07-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk’Ün Çocuk Sevgisi İle İlgili Bir Anısı
Atatürk’ün çocuk sevgisi ile ilgili bir anısını yazar mısınız - Atatürk ‘ ün çocuk sevgisiyle ilgili Anilari - Atatürk'ün Cocuk Sevgisi - Atatürk Ve Cocuk - Atatürk Anilari - Kisa Atatürk Anilari - Kisa Atatürkün Cocuk Sevgisi Anilari
Atatürk bir okula gitmişti her zaman olduğu gibi bütün çocuklar etrafını sardı hepsi sevinç içinde onu alkışlıyordu Yalnız küçük bir çocuk;bir kenara çekilmiş,ilgisiz gibi duruyordu bu durum Atatürk’ün gözünden kaçmadı Onu yanına çağırdı:
- ”Çocuğum,neden durgunsun? Bir derdin mi var? Hasta mısın?” dedi
Çocuk:
- ”Bir şeyim yok efendim” dedi Arkasını döndü, gözlerinden akan yaşları gizlice sildi
Atatürk:
- ”Niçin ağlıyorsun yavrum? Sen ağlayınca ben çok üzülüyorum” dedi
Küçük çocuk,o vakit yaşlı gözlerini Atatürk’e çevirdi:
- ”Atam,seni böyle yakından görmek isterdik Geldin,gördük,sevindik Ama artık sıramızı savdık Bir daha seni ne zaman göreceğiz? Ona ağlıyorum ”
Atatürk oradaki çocuklara baktı:
- ”Beni ne zaman görmek isterseniz,aynaya bakın Siz Türk çocukları benim birer parçamsınız Bende sizin” dedi

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız Kutlu Olsun
Çocukların bayramında Atatürk’ün çocuklarla ilgili anılarından birisine yer vermek istedik
Anıya ; Yarının Kahramanları’nda olduğu gibi, 80′lerden kalan , eşimin “bu kitabın kendisi tarih” diyerek espri yaptığı Avni Altıner’in Her Yönüyle Atatürk kitabından ulaştık
“”"
Mustafa Kemal’in ilk Cumhurreisliğine seçildiği sıraydı Bir sabah Çankaya sırtlarında arkadaşlarıyla gezmeye çıkmıştı Gazi yanına sokulan bir çocuğu yakaladı Çelik bakışlarıyla alemi büyüleyen gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu;
-Adın ne senin bakayım?
- Cemil
- Çankaya’da mı oturuyorsun?
- Yok Ayrancı’da
-Mektebe gidiyor musun?
Çocuk başını öne doğru hızla eğdi
-E… Ne okuyorsun mektepte?
-Her bir şey okuyoruz
-Peki ben kimim Cemil?
Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi:
-Sen Gazi Paşasın
Ata gülümsedi
- Olmadı Cemil ben senin Gazi Paşa değilim Beni benzettin sen
- Yok benzetmedim iyi biliyorum, sen Gazi Paşasın
-Nereden biliyorsun?
Çocuk kendinden emin bir tavırla
-Çünkü, dedi sana hiç kimse benzemez…
Çelik gözler bulutlandı O eşşiz kafanın içinden kimbilir ne düşünceler geçti o anda:
Büyüdüğü zaman ne olacağını konuştular sonrasında
Sonra O’nu oyuna iade edip yoluna devam ederken yanındakilere döndü:
- Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak dedi

Yıl 1934 o dönemde milli eğitim bakanlığı ulus’tadır Bakan
ise niğdeli abidin özmen’dir Bakan makamında çalışmaktadır
Kapı çalınır Bakanın gür sesi "giriniz" atatürk’ün yaverlerinden
biri yanında iki çocukla makama girerler
Hoşbeşten sonra yaver bey bakan abidin özmen’e bir zarf uzatır
Konuklara yer gösterir ve zarfı açar Atatürk’ten gelen bir
mektuptur bu : "bay abidin özmen milli eğitim bakanı… " abidin
özmen zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur : "yaver bey’le
size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum Bu çocukları uygun
göreceğiniz bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırıp…"
bu atatürk’ün bir emridir Kesinlikle yerine getirilecektir Bakan
abidin özmen ortaöğretim genel müdürü’nü çağırtır ve şu direktifi
verir: "yaver bey’in yanındaki bu iki çocuğun evraklarını alınız ve
bu çocukları h p lisesi’ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp
her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının veli ve
ödeyen hanesine atatürk’ün ismini yazdırarak’ bana getiriniz" der
bakanın emri yerine getirilmiştir Abidin özmen de kısa bir mektup
yazarak yaver bey’le atatürk’e yollar Mektubun içeriği şöyle :
"muhterem atatürk yaver bey’le göndermiş olduğunuz iki çocuk
hakkında emirlerinizi aldım Ancak arkasında türkiye cumhuriyeti
‘nin kurucusu ve cumhurbaskanı atatürk gibi birisinin bulunduğu
için bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme hem
yasalarımız hem de mantığımız izin vermedi Bu nedenle her iki
çocuğun da emirleriniz gereği h p lisesi’ne paralı yatılı olarak
kayıtlarını yaptırdım çocukların üçer yıllık okul taksitlerine
ait makbuzları ekte takdim… "
atatürk bu mektup üzerine devrin başbakanı ismet inönü’ye telefon
ederek: "bak" demiş "senin milli eğitim bakanın bana ne yaptı"
diyerek olayı anlatmış Inönü bakan’ı adına özür diler Atatürk :
"yok" der "özür dileme çok memnun oldum Keşke her devlet adamı bu
medeni cesarete sahip olabilse ve gösterebilse…"

Mustafa Kemal’in ilk Cumhurreisliğine seçildiği sıraydı Bir sabah Çankaya sırtlarında arkadaşlarıyla gezmeye çıkmıştı Gazi yanına sokulan bir çocuğu yakaladı Çelik bakışlarıyla alemi büyüleyen gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu;
-Adın ne senin bakayım?
– Cemil
– Çankaya’da mı oturuyorsun?
– Yok Ayrancı’da
-Mektebe gidiyor musun?
Çocuk başını öne doğru hızla eğdi
-E… Ne okuyorsun mektepte?
-Her bir şey okuyoruz
-Peki ben kimim Cemil?
Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi:
-Sen Gazi Paşasın
Ata gülümsedi
– Olmadı Cemil ben senin Gazi Paşa değilim Beni benzettin sen
– Yok benzetmedim iyi biliyorum, sen Gazi Paşasın
-Nereden biliyorsun?
Çocuk kendinden emin bir tavırla
-Çünkü, dedi sana hiç kimse benzemez…
Çelik gözler bulutlandı O eşşiz kafanın içinden kimbilir ne düşünceler geçti o anda:
Büyüdüğü zaman ne olacağını konuştular sonrasında
Sonra O’nu oyuna iade edip yoluna devam ederken yanındakilere döndü:
- Milletin bağrında

Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır
Cumhuriyeti biz kurduk, siz yaşatacaksınız…
Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı ve ikbal ışığısınız
Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz
Kendinizin Ne Kadar Önemli, Değerli Olduğunuzu Düşünerek Ona Göre Çalışınız Sizlerden Çok Şey Bekliyoruz (Atatürk Albümü-1992)
Gelecek için hazırlanan vatan evlâtlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakârlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim
Asla şüphe yoktur ki Cumhuriyet’in gelecek evlâtları bizden daha çok rahata kavuşmuş ve bahtiyar olacaklardır
Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğretimin sınırları ne olursa olsun, en evvel ve en esaslı olarak Türkiye’nin istiklâline, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir
Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle varlığıyla, haklarıyla, birlik ve bütünlüğüyle çelişen tüm yabancı öğelerle mücadele zorunluluğu, milli görüşleri derinlemesine bilerek her karşı görüş önünde şiddetle ve özveriyle savunma zorunluluğu telkin edilmelidir Yeni kuşakların ruh gücüne bu nitelik ve yeteneklerin aşılanması önemlidir Hayatlarını sürekli ve müthiş bir mücadele biçiminde belirleyen milletlerin felsefesi, bağımsız olmak ve mutlu kalmak isteyen her millet için bu nitelikleri çok şiddetli olarak gerektirmektedir (16 7 1921 Maarif Kongresi’ni açış konuşmasından)
Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir Çocuklar geleceği yapacak adamlardır Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka; gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır Bizim köylümüz ne gazete ne dergi v s okumaz Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttu

|
|
|