Yalnız Mesajı Göster

Türkiye De Masonluk

Eski 07-25-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye De Masonluk



Konu incelendiğinde, Avrupalı masonların, localar aracılığıyla, Mustafa Reşit Paşa gibi Tanzimat erkanına materyalizm telkini yaptıkları görülmektedir Mustafa Reşit Paşa'nın bu anlamda çarpıcı bir bağlantısı, ünlü ateist Fransız düşünür Auguste Comte ile kurmuş olduğu yakınlıktır Ateizmin ve din aleyhtarlığının doruk noktası olan "bilim dini" pozitivizmi ortaya atan Auguste Comte, Mustafa Reşit Paşa'yı etkisi altına almaya çalışmış, hatta bu yakınlık Padişahın, Reşit Paşa'yı ilk Sadrazamlığı döneminde görevden almasına sebep olmuştur Sık sık Mustafa Reşit Paşa'ya mektup yazarak ona ateist ve din aleyhtarı bir felsefe aşılamaya çalışan Auguste Comte, bir mektubunda şunları yazmıştır:
Dirayetle başarmış olduğunuz görevinizden geçici olarak ayrılmak sureti ile elde ettiğiniz boş zamanlarınız bugün bana şunu ümit etmek imkanını vermiştir ki, önce kendi doktrinimin genel hatlarını size arzeden pozitivist kateşizmaya, sonra da onu değişmez bir şekilde kuran pozitif politika sistemine gereken dikkati esirgemeyeceksiniz
Birçok yüzyıldan beri, gerek Doğu gerekse Batı, bugüne kadar bir türlü elde edilemeyen evrensel bir din aramaktadır Halbuki tek dine inanış, muayyen hümanite duygularına hareket getirmektedir Bununla beraber tecrübe ve akıl böyle bir ümidin boş olduğunu ispat etmiştir

Hiçbir metafizik intikal devresine lüzum hasıl olmadan doğrudan doğruya İslamlıktan Pozitivizme geçerken, Müslümanlar, din inancıyla ve hümanite anlayışı ile evrensel muzafferiyeti sistemleştirecek olan büyük peygamberlerine mahsus olağanüstü değerde yüksek fikirlerinin gerçek devamcılarını anlamakta gecikmeyeceklerdir
Müslümanlar böylelikle esasen faydasız olan bir siyasi birlik fikrinden vazgeçerlerse Osmanlı İmparatorluğu'nun lüzumlu görünen dağılışından üzüntü duymayacaklar, tersine olarak, geçici hakimiyetlerinin vermiş olduğu kazançlarını sınırlayan sosyolojik kanun tatbikatını görmüş olacaklardır

Aynı zamanda Osmanlı şefleri hala kendilerinden daha az mütecanes bir devletin müstakbel istilaları ile ilgili ve kendiliğinden bir dağılmaya tamamen boyun eğmiş olarak hayali de olsa felaketli ve korkunç endişelerden milletlerini kurtulmuş göreceklerdir Politik tesirler, ancak İslam dini'nin temel ruhuna göre, umumi efkarın ve örflerin beraberliğini sağlamak ve sağlamlaştırmak gayesine mutaf olduğu içindir ki, Osmanlılar yakın bir gelecekte Tanrı yerine hümaniteyi benimsemek sureti ile bu büyük gayenin hedefine en kısa yoldan ulaşacağını göreceklerdir61

Comte'un Mustafa Reşit Paşa'ya yazdığı bu metindeki telkinler son derece dikkat çekicidir: Osmanlı halkının İslam'ı bırakıp din olarak pozitivizmi benimsemesi tavsiye edilmekte, böylece "faydasız olan siyasi birlik fikrinden", yani Osmanlı'nın ve dünya Müslümanlarının birliği düşüncesinden vazgeçecekleri ümid edilmektedir Comte, Osmanlı halkına "Allah yerine hümaniteyi" benimsemelerini de tavsiye etmektedir ki bu, masonluğun temel felsefesi olan "seküler hümanizm" adlı çarpık inanışın bir ifadesidir (Seküler hümanizm için bkz Harun Yahya, Global Masonluk, 2002)
Comte'un satırlarında geçen bu telkinlerin son derece akıl dışı olduğu ise kolaylıkla görülebilir Tüm insanlar Allah'ın yarattığı ve dolayısıyla O'na karşı sorumlu olan kullardır İnsanların Allah'tan yüz çevirerek "hümanite"yi, yani birbirlerini bir yaşam gayesi haline getirmeleri ise, toplu bir cehalet ve aldanıştan başka bir şey değildir Peygamberler tarih boyunca bu cehaletle savaşmışlardır Kavmine "Ey kavmim, sizce benim yakın-çevrem, Allah'tan daha mı üstündür ki, O'nu arkanızda-unutuluvermiş (önemsiz) bir şey edindiniz Şüphesiz benim Rabbim, yapmakta olduklarınızı sarıp-kuşatandır" diyen Hz Şuayb gibi (Hud Suresi, 92)
Comte ve benzeri 19 yüzyıl ateistleri, (örneğin Darwin, Marx, Freud veya Durkheim) en eski çağlardan beri var olan bir yanılgıyı "yeni" gibi sunmak ve sistematize etmekten başka bir şey yapmamışlardır Bu yanılgının tüm Avrupa'da, sonra da diğer medeniyetlerde hızla yayılmasının en önemli nedenlerinden biri ise, masonluk örgütüdür Pozitivizmi ve diğer her türlü materyalist felsefeyi bir din gibi benimseyen masonluk, bunları önce elitlere sonra da onlar aracılığıyla kitlelere empoze etmek için sistemli bir mücadale yürütmüştür
Masonluğun Osmanlı ve Türkiye içindeki misyonunu da asıl olarak bu çerçevede değendirmek gerekir Örgüt, bir tür "dine karşı propaganda ve dine karşı mücadele" birliği gibi çalışmıştır Yerli masonların tarihinden bazı önemli kesitlere baktığımızda karşımıza anlamlı bir tablo çıkmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla