına meslek seçme özgürlüğü verildi

Lozan Antlaşması’nın 48’nci maddesine göre azınlıklar kendi medeni meselelerini kendi mahkemelerinde halledecekti Medeni kanunun kabulü ile azınlıkların bu hakkı kaldırıldı

Azınlıkların hukuk özerkliği kesin olarak bitti

Millet bilincinin oluşması için önemli bir adım atıldı

Kadın ve erkek için tek eşle evlilik benimsendi

Evlenme devlet kontrolüne alındı


Açıklamalar:


Kapitülasyonlar, yabancı uyruklu kişilerin Osmanlı hukukuna uymasını engelliyordu

Medeni Kanun kadınlara siyasal haklar vermemiştir

Devlet yapısının laikleşmesi 1928’de tamamlandı

19221928 arası laikleşmenin hızlı olduğu dönemdir

19231933 çağdaşlaşmanın hızlı olduğu dönemdir


alıntı


Cumhuriyet Tarihi 2

Alıntı Yaparak Cevapla