Konu
:
Efsanevi Yaratıklar
Yalnız Mesajı Göster
Efsanevi Yaratıklar
07-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Efsanevi Yaratıklar
Efsanevi Yaratıklar - Efsanevi Yaratıklar hikayeleri - Efsanevi Yaratıklar hakkında inançlar
Ejderha
Efsanevi bir yaratık olan ejderha (Türkçesi Evren) çoğunlukla büyüsel veya ruhani güçlere özelliklere sahip kuvvetli ve büyük bir yılan veya başka bir sürüngen olarak tasvir edilmiş tanımlanmıştır
Batı tasvirleri genellikle kanatlıyken Doğu'daki tasvirlerde genellikle kanat bulunmaz
Ejderhalarınkine benzer özellikler içeren efsanevi yaratıklar neredeyse her kültürde mevcuttur
Hatta ejderha Çin ve diğer Uzak Doğu ülkelerinin simgesidir
Ve çoğu zaman iki yüzlü düşmanları belirtmek için 2 başlı ejderha deyimi kullanılır
Abra
Altay şamanlığında yeraltındaki büyük denizde (Tengiz) yaşadığına inanılan Erlik hizmetlisi timsah biçimli efsane yaratığı
Abura diye bir söylenişi de vardır
Yeşil bir kumaştan yapılmış ve örgülerle süslenmiş Abra'nın tasviri şamanın giysisine asılır
Abra'nın başı puhu tüyleri (ülberk) ile süslenir
Gözü parlak bakır düğmelerden ayakları da genellikle kırmızı kumaşlardan seçilmiş yamalardan yapılır
Bunlara örülmüş dokuz püskül eklenir
Alkarısı
Alkarısı veya Albastı olarak da adlandırılan özellikle lohusa dönemini yaşayan annelerin korkulu rüyası olan çeşitli varyantları bütün Asya'ya ve bu arada Türk kültürünün çeşitli boylarına yayılmış bir inanış
Türk boylarında alkarısı albastı al albıs albıs almış gibi isimlerle anılır
Efsanenin temeli Türklerin İslamiyet'ten önceki inanç sistemleri olan Şamanizm'e dayandırılabilir
Yakutlar'da Kırgızlar'da Kazaklar'da Özbekler'de Kazan Tatarları'nda Gökoğuzlar'da ve Anadolu Türkleri'nde lohusayı alkarısından korumak için değişik çarelere baş vurulur
Kırgız-Kazak inanışına göre iki türlü albastı vardır
Bunlardan Kara Albastı ciddi ve ağırbaşlı bir ruhtur
Sarı Albastı ise doğum yapan kadının ve çocuğunun ciğerini söküp suya atar
Hoca'nın veya Baksı'nın (Şaman'ın) okumasıyla giderler
Dış görünümü sarışın bir kadın suretindedir
Bazen keçi veya tilki suretlerine de girer
Baksı veya Ocaklı adamlar albastıyı yakaladıkları zaman "Ey albastı zalim! Koy ciğerini yerine! Zavallının canını iade et! Sözümü tutmazsan bana hürmet etmezsen gözlerini çıkarırım" şeklindeki efsunu söylerler
Alkarısı lohusalara ve atlara musallat olan korkunç bir yaratıktır
Dış görünümü genelde albastı gibi cezbedici değildir
Uzun boylu uzun parmaklı ve uzun tırnaklıdır
Çok çirkin ve iğrenç bir suratı vardır
Bedeni yağlı uzun ve siyah saçlıdır
Saçları aynı zamanda darmadağınıktır ve kocaman bir başa sahiptir
Dişleri at dişi gibi iri ve seyrek ayakları ise terstir
Lohusaların ve yeni doğan çocukların ciğerlerini yiyerek beslenirler
Daha çok kırmızı elbise giyerler; su başında ve ağaçlık yerlerde yaşarlar
Alkarısının varlığına inanılan her yerde korunmak için de değişik çarelere başvurulmuştur
Kars'ta özellikle geceleri lohusa hanımı yalnız bırakmazlar geceleri ışığı sürekli yakarlar hasta yalnız kaldığı zamanlarda ise ağzına sakız vererek onun uyumasına engel olurlar
Elazığ'da lohusanın başucuna su süpürge ve Kuran konur yakasına iğne türü bir şey takılır ve yanında sürekli bir erkek (eşi veya yakın akrabalarından bir erkek) bekler
Elazığ'ın bazı bölgelerinde ise kadının başına soğan demir çubuk ve Kuran konur
Andolu'nun birçok bölgesinde lohusanın başına beyaz yaşmak ve kırmızı tül bağlarlar
Kırmızı altın takarlar ve hastaya kırmızı şeker hediye ederler
Çünkü alkarısının kırmızı rengi hiç savmediğine inanılır
Manisa'nın Karacaoğlanlı köyünde kapının ağzına kazma kürek konulmaktadır
Bir şişin üzerine elma portakal üzerlik çörek otu ve mavi boncuk kırmızı bir kordelayla bağlanıp lohusanın başına bırakılır
Çukurova bölgesinde de benzer tedbirler alınır
Çocuğun veya lohusanın yastığının altına soğan ayna tarak ekmek bıçak hamayli koyarlar yüzünü kırmızı bir örtü ile kapatıp yatağına da bir iğne takarlar
Ayrıcı lohusanın bulunduğu yerdeki bütün suların ağzını kapatırlar
Çünkü al karısı bazen de kuş şeklinde gelip suya boncuk atar ve o esnada çocuk ölür
Bu tedbirler alınmadığı takdirde alkarısının lohusanın yanına gelerek onu rahatsız edeceğine inanılır
Bu durum bölgelere göre hibilik (Malatya) kekoz (Elazığ) pispatik karakura kuşboğması vs
gibi isimlerle anılır
Alkarısı lohusanın yanına değişik suretlerle gelebilmektedir
Bazen yakın bir akrabanın kılığında bazen çirkin bir kadın görünümünde bazen de kedi köpek keçi kelle vs
gibi şekillerde görünür
Alkarısı daha kapıdan içeriye girer girmez lohusanın üzerine bir ağırlık çöker
Hasta o anda aniden kalkıp dua okursa alkarısı kaçar
Ama hiçbir şey yapmazsa bağırmak istediği halde bağıramaz ve alkarısına yenik düşerse de ya ölür ya da büyük bir hastalığa maruz kalır
Lohusalara musallat olan alkarılarının yanısıra erkeklere genç kızlara ve atlara gelen alkarıları da vardır
Çukurova'daki inançlara göre kim şalvar ını veya siyah renkteki herhangi bir kıyafetini yastığının altına koyup yatarsa onu albasar
Çünkü alkarısı siyahı sever
Genç kızlara musallat olan alkarısına "albıs" adı verilir
Albıs evlenmemiş bir kızdan türemiştir
Kıskançlığı sebebiyle genç kızların yanına giderek onların hastalanmasına sebep olur
Alkarısı aynı zamanda ahıra giderek atı yorar ve yelelerini örerek kaybolur
Hayvanın asabileşmesine sebep olur
Bekar erkeklere dadanan alkarısı ise sarışın ve güzel bir kadın simasındadır
Erkekleri kendine cezbettikten sonra ciğerlerini sökerek öldürür ve ciğerlerini derede yıkayıp yer
Halk inancına göre lohusanın veya bebeğin ciğerini yemeye gelen alkarısı bir takım hilelerle yakalanıp göğsüne bir iğne saplanırsa tekrar eski yerine dönemez o aileye hizmet eder
İnsan şeklini alan alkarısı göğsündeki iğnenin çıkarılması için sürekli yalvarır
Çünkü bu iğneyi kendisi çıkaramaz ve çıkaramadığı için de kendi taifesinin yanına dönemez
Kendini evin hizmetine adayan iğneli alkarısı çok güzel ve hızlı ev işi yapar
Evin bereketi gün geçtikçe artar
Bu anlatıya göre hizmet ettiği eve ekmek yapmaya başlayan bir alkarısı su getirmek için kuyu başına gitmiştir
Orada oynayan çocuklardan birini göğsündeki iğneyi çıkarması için kandırır
Çocuk iğneyi çıkarınca kadın yedi yıl hizmet ettiği eve doğru "Evinizde hiç su bulunmasın; paranızın sayısını hiç bilmeyesiniz ve eviniz yaz kış odunsuz ekmeksiz olmasın" der
Çocuklara da suya atlayacağını eğer suyun üzeri kan olursa yakınlarının kendisini öldürmüş olabileceğini söyler
Alkarısı suya atlayınca suyun üzeri kanla dolar
Kendi taifesi alkarısını öldürmüştür
O günden sonra da bu ailenin evine hiç su bulunmaz paralarının sayısını bir türlü öğrenemezler ve yaz kış odunları hiç eksik olmaz
Elazığ'da anlatılan bir efsanede İsmail Ağa adında bir kişi uzaktan gördüğü ateşe doğru ilerler
Oraya varıdığında bir alkarısının ciğer pişirerek çocuklarına yedirdiğini görür
Çocukları doymadıklarını belirtince alkarısı "Yarın da İsmail Ağa'nın gelini doğum yapacak oraya gidip o üçüncü lokmasını alırken kıl şeklinde ağzına girip ciğerini alarak size getiririm" der
Gerçekten de ertesi gün İsmail Ağa'nın gelini doğum yapar
İsmail Ağa bunun yanında bekleyip gelini yemek yerken üçüncü lokmayı gelinin elinden alıp yanında getirdiği ayran tuluğunun içerisine atar
Tuluk şişmeye başlar
Sonra tuluğun içerisindeki kıl alkarısı şeklini alınca bunun göğsüne iğne saplayıp evlerinde çalıştırmaya başlarlar
Alkarısı 12 yıl bu aileye hizmek eder ancak hep söylenenlerin tersini yapar
Sonra onların sülalesine dokunmayacağına söz vererek kendi taifesine dönmek için bir suya atlar
Fakat periler taifesi bunu kabul etmeyerek öldürürler
Köylüler daha sonra bu alkarısının kanlı cesedini gölde bulurlar
Alkarısı bazen de bir kuş şekline girerek lohusanın yanına gelir
Buna "kuşboğması" adı verilir
Kuşa da "alkuşu" denir
Alkuşu lohusanın yanındaki bebeğe basarak onu öldürür
Bu eve girerken ağzı açık bir su kabı arar varsa bunun içerisine bir boncuk atar ve o sırada etrafa bir ışık saçılır
Kuş bu ışıktan faydalanarak bebeği öldürür
Suya atılan boncuğu birisi görüp de eline alırsa kuş kaçamaz ve oradakiler tarafından yakalanır
Çukurova'da anlatılan bir efsanede lohusanın bulunduğu odaya alkuşu gelip de oradaki bir su kalıbına boncuk atınca bunu orada bulunan bir adam hemen alır
Boncuk alınınca alkuşu bir kadın şeklinde göze görünür ve boncuğu geri almak için yalvarmaya başlar
Adam bir daha ailesine ve sülalesine dokunmaması şartıyla boncuğu geri verir
Yine bazı bölgelerde sebep belirtilmeksizin lohusanın yanında ağzı açık bir su kabının bulundurulmasının iyi olmayacağı söylenir
Albasması erkeklerde daha farklıdır
Bunlar daha çok gece uyurken bir sesle uyanırlar
Gaipten gelen bu ses bunları çok uzaklara tehlikeli yerlere götürerek orada bırakır
Bazen de kedi köpek sırtlan eşek gibi hayvan şekillerine girerler
Elazığ'da bu yaratığa "Kapos" Bingöl'de "Harparik" Malatya'da "Kibilik veya Hıbilik" Diyarbakır'da ise "Kepoz" adları verilir
Çukurova bölgesinde ise bu durum "Kırkbasması" adı ile bilinmektedir ve genelde erkekler yastıklarının altına şalvar koydukları vakit olur
Adam gece üzerinde büyük bir ağırlık hisseder gözlerini açtığında yanında kısa kısa boyları olan kırk adam görür
Bunlar onu götürmek için uğraşır
Kimi kolundan çeker kimi bacağımdan kimisi üzerine çıkıp onu boğmaya çalışır
Adam yardım istemek için seslenmeye kalkışsa kimse duymaz
Dua okursa biraz kendine gelir ama gözlerimi kapadığında yine aynı kırk adamla yine karşılaşır
Yatağını değiştirip başka bir odaya giderse kırk adam da arkasından gelir
Şalvarını yastığının altına koyduğu için kırk basmış denir
Genç kızları da albastığını belirtmiştik
Bu durum özellikle sevmediği bir kişiyle nişanlanan genç kızların başına gelir
Albastı geceleri sevmediği nişanlısının suretinde genç kızın yanında görünür
Genç kıza bir ağırlık çöker bağırmak ister ama hiç sesi çıkmaz elleriyle hiçbiryeri kavrayamaz
Adam olduğundan daha iridir öyle ki upuzun kolları vardır her bir tırnağı 25-30 cm
boyundadır
Adam kızı parçalayarak öldürmek ister
Neticede bu kız nişanlısından ayrılır fakat albasması hemen sona ermez
Albastı kızı zorla götürmek ister
Kız uyandığında kendisini çok yorgun ve halsiz hisseder
Halk inancına göre periler de bazen insanlara aşık olur
Böyle durumlarda aşık oldukları kızın başkasıyla evlenmesine razı olmayıp bunu yanlarına almak isterler
Bahamut
Bahamut (Arapça: بهموت Bahamūt) Arap mitolojisinde orijinalde su ile ilgili bir figür
Fakat modernizasyon işlemi sırasında bu figür büyük oranda değiştirilmiştir
Bahamut engin bir denizde yaşayan dev bir balıktır
Kujuta isimli dört bin göz kulak burun ağız dil ve ayağa sahip dev bir boğayı destekler
Cadı
Cadı birçok dinde ve mitolojide doğaüstü güçleri olduğuna inanılan insan
Cadılar erkek ya da dişi olabilirler
Cadılık günümüzde bir din olarak kabul görmeye başlamış ve adına ingilizce witchcraft adı verilmiştir
Witchcraft aynı zamanda cadılık sanatını uygulayan insanların bağlı olduğu dini vurgulamaktadır
Esasında Şaman Dininin daha modernize ve sistamatize edilmiş şekli olarak görülebilir
Eski Yunancada "witch" tedavi eden iyleştiren şifa veren insan anlamına gelmektedir
Etimolojisi
Cadı dilimize Farsça'dan gelmiş bir sözcük olup; ilk anlamı "Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak"tır (TDK)
İkinci anlamı ise "Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın" dır
Eski dilde güzel gözlü kadın manasına da gelmektedir
Günümüzde
Günümüzde 15
yüzyılda Avrupa'daki bakış açısına göre genellikle süpürgesi üzerinde uçarak gezinen büyücü bir kadını temsil eder
Harry Potter gibi öykülerde de görülebildiği üzere erkekler de cadı olabilmektedir
Cadılar hayatta ne yaparsan 3 katıyla sana döner inancını paylaşırlar
Eğer bir kötülük yaparsan 3 misli sana dönecektir aynı şekilde eğer iyilik yaparsan 3 katı sana dönecektir inancını paylaşırlar
Bundan dolayı cadılar asla kötü bir şey yapmak ya da zarar vermek istemezler bilirler ki yaptıkları kötülük fazlasıyla kendilerine dönecektir
Cadılık Dünyada
Afrika'dan Avrupa'ya; Hindistan'dan Orta Doğu'ya; Dünyanın dört bir yanında büyücülerin veya cadıların kültürlerde mevcut olduğunu görebiliriz
Cadılık dünyanın pek çok ülkesinde farklı adlar ve şekillerde uygulanabilmektedir
Macumba Afrika büyüsüdür buna karşılık Haiti adalarında bu büyücülük sanatına verilen ismi Voodoo'dur
Cadılar dünyadaki bütün din ve inanışların hepsine önem verir onların büyüsel uygulamalarını kullanırlar
Eğer ki; cadı kelimesini süpürge ile gezinen kafasında siyah bir Sombrero'yu andıran şapka ile dolaşan büyüler yapan insanlar olarak incelemek istersek; bu inanış 15 ila 17'inci yüzyıl arasında Avrupa'da yaşayan kendilerini cadı olarak ilan eden; dul kadınları temsil eder
Realistik olarak incelemek istersek; dul kadınların 15
ila 17
yüzyıl arasındaki zor yaşam koşulları altında yaşayabilmesi için yaptıkları zoraki bir meslektir
Var olmasının ana sebebi de ekonomiktir
18
yüzyılın ortası itibarıyla cadıların yerini falcılar almıştır
19
yüzyılın ortalarında; Edebiyat'ın başlıca karakterleri arasına giren cadı; halen günümüzde popülerliğini korumaktadır
Halkı sindirmeye çalışan bağnaz krallıklar kelimeyi anlamının aksi yönünde kullanarak bilimi ve adaleti savunan insanları suçlayıp sindirmek için kullanmış ve sembolleştirmiştir
Bu sembolün halk üzerinde oluşturduğu dini etkiden yararlanılmış ve aykırıların toplumdan ayıklanması için kullanılmıstır
Avrupa'da ve Amerika'da binlerce insan cadılık ve benzeri şuçlardan diri diri yakılmıştır
Galileo gibi aydınlanma çağının birçok biliminsanı ve sanatçısı Engizisyon mahkemelerinde suçlanmış ve görüşlerini inkara zorlanmıştır
Cin
Cin; modern veya antik birçok din ve inanışta semavi dinler de dahil bulunan bir tür ruhani yaratık
Farklı inanışlarda farklı karakteristiklere ve özelliklere sahiptir
İslam inanışında cin
İslam dinindeki cin anlayışı hakkında detaylı bilgi için lütfen: İslam'da cin maddesine bakınız
İslam dinine göre cinler ateşten yaratılmış ve melekler gibi gözle görülmeyen ruhani varlıklardır
İnsanlar gibi yerler içerler evlenirler ve çoğalırlar
Erkeklik ve dişilikleri vardır
Fani yani ölümlüdürler
Fakat insanlardan daha uzun süre yaşadıklarına inanılır
Geleceği ve gaybı bilmezler
Ancak Allah'ın kendilerine bildirdiği kadar bilgiye sahiptirler
Fakat cinler ruhani varlıklardan olduklarından insanların görmediği ve bilmediği birçok olayları görür ve bilirler
Cinler de insanlar gibi belli işleri yapmakla sorumludurlar
İslam inancına göre İslam'ın son peygamberi Hz
Muhammed islamı cinlere de anlatmıştır
Bir kısmı kabul ederek müslüman olmuş bir kısmı ise kabul etmemiştir
Cinlerin kendileri istemedikleri takdirde insanların duyu organlarıyla algılanamayacağına inanılır
Ayrıca çeşitli şekillere girebildiklerine kuvvetli ve hızlı olduklarına inanılır
İslam'da cinler de Allah'a karşı sorumludur İslam'a inanmak ve ibadet etmek zorundadırlar
Bu nedenle yaşamları sırasında yaptıklarının hesabını insanlar gibi vermek zorundadırlar
Böylece İslam inancına göre öldüklerinde iyi işler yapan ve inanan cinler cennete kötü işler yapan ve inanmayan cinler ise cehenneme gider
Kuranı Kerim'de Cin Suresi dışında cinlerin bahsi geçen sureler: Zariyat
Hicr İsra Rahman Kehf Ahkaf Enam Neml Sad Saffat Sebe Fussılet Secde Araf Nas
Hristiyanlık'ta cin
Arapça cin Eski Yunanca daimon
Eski Yunancadaki kullanılan şekliyle daimon sözcüğü putperestlerin taptıkları tanrılar için kullanılırdı
Buna göre “demon” (daimon) sözcüğü “tanrı” anlamına gelir
Kitabı Mukaddes cinleri “günah işlemiş melekler” olarak Şeytan'ın “melekleri” olarak adlandırır
Bununla onların Şeytan'ın yönetimi altına girdiklerini anlatır
Hristiyanlık'a göre Şeytan'ın isyanından sonra bazı melekler Nuh tufanı öncesinde gökteki görevlerini bırakarak yeryüzüne geldiler
Onlar bunu Şeytan'ı desteklemek amacıyla yapmadılarsa da sonunda onun tarafına geçmiş oldular
Bunlar erkek şeklinde maddeleşerek kadınlarla yaşamaya başladılar
Tufan esnasında boğulmadılar maddeleşmiş bedenlerini ruha çevirerek göğe döndüler ve alçaltılmış bir durumda bırakıldılar
Artık maddeleşemeseler de hâlâ insanlara cinsel yönden yaklaşmaya devam ederler
Ayrıca bunu sadece erkek olarak değil aynı zamanda kadın şeklinde de yapmaya çalışırlar
Hristiyanlık dinine göre bir cin hatta birçok cin bir kişinin içine girebilir
Bu cinler içine girdikleri kişinin içinden çıkarılabilirler; Hristiyanlık'ta cin çıkarma olgusu mevcuttur
Cinlerin faaliyetleri Hristiyanlığa göre üç ana grupta özetlenebilir; insanlara cinsel yaklaşımları (aaaa) sahte tapınmayı desteklemeleri (dinsel) ve insanlara eziyet etmeleri (sadizm-şiddet)
Kutsal Metin insanları falcılık büyücülük ruh çağırma sihirbazlık ölülerden medet umarak onlara yaklaşmak gibi cinlerle ilgili faaliyetlere karışmak konusunda uyarır
Cinlerin üstün yetenekleriyle insanların beyinlerini etkileme güçleri olduğuna inanılır
Cinlerin rüyaları kendi mesajlarını vermek amacıyla kullanabileceğine inanılır
Hristiyanlık inancında cinler kudretli varlıklardır insanları aldatırlar ve bazı insanları medyum-aracı olarak kullanırlar
Buna göre bu medyumun söyledikleri doğru olabilir eğer bu cinler medyuma doğruyu söylüyorlarsa
Zira Kitabı Mukaddes cinlerin iblis (iblis = şeytan) gibi yalan söylediklerini belirtir
Ayrıca insanlara zarar verebilirler bu nedenle Kutsal Metin onlarla ilgili şeylerden ruhçuluğun her türünden uzak durulması gerektiğini söyler
Folklor
Latince genius'tan Arapçaya geçmiştir
Çeşitli yörelerde pir sahip ecinni mekir iyi saatte olsunlar denilmektedir
Bunların da çeşitli dinden olanları kadını erkeği bulunup bütün işlerini geceleri yaparlar sabah ezanıyla dağılırlar toplandıkları yerler han hamam değirmen izbelik mezarlık ağaçlık tekin olmayan yerler diye inanılır
Çöplüklere incir ağacı dibine işenmez
Metruk yerlerde destur çekilir
Muzip oldukları işleri yapıp bozdukları söylenir
Kızdıranları çarparlar
İnsanların arasını bozdukları karı kocayı ayırdıkları inme indirdikleri kadın veya erkeğe tutulup evlenmelerine mani olduklarına dair inanışlar vardır
Bunların meydana getirdiği hastalıklar için Cinci Hocalar Hıristiyanlıktaki cin çıkarmaya benzer törenler yaparlar
Dünyanın çeşitli yerlerinde karakedi ve karaköpeğin cinlerin kötü şeklindeki birer biçimi olduğuna inanılır
Halk inanışlarında din efsane masal ve folklor öğeleri birbirine karışmıştır
Osmanlı zamanında cinlerin bir görünen bir de görünmeyen iki türü olduğuna inanılır falcılık büyücülük gibi faaliyetlerle bunlar arasında ilişki kurulurdu
Anadolu folklorunda cinlere dair çok geniş bir inanış çeşitlemesi bulunmaktadır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul