Konu
:
Ege Uygarlığı
Yalnız Mesajı Göster
Ege Uygarlığı
07-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Ege Uygarlığı
Ege Uygarlığı - Ege Uygarlığı Hakkinda
Ege Uygarlığı M
Ö
3000-1000 yılları arasında Ege Denizi'nin Anadolu kıyıları ile Yunanistan yarımadasında ve Ege Denizi'ndeki adalarda gelişmiş Tunç Devri uygarlığına verilen ad
Ege Uygarlığı'nın temel coğrafi bölgeleri günümüzdeki Girit adasıKiklad adaları ve Yunanistan'dır
Konumu ve verimli niteliği nedeniyle Girit başlangıçta bu uygarlığın en önemli bölgesi olmuş Avrupa topraklarındaki ilk gelişmiş uygarlık Girit'te İ
Ö
İli
binyıl-da doğmuştur
Bu uygarlığın doğuşunu sağlayan etmenin Anadolu ya da Suriye'den gelen göçmenlerin bakırın ve tuncun işlenmesini de birlikte getirmeleri olduğu sanılmaktadır
Sir Arthur Evans Girit'teki Tunç Devri uygarlığına M
Ö
10
yüzyıl ile M
Ö
12
yüzyılMinoslular sonra da Yunanistan yarımadasındaki Mikenler ağır basmıştır
Minosluların ve Mikenlerin etkisi kolonileştirme ve ticaret yoluyla yayılmıştır
arasında gelişen Ege Tunç Devri'nde önce Girit adasındaki
Giritteki başlıca Tunç Devri merkezi olan Knossos'un efsanevi kralı Minos'un adından Minos uygarlığı adını vermiştir
Kyklades adalarındaki Tunç Devri uygarlığı Kykladlar uygarlığı Yunanistan yarımadasındaki de Yunanistan'ın eski adı Hellas'a dayanılarak Hellas uygarlığı diye adlandırılır
Bu uygarlıkların gelişme aşamalarıysa özellikle çömlekçilik üsluplarında açıkça görülen değişikliklere göre ilk orta ve son diye evrelere ayrılır
Yunanistan yarımadasındaki Mykneai'den kaynaklanan uygarlığın adıysa TunçPevri uygarlığının Yunanistan yarımadasındaki bazen de bütün Ege bölgesindeki son aşaması için kullanılır
Ege uygarlığının üç ana evresi eski Mısır'daki Eski Krallık Orta Krallık ve Yeni Krallık dönemleriyle kabaca aynı tarihlere rastlar
Ege uygarlığıyla ilgili yaklaşık tarihler de Mısır'la olan ilişkilere dayanılarak ayrıca zaman belirlemede kullanılan bilimsel yöntemlerden yararlanılarak belirlenmiştir
Miken
Yakın döneme kadar arkeologlar Thera'daki yerleşme merkezlerinin İ
Ö
yaklaşık 1500lavlar altında kaldıklarını düşünüyorlardı
Ama gelişmiş tarih belirleme teknikleri sayesinde söz konusu püskürmenin İ
Ö
1628'e doğru gerçekleştiği anlaşılmıştır
Bu durumda söz konusu yerleşme merkezlerinde yaşamın sona ermesinin nedenleri karanlıkta kalmayı sürdürmektedir
Daha sonra İ
Ö
1450'ye doğruysa Girit'i Yunanistan yarımadasından gelen istilacılar ele geçirmiş Kyklades adalarını da işgal ederek Melos adasındaki Phylakopi'deeski bir sarayın yerinde yeni bir saray yapmışlar ve kentin çevresini savunma duvarlarıyla çevirmişlerdir
Phylakopi'deki gibi Yunanistan yarımadasında yapılmış saraylar da Minosluların saraylarından farklıdır
Bu sarayların ortasında orta Tunç Devri'nde yarımadada yapılan uzun ev modeline uygun büyük bir merkezi ocağı ve sütunlu bir girişi bulunan geniş bir galeri yera-lır
Homeros'un Odysseiasında bu tür saraylar betimlenmiş ve söz konusu galeri tipine "megaron" adı verilmiştir
Megaronun sütunlu girişinin önünde çeşitli odaların ve büroların açıldığı bir avlu bulunur
Minosluların saraylarıysa dikdörtgen biçiminde geniş bir avlunun çevresinde kurulmuşlardır; bu avlu belki de dinsel nedenlerle kuzey-güney yönündedir
Girit'i ele geçiren Mykenaililer Phaistos Maliia ve Zakros saraylarını yıkmışlar buna karşılık Knossos'taki sarayı yıkmayıp kendilerine uyarlamışlardır
Phaistos yakınındaki Haghia Triada'daysa küçük bir Minos sarayının kalıntıları üstüne yarımada tipi bir saray kurdukları sanılmaktadır
Yeni gömme gelenekleri ve çömlekçilikteki değişiklikler de İ
Ö
yaklaşık 1450'den sonra Knossos gibi yerleşme merkezlerinin Yunanistan yarımadasından gelme toplulukların eline geçmiş olduklarını göstermektedir
Üstünde yazılar bulunan çok sayıda levhanın ortaya çıkarıldığı Knossos'ta Girit'in Mykenaililer tarafından ele geçirilmesinden önce kullanılan çizgisel A'dan ayırt etmek için çizgisel B diye adlandırılan bir yazı kullanılmıştır
1952'de bu levhalardaki yazılar Mikhail Ventris tarafından çözülmüş ve Yunanca oldukları anlaşılmıştır
Bu sonuç kabul edilirse Girit'i ele geçiren Mykenaililerin Yunanca konuştukları ve Dor olmayan Yunanlılardan oldukları sonucuna varmak gerekir
M
Ö
1450 yılından başlayarak ve sonraki yıllarda Mykenai egemenliğinde olan Ege bölgesinde tekbi-çimli bir uygarlık oluşmuşsa da yerel farklılıklar (özellikle çömlek süsleme üsluplarında) sürmüştür
Yunanistan yarımadasında Mykenai Tirgos Pylos ve Thebai gibi yerleşme merkezlerindeki ve Girit'teki Knossos'taki saraylar çok sayıda bağımsız devletin birarada yaşamış olduklarını ortaya koymaktadır
Büyük bir olasılıkla bu devletlerin bir bölümü Tunç Devri'nin sona ermesinden önce ötekiler tarafından yutulmuştur
Özellikle Knossos'taki sarayın son olarak İ
Ö
XIV
yy'da yıkılmış olduğu düşünülmektedir
Kral cenazelerinin gömüldüğü daire biçiminde ve tonozlu "tholos"ların en büyüklerinin (bunların arasında Atreus hazinesi de vardır) bulunduğu Mykenai'nin İ
Ö
18
yüzyıl'da Ege bölgesinin büyük bölümünü denetimi altında tutan minyatür bir imparatorluğun başkenti olduğu sanılmaktadır
Günümüzde Anadolu'da bulunmuş Hitit metinlerinde geçen "Ahhiyava" ile Homeros'un Truva'yı kuşatan Yunanlılara verdiği ad olan "Akhaioi"nin aynı sözcük olduğu sanılmaktadır; bu doğruysa söz konusu Mykenai İmparatorluğu'nun ya da daha küçük bir devletin varlığı da doğrudur
O tarihlerde Mykenaililer Anadolu'nun batı kıyısındaki Mi-nosluların kendilerinden önce kolonileştirdikleri Mile-tos gibi merkezleri de egemenlikleri altına almışlardır
Alinti
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul