Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Türk Devletleri
Memlûk Devleti
Memlûk Devleti, kölelikten gelen Türk askerlerin Mısır'da oluşturduğu bir askeri aristokrasi devletidir "Memlûk" Arapçada "köleler" demektir İsmi Türkçede Kölemen Devleti olarak da geçer
Kuruluş Tarihi: 1250
Kurucusu: Aybey
Bölgesi: Mısır, Hicaz
Yıkılışı: 1517
Memlük Kelimesi
Memlük kelimesi para karşılığında satın alınmış köle anlamına gelmektedir Türkler ilk kez Memlük olarak Abbasilerin hizmetinde çalışmışlardır Abbasilerin Türkleri Memlük olarak almalarındaki en büyük sebebi; güçlü bir ordu hazırlamaktır Memlük Türkler, Abbasiler döneminde ortaya çıkan isyanları bastırma da önemli rol oynadılar
Siyasi Tarih
1159 yılında Mısır'da yönetimi ele geçiren Selahaddin Eyyubi, ordusunda kölelerden oluşturulan birliklere, Abbasi halifelerinin bu geleneğine giderek ağırlık vermiştir Karadeniz'in kuzey bölgelerinden ele geçirilen ve ordu tarafından satın alınan bu köleler, çoğunlukla Türk kökenli, dayanıklı insanlardı, içlerinde Çerkez unsurlar da bulunmaktadır Selahaddin Eyyubi'den sonra, orduda köle unsurların kullanılması uygulamasına devam edilmiş, giderek bu unsurlara ağırlık verilmiştir İçlerinden yetenekli olanlar, üst düzey kamu görevlerinde de çalışmışlardır
Kendilerini, bir bakıma kölelikten kurtaran devlete ve orduya karşı ölümüne bir bağlılık içinde olan bu askeri birlikler, hafif süvari tarzında örgütlenmişlerdir ve savaş tarzları da, sıkı disiplinli kütlesel hareketlere dayanmakla birlikte, bireysel atılganlığı öne çıkaran bir tarzdır
Bu köle askerler iki kışlada eğitim görürlerdi Kahire yakınlarındaki, Nil nehri üzerideki Ravda adasındaki garnizonda, Türk, çoğunlukla Kıpçak askerler bulunur ve bunlara Memalik-i Bahriye (deniz köleleri) denirdi Yine Kahire'deki başka bir garnizonda ise Çerkez kökenli askerler bulunur ve bunlara da Memalik-i Çerakise denirdi
Memluk hanedanlığını kuranlar Memalik-i Bahriye unsurlar olmuştur Hanedanlığın ilerleyen yıllarında ise Memalik-i Çerakise unsurlar, iktidarı kontrollerine almışlardır
1249 yılında kanlı bir ayaklanmayla, Eyyubi hanedanlığının son sultanı Turan Şah'ın, ordu ve devlet yönetiminde giderek etkin olmaya başlayan bu köle unsuralara karşı kesin tavır alması üzerine, şahı öldürerek iktidarı ele geçiren bu unsurlar, eski sultanlardan Melik Necmettin Salih'in dul karısı Şecer-üd-dür'ü sultan ilan ettiler Ordu komutanlığına ise bir memluk komutanı olan Muizzüddin Aybek getirildi Kısa bir süre sonra Şecer-üd-dür, Aybek'le evlenerek sultanlığı ona devredecektir Böylece 250 yıldan fazla sürecek bir memluk (köle asker, köle kamu görevlisi) hanedanı başlamış oldu
Memluk hanedanlığının, tarihte üç önemli etkisi olmuştur Askeri planda, Haçlı ordularının bölgeden atılması ve Moğol akınlarının durdurulmasıdır Her iki olay da Arap - İslam devletini kaçınılmaz bir yıkımdan kurtarmıştır Memluk hanedanlığının üçüncü etkisi ise toplumsal ve ekonomik alanda olmuştur, bir dizi düzenleme getirmeleri, askeri ve politik anlamda bölgede bir istikrar oluşturmaları sonucu, Mısır yeniden önemli bir ticaret yolu haline gelmiştir
1260 yılında, Bağdat'ı alarak Halifeyi öldüren Moğol orduları Ortadoğuda hızla ilerlemişler ve Mısır sınırlarına dayanmışken, Memluk sultanı Sultan Kutuz, emrindeki memluk ordusuyla Moğol akınını karşılamak üzere harekete geçmiştir Ayn Calut denilen bölgede karşı karşıya gelen iki ordunun çatışması, Moğolların bozguna uğramasıyla sonuçlandı
Ayn Calut savaşında öncü birliklerin komutanı olan Baybars, Sultan Kutuz'u öldürüp kendi hükümranlığını 1260 yılında ilan ettikten sonra 1261 yılında El-Muntasır'ı halife ilan etmiştir Böylece halifelik, Bağdat'dan Kahire'ye geçmiş olmakta, Memluk devletinin himayesine girmektedir
1265 yılında Suriye'deki halen Haçlıların elinde olan kaleleri ele geçiren Sultan Baybars, 1268 yılında ise bugünkü Antakya'ya saldırarak, Haçlı prensliğine son vermiştir
Anadolu'da Moğol hakimiyetini sürdüren İlhanlı Devletinin etkisinden kurtulmak isteyen bazı Selçuklu beylerinin yardım talebi üzerine 1277 senesinde Anadolu'ya bir sefer düzenleyen Baybars, İlhanlı ordusunu Elbistan ovasında yenerek Kayseri'ye kadar ilerlemiş, bu kentde bir hafta kadar kalmıştır Ama Anadolu Selçuklu Veziri Süleyman Pervane'nin İlhanlı yanlısı siyaseti yüzünden Anadolu'dan ayrılmak zorunda kaldı
1280 li yıların ortalarına kadar İlhanlıların karşı saldırılarıyla başetmek zorunda kalan Memluklar, bu akınlar durulduktan sonra yeniden Haçlılarla savaşmaya başladılar 1291 yılında Akka'yı Haçlılardan geri aldılar Akka'nın düşmesinden sonra Haçlılar Suriye kıyılarında fazla direnemediler ve tümüyle Ortadoğu'yu terk etmek zorunda kaldılar
İzleyen 90 yıllık barış dönemi, çok genç yaşta hükümdar olan ve sık sık değişen sultanların devridir Deneyimsiz bu sultanların döneminde devlet ileri gelenlerinin nüfuzu giderek artmıştır
1382 yılında Çerkez kökenli Berkuk'un, devrin sultanını öldürerek iktidarı ele geçirmesiyle Türk asıllı Memlukların devri de kapanmış oldu Bu tarihten itibaren Çerkez asıllı sultanlar ülkeyi yönetmiştir
1461 yılına kadar Memluklarla Osmanlı Devleti arasında yakın ilişkiler hüküm sürmüştür 1461 yılından itibaren etki alanları yönünden gerginleşen ilişkiler, 1468 yılında Sultan Kayıtbay zamanında açık rekabete dönüşmüş, 1485-1490 yılları boyunca Çukurova'da yapılan savaşlarda iki taraf da önemli kayıplar vermekle birlikte kesin sonuç alamamıştır
Giderek gerginleşen ilişkiler 1516 yılında tarafların Mercidabık'da savaşa tutuşmalarına yol açmıştır Memluk ordusunun yenildiği bu savaşın ardından Osmanlı son darbe olarak Ridaniye'de Memluk ordusunu ikinci kez yenilgiye uğratmıştır Her ik savaş da savaş tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır Bir açıdan, kitle halinde yönetilen disiplinli süvari birliklerinin, Falanks düzeninde muharebe eden piyade birliklerince önlenebilirliğinin kanıtlandığı savaşlardır bunlar Diğer açıdan ise dönemin ateşli silahları olan sahra toplarının etkinliğini vurgulamaktadır Askeri tarihçiler Memluk ordusunun yenilgisini genellikle Osmanlı ordusunca etkili bir biçimde kullanılan sahra toplarına bağlamaktadırlar
Bu iki zaferin ardından Osmanlı ordusu Kahire'ye girerek 267 yıllık Memluk devletini ortadan kaldırmıştır Osmanlı açısından bu zaferlerin parlaklığı, İslam dünyasının hem askeri-ekonomik, hem de Halifeliğin Osmanlı Devleti'ne aktarılmasıyla politik hakimiyetinin Osmanlı Devletine geçmesinde yatar
Aybey Dönemi
Devletin kurucusu olan Aybey, Eyyubi devletinde yaşanan iç karışıklara son vermek amacıyla Mısıra gelmiş ve Eyyubi devletini yıkarak Memlük devletini kurmuştur Bu dönemde Mısırda yaşanan Şii kökenli Arap isyanları bastırılmış ve Suriye Eyyubilerine son verilmiştir Memlükler 1250 ile 1382’ye kadar Bahr-i Memlükler, 1382’den 1517’ye kadar Burci Memlükler olarak adlandırılmışlardır
Kutuz Dönemi
Kutuz döneminde Moğol tehlikesine karşı Türk ve İslam dünyasını savunmuşlardır 1258’de Abbasilere son veren Moğolları 1260 Ayn-ı Calud Savaşı’nda yenilgiye uğratarak ilerlemelerini durdurmuşlardır Suriye,Hicaz ve Mısır Moğol istilasından kurtarılmıştır
Baybars Dönemi
Baybars dönemi en güçlü dönemdir Halifeliğin merkezi Mısır’a taşınmıştır Baybars Bey, din ve devlet işlerini birbirinden ayırmıştır 1276’da Anadolu beyliklerine yardım etmeye gitmiştir 1277 yılında Anadolu Türkleri safında savaşarak Elbistan’da Moğolları 2 kez yenmişlerdir Fakat Anadolu beyliklerinin yardımı kesmesi sebebiyle savaş sonuçsuz kalmış; Moğol hakimiyeti devam etmiştir
Ölümünden sonra yerine geçen oğulları haçlılardan Suriye kıyılarını, Filistin ve Antakyayı geri almışlardır
1517 yılında Hicaz sürtüşmesi ve Dulkadirli beyliğinin kimin olacağına yönelik sürtüşmeler sonucu Osmanlı-Memlük savaşını Osmanlılar kazanmıştır Memlük Osmanlılara katılmıştır
Memlük Ordusu
Memlük ordusunun büyük çoğunluğunu Orta Asya ve Karadeniz kuzeyinden gelen Kıpçak Türkleri oluşturuyordu Askerler yetenekleri ölçüsünde yükselebilir, sultan bile olabilirlerdi Memlüklerin önemli bir donanması da mevcuttu
Memlükler ve Türkçe
Resmi yazışmalar Arapça olsa da askeri dil Türkçeydi Türkçe bilmeyen bir kişinin devlet yönetimine yükselmesi mümkün değildi Sultanlar adına pek çok Türkçe eser yazılmıştır Son Memlük sultanı Kansu Gavri, Türkçe yazdığı şiirleri ile tanınır Bu zaat, Firdevsin Şehnamesini Türkçeye çevriltmiştir
Memlük Medeniyeti
Memlükler büyük bir medeniyet kurmuşlar, pek çok konuda Osmanlılar’ın önüne geçmişler ve onlara öncü olmuşlardır
Memlükler Moğol istilası sebebiyle Orta Asya’dan kaçan bilim adamlarını kabul etmişlerdir Kahire, Halep ve Şamda büyük medreseler kurmuşlardır Memlükler ile birlikte Arabistana ve Mısıra Türk etkisi her alanda damgasını vurmuştur Mısır ve Suriye’de Türk usulü eser olarak, Sultan Kalavun Camisi, Sultan Hasan Cami ve Medresesi, Sultan Berkuk Türbesi, Kahire Kalesi, Halep Kalesi örnek verilebilir Memlük mimarisinde çok renkli görünüm ve mineli cam örneği ön plandadır
Memlüklerin Türk ve Dünya Tarihine katkıları
Diğer Türk devletleri gibi saltanatlık görülmez Hükümdarları meclis seçer
Diğer açılardan Selçuklu karakterine sahiptir
İslam dünyasını Moğollara ve haçlılara karşı korudular
Devlet ve din işlerini birbirinden ayırdılar
Arap yarımadasında olmasına rağmen Türkçeye önem verdiler
Baybars Bey, din ve devlet işlerini birbirinden ayırmıştır
|