Konu
:
Mezopotamya Mimarisi
Yalnız Mesajı Göster
Mezopotamya Mimarisi
07-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Mezopotamya Mimarisi
Mezopotamya Mimarisi - Mezopotamya Geçmişi
Mezopotamya sözcüğü Grekçe Potamos(nehirler) ve Mezos (arası)sözcüklerinin birleşiminden doğmuştur ve bu yeni sözcük genel anlamda Fırat ve Dicle nehirlerinin Anadolu'yu terk ettiği bölgeden başlayıp iki nehrin birleşerek Basra körfezine döküldüğü noktaya dek uzanan nehirler arasındaki geniş alanı kapsar
Mezopotamya bataklık ve balçık bir bölgedir
Her yıl iki nehrin taşkınlarıyla bölge sular altında kalır ama bu taşkınlar aynı zamanda bölgenin bereketidir
Bu nedenle çok eskiden beri bölgede yaşam vardır
Aynı nedenle bir cazibe merkezi olan bölgede hiçbir zaman uzun süreli bir otorite başa geçmemiştir
Bölge zaman zaman yerli halklar ve saldırgan kavimlerin idaresine girmiştir
Bölgeyi Bağdat'ı orta nokta alıp Aşağı ve Yukarı Mezopotamya olarak adlandırabiliriz
Yukarı Mezopotamya Asur yurdudur
Bağdat'ın hemen aşağısında Akad ve Babil onun altında Sümerler ve üçünün doğusunda Elemler görülür
Sümerlerle başlayan Mezopotamya Mimarisi M
Ö
5000 yıllarında başlar ve günümüze kadar gelir
Sümerler M
Ö
3000 başında Fırat ve Dicle Nehirlerinin mecralarına yerleştiler
Bu insanların geldikleri yer yüksek İran yaylalarıdır
Bundan önceki yerleri bilinmemektedir
İlk inşatlar kamış örgüden olup üzerine balçık çamuru sıvanıyordu
Bu yapı anlayışından sonra pişmiş toprak tuğla mimarinin esas yapı malzemesi olmuştu
Bu ilk çağda güzel formlu pişmiş kaplar bulunmuştur
Ancak bu kaplarda bir form ve süs yoktur
Kapların üzerine ilk süsler kazınarak yapılmıştır
Yukarı Mezopotamya’da nadiren taş malzeme bulunsa da aşağıda hiç bulunmaz bunun için hakim malzeme balçıktan hazırlanan ve güneşte ya da fırında kurutulan kerpiç tuğladır
Taş malzeme dışarıdan getirilir ve yalnızca temellerde kullanılır tıpkı ahşap malzemenin de dışarıdan getirildiği gibi
Mezopotamya parlak bir uygarlık göstermiş olmasına rağmen bu dayanıksız malzeme bölgedeki görkemli yapıların şekilsiz höyük kabartılarına dönüşmesine neden olmuştur
Oysa halklarının ortaya koyduğu anıtsal yapıların kullandıkları sırlı tuğlaların parlak renkli yüzeyleriyle sağlanan görkemli görünümleri vardı
Mezopotamya sanatı bir halkın bir imparatorluğun bir idare sisteminin karakter ve bütünlüğünü göstermez
Mezopotamya'nın coğrafi durumu yüzünden burada Babil ve Asur'da ayrı ayrı uygarlıklar doğar
İ
Ö ilk binlerde Mezopotamya'da küçük kent devletleri vardır
Bu kent devletleri aralarında durmadan savaşırlar
Ve böylece yönetim bir kentten diğerine geçer
Ayrıca dıştan gelen göçler yüzünden bu bölge süresiz olarak değişmiş ve gelişme olanağı bulamamıştır
İşte bu yüzden Mezopotamya’da sanat Mısır'da olduğu gibi mantıklı bir gelişim gösterememiştir
Bu nehir boyu sanatı arkaik yönü ile akla uygun ve sağlamdır
Ancak Mısır’daki gibi portre anlayışlı ve insani değildir
Heykel sanatı Mısır'a göre daha inşaidir
Yani tasvir etmiyor buna karşılık öğeleri yan yana getirerek inşa ediyor
Bu bakımdan monoton ve dekoratiftir
Mimari zengin buluşlar ve yaratıcılık içindedir
Mezopotamya'nın mimari sanatında Mısır'da olduğu gibi sütun filpaye gibi öğeler ile cepheden anlatım simetrik oluş ve diaaa kuruluş vardır
Rölyeflerde teknik bakımından derin bir kazıma yoktur
Geniş yüzeylerde kübik bir anlatım içindedir
Bacaklar birbirine paralel ve vücut dar bir biçimde gösterilmiştir
Elbiseler bütün vücudu örtmektedir
Bu katı cepheden anlatım simetri ve paralellik arkaik sanatların ortak özelliğidir
Önasya heykeli Mısır sanatına nazaran bir vücut heykelinden çok bir elbise heykelidir
Önasya sanatında figür Mısır da olduğu gibi bir blok içinde olmayıp figür bizzat bir bloktur
Yani Önasya'da form ve tasvir bir bütün içindedir böylece figür temsil edici bir görünüş kazanmıştır
Mezopotamya Mimarisindeki bazı özellikler bize Önasya sanatının tasvir edici değil inşacı olduğunu gösterir
Bu yönden inceleyince Mezopotamya sanatının süsleme sanatlarında başarılı olacağını ve olduğunu anlatır
Süs ve ziynet merakı kaplarda mimaride silahlarda ve mobilyalarda açık olarak gözlemlenir
Eşya ve mimarideki süsler bir düzey üzerinde gelişi güzel dağıtılmamış olup ufki ve diaaa olarak düzenlenmiştir
Yani tasvirsiz motif Mezopotamya sanatının başlıca özelliği olmuştur
Mezopotamya sanatının ilk zamanlarında organik biçimlerin geometrikleştirildiği ve süs öğesi haline getirildiği görülür
Örneğin Fara'da bulunmuş olan pişmiş topraktan bir levha üzerindeki yılanların bir örgü motifi haline getirildiği görülmektedir
Bu şekil değiştirme bizim kilimlerimizde olan durumdur
Germenlerin Göçler Çağındaki hayvan süslerine de benzemektedir
Ancak bu özellik Orta Asya'da Avrupa'ya geçmiştir
Bitki sapları sarmaşık yaprakları çiçekler güller ve palmiyelerin geometrik sitilizasyon Önasya süslemeleri meydana getirir
Bütün bu öğeler Asur dininin gösterişli tapınma sembolünde de vardır
Önasya sanatına hakim olan bu inşacı anlayış belki sanatta bir tasviri anlatıma engel olduysa da bu ülkelerin mimari eserlerinde bir gerilemeye sebep olmamıştır
Önasya sanatının mimarisi doğa formlarının taklidinden doğan motifler olmadığı gibi belli bir hayat durumunu anlatan motifler de değildir
Mezopotamya ülkelerinin mimarilerinde akla dayanan matematik bir bütün anlayışından doğan düzen görülür
Örneğin esas salon ve yan odalar düzenli olarak birbirine bağlanır
Bütün Önasya ülkelerinde olduğu gibi büyük salon önem taşır
Mezopotamya'daki bu büyük salon anlayışı dünyada yaşama yani dünya nimetlerine önem verme ilkesine dayanır
Buradaki gösteriş ve ihtişam hep bu dünya içindir
İşte bu anlayış anıtsal görkemli kabul salonlarının mimarisine ve yüksek büyük kapılara gidilmesine başlıca neden olmuştur
Babil’deki büyük İştar Kapısı bütün bu anlatılanları saptar
Böylece biz bütün mimarı unsurları bir bütün halinde yapı içinde yer aldıklarını görürüz
Mimari süslerde tamamen geometriktir
Diaaa yüzeyler halinde yükselen duvarlara karşın duvar bitimine yakın derin bir yatay çizgi duvarlarda bir saçak etkisi yapar
Bu çizgi fonksiyonsuz olmakla birlikte matematiksel inşai bir form meydana getirir
Yuvarlak filpayeler Önasya sanatında daha ilk çağlarda görülür
Duvarlar ve filpayeler renkli geometrik süslemelerle kaplanır
Bu süslerin üzerleri düz renkli çubuklar ve boncuk kakmalarla kaplanır
Sonunda bu süslemeler bir halı görünüşü kazanır
Kesinlik ve geometriye dayanan formlar Mezopotamya sanatında önemli bir yer tutan sütunlarda da kendini gösterir
Bu mimarideki sütunları Mısır mimarisinde olduğu gibi bitkisel motifli sütün başlıkları değil tamamen geometrik kesinlikteki kübik bir sisteme dayanan başlıklar biçimlendirmiştir
Savaşçı heykellerinin de kapı kale ve tapınak kenarlarına konuluşunda koruyucu figür düşüncesinin yeri vardır
Böylece mimaride insan ve hayvan figürlerinin süs öğesi olma fonksiyonu yanında hayati bir yeri oluyor ve bu mimarinin ayrılmaz bir parçasının olmasının nedenini de anlatıyor
Yani resim ve heykeller Mezopotamyalı için koruyucu bir güçtür
Bu bakımdan mimaride gerekli yerini almaktadır
Ayrıca bu doğa figürlerinin mimaride taşıyıcı bir fonksiyonunu olanları da vardır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul