Prof. Dr. Sinsi
|
Yukselme Devri
KÜÇÜK MUSTAFA ÇELEBI'NIN ISYANI
Küçük Mustafa, Çelebi Sultan Mehmed'in oglu olup babasinin sagliginda henüz on üç yasinda iken Hamideli sancak beyligine tayin edilmisti Küçük Mustafa, babasinin ölümünü müteakip, Murad'in Osmanli tahtina geçmesi üzerine, öldürülmek korkusu yüzünden Karamanoglu'nun yanina kaçmisti Sultan Murad, Istanbul muhasarasi ile mesgulken Bizans Imparatoru'nun el altindan tesvik ve ugrasilan sonucunda Anadolu'da saltanat iddiasina kalkismisti Imparator, kusatmadan kurtulmak için sehzadenin lalasi Sarabdar Ilyas'a mektuplar yazarak külliyetli miktarda altin göndermisti ki, bunlarla asker toplayabilsin Is bu kadarla da bitmeyecek ve Imparator, Küçük Mustafa'yi Istanbul'a getirtecekti Istanbul'a gelen Küçük Mustafa, Manuel ve onun çocuklari ile görüsür bu görüsmede, muvaffak oldugu takdirde imparatora karsi yapacagi fedakârlik hakkinda teminat verdikten sonra Rumlarin verdikleri kuvvetlerle Anadolu tarafina geçerek faaliyetlere baslar Bu faaliyetleri esnasinda, daha basindan beri Osmanlilar'la çekisen Karamanoglu'nun Turgutlu Türkmenleri ile Germiyanoglu'nun kuvvetleri de kendisine iltihak eder Sehzade Mustafa bu sekildeki bir iddia ile ortaya çikmakla, babasinin vasiyeti hilafina hareket etmis oluyordu
Mustafa, topladigi kuvvetlerle Bursa üzerine yürür Fakat Bursa halki, sehri ve kaleyi Mustafa'ya teslim etmek istemez Bu sebeple kendisine, memleketin ileri gelenlerinden Ahi Yakub ile Ahi Hoskadem'i elçi olarak gönderir Bunlar, Mustafa'ya para ve hediyeler takdim etmek suretiyle onu
Bursa'yi almaktan vaz geçirmeye çalisirlar Elçiler, Sehzade Mustafa'nin kendisine vezir yaptigi ve bütün bu olaylara sebep olan Sarabdar Ilyas ile de görüsürler Heyet, Bursalilarin Sultan Murad'a bey'at ettikleri için ona sadakatla bagli kalacaklarini ve gerekirse sehri müdafaa edeceklerini söyler Ayrica, bir Osmanli sehrinin Karamanoglu'nun kuvvetleri ile vurulmasinin da dogru olmayacagini anlatir Sarabdar Ilyas, heyetin bu teklifini kabul edince, Mustafa'nin ordusu oradan ayrilip Iznik tarafina dogru harekete geçer
Sehzade Mustafa, Iznik kalesini kirk gün kadar kusatma altinda tutar Firuz Bey'in oglu olan kale muhafizi Ali Bey, gelismelerden Sultan Murad'i haberdar eder Pâdisah, kaleyi sulh yolu ile teslim etmesini bildirerek Mustafa orada mesgulken kendisinin yetisecegini yazar Ayrica, küçük sehzadeyi alet edip kullanan Sarabdar Ilyas'i da ondan ayirmaya çalisir Bunun gerçeklesmesi için Sarabdar Ilyas'a adamlar göndererek kendisini Anadolu beylerbeyligine tayin edecegini bildirir Sarabdar'a gelen adam, beylerbeyilik beratini da yaninda getirmisti Bu makama karsilik Sultan Murad, Sarabdar Ilyas'tan çok önemli bir hizmet bekliyordu O da kendisi gelinceye kadar Sehzade Mustafa'nin kaçmasina engel olup onu oyalamasi idi
Sarabdar Ilyas, tiynetini bir defa daha ortaya koymustu Vaktiyle Çelebi Mehmed'in taraftari iken Süleyman'in vaad ettigi menfaat karsiliginda derhal Çelebi Mehmed'i birakarak karsi tarafa geçmisti Bu defa da saf degistirmekte bir sakinca görmemisti Anadolu beylerbeyligine kondugunu ögrenince kendisinden istenen seyleri büyük bir ustalikla basardi
Ali Bey, Sultan Murad'dan aldigi talimat üzerine muhasaranin kirk gün uzamasindan dolayi halka ve sehre hiç bir zarar gelmeyecegine dair yeminli söz aldiktan sonra teslim olur Sarabdar Ilyas da aldigi beylerbeyilik müjdesi üzerine sehirden ayrilmaz Çandarlizâde Ibrahim Pasa'nin sarayina yerlesen Küçük Mustafa, timar ve memuriyetler vermek suretiyle hükümdarligini ilan etmis oluyordu Böylece Osmanli mülkünde, yeniden ikinci bir hükümdar tehlikesi belirmisti Âsikpasazâde bu hükümdarligi su ifadelerle nakleder:
"Iznik'te, Ibrahim Pasa'nin sarayina kondular Etraftan gelip timar isteyene timar dahi verdiler Hüküm ve hükümet ettiler "
Sultan Murad, bütün gücü ile Istanbul'u kusatip feth etmek üzere iken, kardesi Küçük Mustafa'nin faaliyetleri üzerine, bazi tedbirler alarak kusatmayi kaldirmak zorunda kalir Çünkü kardesinin hareketleri, memleketi ikiye bölmeye yönelikti Bu ise daha tehlikeli bir durum arz ediyordu Onun için derhal Gelibolu yolu ile Anadolu'ya geçip Iznik üzerine yürür Sultan Murad'in bu yolculugu devam ederken Sehzade Mustafa'nin, Iznik'te kalmasini tehlikeli bulan Germiyan ve Turgutlu kuvvetlerinin komutanlari, onu buradan uzaklastirmaya çalisirlar Onu tehlikeden korumak için Karaman, Germiyan veya Istanbul'a götürmek istedilerse de daha önce Sultan Murad'dan beylerbeyilik beratini almis olan Sarabdar Ilyas, çesitli bahaneler ileri sürerek buna mani olur
Sultan Murad'in ordusu, yola çikisinin dokuzuncu günü gece geç saatlerde Iznik'e gelir Henüz uyku mahmurlugunu atamamis ve Mustafa'ya bagli olan askerlerin saskin bakislari arasinda, sabahin erken saatlerinde açilan kapilardan Iznik'e girilir O anda hamamda bulunan Küçük Mustafa, Mihaloglu tarafindan yakalanmak üzere iken Mustafa'nin beylerbeyi olan Taceddinoglu Mahmud Bey, efendisine bir at bulup onu kaçirmak ister Fakat bunda muvaffak olamaz Ama Mihaloglu'nu durdurup onunla vurusmaya baslar Taceddinoglu ile Mihaloglu arasinda baslayan bu vurusma sonunda, her seyi idaresi altinda bulunduran ulu hakimin (Allah) ecel hükmü, Mihaloglu'nun sehadet beratini kanla yazip hakkini teslim eyleyecektir Nitekim, attan düsürülen Mihaloglu ölümcül bir yara alir Bundan bir kaç gün sonra da vefat eder Mihaloglu'nu atindan düsürüp ölümüne sebep olan Taceddinoglu Mahmud Bey, daha sonra saklandigi yerde yakalanip Mihaloglu'nun adamlarina teslim edilecek ve onlar tarafindan öldürülecektir
Sultan Murad'in, Iznik'i kusattigi ve Taceddinoglu ile Mihaloglu'nun vurustugu sirada firsat kollayan Sarabdar Ilyas, Mustafa Çelebi'yi yakalayip Murad'in, sehrin önünde bulunan Mirahor basisina teslim eder Âsikpasazâde bu olayi da söyle verir:
"Bunlar bunda cenkte iken Sarabdar Ilyas, Mustafa'yi tuttu kucagina aldi At üzerinde Mustafa "Hey lala, beni niçin tutarsin?" Hain Ilyas "Kardesine ileteyin" der Mustafa "Beni kardesime iletme kim kardesim bana kiyar " der Sarabdar Ilyas sakin oldu Aldi gitti Hüdavendigar'a karsi iletti " Mustafa, padisahin emri ile Iznik disinda bir incir agacinin dibinde bogdurularak cesedi Bursa'ya gönderildi Sehzade Mustafa, Bursa'da babasinin türbesine defn edildi
Görüldügü gibi Küçük Sehzade Mustafa Çelebi hadisesi, amcasininkinden daha kisa ve daha kolay bir sekilde halledilmis oldu Ikinci Murad, Istanbul muhasarasini kaldirmakla, kardesinin fazla taraftar toplamadan hakkindan gelip kendisine birakilmis olan Osmanli tahtini emniyete almak istiyordu Onun, vakit kayb etmeden isyani ortadan kaldirmaya tesebbüs etmesi, memleketin ikiye bölünmesini ve beyhude yere kardes kaninin akitilmasini önlemis oldu Böylece, Bizans'in bu son oyunu da basarisizlikla son bulmus, ama olan aldatilmis bulunan zavalli Küçük Sehzade Mustafa'ya olmustu Bizans'tan menfaat temin eden ve küçük sehzadenin öldürülmesine sebep olan Sarabdar Ilyas ise yaptiklari için:
"Suretâ ben günahkâr oldum Illa bu ikisi vilayette olsa zarar-i âmmdir Ve biri dahi bu kim, ben efendim ogluna yaramaz is etmedim Bu dünyanin murdarina bulasmadan sehid ettirdim Ve hem cemi-i âlem rahat oldu Ve hem bizden önden gelenler bu kanunu koymuslar" diyerek yaptigi fenaligi tevile çalismistir
Sultan Murad, Sehzade Küçük Mustafa'nin gailesini bertaraf etmekle birükte benzer bir tehlikenin daha mevcud oldugunun farkinda idi Bir daha kardes kaninin akitilmamasi ve ülkenin, Bizans gibi entrikaci bir devlet ile, varligini Osmanlilar'in zayiflamasina baglayan Karaman gibi bir beyligin oyuncagi haline gelmemesi için henüz ortaya çikmadan bu tehlike ve fitnenin ortadan kaldirilmasi gerekiyordu Bunun için Sultan Murad, tarihi henüz kesin olmayan bir zamanda, Tokat kalesinde tuttugu Mahmud ve Yusuf adlarindaki iki kardesinin gözlerine mil çektirip onlari kör ettikten sonra anneleriyle birlikte Bursa'ya getirir Idareleri için de kendilerine yüksek seviyeden maas baglatir
CANDAROGLU ISFENDIYAR BEY ILE OLAN MÜCADELE ve IDARÎ DÜZENLEME
Karamanogullari'ndan sonra Anadolu Beylikleri'nin en kuvvetlilerinden plan Candarogullari, Karamanlilar gibi Osmanlilar'in en zor ve sikintili anlarindan faydalanmaya çalisan beyliklerden biri idi Nitekim Candaroglu Isfendiyar Bey, Sultan Ikinci Murad'in amcasi Mustafa ve küçük kardesi Mustafa Çelebi'lerie mesgul oldugu ani firsat bilerek ondan yararlanmaya çalisarak Tosya, Çankiri ve Kalecik'i geri almisti Halbuki buralar, daha önce Çelebi Sultan Mehmed zamanindaki gayretler sonucunda elde edilmis olup Osmanli himayesinde kalmak sartiyle Isfendiyar'in oglu Kasim Bey'e verilmisti Isfendiyar Bey'in geri aldigi bu yerler, Osmanlilarin taraftan olan oglu Kasim'a ait yerlerdi Isfendiyar Bey, bu topraklan almakla da yetinmeyip Tarakli Borlu denilen Safranbolu'yu alip Bolu'ya dogru uzanmisti Bu arada Kasim Bey de Iznik hareketi esnasinda kaçip Sultan Murad'in yanina gelmisti Sultan Murad, Küçük Sehzade Mustafa Çelebi olayini halledince Isfendiyar'a karsi kuvvet gönderdi Kasim Bey de Osmanli kuvvetleri ile birlikte bulunuyordu Osmanli ordusu Bolu'ya geldigi zaman Isfendiyar Bey'in ordusundaki Kasim Bey taraftarlari, efendilerinin bulundugu Osmanli ordusunun saflarina katilirlar Böylece Isfendiyar Bey, büsbütün sarsilir Bununla beraber savasi kabul etmekten baska çaresi de kalmamisti Bu sebeple Bolu ile Gerede arasinda yapilan savasta maglub olup bozguna ugrar Muharebenin karisikligi arasinda kendi Kapicibasisi Yahsi Bey tarafindan basina vurulan bir "bozdogan"la kulagi sagir olur Zorlukla Sinop kalesine siginan Isfendiyar Bey artik sagirdi
Candaroglu'nu takib eden Osmanli kuvvetleri, Kastamonu ile Bakir Küresini zapt ederler Isfendiyar Bey, küçük oglu Murad Bey baskanliginda bir heyet vasitasiyle baris istemek zorunda kalir O, bu barisi saglamak üzere Osmanli devlet adamlarina da ayri ayri mektuplar yazarak tavassutlarini ister Bu arada torununun (Ibrahim Bey'in kizi) padisah tarafindan nikahlanmasini da teklif eder Sultan Murad'in adamlari, barisilmasi için hükümdarlarina ricada bulunurlar Bunun üzerine Sultan Murad, sulh yapmayi kabul etti
Bu antlasma geregince Kasim Bey'e yerleri tekrar geri verilecek, Osmanlilarin aldiklari Kastamonu ile Bakir Küresi Isfendiyar Bey'e iade edilecekti Fakat Isfendiyar Bey, Bakir Küresi hâsilatindan büyük bir kismini
Osmanli Devleti'ne verecek ve gerektigi zaman da Osmanli ordusuna asker gönderecekti (827 H /1423 M )
Sultan Murad, bundan sonra bazi idarî tasarruflarda bulunup ondan sonra Edirne'ye dönmeye karar vermisti Hükümdar ilân edildigi zaman henüz on sekiz yaslarinda bulunuyordu Karsisinda da tehlikeli ve kuvvetli bir rakip olarak amcasi Mustafa vardi Hükümdarliginin ilk senesi ümidsiz denecek kadar korkunçtu Bununla beraber etrafinda ve kendisine sâdikane bir sekilde bagli olan Bâyezid, Ibrahim, Haci Ivaz Pasalarla Mihaloglu Mehmed Bey ve Kara Timurtas Pasa'nin vezirlik rütbesine kadar çikartilmis olan ogullan Ali, Umur ve Oruç Bey'ler bulunuyordu
Daha önce de görüldügü gibi Bâyezid Pasa, Mustafa Çelebi hadisesinde Rumeli Beylerbeyi oldugu için onun üzerine gönderilmis, sonunda Düzme Mustafa tarafindan katl edilmisti
Sultan Murad, küçük sehzade Mustafa Çelebi olayini halledince vezirleri ile maiyetindeki bazi mühim sahsiyetler arasinda mevcut rekabet ve geçimsizliklerin farkina varir Devlet merkezinde fazla nüfuz sahibi kimselerin varligini kendi kudret ve hâkimiyeti için bir engel telakki etmis olmali ki, bunlarin bir kismini yeni vazifelerle merkezden uzaklastirma ihtiyacini duyar Sultan Murad, Rumeli'ye dönmeden önce bu isi halletmeliydi Bunun için Kara Timurtas Pasa'nin ogullarindan Umur Bey'i Kütahya'ya, Ali Bey'i Saruhan (Manisa) sancak beyligine gönderir Oruç Bey'i de Anadolu Beylerbeyi yapar Padisah, kendi lalasi olan Yörgüç Pasa'yi da Rumiye-i sugra valisi olarak Amasya'ya gönderir Evrenoszâdeler ile Pasa Yigit oglu Turahan Bey ve Gümlü oglu gibi Rumeli beylerinin harp zamaninda padisahin maiyetinde birlesmeleri hariç baska zamanlarda Rumelideki vazife yerlerinde bulunuyorlardi Onun için Rumeli beylerini ilgilendiren bir tedbire lüzum yoktu Böylece divanda sadece Ibrahim Pasa ile Haci Ivaz Pasa kalmislardi
Bu defa da iki vezir arasinda nüfuz rekabeti bas göstermisti Vezir-i A'zam Ibrahim Pasa, devletin kurulusu ile birlikte hizmete giren Çandarli hanedanindan olup babasi Hayreddin ve biraderi Ali Pasa'lar da bu vazifede bulunmuslardi Ibrahim Pasa, Çelebi Sultan Mehmed'e olan sadakati ve tehlikeli zamanlardaki hizmeti ile taninmis olup Çelebi Mehmed zamaninda kadiaskerlik ve ikinci vezirlikte bulunmustu Bâyezid Pasa'dan sonra birinci vezir olmustu
Haci Ivaz Pasa da Çelebi Mehmed'in bütün savaslarina istirak etmis, Karamanog'lu'nun Bursa'yi muhasarasi sirasinda burayi müdafaa ve muhafazada sebat göstermisti Mustafa Çelebi hadisesinde aldigi tedbirler ve yazdigi mektuplarla Mustafa Çelebi kuvvetlerinin dagilmasina sebep olmustu Bu bakimdan büyük hizmetleri olan degerli bir sahsiyetti Çelebi Mehmed zamaninda hürmet görmüs, Yesil Camiin plânlarini tertip ederek disardan memlekete sanatkârlar getirtmisti
îste bu iki degerli vezir arasindaki rekabet, Haci Ivaz Pasa'nin sahneden çekilmesine sebep olmustu Haci Ivaz Pasa'nin kul (yeniçeri) ile gizli münasebetlerde bulundugu, padisaha suikast yapacagi ve divana silahla geldigi Sultan Murad'a haber verilir Bir gün divanda Padisah, Haci Ivaz Pasa'nin gögsüne eliyle dokunarak içinde zirh bulundugunu anlayip sebebini sorunca Haci Ivaz Pasa buna cevap veremez Bu durum, söylenenlerin dogru olabilecegini hatirlattigi için gözlerine mil çekilmek suretiyle Bursa'da ikamete mecbur edilir Bu olayin hangi tarihte oldugu kesin olmadigi gibi, hadisenin bir at gezintisi sirasinda cereyan ettigine dair rivayetler de bulunmaktadir Bu hadiseden sonra Ibrahim Pasa rakipsiz kalmis ve padisahin kendisine tam anlamiyla güvenmesinden dolayi tamamen müstakil imis gibi is görmüstür Haci Ivaz Pasa ise hicretin 831 (1428) yilinda Bursa'da vefat etmistir Cenazesi Pinarbasi'nda Kuzgunluk mevkiine defn edilmistir
Bu idarî düzenlemeden sonra padisah, Gelibolu üzerinden yeniden Rumeli'ye geçip Edirne'ye gelir Sultan Murad, saltanatinin buhranli geçen ilk yillarini geride birakip devlet islerini idarî ve siyasî bir düzene kavusturduktan, ülke ve halkin problemlerine çözüm yollari bulduktan sonra biraz rahat bir nefes almaya baslar Çünkü artik içerde taht kavgasina yeltenip ülkeyi bölünme noktasina getirecek kimse kalmamisti Disariya göre ise Sultan Murad'in gücü, kendisinden çekinilir bir kuvvete ulasmisti Bu bakimdan artik evlenip rahat bir nefes alabilirdi Zira Isfendiyar Bey'in, bizzat padisaha vermeyi teklif ettigi torunu Hatice Alime Hanim'la evlenme zamani gelmisti Bu sebeple padisah, gelini almak üzere Isfendiyar Bey'in sarayina Çasnigirbasi Elvan Bey, Tavasi Serafeddin Pasa ile Reyhan Pasa; kadinlardan Halil Pasa'nin dul esi ve padisahin Sah Ana diye hitab ettigi Germiyanoglu Yakub Bey'in hanimi ile daha birçok erkek ve kadini külliyetli miktarda mal ve esya ile gönderir Bunlar "mihr-i muaccel"i takdim edip gelini getireceklerdi Kastamonu'da sölenler tertipleyen Isfendiyar Bey de gelenleri rütbelerine göre agirlayip bir nice ikramda bulunur Orada akd edilen dügün merasiminden sonra Isfendiyar Bey, torununu Halil Pasa ile Germiyanoglu Yakub Bey'in hanimlarina teslim ederek büyük bir merasimle ugurlar Hicretin 828 (1424) yilinda gerçeklesen bu dügünün, Sultan Murad bakimindan Edirne'de mi yoksa Bursa'da mi yapildigi kesin olarak tesbit edilebilmis degildir Zira kaynaklardan bir kismi bunun Edirne'de, bir kismi da Bursa'da olduguna dair bilgi vermektedir Bazi kaynaklar ise Sultan Murad'in bulundugu yeri zikr etmezler Uzunçarsili, Sultan Murad'in nikahladigi kizin adinin Hatice Sultan oldugunu hicrî, 906 (M 1500) tarihli bir vakfiyesi bulundugundan, kabrinin Bursa'da Kükürtlü Kaplicasi'nin yakinindaki Hatice Sultan Türbesi denilen büyük bir türbede oldugunu, orada daha baska kabirlerin de bulundugunu, ne türbe kapisinda ne de diger kabirlerde bir kitabenin bulundugunu nakleder
Sultan Murad, evlendigi yil içinde kiz kardeslerinden üçünün de dügünlerini yaptirir Hemsirelerinden Sultan Hatun'u Isfendiyar Bey'in oglu Kasim Bey'e, Ayse Hatun'u bilahare Varna muharebesinde sehid düsecek olan Karaca Bey'e, Ayse Hatun'u da Çandarlizâde Ibrahim Pasa'nin oglu Mahmud Bey'e nikahlamisti Bu dügünler vesilesiyle büyük ziyafetler veriliyor, fakir ve yoksullar doyuruluyor, dügüne istirak eden herkese ihsanlarda bulunuluyordu
RUMELI'DE ISTIKRARIN saglanmasi
Candaroglu Isfendiyar Bey üzerine yapilan harekâti firsat bilen Eflâk voyvodasi Drakul, Silistre'yi geçip Osmanli topraklarina taarruz etmisti Sultan Murad'in emri ile bu taarruza karsilik olmak üzere Firuz Bey de Eflâk'a siddetli bir akin yapmisti Bu akinda Firuz Bey, Drakul'u maglub etti Maglub olan Drakul iki senelik haraca karsilik bir miktar para ve bazi hediyeler verecegini taahhüd etti Bu maglubiyetle Drakul, barisa zorlanmisti Sultan Murad'in Anadolu'dan Edirne'ye gelmesi üzerine Drakul iki oglu ile birlikte bizzat Edirne'ye gelmis ve bagliligini arz edip iki yillik vergisini de takdim etmisti Bunun üzerine yaptiklarina göz yumulan Drakul, yerinde kalmak üzere ülkesine gönderildi Ama iki oglundan biri (veya ikisi) de rehin olarak Osmanli sarayinda alikonmustu 1424 yilinda gerçeklesen bu barisla bölge nisbeten rahat ve huzura kavusmus oluyordu
Bölgede istikrarin saglanmasina tesir eden âmillerden biri de süphesiz ki Bizans'la varilan antlasmadir Gerek Düzme Mustafa, gerekse Küçük Mustafa olaylarini çikarip Sultan Murad'i ve ülkesini bir hayli yoran, kardes kaninin akitilmasina sebep olan Bizans, artik yapacak bir sey bulamadigi için Osmanlilar'la iyi geçinmek ihtiyacini hissetmisti Zira aksi takdirde kendi ülkesi ve imparatorluklari tamamen elden gidebilirdi
Bu dönemde, Bizans Imparatoru Manuel, henüz hayatta ise de çok yasli oldugundan sekiz dokuz seneden beri bütün isleri saltanat ortagi olan oglu VIII Ioannis görüyordu Ioannis, daha kötü bir duruma düsmemek için Sultan Murad'a müracaatla baris yapmak istedigini bildirir Bunun için elçi olarak Lukas Notaras, Melahrinos ve Bizans tarihçisi Françes'i Sultan Murad'a gönderir Yapilan anlasma geregince Bizans, her sene Osmanli hazinesine üçyüz bin akça veya otuz bin duka altini vermeyi kabul ettigi gibi, Misivri ve Terkos mintikalari hariç olmak üzere, daha önce Bizanslilara geçmis olan Karadeniz sahilindeki bütün yerler ile Selanik havalisinde bulunan Situnion ve Ustruma (Karasu) taraflarina ilaveten, Osmanlilar'in Zeytin dedikleri Izdin'i de terk ediyordu (28 Subat 1424)
Yine 1424 senesinde Sirp despotu Istefan (Etyen) Lazareviç, Edirne'ye gelip eski dostluk antlasmasini yeniledi Onunla birlikte bir Türk heyeti Alman Imparatorlugu'na seçilmis olan Macar Krali Sigismond'u tebrike ve iki yillik bir mütareke müzakeresinde bulunmak için gönderildi Buna göre Osmanli heyeti, hem Sigismond'un imparatorlugunu tebrik edecek, hem de iki yillik bir mütareke imzalayacakti Osmanli hükümdari bu heyetle birlikte kiymetli hediyeler de göndermisti Sigismond tarafindan kabul edilen Osmanli heyeti ile iki yillik bir baris antlasmasi imzalanir Bu akitten sonra Sigismond, Osmanli padisahina ayni sekilde hediyeler gönderir
Rumeli'de istikrarin saglanmasina sebep olan anlasmalar yapildiktan ve bölge harpsiz bir döneme girdikten sonra artik Anadolu'daki pürüzlerin ortadan kaldirilmasina sira geliyordu
Çelebi Sultan Mehmed'in vefati ve iki Mustafa Çelebi'nin isyanlari zamaninda, daha önce Osmanli sarayinda rehin bulunan Mentese Beyi Ilyas Bey'in iki oglu Leys ile Ahmed kaçarak memleketlerine gelmis ve hükümdarlik yapmaya baslamislardi Rumeli'deki durumu düzene sokan Sultan Murad, Mentese tarafina gelerek bu iki kardesi elde edip Tokat kalesine gönderdikten sonra beyligi tamamen ilhak etmisti Hicrî 829 (M 1425) tarihinden itibaren bu beylik artik tarihe karismisti
IZMIROGLU CÜNEYD BEY'IN AKIBETI
Kaynaklarda Izmiroglu, Aydinoglu, bazan da Kara Cüneyd diye adlandirilan bu beyin babasi olan Ibrahim, Yildirim Bâyezid tarafindan Izmir'e subasi olarak tayin edilmisti Ankara savasi sonrasinda çikan kardes kavgalari esnasinda Cüneyd Bey, önce Isa Çelebi'ye yardim etmis, arkasindan da Süleyman Çelebi ile birleserek onun tarafindan Ohri sancak beyligine getirilmisti Kardesler arasindaki mücadeleden istifadeyi düsünen Cüneyd Bey'in bu dönemdeki faaliyetlerinden ilgili bölümlerde bahsedilmis ve hakkinda bilgi verilmisti
Daha önce de temas edildigi gibi Cüneyd, Mustafa Çelebi (Düzme Mustafa) kuvvetleri ile Ulubat suyu kenarina kadar gelmisti Burada, Sultan Murad tarafindan tatmin edilip Aydin beyligine döner Bundan sonra bütün gayretiyle eski Aydinogullan topraklarini tamamen elde etmeye çalisir Böylece Anadolu birligini yeniden bozma faaliyetlerine ön ayak olur Osmanlilara olan bagliligi red edip Osmanli idarecileri ile ugrasmaya baslar Bunun üzerine Sultan Murad, onu yola getirmek maksadiyla yeni Aydin ili beyi Yahsi Bey ile Anadolu Beylerbeyi Oruç Bey'i vazifelendirir Ancak bu beyler Cüneyd'e karsi bir basari elde edemezler Bu son muvaffakiyet üzerine Aydin Bey'i olarak harekete geçen Cüneyd, Anadolu beylerini ve Bizans'i Osmanlilar'in aleyhine tahrike baslar O, bununla da yetinmeyerek Venedik ile de ticarî ve siyasî münasebetlere girisir Bununla beraber Sultan Murad'in Anadolu Beylerbeyligine tayin ettigi Hamza Bey, bu meseleyi ciddi bir sekilde ele alarak Halil idaresinde gönderdigi kuvvetler, Cüneyd'i Akhisar civarinda maglub edip onu sigindigi Ipsili kalesinde kusatirlar Cüneyd, Karamanoglu Ibrahim Bey'in yardimlarini saglamak maksadiyla gizlice onun yanina gidip bir miktar Karaman askeri ile döndüyse de, bilahare bu yardimci kuvvetlerin kaçmasi sonunda Sisam adasinin karsisinda bulunan Ipsili kalesinde oglu Bâyezid ile birlikte tutunmaya çalisir Bu arada Bizans Imparatoru VIII Ioannis ve Venedik ile temasa geçerek yeni bir saltanat müddeisini Selanik'e geçirip Rumeli'nde isyan çikarmayi tasarlar Fakat Murad Bey, Cenevizliler'den kiralanan gemiler ile onu deniz tarafindan da sIkIstirdigmdan vaziyeti gittikçe kötülesmeye ve artik müdafaada bulunamayacak bir duruma gelir Bunun üzerine Hamza Bey'e teslim olmak zorunda kalan Cüneyd, kanina girdigi insanlara karsilik 1425 yilinda öldürülür Çanakkale hapishanesinde bulunan oglu Kurt Hasan ile kardesi Hamza Bey de ortadan kaldirilarak soyuna son verilir
KARAMANOGLU MEHMED BEY'IN ANTALYA'YI KUSATMASI VE OGLU IBRAHIM BEY'IN OSMANLI HIMAYESINE GIRMESI
Ankara Muharebesi'nden sonra Timur tarafindan yeniden kurulan Karaman Beyligi'nin basina Alaeddin Ali Bey'in oglu Mehmed Bey tayin edilmis, kardesi Bengi Ali Bey de Mehmed Bey'in hâkimiyeti altinda olmak sartiyla Nigde ve havalisine getirilmisti Mehmed Bey, Osmanlilar'dan çekindigi için bir ara Memlûk sultaninin himayesini kabul etmisti Fakat Memlûk Devleti'ne ait bazi yerlere el uzattigi için o devletle de arasi açilmisti Gerçekten de Tarsus kusatmasi yüzünden Memlûklularla arasi açilan Karamanoglu Mehmed Bey, önce Nigde'ye hâkim bulunan kardesi Bengi Ali Bey, sonra da Dulkadiroglu Nasirüddin Mehmed Bey'le giristigi mücadeleyi kayb etmis ve Dulkadirliler tarafindan esir alinarak Kahire'ye gönderilmisti Memlûk Sultani Melik Müeyyed Seyh, gerek Bursa'da, gerekse Tarsus ve Kayseri'de giristigi taskin hareketlerinden dolayi Karamanoglu Mehmed Bey'i azarlayip hapse attirmisti Onun yerine de Karaman hükümdari olmak isteyen Nigde hâkimi Bengi Ali Bey'i destekleyerek onun hükümranligini tanimisti Böylece Bengi Ali Bey, Karaman hükümdari olmustu Fakat Memlûk sultani Melik Müeyyed'in ölümünden biraz sonra hükümdarligi elde eden Seyfeddin Tatar, Mehmed Bey'i serbest birakarak memleketine gönderir Bengi Ali Bey, Mehmed Bey'in idareyi tekrar ele geçirmesi üzerine yeniden Nigde'ye çekilir
Bilindigi gibi Ankara Muharebesi'nden sonra Antalya ve Korkuteli ile civari, Timur tarafindan Hamidoglu Osman Bey'e verilmisti Osman Bey, Antalya'yi Osmanlilar'dan alamamis ise de Korkuteli taraflarinda hüküm sürüyor ve Antalya'yi da elde etmek için çare ariyordu
Gerek Çelebi Sultan Mehmed'in ölümü, gerekse Mustafa Çelebiler isyanin, meydana getirdigi karisikliklardan istifade etmek isteyen Hamidoglu Osman Bey, Antalya'yi zapt etmek istemis, fakat bu ise tek basina gücünün yetmeyecegini anlayinca Karamanoglu ile birlikte hareket etmeye karar vermisti
O dönemde, Osmanlilarin Antalya Sancak beyi olan Firuz Bey oglu Hamza Bey, bu birlesmeye mani olmak ve dolayisiyla sancagini kurtarmak için henüz iki kuvvet birlesmeden önce Korkuteli'nde bulunan Osman Bey'in kuvvetlerine baskin yapmis, Hamidoglu da bu müsademe esnasinda öldürülmüstü Bu olaydan sonra Karamanoglu Mehmed Bey, Antalya önüne gelip kaleyi karadan kusatmisti Bu sirada kaleden atilan bir gülle, Karamanoglu'na isabet ederek ölümüne sebep olmustu Böylece Antalya, hem muhasara hem de isgalden kurtulmustu Karaman ordusunda bulunan Mehmed Bey'in büyük oglu Ibrahim Bey, babasinin cenazesini alarak Karaman ordusuyla birlikte dönmüs ve Mehmed Bey'in cenazesini Larende'ye (Karaman) defn etmisti (27 Safer 826/9 Subat 1423)
Mehmed Bey'in ölümü üzerine yaninda bulunan ogullarindan Ali Bey, aralarindaki saltanat rekabeti yüzünden askerin Ibrahim Bey'i istedigini görünce kaçip Antalya kalesine siginir Ibrahim Bey ve diger kardesi Isa Bey ise babalarinin cenazesini alip memleketlerine dönerler Fakat Mehmed Bey'in kardesi Bengi Ali Bey, kardesinin öldügünü ögrenince Konya'ya gelip hükümdarligini ilân etmisti Bunun üzerine Ibrahim ve Isa Beyler, babalarinin cenazesini defn ettikten sonra Osmanlilar'a siginmak zorunda kalmislardi
Bu arada Antalya sancak beyi olan Hamza Bey de Karamanoglu Mehmed'in ölümünü ve Antalya'nin kurtuldugunu, kendisine iltica etmis olan Mehmed Bey'in oglu Ali Bey'le Sultan Murad'a arz etmisti
Ibrahim Bey, amcasi Bengi Ali Bey'in yerine hükümdar olmak üzere Sultan Murad'in yardimini istemisti Sultan Murad, eskiden beri aralarinda bulunan akrabaligi kuvvetlendirmek için Ibrahim Bey'le kardesleri Ali ve Isa'ya birer kiz kardeslerini vererek onlari kendine baglamaya çalisir Osmanli siyasetine uygun düsen bu davranisla Sultan Murad, aradaki eski düsmanliklari ortadan kaldirmayi hedefliyordu Bu düsmanligi tamamen yok etmek için onlarin her birine Rumeli'nde birer sancak da vermisti Bu arada Ibrahim Bey'e kuvvet verip onun Konya ve Larende üzerine yürümesini saglayan Sultan Murad'in bu kuvveti sayesinde Ibrahim Bey, amcasini kaçirip Konya'da Karaman Beyligi'ne hâkim oldu Fakat bunun karsiliginda da daha önce Osmanlilara ait olup Timur tarafindan Karamanogullari'na verilmis olan bazi yerleri (Hamideli Beysehir) eski sahiplerine yani Osmanlilar'a terk etmeye razi oldu (1424)
Sultan Ikinci Murad, gerek Rumeli, gerekse Anadolu'da kismen baris, kismen de mücadelelerle sagladigi sükûnetin devam etmesi için daha bazi islerin yapilmasi gerektigine inaniyordu Nitekim Amasya, Tokat ve Canik havalisindeki yerlerde bir takim küçük Türkmen aile ve asiretleri vardi Bunlar, gerek bulunduklari kalelerinin sarp olusu, gerekse devletin baska bölgelerde mesgul olmasindan istifade ile zaman zaman çevrelerini vurup eskiyalik ediyorlardi Halk, bu yüzden bir hayli sIkInti çekiyordu Hatta Solakzâde'nin ifadesine göre, insanlar bunlarin yüzünden evlerinden çikamaz hâle gelmislerdi Bunlarin normal bir hale gelmesi ve geregi gibi idareleri devleti bir hayli mesgul ediyordu Bu yerli Türkmen ailelerinden bir kismi, Ankara muharebesinden sonra Çelebi Sultan Mehmed tarafindan ortadan kaldirilmis ise de büyük bir grubu faaliyetlerine devam ediyordu Sultan ikinci Murad, lalasi Yörgüç Pasa'nin faaliyetleri sonucunda bunlarin büyük bir kismini ortadan kaldirmaya muvaffak olmustur
|