Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye De Masonluk
Türkiye'deki P2'ler: Gizli Localar
Masonluğun en temel prensibi kendini gizlemek, gerçek faaliyetlerini gizli tutmaktır Bu, Tapınak Şövalyeleri'nden bu yana değişmeyen bir yöntemdir Tapınakçılar; Hıristiyanlık'tan çıkıp sapkın bir inanca kapıldıklarını, Bafomet adlı bir puta taptıklarını, Hz İsa'ya düşman olduklarını veya sapık cinsel ilişkiler kurduklarını gizlemişler ve kendilerini son derece masum bir keşiş tarikatı gibi göstermişlerdi Masonluk ise bu gizlilik geleneğini devralmış, kendisini hiçbir siyasi amacı olmayan bir ahlak okulu ve hayır kurumu gibi göstermiştir Oysa sahip oldukları gizlilik prensibi, bunun inandırıcı bir tablo olmadığını göstermek için tek başına yeterlidir: Masum bir "ahlak okulu", neden dünyanın en gizli örgütlenmesi için çalışmaya ihtiyaç duysun?
Türk masonlarının yayın organlarından birinde yer alan aşağıdaki ifade, "hayır kurumu" imajının bir kamuflaj olduğunu göstermektedir Mimar Sinan dergisinde, mason Üner Birkan tarafından kaleme alınan bir makaledeki ifade şöyledir:
"Masonluk da, toplum hizmetlerine el atarak, kendini topluma hayırlı bir kuruluş olarak tanıtabilir "87
Masonların bu kamuflajı kullanırken gerçek amaç ve faaliyetlerini gizlemek için başvuracakları ketumiyet ve gizlilik yöntemleri ise yine masonik yayınlarda açıklanmaktadır Örneğin masonların bir nevi "anayasası" olan Anderson Yasası, Davranış Maddesi, dördüncü fıkrası şöyledir:
Mason olmayan yabancılar bulunduğunda, sözleriniz ve tutumunuzla öyle ketum ve ihtiyatlı olunuz ki, en ince zekalı yabancı bile duyulması uygun olmayan şeylerin farkına varmasın 88
Şakül Gibi adlı mason dergisi de örgütün bu gizlilik emrini "biraderlerine" şöyle aktarmaktadır:
Arılar karanlık olmazsa çalışamazlar  Sol elinizin yaptığını sağ eliniz bilmesin Gizliliğin sayılmayacak çok etkileriyle ilgili olarak ve daha büyük şeylerle alakalı olarak sembollerin gizemli işlevleri vardır 89
Mason Dergisi'nin 1993 yılının Mart ayında yayınlanan sayısında "mabette yapılan Ritüel çalışmalarının dışarıda konuşulmasının yasak olduğu" açıkça söylenmektedir Yine masonların yayın organı olan Büyük Şark Dergisi'nin 11 sayısında "sembolleri ve localarda geçen olayları, tartışmaları açıklamak ahlak dışı bir harekettir; davaya ve yemine ihanettir" denmektedir
Mason örgütünün kendi üyelerine yaptırdığı "Ketumiyet Yemini" ise gizliliğin örgüt içerisinde ne denli önemli olduğunu açıkça ispatlamaktadır "2 Derece Çırak Ritüeli"ndeki bu yemin şöyledir:
Şimdi veya daha sonra öğretilecek Kadim Masonluk Misterleri ile bunlara ait gizli sanatları, yönleri ve noktaları, bu dereceye usulüne göre kabul edilmiş olanların dışında hiç kimseye, kim olursa olsun hiçbir surette açıklamayacağım, veya yalnız tam, kusursuz, muntazam bir locada iken ve onların da kendim gibi düzenli olduklarına tam bir kanaat getirdikten sonra usulüne göre açıklayacağım
Yine söz veririm ve şerefim üzerine yemin ederim ki, bu sırları, hareketli veya hareketsiz hiçbir şeyin üzerine yazmayacak, basmayacak, kazımayacak, işaretlemeyecek, resmetmeyecek, kesmeyecek veya elimden gelip gücümün yettiğince de başkalarına yaptırmayacak, yapmalarına engel olacak, yapmalarına göz yummayacağım ki, bu hareketli ve hareketsiz şeyler üzerinde herhangi bir kelime, hece, harf, işaret veya şekil, yahut bunların en küçük izi bile, benim ihmal veya liyakatsizliğimden dolayı sırlarımız ile misterlerimizin usulsüz olarak başkasının okuyup anlamasına, öğrenmesine, ortaya çıkmasına sebep olmasın 90
Peki nedir masonların gizlemekte bu kadar hassas oldukları sırlar? İtalya'daki P2 locası bu sorunun cevabını ortaya çıkarmıştır: Topluma bir hayır kurumu ve ahlak okulu gibi gözüken mason localarında, gerçekte siyasi ve ekonomik menfaatlere yönelik pek çok illegal faaliyet yürütülmektedir
Ancak bu faaliyetlerin yürütüldüğü localar göz önünde değildir Yani masonluğun geleneksel gizliliğine ilave olarak, bir de "bilinen localar" ve "gizli localar" şeklinde ikinci bir gizlilik prensibi vardır P2, söz konusu gizli localardan biridir Bir önceki bölümde incelediğimiz gibi, bu loca diğer mason locaları gibi yeri ve adresi belli bir binada değil, Licio Gelli'nin gözlerden uzak villasının gizli bir bölümünde yer almıştır İtalya'nın pek çok ünlü siyasetçi, bürokrat, iş adamı veya medya patronunun P2 toplantılarına katılması, bu gizlilik sayesinde mümkün olmuştur Aksi takdirde P2 locası faaliyetlerini yürütemez, kısa sürede deşifre olurdu
İşte Türkiye'deki P2'lerin sırrı da burada gizlidir:
Türkiye'deki masonların faaliyetlerinin sadece çok küçük bir kısmı resmi makamların ve kamuoyunun bilgisi dahilindedir Masonlar resmi olarak bilinen bir kaç ünlü loca merkezine sahiptirler (İstanbul Nuru Ziya Sokak ve Tepebaşı'ndaki localar ) Oysaki Türkiye'deki masonik yapılanmanın beyni, gizli localardadır
Bunlar, mason locası olduğu hiçbir şekilde bilinmeyen ve anlaşılamayan adreslerde yer alan özel ve gizli mabedlerdir Bu gizli localar, ya büyük mason üstadlarının müstakil evlerinin yer seviyesinin altında kalan gizli mahzenlerinde veya fabrikalarının ve holding binalarının yine gizli olan bodrum katlarında yer almaktadır Bu gizli salonların bazıları, ayna görüntülü duvarların veya gardrop kapağı gibi gözüken kapıların ardında gizlenmiştir Son derece lüks ve ihtişamlı bir şekilde döşenen bu localara giden masonlar, sanki sıradan bir iş toplantısına veya dost meclisine gider gibi hareket etmekte ve böylece şüphe çekmemektedirler Toplantılara katılanlar arasında, Türkiye'nin en üst düzey masonları olduğu gibi, Tel-Aviv, Chicago veya Paris locası gibi yabancı merkezlerden gelen ve hem uluslararası masonik kararları yerli "biraderlerine" aktaran hem de onlarla görüş alış-verişinde bulunan bazı yabancı masonlar da yer almaktadır Eğer bu mekanlarda detaylı bir araştırma yapılırsa, örgütün illegal faaliyetlerine, yurtdışı bağlantılarına dair pek çok belge ortaya çıkacaktır
Söz konusu gizli locaların sis perdesini biraz olsun aralayan önemli bir gelişme ise, bu localarda yapılan bazı garip ayinlerin medyaya yansıması olmuştur
Bu ayinler, bundan 6 yüzyıl önce Kilise tarafından yasaklanan "Tapınak Şövalyeleri" tarikatının, günümüz Türkiyesi'nde halen yaşadığını ve 6 yüzyıl önceki sapkın ritüelleri hala uyguladıklarını göstermektedir
|