07-25-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Şehzade Mustafa Olayının Detay Kısmı
Şehzade Mustafa Olayı - Şehzade Mustafa Olayı Nedir - Şehzade Mustafa - Şehzade Mustafa Ölümü
Yıl 1553  Kanuni’nin son yılları (6/7 Eylül 1566’da ölüyor)  
Osmanlı, en parlak dönemlerinden birini yaşıyor  
Devletin muktedir kadroları, yenilmez bir ordusu, arada kriz filan çıksa da genel olarak sağlam bir maliyesi, ülke çapında yoksul bırakmayan bir sosyal yapısı var  
Ama aynı tarihte bir büyük olumsuzluk gelişiyor: İran’daki Safevi Devleti tehlike arz etmeye başlıyor  
Osmanlı barış arıyor ama mümkün değil Safevi Şahı, Çaldıran’ın intikamını alma sevdasında: İlle de babasının (Yavuz) sert yumruğunu oğluna (Kanuni’ye) iade edecek  
Başka çare kalmayınca, Kanuni, İran üzerine sefer açılmasına karar veriyor Tam da o günlerde oğlu Şehzade Mustafa Bey’in Safevi Şah’ı Tahmasb’a yazdığı mektuplar önüne konuyor  Bazı tarihçiler tarafından temkinle karşılanan bu mektuplar, Mustafa Bey tarafından farklı zamanlarda yazılmıştır, ama içeriği yaklaşık olarak aynıdır  
Mektuplarında Şehzade Mustafa, babasının artık yaşlandığından bahisle, atalarının tahtına oturma sırasının kendisinde olduğunu savunuyor ve bu konuda Safevi Şahı’ndan yardım istiyor Kanuni önce inanmıyor: “Oğulcuğum böyle şey yapmaz, babasına komplo kurmaz! ” diye isyan ediyor ama tümü oğlunun mührüyle mühürlenmiştir  Ayrıca daha önceki yazımda ifade ettiğim gibi, Şehzade Mustafa kendisine hakkı olmadığı halde “tuğra” çektirmiştir Bu apaçık bir isyandır Töreye göre bu, saltanatını ilân etmesinden farksızdır
Devletin bir iç savaşa sürüklenmesi ihtimali Kanuni’nin tüylerini diken diken ediyor  Uykularını kaçırıyor  Stresten hastalanıyor
Kanuni, yol ayrımındadır artık: Ya devleti ya da oğlunu tercih edecektir  
Üstündeki büyük sorumluluk sebebiyle devleti tercih ediyor
Amasya’da valilik yapan oğlu Şehzade Mustafa’yı Konya’ya çağırıyor  Kendisi de 1553 yılı baharında ordusuyla birlikte Konya Ovası’na gidiyor
Oğlu Şehzade Mustafa’yı otağına alıyor Mustafa, Otağı Hümayun’un kapısında durduruluyor Kılıcını çıkarması, huzura silahsız girmesi isteniyor  Oysa daha önceki uygulamalarda şehzadeler silahları ile huzura kabul olunurdu Kuşkulansa bile yapacak bir şeyi yoktur
Kanuni, elini öptürüyor Oğlunun gözlerine bakamıyor Zar zor hatırını soruyor Sonra da “istirahat” etmesi için çadırına uğurluyor
Bu son görüşmeleridir  Kuşkusuz baba yüreği kanıyor! Ama onun da yapacağı bir şey yoktur: Çünkü bu yola “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” denilerek çıkılıyor
Mustafa Bey huzurdan başı önünde çıkıyor Babasındaki tuhaflığı fark etmiştir Kendi çadırına yöneliyor
Çadırına girer girmez, yedi dilsiz cellât aynı anda üzerine çullanıyor
Şehzade Mustafa, cellâtlara direniyor Onları dağıtıyor da, lakin nereden çıktığı belli ünlü cellât Zal Mahmut Ağa elinde balta ile saldırıyor
Nutku tutuluyor adeta Mustafa Bey’in: Çünkü Zal Mahmut, onun sarayda iken sık sık görüştüğü en yakın arkadaşları arasındadır
Elindeki baltayı savuruyor İsabet alan Mustafa Bey yere düşüyor Dilsiz cellâtlar kement atıyorlar Yay kirişini boğazına bastırıp soluğunu kesiyorlar Mustafa nefessiz kalıyor “Nizam-ı âlem” uğruna oracıkta canını teslim ediyor, şehit oluyor Hayatını “devletin bekası” için veriyor
Unvanı “Kanuni” olan ve Alman İmparatoru Şarlken’e esir düşen Fransa Kralı Fransuva’yı Alman esaretinden kurtarmak için, sırf annesinin ricası üzerine “Almanya Seferi”ne çıkan Sultan Süleyman’ın, olayı tahkik etmeden oğlunu öldürtebileceğine ihtimal vermek zor  
O Kanuni ki, değil oğlunun, hiçbir insanın zulme uğramaması için ömür boyu çabalamış durmuştur  
Düşmanlarının bile “âdil” olduğunu söylediği bir Padişah, böyle bir tuzağa düşebilir mi?
Açıkçası, ben buna hiç ihtimal vermiyorum
Yavuz Bahadıroğlu - Yeni Akit
Şehzade Mustafa'nın Ölümünde Halkın Tepkisi
|
|
|
|