Prof. Dr. Sinsi
|
Hâcegân Nedir
Hâcegân - Hâcegân Nedir - Hâcegân Hakkında
Osmanlılar zamanında devlet dairelerindeki yazı işlerinin başında veya defterdarlık, nişancılık gibi vazifelerde bulunanlara verilen sivil bir rütbe Hâcegân yerine, “Hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyûn” da denilirdi
Hâcegânlığın, Osmanlı Devleti'nde ne zaman kurulduğuna dair kesin bir bilgi olmamakla beraber, Fatih Kanunnamesi’nde hâcegânların rütbesinin belirtilmesi, bu memuriyetin önceleri de varlığına işaret etmektedir Önceleri sayıları az olmakla beraber, zamanla duyulan ihtiyaç üzerine artmış, Sultan Üçüncü Ahmed devrinde yirmiyi bulmuştur İlk zamanlar yalnızca dîvândaki daire şeflerine bu unvan verilirken, sonradan bu unvanın daha geniş şekilde kullanıldığı görülür Gerçekten 18 asırdan itibaren devlet merkezi dışındaki bazı hizmet sahiplerine ve vezirlerin maiyetindeki “Dîvân Efendisi” denilen memurlara da hâcegân unvanı verilmiştir
On sekizinci asırda hâcegân rütbesini haiz memurlar şunlardı: Şıkk-ı Evvel, Şıkk-ı Sânî, Şıkk-ı Sâlis Defterdarları; Nişancı, Defter Emîni, Reisül Küttâb, Büyük ve Küçük Tezkireci, Rûznâmeci-i Evvel, Beylikçi, Baş Muhasebeci, Mektupçu, Şehremini, Tersane, Darbhâne, Matbah ve Arpa Eminleri; Teşrifâtçı, Anadolu Muhasebecisi, Atlı Muhasebecisi, Yeniçeri Kâtibi, Sipahi Kâtibi, Silahtar Kâtibi, Cizye Muhasebecisi, Maliye Tarihçisi, Maliye Tezkirecisi, Büyük ve Küçük Rûznameciler, Piyade Muhasebecisi, Dîvân Çavuşları, Cebeciler Kâtibi, Küçük Evkaf, Kalyonlar Kâtibi, Garibler Kâtibi, Tophane Nazırı, Baş Muhasebe Kesedârı, İstanbul ve Selânik Baruthaneleri Nazırı, Sergi Nazırı, Sadrazam Kethüdâsı ve Çavuşbaşı
On dokuzuncu asrın başında maliyeden bazı Mukâtaa Memurları ile Enderûn ve Bîrûn Kâtibi Eminleri ve Asâkîr-i Mansûre Ordusu Nâzırı da, hâcegân sınıfına dâhil edilmiştir
Bir senelik müddetle tayin edilen hâcegânların tayinleri Şevval ayı içinde yapılırdı Vazifede kalanlara, derecelerine göre hediyeler verilirdi Hacegânlığa tayin şu sıra ile olurdu: Sadrazam, tevcihat listesini padişaha arz eder ve Hatt-ı hümâyûn ile tasdik alındıktan sonra, tayini yapılan şahıslara, özel merasimle memuriyet beratları verilirdi
Sadrazam, ordunun başında serdar-ı ekremlikle İstanbul dışına çıktığında, kendisine mensup hâcegânlarla, diğer hâcegân da mühim defterlerle sefere katılırlardı Bunların yerine İstanbul’da birer vekil kalır ve işleri yürütürlerdi Asılları dönünce, bunların vazifeleri son bulurdu
On sekizinci asırda hâcegânlık unvanı dört sınıf olarak mütalaa olunurdu Birinci sınıf, Üç defterdar ile Nişancı, Reisül Küttab ve Defter Emini; ikinci sınıf, Maliyeden Büyük Rûznameci, Baş Muhasebeci ve Anadolu Muhasebecisi; üçüncü sınıf, Tersane Emini, Şehremini, Darbhane Emini, Arpa Emini ve Masraf-ı Şehriyarî Emini; dördüncü sınıf ise, Maliye Dairesinin Kalem âmirleri, dört piyade ve dört mukabelecileri, Kalyonlar Kâtibi, Tersane Ambarı Emîni, Tersane Ambarı Nâzırı, Tersane Reisi, Tophane Nazırı, Sergi Nazırı, Enderûn Kâğıt Emini, Bîrûn Kâğıt Emini
Hâcegânlıktan vezirliğe terfi edilebildiği için, hâcegânlık mühim bir rütbeydi Sultan İkinci Mahmud Han devrinde yapılan yenilikler esnasında, önceleri bir unvan olan hâcegânlık, rütbe olarak telakki edilmiş ve bunlara mahsus nişanla, resmî günlerde giyecekleri elbise tayin olunmuş ve Hâcegân-ı Divân-ı Hümâyûn tabiri, böylelikle tarihe karışmıştır
|