07-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kıskançlık Bir Hastalık
Bolu İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Psikiyatristi Dr Haluk
Gülmez, ihanete uğrama, aldatılma korkusuyla yaşayan kıskanç eşlerin, mutsuz bir
hayat yaşadıkları gibi, birlikte yaşadıkları kişilere de dünyayı zehir
ettiklerini, bu kişilerin cinayete ve intihara yatkın olduklarını söyledi
İnsanda bir miktar kıskançlık olmasının son derece doğal olduğunu belirten Dr
Gülmez, �Aşırı olmayan kıskançlıklar gayet doğaldır
Ancak tamamen mantık
dışı aşırı kıskanmalar da, insanlar da paranoyik bozukluk oluşumuna yol açar�
dedi
Tedavisi zor Hastalık boyutuna gelmiş kıskançlık hastalığının
tedavisinin son derece zor olduğunun söyleyen Dr Gülmez, "Sürekli olarak
ihanete uğrama, aldatılma korkusuyla yaşayan kıskanç eşler, mutsuz bir hayat
yaşadıkları gibi, birlikte yaşadıkları kişilere de dünyayı zehir ederler
Kendine göre kanıtlar bulan, sürekli olarak kendi kendine sorular sorup eşini
takip altına alan kıskanç kişiler, intihara ya da cinayete bile teşebbüs
edebilirler" diye konuştu
Hekime karşı bile kuşkulu Hastalık durumuna
gelmiş kıskançlık durumlarının kişilik ve paranoyak bozukluklara yol açtığını
açıklayan Dr Gülmez, aşırı kıskançlık hastalığının uzun süre psikiyatrik tedavi
gerektiren zor bir hastalık olduğunu söyledi
Dr Gülmez, "Hekime karşı
bile kuşkucu davranış sergileyen bu kişiler, kıskandıkları kişi veya kişilere
karşı kırıcı, yıkıcı ve saldırgan olurlar Eşleri ve çocuklarıyla olan
iletişimleri kopan, işinde de üretken olmayan bu kişiler psikiyatrik destek
almadıkları sürece son derece mutsuz ve huzursuz bir yaşam sürdürürler " diye
belirtti
Medical Park Fatih Hastanesi'nden Uzman Psikolog Sinem Demir
ise; kıskançlığın baş edilmesi en zor duygulardan biri olduğunu söyledi
Kıskançlığın; imrenme ve gıpta etmeyle başlayıp, haset duymaya kadar
gidebildiğine dikkat çeken Demir, ‘kıskançlığın esiri' olmamanız için şu
önerilerde bulundu:
* İmrenmek, kendini bir diğeriyle kıyaslamak ve onun
yerinde olmak istemektir Birinin mutluluğuna imreniyorsanız, ‘keşke ben de öyle
mutlu olsam' dersiniz, ama o kişi için kötü hisler beslemezsiniz
*
Kıskançlıkta ise ‘ah keşke' demenin bir adım ötesine geçer, o kişiyle gerçekten
bir sorununuz olmasa bile, varmış gibi davranırsınız İyi ihtimalle onu
görmezden gelirsiniz, kötü ihtimalle o kişiyle ufak tefek hayali sorunlar
çıkarırsınız
HASET YUVA BİLE YIKAR! 
* Haset ise bu
duyguların en ağırıdır! Yerinde olmak isteğiniz kişinin sahip olduklarını
kaybetmesini ister ve bunun için harekete geçersiniz Kıskançlıktaki ufak tefek
sorun çıkarmaların düzeyi artar Hedef, o kişinin mutluluğunu yıkmaktır
Mutluluk sebebi evlilik ise eşiyle ilişkisini, sosyal hayat ise arkadaşları ile
ilişkisini bozmaya çabalar Bozma araçları; dedikodu, iftira-yalan olabilir En
uç nokta ise fiziksel zarar vermektir
Herkes imrenebilir, pek çok insan
kıskanır, daha az insan haset duyar! İmrenmek olağan bir duygudur ve birçok
insan tarafından hissedilebilir Ancak bir ‘izleyici' konumunda, sürekli
diğerlerinin mutluluklarını gözlemek, bir yaşam tarzı haline gelebilir
Özellikle duygusal yoksunluklar yaşadığına ve diğerleri kadar ‘şanslı'
olmadığına inanan biri bunu yapabilir
EVLİLER
TERAPİSTE
Duygusal yoksunluklar da herkesin hayatında zaman zaman
gözlenir Bir yoksunluğun (kayıp, ayrılık gibi  ) yasını tutmak ya da üzülmek
için kendimize bir süre izin vermek sağlıklı olabilir Ama uzun sürmüş ise bu
yoksunluğu ‘yeni var'lara dönüştürmek için harekete geçmekte fayda var!
İşte
bu noktada izlediğimiz filmler ve diziler de bir bakıma ‘diğerinin mutluluğuna,
fiziksel/maddi gücüne imrenme' hissimizi telafi eder Bir yere kadar bu
sağlıklıdır, telafi etmek iyi gelir Ama tabii ki aşırıya kaçmayarak ve
kendinizi ‘yaşamayan' sadece ‘izleyen' biri konumuna sokmamalısınız En
sağlıklısı ise hobiler edinmek, dans edip, resim yapmak gibi sosyal
aktivitelerle sizi esir alan kıskançlığı dizginlemek
Hasetin hedefi
olduysanız ve bu yaşamınızı doğrudan etkileyen bir duruma geldiyse, eğer
evliliğinizi etkileyen bir durum varsa evlilik terapisi önerilebilir Eğer
yaşanılan bölgede psikolog veya psikiyatr yoksa, o bölgede hatırı sayılır
kişilerden (doktor, öğretmen, hemşire) destek ve önerilerde bulunması
istenebilir
realage
|
|
|