Yalnız Mesajı Göster

Atatürk Ve Stalin

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk Ve Stalin





Maalesef cok uzucu ve kotu gunler geçiriyoruz

Buyuk onderimizin, zor gunlerdeki devlet adamlıgına ornek olması acısından, buyuk bir anısını sizinle paylasmayı istedimBirde bu gune bakın abd ulkemizi ele gecirmis Askerlerimiz sehit oluyor Basbakanımız hala abd den izin istiyor

Atatürk'ün devlet adamlığı, Stalin'in verdiği bir demecin üstüne gidişi



Stalin'in Sovyetler Birliği'nin başında olduğu dönemler


Sovyetlerin Ankara Büyükelçisi ünlü bir diplomat Karakan


1917 Ekim Devrimi'nin yıl dönümlerinden birinin sabahında Stalin, son derece sivri, anlamsız ve onur kırıcı bir demeç veriyor


Bu demecinde aynen şunları söylüyor:



'Herkes bilsin ki, Rus Milleti; Boğazlarla, Ardahan'ı ele geçirmekten asla vazgeçmeyecektir


Çok yakın bir zamanda bu davalarımızı halletmiş olacağımızı şimdiden müjdeliyorum'



Aynı gece Ankara'da Sovyet Büyükelçiliği'nde de ihtilalin yıl dönümü kutlamaları yapılıyor


Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk, gece yarısına doğru Stalin'in bu densiz demecinden haberdar oluyor ve maiyetine emrediyor:



'Arabaları hazırlayın gidiyorum'


'Paşamız bu saatte nereye gidecekler?'


' Sovyet Sefareti'ne'



Mahiyetin etekleri tutuşur çünkü olayı kavrarlar, içlerinden birisi Atatürk'e:

'Paşa hazretleri nasıl olur?


Protokolsüz mü?


Siz devlet başkanısınız, protokolsüz nasıl gidersiniz?'



'Ben protokol falan dinlemiyorum çocuk


Stalin vatanımın topraklarına göz dikmiş, sen bana protokolden söz ediyorsun


Hazırlayın arabaları' diye cevap verir



Büyük önderimiz ve arabalar hazırlanır


Atatürk ve maiyeti, Sovyet sefaretinin kapısına dayanır


Ulu önderimiz yüzü asık bir şekilde yukarı çıkar ve o sırada sefarette büyük bir balo vardır


Atatürk kendisini karşılayan Büyükelçi Karakan'ı görünce:




'Merhaba Karakan' der ve aynı sert ifadeyle devam eder


'Rahatsız ettik ama sen benim şahsi dostumsun, kusurumuza bakmazsın


Bir hususu esasından anlamaya geldim'


'Emredin Sayın Başkan'


'Ajanstan öğrendiğime göre, başbakanınız Stalin, Ardahan'la Boğazları istemiş, kararı katiymiş


Pek yakın bir gelecekte bu kararını uygulayacakmış


Tam böyle söyleyip söylemediğini bilemem ama buna benzer şeyler söylemiş


Tabii ki bu nutkun da bir sureti sende vardır


Getir bakalım şunu da işin aslını faslını iyi anlayalım'



Stalin'in nutku getirilir


Atatürk metnin o kısmını yanındakilere kelime kelime tercüme ettirir


Nutuk ajanstan geçen metin ile aynıdır


Atatürk sorar:

'Karakan, sefaret telsizinden derhal Stalin'i bulduracaksın


Bu beyannatından vazgeçip geçmediğini sorduracaksın


Başbakanın tükürdüğünü yalayacak, yalamazsa ben yapacağımı bilirim


Bu cevap bu gece gelecek çünkü benim senin başbakanından daha önemli kararım var


İstediğim cevabıalmadan sefaretinizden dışarı adım atmam


Eğer cevap istemediğim şekilde gelirse bil ki buradan çıkıp doğru Rus sınırına gideceğim'



Karakan çaresizlik içinde telsizin başına koşar ve Atatürk'ün söylediklerini aynen nakleder


Stalin'den gelen cevap büyük önderimizi tatmin eder çünkü cevapta aynen şöyle söylenmektedir
'Stalin sürçü lisan eylemiştir


Boğazlar'la Ardahan'ı almak gibi bir arzusu katiyetle yoktur'


Atatürk cevabı okuduktan sonra Rus Büyükelçisi Karakan'a hitaben 'Karakan seni geri çağırırlar ve yaşatmazlar

Uzun süredir tanışıyoruz, istersen bize iltica et'


Karakan bu teklife olumsuz cevap verir ve cevabı telgraftan hemen sonra bir telgrafla geri çağrıldığını açıklayarak:
'Teşekkür ederim


Sizi tanımış olmam bile kafidir ancak memleketinizdeki vazifem sona ermiştir


Yarın hareket edeceğim'


Atatürk fazla ısrar etmez ve Çankaya'ya döner


On gün sonra şöyle bir haber gelir


Sovyetler Birliği'nin eski Ankara Büyükelçisi Karakan fırında yakılmak suretiyle idam edilmiştir




Evet işte böyle, daha fazla yoruma gerek var mı?


Sözümü, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumak için şehit düşen askerlerimizi saygıyla anarak bitiriyorum





Atatürk yaşasaydı AB'ye bakışı nasıl olurdu diyenlerede bu resmi ithaf ediyorum



'Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır'

Mustafa Kemal ATATURK


'Bir ülkede halk ve onu yönetenler aynı rüyayı görmeye başlamışsa, uyanık kalanlar kábus görmeye başlar'

Anomim


Halk, liderin peşinden mi gidiyor, yoksa onu kovalıyor mu? Kimi lider bunu anlamaktan acizdir

Benjamin

Alıntı Yaparak Cevapla