Konu
:
Çaresizlik...
Yalnız Mesajı Göster
Çaresizlik...
02-25-2007
#
1
virüs
Çaresizlik...
Bir makas ve bir kutu ilaç
Tercih söz konusu olduğunda hiç düşünmemiştim hangisini seçeceğimi ama işte o an bir kutu ilaca baktım baktıkça kendimi değil geride bıraktıklarımı düşündüm
Ne yaparlardı tek tek bütün tanıdıklarımı düşündüm
Ölüm haberimi aldıklarında ne yapacaklardı
Görmek isterdim kimin ne kadar üzüldüğünü ama şuna emindim ki üzülmeyen bir tek insan olmazdı tanıdıklarımın içinde belki tanımadığım insanlar bile yada beni tanımayanlar üzülürdü duyunca hikayemi
Bu suçsuz insanın nasıl olurda kendi canına kıyacağını
Sonra gidip uyuyan kızımın o güzel masum yüzüne baktım
Beni ne kadar çok sevdiğini söylediği sevgi sözcüklerini duydum kulaklarımda
Bensiz düşünemiyordu hayatı belki herkes gidebilirdi ama ben yani annesi olacaktı hep yanında
Kimse yoktu ben bunları düşünür savaşırken hayatta kalmakla gitmek arasında
Biri gelsin birşey söylesin gitme desinde işim dahada kolaylaşır diye düşündüm
Sonra tekrar kendi evim diyebileceğim ama evim olmayan evin mutfağına attım kendimi
Kardeşim arkadaşı ile gülüyor şakalaşıyordu sanki nereden çıktı bu ablamlar dercesine baktığını hatırladım bu akşamki yemekte gözlerimin içine
Bakmıştı ama tamam gidiyorum hayatından sen rahatını bozma diyemiyordum
Sırtımı dönüp o bakışı unutmak istercesine kızımı alıp kaçmıştım hemen odaya
Bir taraftan bulaşıkları yıkarsam belki fazla yorulmaz ve bize katlanabilir diye düşündüm
Ve kızımı uyutmaya karar verdim kendimle başbaşa kalabilmek için
Çok üşüyordu minik yavrum yere serili yatakta yatarken başına pencereden gelen rüzgarı elimle ölçtüm birşeyler daha giydirip yeni aldığım hikaye kitabını okudum
Okuduğumu duymuyordum o anda kafamda bin tane düşünce savaşıyor ve kaybediyordu saniye farkla
Sonunda uyumuştu gözlerini kapattığı an başladı yaşlar süzülmeye yanaklarımdan
Kalkıp oturdum çünkü bende hastaydım ve nefes alamıyordum
Nefes alabilmek çok güzeldi ama değerini bilemiyordum
Bir süre ağladım düşüncelerime meze olsun diye
Bir hafta öncesine kadar bir odası kurulu düzeni ve çok sevdiiği arkadaşlarının olduğu bir okula gidiyordu kızım
Bir gün içerisinde değişmişti hem onun hem bizim hayatımız ama biz bile anlayamazken yaşadıklarımızı ona anlatamıyorduk
Artık kirasını bile ödeyemediğimiz evimizden eşyalarımızı alıp götürerek taşıdılar bizi kardeşimin evine
Gelmeyi düşünüp gelmemek çok daha rahatlatıcıydı oysa
Gidelim diyordum gidelim buralardan ama bir evimin olması sadece bana ait olması her zaman daha çekiciydi gözümde
Gitmemek için direndik birsüre sonra onlar geldi
Küçüklüğümün kötü adamları icra polis avukat üçlüsü
Alıp götürdüler ele dokunur ne varsa evimizden
Sanki kararın doğru taşınmalısın der gibiydiler, ne yaptıysak durduramadık bu talanı
Eve geldiğimde eşim her yeri toplamış süslemişti
Kızımın evi görmesini istemedim, eşyaların yoklukları değil onun vereceği tepki korkutuyordu beni
Neyseki Kızım yoktu evde gittiğimde
Oh şükür dedim içimden görmemiş bize dokunan şeyler kim bilir onda ne yaralar açardı belkide onunda çocukluğundan hatırladığı bu kötü adamlarmı olurdu
Eşim evi toplamış almayı unuttukları bir müzik çalarda hafiften bir müzik çalıyordu
Çoktandır sermediğim örtüleride sermişti sehpanın üzerine koltuklarımız ve sehpamız vardı hala onu güzelleştirmek istercesine
Aslında görmedi diye sevinmiştim ama kızımın evin o manzarasını gördüğünü ama sandığım kadar büyük bir tepki vermediğini öğrendim
Eve getirdim televizyon seyrettiği bakıcısını evinden
Eve girer girmez o akşam televizyonda oynayacak olan dizileri saymaya başladı sadece hızlı hızlı sevdiği programları sayıyor ve ağlıyordu
Onu yatıştırmak bir gün daha sabretmesini söylemeye çalışmak faydasızdı ama hala bizim ağlamadığımızı ve yalanda olsa gülücükler saçtığımızı görünce sustu
Ertesi günü televizyonumuzun geleceğini söylemiştik ona geleceğine inanmasakta
Gidecek bir yerimiz vardı oda ne zamandır gelmemizi isteyen kardeşimin eviydi
Sanki sevgi doluydu gelin abla beraber yaşayalım dediğinde ağzından çıkan kelimeler
Ama aslında kabus yeni başlıyordu
Aslında hayata sen öyle bakarsan kabus olurdu biliyorum ama artık yaşadıklarımın çok ağır gelmesi beni delirtecek güce ulaşması güzel görmemi engelliyordu hayatı
Ertesi günü bekledik ve eşyalarımızı hemen geri alamayacağımızı söylemeleri ile o akşam bir haftalık kıyafetlerimizide alarak uzaklaştık o evden sanki gecenin karanlığı herşeyi kapatıyor soğuğu ise içimize işliyordu
Otobüs beklerken yeni bir hayata başladığımı düşünüyor kızımın anlamsızca bakan gözlerine bakmamaya çalışıyordum
Zaten ağlayarak çıkmıştı o evden artık bir daha o eve gelmeyeceğini okulunu arkadaşlarını göremeyeceğini biliyordu sanki
Çok yakında aylardır hazırlandığı 23 Nisan gösterileri yapılacaktı okulunda ve bu gösteri onun için çok önemliydi
Gösteriye katılacağını söyledik buna bizde inanmadan ve çok uzun bir bekleyişten sonra bizi kardeşimin evine götürecek otobüse bindik
Hiç konuşmak istemiyordum durakalmıştım
Oysaki en çok ben istemiştim kardeşimin evine gitmeyi neden mutlu değildim
Eve gittiğimizde kardeşim yeğenim ve bir arkadaşı yemek yiyorlardı
O zaman bu evdemi yaşayacaktım artık dedim içimden kendi evim gibi olmayacaktı hiçbir zaman ama kendi evimiz gibi hissetmek gerekiyordu huzurlu olmamız için
Aradan bir hafta geçmişti kabus gibi bir hafta yeğenim ve kızım sürekli tartışıyor ve kardeşim ve eşim bu konuda hep kızımın üzerine geliyorlardı
Onu korumak bana aitti
Onu korumak kendimi yaşadıklarımı üzüntülerimi unutup sadece onu korumak
Bu annelik iç güdüsümüydü bilmiyorum ama o çok sevdiğim yeğenimi bir düşman gibi görüyordum kızımı üzdüğü için
O hafta sonu tekrar apar topar çıktığımız evimize gittik hala almamız gerekli şeyler vardı üstelik bir hafta sonra kalan eşyalarımızı bir depoya taşımak zorundaydık ve toparlanacak çok şey vardı
Hızla evi toplayıp sarmaladık ve yine kabus dolu bir hafta geçirmek üzere döndük kardeşimin evine
Kızımı çok seviyordu ne de olsa teyzesiydi ama oda annelik iç güdüsünden hep oğlunu haklı görüyor zaten babasız büyümesinden dolayı acıdığı yeğenimi o da kendince koruyordu
O hafta Salı günü tatildi ve kızımın yirmiüç nisan gösterilerine katılmak gibi bir hayali vardı hala
Onu gösteriye götürmeye üşendiğimizden değilde gösteride giyeceği kıyafetleri alamadığımızdan götüremiyorduk
Ona havaların yağmurlu olduğunu ve gösterinin iptal edildiğini söyledik hiç tepki göstermedi yine korktuğum gibi olmamıştı ama benim kızım niye tepksizdi kendisi için çok önemli, şeyleri kaybettiğinde bile neden bu kadar tepkisizdi
Oda alışmışmıydı bu yokluğa bu anlamsızlığa bilmiyorum
Pazartesi günü yine çaresizliklik artık son safhasına varmış ve beni hiç istememem birinden borç istemeye kadar zorlamıştı
Herkez herşey beni o kadar incitiyor o kadar üzüyorduki bunun da üzmesi incitmesi hatta çok sevdiğim birini kaybedebileceğim düşüncesi bile beni engelleyemedi
Ona bir faks çektim sadece yalvardım öl dese ölecektim geldese de gidecek o kadar bıkmıştım o kadar çaresizdim
Faksı çekerken avucumun içine gömmüştüm tırnaklarımı ruh gibiydim ayakta zor duruyor bir yere yaslanmak istiyordum
Çabucak kaçtım faksı çektikten sonra masamın bulunduğu odadan
Çünkü telefon çalsın beni arasın istemiyordum çünkü onunla konuşacak kadar cesaretli değildim
Kimseye yalvarmamıştım üstelik yalvardığım bu kişi başkası olsaydı belki bu kadar etkilenmezdim
Ağzımda iki kelime çıkıyordu sadece onu kaybettim kelimeleriydi
Sigaramı içerken sürekli bunu tekrarlıyor ve ağlıyordum
O anda yaşadığım o büyük acıyı ve sebebini kimseye anlatsamda anlayamaz
Ömrümden ömür silinmişti sanki ölmeyi tercih ederdim o kadar
Sonra toparlandığımı sanarak yerime gittim kardeşim onu aramış ve gelen haber olumsuzmuş
Yani bana borç falan veremezmiş çünkü onunda durumu da iyi değilmiş
Boşuna kendimi küçük düşürmüş yalvarmıştım
Peki şimdi ne yapacaktım
Onu arayamazdım artık konuşamazdım çare değil ölmek istiyordum
Kimseyle konuşmadım iş dışında ve akşam olunca yine bir ruhtan farksız olan bedenimi eve taşıdım
Bu yabancılığı bu umursamazlığı hiç bu kadar hissetmemiştim kardeşim yaşadıklarımı anlattığımda sanki hiç önemsemeden beni dinliyordu bana yabancı gibi bakıyordu çünkü onun hayatı ve heyecanları olduğu gibi kalmış kaldığı yerden devam ediyordu
Kendimi oraya ait hissetmek için elimden geleni yapmıştım ama başaramadım o gece yanlış bir geceydi
Eşim yoktu çalışıyordu
Bir an önce ölmek tek düşündüğüm buydu saaatler geçtikçe buna daha çok yaklaşıyordum kızımı uyuttum evde sezsizlik hakimdi, kardeşim benim uyuduğumu sanıp arkadaşı ile bilgisayarda chat yapıyordu
Sanki son bakışını unuttuğumu düşünüyor oh be kendi evim kendi odam ve hayatımda bunların ne işi var der gibi salonun kapısını sıkı sıkıya kapattı
Bizi duymak görmek bile istemiyor böyle bir günde tüm olup biteni ona anlatmışken beni nasıl olurda yanlız bırakır diye düşünüyordum, kendimde değildim ve kızımı uyuttuktan sonra mutfağa gittim
Hem ağlıyor hem sigara içiyor hemde saçlarımla uynuyordum
Sanki o saçlar bana ağırlık veriyordu sanki onları kessem başımdaki bu ağırlık kaybolup gidecekti
Şimdi ilaçları içmenin tam zamanı diye düşündüm sigaramı bitirdim ve tekrar kızıma bakmaya gittim dönüşte de yatak odasında makası alıp tekrar mutfağa geldim, makasla ilaç kutusu yanyanaydı
Ölmek kafamdaki tek şeydi herşeyin sonunu ölümümden sonrasını düşündüm
Kızımı eşimi dostlarımı kendimi
Haketmediğim bir hayatı yaşıyordum hakketmediğim acılar çekip inciniyordum
Artık beni hayata ne bağlayacaktı ki
Saçlarımı avuçladım ve kestim umurumda değildi nasıl kestiğim çünkü ölecektim zaten
Kestikten sonra tekrar elimi saçlarıma götürdüm ve rahatladığımı hissettim
Sanki herşeye rağmen yaşamam gerekliydi
Kizım için yaşamam gerekliydi
İçimdeki his bana bunu söyledi
Hala umut vardı ve umutların sebeplerin en büyüğü kızımdı
Saçlarımı toplayıp çöp tormasına attım saklamadım çünkü birileri ben ölmeden onları görsün beni kurtarsın istiyordum keserkende birleri gelsin ne yapıyorsun desin diye bekledim
Kimse gelmedi makası aldığım yere bıraktım ve kızımın yanına başımda korkunç bir ağrı ile uzandım artık ağlamak istemiyordum çok yorgundum
Uyumak ve bir dahada uyanmamak hayalmiydi bilmiyorum ama bu halde uykuya daldım
Sabah kalktığımda olanları unutmuştum
O gün yirmiüç nisandı işe gitmeyecektim kızımla beraberdim
Hala yaşıyordum ama saçlarım yoktu
Artık kimseye güzel görünmesemde olurdu
Nasıl yaşadığımı bilmeden yaşamaya devam edecektim
Sadece nefes alacak kadar kızımı sevecek kadardı yaşama sevincim
Bu kadar
alıntıdır
virüs