07-25-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye De Masonluk
Osmanlı Döneminden Din Karşıtı Bir Mason: Abdullah Cevdet
İttihat ve Terakki'nin kurucuları arasında yer alan Abdullah Cevdet, dine karşı yürütülen savaşın Türkiye'deki ilk öncülerinden biriydi Toplumu dinden koparmak için kapsamlı bir "dünya görüşü" oluşturmuştu Ona göre, modern uygarlığın temeli din dışı bir kültüre dayanmalıydı İslam ise, sözde "ilerlemeye engel olduğu" için toplumsal yaşamın tümüyle dışına çıkarılmalıydı
Abdullah Cevdet, adını asıl olarak İttihat Terakki Cemiyeti'nin kuruluş aşamasında duyurdu Kendisi gibi İttihat Terakki'nin kurucularından olan mason İbrahim Temo'nun görüşlerinden etkilendi Temo'nun kendisine vermiş olduğu Felix Isnard'ın Ruhçuluk ve Maddecilik ve Louis Büchner'in Madde ve Kuvvet adlı kitaplarını okuyarak materyalizme ilk adımı attı "Biyolojik materyalizm" konusunda yazmış olduğu yazılardan dolayı dindar kesimden kuvvetli tepkiler aldı 66
Cevdet, Darwin'in evrim teorisinin büyüsüne de kapılmış ve o dönemlerde Avrupalı ırkçılar arasında çok popüler olan "öjeni" (bir ırkın seçmeli çiftleşme yönetimiyle genenik olarak iyileştirilmesi) kavramından etkilenmişti Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi Abdullah Cevdet'in görüşlerini şu şekilde özetler:
Abdullah Cevdet'in biyolojik materyalizminin diğer bir özelliği de, toplumsal elit yaratmada elverişli bir teorik açıklığa sahip oluşudur Ernest Haeckel'in tüm canlıların evrimleşmesi sürecindeki eşitsiz gelişim ilkesi ve Darwin'in doğal eleme teorisi, Abdullah Cevdet'e bazı insanların eğitim yoluyla diğerlerinden farklılaşarak seçkinleşebileceği ve toplumsal ilerlemenin ancak bu seçkin kadronun öncülüğünde gerçekleşebileceği inancını vermiştir 67
Abdullah Cevdet 1903 yılında 25 sene boyunca aralıksız olarak yayınlanacak İçtihat dergisini çıkarmaya başladı Bu dergi aracılığıyla İslam'a ve Hz Muhammed'e sürekli sözlü saldırılar ve iftiralar içeren yazılar yayınladı Abdullah Cevdet Şubat 1909'da masonların desteği ile "İçtihat Evi" adında bir yayınevi kurdu Bu yayınevinde çıkarmış olduğu bir dizi kitap, halk arasında büyük reaksiyonun oluşmasına neden oldu ve önce yayınevi, ardından da İçtihat dergisi kapatıldı Abdullah Cevdet'in mahkumiyeti ve derginin kapatılması dönemin bir gazetesine şu şekilde yansımıştı: "Dinimize tecavüz edenlere ibret-i müessire: Abdullah Cevdet Bey, bir makalesinde Din-i Mübin-i Muhammediye'ye tecavüz ettiğinden dolayı iki sene hapse mahkum oldu "68
Kapatılma kararının hemen adından İştihat, İşhad, Cehd dergilerini çıkardı Bir süre İkdam ve Hak gazetelerinde başyazarlık yaptı Yapmış olduğu İslam'a saldıran yayınlar yüzünden Meşrutiyet döneminde Şeyh-ül İslam'dan birkaç kez uyarı aldı
Abdülhamid'in tahttan indirilmesine yardımcı oldu Fakat kendisi açısından ortamın hala güvenli olmadığını düşünerek uzun süre ülkeye geri dönmedi Döndüğünde ise İttihatçılar tarafından Sağlık Umum Müdürlüğü'ne getirildi Ancak bu görevinde de aykırı fikirleri ile kısa sürede göze battı Kadınlara ilk kez genelev vesikası verilmesi uygulamasını başlatınca, halktan gelen tepki üzerine hükümet tarafından görevinden azledildi
Abdullah Cevdet'in telif ve tercüme 70'e yakın eseri vardır Bunların arasında din aleyhtarı propagandanın en yoğun olduğu kitap, Fransızca'dan tercüme ettiği Aklı Selim'dir 19 yüzyılın tüm köhne ateist safsatalarının ısrarla işlendiği bu kitabın önsözünde Cevdet, tapındığı "ilah"ın "hürriyet", "fazilet" gibi Hümanist kavramlar olduğunu şöyle anlatır:
Aklı Selim, kudsi bir isyandır ve bunu gönüllerde gezdirmek aşkının ateşi hiçbir zaman söndürülemeyecektir Promethe, Kafkas dağlarında değil, gönül dağlarındadır ve zincirlerini kırmıştır Mabudumuz (İlahımız) fazilettir Amali fazilet ise hürriyetsiz mümkün değildir Hürriyetlerin akdem ve akdesi fikir ve vicdan hürriyetidir Bu tercümenin mevzuu bir ubudiyet ve ibadettir; hürriyet ilahına bir ubuduyet ve ibadettir 69
Abdullah Cevdet Fransız materyalistlerin görüşlerini incelerken Fransız yazar Gustave Le Bon'un etkisinde kaldı Le Bon'un fikirleri doğrultusunda geliştirdiği "Türk ırkının damızlık erkek yolu ile ıslah edilmesi projesi" ise onu tekrar ülke gündemine getirdi
Abdullah Cevdet'in inançlı bir aileden gelmesine rağmen, ömrünü dine karşı mücadele etmekle geçirmesi son derece ilginçtir Osmanlı'nın son devrinde masonik öğretiyle zehirlenen bir neslin en radikal temsilcisi olan Abdullah Cevdet'in cenaze namazı dakıldırılmamıştır Şu anda hayatta olmayan tarihçi İbrahim Hakkı Konyalı, Abdullah Cevdet'in cenaze törenini şu sözler ile anlatır:
Abdullah Cevdet Allah'a inanmadığını söylüyordu İslam harflerinin şiddetle aleyhinde bulunuyordu Dini değerlerin çoğuna karşı olduğunu yazıp söylüyordu İşte bu adam ölünce cenazesi Ayasofya Camii'ne getirildi Öylece musalla taşında duruyordu Hocalar da namaz kıldırmaya yanaşmıyorlardı Bunun üzerine cenaze, belediyenin bir arabasına konularak götürüldü 70
|
|
|