|
Prof. Dr. Sinsi
|
Cumhuriyet Tarihi 1
cumhuriyetin ilanı - halifeliğin kaldırılması - çok partili döneme geçiş - cumhuriyet fırkası - Türk medeni kanunun kabulüCumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
TBMM’nin açılması ile cumhuriyete dayalı bir devlet kurulmuş fakat ortamın müsait olmamasından dolayı kurulan sistemin adı açıkça söylenememiştir
İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u boşaltması ile devlet merkezinin neresi olacağı sorunu ortaya çıkmış; 13 Ekim 1923’de Ankara’nın başkent ilan edilmesi ile bu sorun ortadan kalkmıştır
Ekim 1923’de Meclis Başkanı Yardımcısı ve İçişleri Bakanı seçilmesi gerekiyor, fakat meclis bu seçim işinde anlaşma sağlayamıyordu
Meclisin çalışamaz hale gelmesi ise hükümet bunalımını oluşturdu Bunun üzerine Ali Fethi Okyar hükümeti istifa etti (27 Ekim)
Yeni hükümetin kurulması konusunda da problemler çıktı Bu aksaklıklar meclis hükümeti sisteminden kaynaklanıyordu Bu sisteme göre bakanlar, meclisten tek tek seçiliyordu
Mustafa Kemal, mecliste oluşan bunalımın rejimden kaynaklandığını ve bu bunalımın kabine sistemi ile aşılacağını belirterek cumhuriyetin ilan edilmesine karar verdi
Kabine sistemine göre meclis, Cumhurbaşkanı’nı seçecek, Cumhurbaşkanı Başbakan’ı tayin edecek; Başbakan da meclisten uyumlu çalışabileceği kişileri Bakan olarak belirleyerek kabineyi kuracaktır
Mustafa Kemal, ilk Cumhurbaşkanı,
İsmet İnönü ilk Başbakan,
Ali Fethi Okyar ilk Meclis Başkanı oldu
Cumhuriyetin İlanı’nın Önemi:
Rejimin ve devletin adı belli oldu
Devlet başkanlığı sorunu çözüldü
Kabine sistemine geçildi
1921 Anayasası’nda ilk önemli değişiklik yapıldı
Daha uyumlu ve yürütmeyi aksatmayacak hükümetlerin oluşması için zemin hazırlandı
Meclis başkanlığı ile hükümet başkanlığı birbirinden ayrıldı
Not: Yasama ve yürütme görevlerinin TBMM’nin açıldığı zaman TBMM’ye verilmesi cumhuriyet sisteminin oluşacağının habercisiydi
Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Sebepleri:
Halife Abdülmecit’in TBMM’nin belirlediği kurallara uymaması
Halifeliğin laiklikle bağdaşmaması
Halifeliğin cumhuriyet rejimi ile çelişki içinde olması
Halifelik makamının cumhuriyet karşıtları için sığınak haline gelmesi
Halifelik makamının yapılacak inkılâplar için engel görülmesi
İslam ülkelerinde sömürgeleri olan Avrupalı devletlerin halifeliği temsil eden Türkiye’yi kendileri için potansiyel tehlike olarak görmesinin Türkiye’nin dışişlerini olumsuz etkilemesi
Halifeliğin Kaldırıldığı Gün;
Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi
Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti kaldırılarak yerine Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu
Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığının yetkilerini bünyesinde bulunduran Erkan-ı Harbiye Vekâleti kaldırılarak; yerine Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı oluşturuldu Böylece askeri yetki ile siyasi yetki birbirinden ayrılmış oldu
Osmanlı hanedanı mensuplarının yurt dışına çıkarılmasına karar verildi
Açıklama: 19 Aralık 1924’de komutanlık ile milletvekilliği birbirinden ayrıldı Olağanüstü durumdan dolayı Kurtuluş Savaşı yıllarında komutanlardan bir kısmı aynı zamanda milletvekiliydi
Açıklama: 1921 Anayasası şer’î hükümlerin yürürlüğünü TBMM’ye vermekle halifeliği yetkisiz ve sembolik duruma getirmiştir
Halifeliğin Kaldırılmasının Önemi:
Laikliğe geçişin en önemli aşması oldu
Cumhuriyetin karakteri tam olarak belli oldu
Ümmetçilik en önemli dayanağını kaybetti
Ulusal egemenlik pekiştirildi
İnkılâp süreci hızlandı
Dış ilişkilere yönelik soğukluk ortadan kalktı
Ümmetçilikten milliyetçiliğe geçişte önemli bir adım daha atıldı
Partiler ve Çok Partili Döneme Geçiş Denemeleri
23 Nisan 1920’de açılan ilk TBMM’de siyasi partiler yoktur Bütün vekiller Misak-ı Milli’yi gerçekleştirme fikri etrafında birleşmişti
İlk anayasa hazırlanırken; mecliste Tesanüt, İstiklal, Islahat ve Halk Zümresi gibi gruplar oluştu Mustafa Kemal bu zor durumun aşılabilmesi için meclis de 1 Grup da denilen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu kurdu
Mustafa Kemal, yapacağı işleri bu grupla beraber yapmaya çalıştı Bu grubun karşısında olanların tümüne birden 2 Grup ya da Muhafaza-i Mukaddesat Grubu dendi
Lozan görüşmelerinin olduğu dönemde, devletin yönetim şekli ve barıştan sonra izlenecek iç siyaset konusunda mecliste görüş ayrılıkları ortaya çıktı Bu durum karşısında meclis, 1 Nisan 1923’de seçimlerin yeniden yapılarak meclisin yenilenmesi kararını alarak dağıldı
Mustafa Kemal yeni meclis için yapılan seçimlere inkılâpçı kişilerin aday olmasını sağladı
Seçimler, 23 Nisan 1923’de yapıldı ve II Meclis 11 Ağustos 1923’de çalışmaya başladı Lozan Antlaşması’nın onaylanması, Ankara’nın başkent ilan edilmesi ve cumhuriyetin ilan edilmesi gibi birçok iş II Meclis tarafından yapıldı
1923 1927 arasındaki büyük inkılâpları yaptığından dolayı II Meclise inkılâpçı meclis de denilir
Cumhuriyet Halk Fırkası
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu, 9 Eylül 1923’de Halk Fırkası’na dönüştü Mustafa Kemal, gerçekleştirmeyi düşündüğü inkılâpları parti programına koymuş ve bu partiyi her hangi bir toplumsal sınıfın değil; bütün halkın partisi yapmaya çalışmıştır Mustafa Kemal bu şekilde inkılâpları halka mal etmek istiyordu
Halk Fırkası, 1924’de Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF);
1935’de ise Cumhuriyet Halk Partisi adını almıştır Bu partinin başkanlığını ve cumhurbaşkanlığını 1938’e kadar Mustafa Kemal yürüttü
1938 ile 1950 arasında İsmet İnönü, CHP’nin başkanlığını yürüttü Parti, 1980’de kapatıldı
CHF, devletçilik ilkesini benimsemiş olmasından dolayı kendisinden sonra kurulan partilerden ayrılır
Açıklama:
• Halkın istek ve şikâyetlerinin meclise daha iyi yansıması için çok partili hayat denendi Fakat gerek halk buna hazır olmadığından gerekse inkılâplar tam olarak oturmadığından dolayı çok partili hayatın uygulanması sonraya bırakıldı
Tek Parti Sistemi, hükümetin denetlenmesini ve eleştirilmesini güçlendirmekteydi
Terakkiperver (İlerici) Cumhuriyet Fırkası
Milletvekilleri arasında saltanatın kaldırılması, halifeliğin kaldırılması ve cumhuriyetin ilanı sonucunda görüş ayrılıkları ortaya çıktı
Halk Fırkası içinde en fazla karşı çıkılan konular devletçilik ve inkılâpçılık oldu
Görüş ayrılıklarının giderek artması sonucunda CHF’den ayrılan milletvekilleri ile ordudaki görevlerinden ayrılan milletvekilleri, 17 Kasım 1924’de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular
Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy ve Adnan Adıvar partinin ileri gelenleridir
TCF, devletçilik ile inkılâpların hızlı ve köktenci olmasına karşıydı
Ekonomide liberalizmi benimsiyordu
Partinin dini inançlara saygılı olduğunu slogan haline getirmesi, eski düzeni isteyenleri bu partide topladı
TCF, Şeyh Sait İsyanı sonucunda Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı
Açıklama:
TCF ilk muhalefet partisidir
Rejimin yeniliğinden dolayı bu partinin kurulması aceleciliktir
Şeyh Sait Ayaklanması
Sebepleri:
Yenilik hareketlerinin istenmemesi
Toprak ağalarının yeni devleti çıkarlarına uygun bulmaması
Musul’u Türkiye’ye vermek istemeyen İngiltere’nin Irak ile Türkiye arasına tampon vazifesi görecek olan Kürt Devleti kurdurmak istemesi
Doğu Anadolu’nun yıllarca ihmal edilmiş olması
TCF’nin inkılâplara karşı çıkanlarca ümit verici tutumu
13 Şubat 1925’de Diyarbakır’da başlayan isyan Genç, Erzurum, Elazığ, Muş ve Bitlis’te etkili oldu
Bu bunalımlı dönemde Ali Fethi Okyar hükümeti istifa etti
Yeni hükümeti oluşturan İsmet İnönü isyana karşı şu önlemleri aldı:
Bölgede sıkıyönetim ilan edildi
Bölgeye ordu sevk edildi
Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu tamamlar nitelikte olan ve rejimin tartışılmasını yasaklayan Takrir-i Sükûn Kanunu ilan edildi (4 Mart 1925’den 2 Mart 1927’ye kadar yürürlükte kalan bu kanun inkılâpların kabul edilmesini kolaylaştırdı )
İstiklal Mahkemeleri yeniden kuruldu
İsyan 15 Nisan 1925’de tamamen bastırıldı ve suçlular cezalandırıldı
Şeyh Sait İsyanı’nın Sonuçları:
İstiklal Mahkemeleri tekrar kuruldu
Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarıldı
TCF kapatıldı
İlk çok partili hayat denemesi başarısız sonuçlandı
Musul meselesi İngiltere lehine sonuçlandı
Devrimler konusunda dikkatli olunması gerektiği görüldü
Not: Bu isyan laikliğe ve devrimlere karşı oluşan ilk ciddi isyandır
Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi (16 Haziran 1926)
Sebepleri:
Bazı grupların Mustafa Kemal’i ortadan kaldırarak amacına ulaşmak istemesi
Rejimi değiştirmek isteyen çevrelerin düşünceleri
Bu girişimden Giritli Şevki denilen kayıkçı sayesinde devletin haberi oldu ve suikast gerçekleşmedi
Önemi:
İttihatçılar tamamen tasfiye edildi
Muhalifler sindirildi
TCF’nin kapatılması haklılığı daha iyi anlaşıldı
Mustafa Kemal “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır” diyerek Türkiye Cumhuriyetinin varlığının devamının kendi sağlığına bağlı olmadığını; bu devletin sağlam temeller üzerine bina edildiğini vurgulamıştır
Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos 1930)
Kurulma Sebepleri:
1929’da meydana gelen dünya ekonomik bunalımının Türkiye’yi de olumsuz etkilemesinden dolayı mecliste bunalımlar meydana gelmiştir Mustafa Kemal bu bunalımın yeni bir partinin kurulması ile aşılacağına inanmaktadır
Meclise demokrasinin gereği olan çok sesliliği getirmek
Ülkenin çok partili hayata hazır hale geldiğinin tahmin edilmesi
Mustafa Kemal, arkadaşı olan Ali Fethi Okyar’a Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdurmuştur
Serbest Cumhuriyet Fırkası ekonomide devletçilik yerine liberal ekonomiyi savunmuştur
Parti inkılâplar ve Mustafa Kemal’e saygılıydı
Mustafa Kemal, başkanı olduğu CHF ile SCF arasında tarafsız olacağına dair, Ali Fethi Okyar’a söz vermiştir
Bir kaç ay sonra eski sistemi savunanların SCF’de toplanması Ali Fethi Okyar’ı kuşkulandırdığı için; Ali Fethi Okyar, 17 Kasım 1930’da SCF’yi kapattı
Menemen Olayı (23 Aralık 1930)
Derviş Mehmet denilen bir isyancı, Menemen halkını isyana çağırdı
İsyanı önlemeye çalışan asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, isyancılar tarafından öldürüldü
Bölgeye gelen askeri birlikler isyanı bastırdı
Önemi:
Çok partili hayat için ortam oluşmadığı görüldü
Rejimin yerleşmesi için daha dikkatli olunması gerektiği görüldü
SCF’nin kendi kendini kapatmasının haklılığı anlaşıldı
Not: İnkılâpların yerleşmesi için 1945 yılına kadar bir daha çok partili hayat denenmedi
Demokrat Parti (1946)
Kuruluş Sebepleri:
CHP’de parti içi muhalefetin artması
II Dünya Savaşını demokrat devletlerin kazanması
Türkiye’nin çok partili hayata hazır hale gelmesi
Demokrat Parti, CHP’den ayrılan Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan öncülüğünde kuruldu
1946 yılında yapılan seçimleri, açık oy gizli tasnif esasına göre olduğundan dolayı, CHP kazandı
1950 seçimlerini, gizli oy açık tasnif esasına göre, DP ezici bir çoğunlukla kazandı ve ilk defa Türkiye’de CHP dışında başka bir parti yönetime geldi
DP iktidarı 27 Mayıs 1960 askeri darbesine kadar devam etti
17 Eylül 1961’de devrin başbakanı Adnan Menderes idam edildi
İnkılâbın Gelişimi,
Devlet ve Toplum Kurumlarının Laikleşmesi
Osmanlı Devleti’nde Hukuk
Osmanlı Hukukunun Özellikleri:
Şer’î ve örfî olmak üzere ikiye ayrılır
Din, mezhep farkları ve kapitülasyonlar mezhep birliğini engellemiştir
Tanzimat döneminden itibaren batı hukuku taklit edilmeye başladı
Kadın hakları kısıtlıdır
Mahkemelerde tek yargıç vardır
Avukatlık, son döneme kadar yoktur
Laik değildir
Türk Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926)
Sebepleri:
Osmanlı’nın son döneminde hazırlanmış olan Mecellenin halkın medeni hukuka dair ihtiyaçlarını tam karşılayamaması
Mecellenin sadece Hanefi mezhebini ölçü alması
Bütün vatandaşlarını eşit kabul eden Türkiye Cumhuriyetinin yapısına Osmanlı zamanından kalan hukukun uymaması
Hazırlayanlar; Mecelle’nin, değişen şartlara göre değişebileceğini belirttiyse de; değişen şartlara göre değiştirilmemesi
İsviçre Medeni Kanunu’nun Türk Medeni Kanunu Olarak Kabul Edilmesinin Sebepleri:
Mevcut kanunların en yenisi olması
Demokratik olması
Akılcı ve pratik olması
Kadın ve erkek eşitliğine uygun olması
Medeni Kanun’un Getirdiği Yenilikler:
Hukuk birliği ve düzeni sağlandı
Vatandaşlar arasında hak ve ödevler bakımından eşitlik sağlandı
Mirasta kadın erkek eşitliği sağlandı
Toplumsal alanda kadın erkek eşitliği sağlandı
Hukukta din ve mezhep farkı kaldırıldı
Patrikhanenin din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı
Boşanma hakkı kadına da erildi
Boşanma durumunda kadın ve çocukların hakları güvence altına alındı
Patrikhane ve konsoloslukların mahkeme kurma hakkı ellerinden alındı
Hukuk düzeni laikleşti
Modern Türk ailesi oluştu
Aile hayatında eşitlik sağlandı
Kadına meslek seçme özgürlüğü verildi
Lozan Antlaşması’nın 48’nci maddesine göre azınlıklar kendi medeni meselelerini kendi mahkemelerinde halledecekti Medeni kanunun kabulü ile azınlıkların bu hakkı kaldırıldı
Azınlıkların hukuk özerkliği kesin olarak bitti
Millet bilincinin oluşması için önemli bir adım atıldı
Kadın ve erkek için tek eşle evlilik benimsendi
Evlenme devlet kontrolüne alındı
Açıklamalar:
Kapitülasyonlar, yabancı uyruklu kişilerin Osmanlı hukukuna uymasını engelliyordu
Medeni Kanun kadınlara siyasal haklar vermemiştir
Devlet yapısının laikleşmesi 1928’de tamamlandı
1922 1928 arası laikleşmenin hızlı olduğu dönemdir
1923 1933 çağdaşlaşmanın hızlı olduğu dönemdir
alıntı
Cumhuriyet Tarihi 2
|