Prof. Dr. Sinsi
|
Dünyanın İlk Standartlar Ve Tüketiciyi Koruma Kanunları
II Bâyezid döneminde dünyanın ilk Standartlar Kanunu, ilk Belediye Kanunları, ilk Tüketiciyi Koruma Kanunları ve ilk Gıda Nizâmnameleri hazırlandığı söylenmektedir
II Bâyezid devrine ait en mühim kanunlardan birisi şüphesiz ki, Bursa, İstanbul ve Edirne İhtisâb Kanunnâmeleridir Bu kanunnâme, dünyanın en mükemmel ve en geniş belediye kanunu olmakla kalmamakta, aynı zamanda dünyada ilk tüketici haklarını koruyan kanun, ilk gıda maddeleri nizâmnâmesi, ilk standartlar kanunu, ilk çevre nizâmnâmesi ve kısaca asrına göre çok hârika bir hukuk kodudur Bu kanun, hem Osmanlı örf âdetlerini ve hem de İslâm hukukunu çok iyi bilen Mevlânâ Yaraluca Muhyiddin tarafından hazırlanmıştır Hazırlanış tarihi 1502 ila 1507 tarihleri arasındadır
Biz, her biri 100 küsur maddeyi bulan bu üç kanunnameden sadece bazı maddelerini, tüketici hakları açısından arz ediyoruz (Maddenin başındaki rakamlar Kanun maddelerine ve harflerden B, Bursa, E Edirne ve İ İstanbul Kanununa işaret etmektedir):
“İ-45 Ve mahkeme kararıyla yiyecek ve içecek ve giyecek ve hubûbât ki; çarşıda ve pazarda vardır, gözedilüb her meslek sahibi teftiş oluna Eğer terâzûda ve kilede ve arşunda eksük bulunursa, muhtesib (belediye başkanı) haklarından gele
İ-21 Etmekçiler, standart olarak alınan ekmeği narh üzere pâk işleyeler, eksik ve çiğ olmaya Etmek içinde kara bulunursa ve çiğ olursa, tabanına let uralar; eksük olursa tahta külâh uralar veyahud para cezası alalar Ve her etmekçinin elinde iki aylık, en az bir aylık un buluna Tâ ki, aniden bazara un gelmeyüb Müslümanlara darlık göstermeyeler Eğer muhâlefet edecek olurlarsa, cezalandırıla
İ-4 Eyle olıcak ekmek gâyet eyü ve arı olmak gerekdir
E-7 Aşcılar bişürdükleri aşı pâk bişüreler ve çanakların pâk su ile yuyalar ve tezgâhlarında kâfir olmaya Ve iç yağiyle nesne bişürmeyeler Ve bir akçelik eti her ne narh üzerine alurlar ise beş pare olur Bir akçelik aş alanın aşına bir pâre koyalar İki pulluk dahi etmek vereler Bir akçelikden artuk alsalar ya eksük alsalar, bu hisâb üzerine vereler Cemî‘ Edirne'nin aşcıları ittifakiyle teftiş olundı
İ-38 Ve kile ve arşun ve dirhem gözlenile; eksüği bulunanın hakkından geleler
İ-5 Un kapanında olan kapan taşlarını, mahkeme kararıyla muhtesib (belediye başkanı) dâim görüb gözede Tâ ki, hile ve telbîs olub un alan ve satan kimesnelere zarar ve ziyân olmaya
B-74 Ve hamallar na‘lsuz at istihdâm etmeyüb ve dağ yükünün iki yükünden ziyâde götürmeye
E-58 Ve ayağı yaramaz bârgiri işletmeyeler Ve at ve katır ve eşek ayağını gözedeler ve semerin göreler Ve ağır yük urmayalar; zira dilsüz canavardır Her kangısında eksük bulunursa, sâhibine tamam etdüre Eslemeyeni gereği gibi hakkından gele Ve hammâllar ağır yük urmayalar, ma’kul üzerine ola[1]
İ-40 Ve sirke ve yoğurda su koymayalar Su katılmış olub bulunursa, teşhir edeler veyahud tahta külâh uralar, gezdireler
İ-29 Kuyumcular, sâde işi dirhemine bir akçe; minekârî işde dirhemine iki akçe ve altun sâde ise miskâline üç akçe; müşebbek işde miskâline beş akçe ve gümüş düğmeler iriyi ve hurdayı gâyet eyü hâlis işleyeler, bakır koyub işlemeyeler İşleyenin muhtesib (belediye başkanı) gereği gibi haklarından gele
İ-33 Ve boyacıları dahi gözedeler, kalb boyamayalar; boyarlarsa gereği gibi hakkından geleler
İ-42 Ve iplikçilerin ipliği tire ipliğine berâber ola Ve astar ki, şehirde işlene, sekiz arşun ola, eksük olmaya Olursa hakkından geleler
İ-46 Hammâmcılar, hâmmâmları gözedeler, yunmuş ola, ıssı ve sovuk su ile ârâste ve dellâkleri cest ve çâlâk ola Usturası keskin ola Şöyle ki, usturası altında kimesne zahmet çekmeye ve nâzır olan fotaları pâk duta; Müslümana verdüği fotayı kâfire vermeye
İ-66 Ve dahi hekîmlere ve attârlara ve cerrâhlara, muhtesib (belediye başkanı)in hükmi vardır; görse ve gözetse gerekdir
İ-24 Bakkallar ve attârlar ve bezzâzlar ve takyeciler, onun on bire satalar, ziyâdeye satmayalar Ziyâdeye satarlarsa, muhtesib (belediye başkanı) dutub te'dîb ede Ammâ bu bâbda ve gayride mahkeme kararı bile ola
E-194 Berber gözlene; kâfir başın tıraş etdükleri ustura ile Müslüman başın tıraş etmeyeler Kâfir yüzin sildikleri fota ile Müslüman yüzin silmeyeler Usturaları keskün ola
E-195 Tabibler dahi gözlene; bîmârhâne (hastahane) tabiblerine göstereler, imtihân edeler, kabul etmedikleri kimesneleri men` edeler Cerrâhlar dahi gözlene; san`atlarında kâmil olalar
E-196 Değirmenciler gözlene; değirmende tavuk beslemeyeler ki, halkın ununa ve buğdayına zarar etmeye Ve âdetlerinden artuk almayalar ve iri öğütmeyeler ve kesmüklü buğdayı değiştirmeyeler ve illâ muhkem ve müntehî hakkından geleler
E-198 Ve câmilerde dilenci tâifesin yürütmeyeler
İ-70 Ve her san‘atı aydan aya kadı ile teftiş ede ve dahi göre ve gözede Her kangısı kim ta‘yin olunan narhdan eksük sata, muhtesib (belediye başkanı) hakkından gelüb teşhîr ede
İ-73 Fil-cümle bu zikr olunanlardan gayrı her ne kim Allâh ü Te‘âlâ yaratmışdır, hepsini de muhtesib (belediye başkanı) görüb gözetse gerekdir, hükmi vardır
Şöyle bileler, her kim muhâlefet ve inâd ederse, itâba ve ikâba müstahak olur”[2]
[1] Hayvan haklarının 20 yüzyılın başında savunulmaya başlandığı düşünülürse, bu maddenin çok ileri bir hukuk anlayışının mahsulü olduğu daha iyi anlaşılır
[2] Akgündüz, Osmanlı Kanunnâmeleri, c II, sh 188-230, 286-304, 387-402
|