Konu
:
Hat Sanatı İle İsim Yazma..
Yalnız Mesajı Göster
Hat Sanatı İle İsim Yazma..
07-23-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Hat Sanatı İle İsim Yazma..
KALEM
Hem musuki aleti(ney) hemde kalem olarak kullanılan kamış bu kudretiyle İslam ve doğu aleminin esrarlı havasını aksettiren belki yegane alettir
Sıcak ülkelierin nehir ve göl kenarlarındaki sazlıklardan alınan kamış koparıldığı haliyle kalem olma vasfından uzaktır
Sarımsı beyaz renkli olan bu kamışlar kurumaları için uzvi sıcaklığı daima muhafaza eden gübre içine konulur; burada yavaş yavaş suyunu kaybedip sertlik kazanırlar ve cinsine göre kırmızımsı kahve veya açık yahut koyu kahverengine hatta siyaha dönerler
Kalem açılıpta kullanılmaya başlandıktan sonra kağıda temas eden ağız kısmı zamanla bozularak yeniden açılmak icab eder
Ancak mushaf gibi yazılması uzun süren kitaplarda bunun mahzuru vardır
Kalem yeniden açılırken ağzının genişliği kıl kadar farklı olsa bu hele nesih gibi ince yazılarda büyük bir estetik kusur teşkil eder
Böyle uzun metinleri ince hat ile yazmak için Cava adasında yetişen bir tropikal ağacın yaprak diplerindeki siyah renkli sert düzgün ve ince uzantıları işte bu maksadla kullanılır ve Cava Kalemi adıyla bilinir bunun ağzı kolay aşınmaz
Yazının kalınlığı arttıkça kalemin ağzına da ona göre açabilmek için ney kalınlığında kamışlardan (buna kargı kalem denir) veya sert bambu kamışlarından faydalanılır
Kamış kalem açmak için sol elin içine yatırılarak orta boşluğu ve cidari badem biçiminde görünene kadaryukarıdan aşağıya meyilli olarak yontulur
Dil gibi uzadığı için kalem dili denilen bu yassı kısmın iki kenarı kalem ağzının ne kadar genişlikte olması isteniyorsa ona göre alınır
Kalemin ağız kısmının birkaç santimetre çatlatılarak iki yakaya ayrılmasına kalem Şakkı denir
Bunun yapılışında kalemin boyuna paralel çatlatılması eğri olmaması icab eder
Arada hasıl olan ve ince bir hazne vazifesi gören bu çatlağa mürekkep dolarak yazarken devamlı bir şekilde aşağıya akar
Kalemin kalemtraş yardımıyla şakk edilirken makta (her ikiside ayrıca tanıtılacaktır) üzerindeki yive oturtulması lazım gelir
Kalemin ağzının kesilip düzeltilmesi de makta üzerinde yapılır
Bu kesme işlemine kalemi makta'a vurmak veya üzerinde yapılır
Bu kesme işlemine kalemi makta'a vurmak veya katt-ı kalem denilir
Kullandıkça ağzı bozulacağı için harfler pürüzlü olarak çıkmaya başlar Bu takdirde yeniden makta'a vurulur
Ta'lik kalemi sülüse nazaran daha az eğri ağızlıdır
Nesih kalemi ondan da az rık-a kalemi ise düze yakın eğriliktedir
Kalemi ağzındaki eğrilik kağıda tamamiyle intibak edecek şekilde tutup yukarıdan aşağı dik olarak hareket ettirmekle ince sağdan sola yürütmekle kalın harf kısımları yazılmış olur
Harflerin ölçüleri nokta ile tespit edildiği nokta da kalemin kalemin ağız genişliğine bağlı olduğu için kalem hat sanatında estetiği sağlayan en önemli unsurdur
Kalemler bazen divit adıyla anılan yandan hokkalı kalem mahfazalarında bazen de kalemdan (kalemlik) denilen silindir yahut sandık biçimi sade veya sanatlı kutular içinde saklanır
Kalemdanın silindir biçiminde olanlarının adı da kubur'dur
KALEMTIRAŞ
Zamanımızda kurşun kalemin içinde döndürülerek açıldığı kalemtıraşla eskiden kamış kalem açmak maksadıyla kullanılan kalemtıraşın bir şekil benzerliği yoktur
Kalemtıraş tig denilen kesici kısım kıymetli malzemeden yapılmış sap bu ikisini birbirine bağlayan parazvanadan meydana gelir
Boyu 10-20 cm arasındadır
MAKTA
Makta 2-3cm eni10-20 cm boyu olan 2-3mm kalındığında kemik veya fil dişi bir plakadır
Bağa ve sedeften yapılan da makbuldür
Kalemin şakk ve katt ameliyesi cam mermer yahut maden gibi sert satıhlı yerde yapılırsa kalemtıraşın kesici ağzı zedelenip zamanla kullanılmaz hale gelir
Makta üzerinde kamış kalemin çapına uygun yive bulunan küçük bir çıkıntı bırakılmıştır
Makta'ın bir ucuna doğru yer alan bu yive kalemin sap tarafı sağa sola kaçmaması için tespit edilir;kalemtıraşın keskin ağzı kalemin boyuna paralel olarak tutulup iç veya dış tarafından kalem şakkolunur yine yive oturtularak kalemin kattıda tamamlanır
Makta imalini bilhassa Mevlevi dervişler; çakı mil ve kıl testere yardımıyla ince bir sanat haline getirmişler eserlerini nakış çiçek yazı ve Mevlevi Sikkesiyle süsleyerek bu aletin pek latif numunelerini ortaya koymuşlardır
KAĞIT
Eskiden kağıdlar bugün olduğu gibi doğrudan doğruya yazı yazabilecek şekilde fabrikadan çıkmazdı
Hariçten (Çin Hindistan Buhara Avrupa
) olsun yerli imalathanelerden (Kağıdhane Yalova Bursa Beykoz
) olsun ; gelen kağıdlar pürtüklü ve kalemin yürümesine müsait olmayan bir haldeydiler
Hatta bazıları mürekkebi yayarlardı
Bunları kullanabilmek için terbiye edilmeleri şarttı
Umumiyetle beyaz renkte olan bu "ham kağıd" lar gözü yorduğundan önce arzu edilen renge boyanır sonra aharlenir (cilalanır) nihayet aharin kağıda tesbiti ve pürüzlerin giderilmesi için mührelenir yani tazyikle adeta ütülenip parlatılır
Kağıdı boyamak için ekseriya nebatlardan istifade edilmiştir
Renk veren nebati madde kaynatılır o rengi alan su bir tekneye boşaltılır; kağıdlar içine batırılır suyu emerler
Kurutulunca istenen rengi alırlar
Yahut da bu renkli su bir sünger veya pamuk yardımıyla kağıd üzerine sürülür sonra kurutulur
Bu usulde sürülme yolları leke gibi belli olabilir
Kağıd boyamakta kullanılan maddelere ve verdikleri renklere birkaç misal: çay (krem rengi) cevizin yeşil dış kabuğu veya nar kabuğu (kahve rengi) cehri tohumu (sarı) albakkam (kırmızı) mor bakkam (mor) şekerciocağı isi (şekerrengi) soğankabuğu (kırmızımtırak)
En çok krem renginin tercih edildiği boyama işleminden sonra sıra aharlemeye gelir
Eski usulle cilalanmış kağıd bir koruyucu tabaka teşkil eden ahar is ile hazırlanan mürekkebi kağıdın bünyesine geçirmeden kendinde tutar
Bu hususta en çok kullanılan usul şapla kestirilmiş yumurta akının kağıd üzerine 1-2 kat süngerle sürülmesidir
Aharlenen ham kağıd eğer bir hafta içinde mührelenmezse daha geç yapılacak mühreleme işlemi sırasında çatlamaya başlar kağıdın terbiyesi için verilen emekler boşa gider
Mührelenecek kağıdlardan bir tabaka mühre tahtası veya pesterk denilen damarsız olduğu için ıhlamur ağacından hazırlanması tercih edilen büyükçe bir tahta üzerine konulur
Tahtanın çok düzgün içe hafif kavisli ve eksiz olması şarttır
Mührenin rahatça kayabilmesini sağlamak maksadıyla kuru sabuna sürülmüş bir çuha parçası mührelenecek kağıdın üzerinde gezdirilir
Sonra çakmak mührenin tahtadan yapılmış iki kolundan tutularak çıkıntılı taraftaki çakmak taşı alta gelecek şekilde kağıda tazyikle sürülmeye başlanır
Kağıd serbest bırakılarak mühre ileri geri muhtelif istikametlerde hareket ettirilir
Kağıt hemen pırıl pırıl parlar ve ütülenmişçesine düzelir
Mührelenen kağıdlar üst üste konularak ağırlık yardımıyla baskıya alınırlar
Bir yıl kadar dinlendirildikten sonra kalemin rahatça yürüyüp yazabileceği bir hale gelirler
İS MÜREKKEBİ
Tarihimizde ve bilhassa Hat sanatında kullanılan iş mürekkebinin Çin (veya Galat: çini) mürekkebiyle karıştırmamalıdır
Bu mürekkebinin yapılışı ve kullanılma yerleri çok ayrıdır
İs mürekkebinin terkibindeki is yapılınca is veren bezir yağı balmumu neft yağı gaz yağı gibi maddelerden elde edilir
Çıradan veya zeytinyağından çıkan is çok yağlı olduğu için makbul sayılmaz
İs mürekkebinin terkibine giren ve onu kağıd üzerinde tespit eden arapzamkıdır
İs mürekkebi yapmak için pek çok formüller yazılı olarak devrimize kadar gelmiştir
Bu mürekkebin hazırlanış tarzı zamanla değişmiş ve nihayet en gelişmiş terkibin "İs zamk eriyiği ve saf su" dan ibaret olduğu görülmüştür
Sanat eserlerini yazmak üzere kullanılan mürekkep kendi kendine kurumaya terkedilirdi
Geçmiş yüzyıllarda okuryazar zümrenin hokka içinde daima yanında taşıdığı is mürekkebinin zamanla hiçbir surette solmadığından Batı usulü mürekkebe karşı çok üstünlüğü vardır
Bugünkü kalem sisteminde kullanışlı olamaz: Kamış kalem için mükemmeldir
Modern çağda çıkan siyah boyaların hiçbiri onun yerine konamaz
Çünkü bu mürekkep bir is süspansiyonudur
Yani is parçacıkları erimeden zamkın yardımıyla suda asılı kalmışlardır
Aharli kağıda yazıldığı vakit satıhta kalır silinip kazınmaya hatta yalanmaya elverişlidir
Bu ise eski sanat yazılarımız için gerekli olup okumuş yazmış kimseler hakkında kullanılan "fazla mürekkep yalamış" tabiride buradan gelir
Resmi yazıların kurutulması için yazının üzerine rıh (veya rik) denilen bir çeşit ince kum dökülürdü
RENKLİ MÜREKKEBLER
Tarihimizde hayli değişik renklerde mürekkep yapılmışsa da en ziyade kullanılanları sarı (zırnık) kırmızı (lal) beyaz (üstübeç) ve altın (zer) mürekkepleridir
Zırnık Mürekkebi : "Zırnık" adıyla bilinen tabiattaki sodyum ve arsenik sülfürün zahmetlice ezildikten sonra arap zamkı mahlulu ile karıştırılması sarı renkli bu mürekkebi verir
Lal Mürekkebi : Lotur + Şekerci çöğeni + şap + su muayyen nisbetlerde karıştırılıp kaynatıldıktan sonra suyu alınır ve bunun içine "kırmızböceği" nin kurutulmuşu iyice dövülerek ilave edilir
Tekrar kaynatılmakla elde edilen lal mürekkebinin pek cazip kırmızı rengi vardır
Üstübeç Mürekkebi : Zırnık yerine üstübeç kullanılarak aynı usulle yapılır
Bilhassa mushafların süre başlıklarını altın zemin üstüne yazmakta kullanılır
Altın Mürekkebi : Hususi surette dövülerek mikronla ölçülecek kadar inceltilmiş yüksek ayarlı altın varaklarının koyu arap zamkı mahlulu veya bal yardımıyla bir çini tabakta uzun emekle ezilmesi ve suyla yıkanıp süzülerek bir başka tabağın dibinde toplanması bize bu mürekkebin esası olan altın zerrelerini verir
Kullanılacağı zaman jelatinli su ilavesiyle ve fırçasıyla kamış kalemin ağzına sürülüp yazılır; Zer-endüd (sürme altın) yazıların esası budur
HOKKA
Küçük Kutu" manasına gelen Arapça bir kelimedir
Yazı yazmak için kamış kalem ve is mürekkebinin kullanıldığı devirlerde yazı takımlarında veya yazı çekmecelerinde Yazı yazmak için kamış kalem ve is mürekkebinin kullanıldığı devirlerde yazı takımlarında veya yazı çekmecelerinde hokka olarak okur-yazar zümrenin üzerinde taşıması için ise divit şeklinde mutlaka bulunan mürekkep hokkası kültür hayatımızın en mühim unsurlarından biriydi
Madeni hokkalar müstakil olmaktan ziyade içine kamış kalemlerin konulduğu kubur denilen silindir biçimindeki kalemdanların dip yanına çıkıntılı olarak tutturulurdu
Eski hokkalara mürekkep doğrudan doğruya konulma; Lika denilen ham ipekten bir tutam hokkanın içine yerleştirilip de mürekkep bunun üzerine dökülürse lika mürekkebi sünger gibi emer ve kalemin hafifçe likaya bastırılmasıyla lüzumu kadar mürekkebi kalemin ağzını bular
MİSTAR
Yazı sanatında yer alan harf veya harfler topluluğunun satır içinde duruşu ve belli bir çizgi hizasında dizilişi bir takım kaidelerle belirlenmiştir
Latin alfabesinde de bu böyledir
Tarihimizde satır çizgilerini belirtmeye yarayan ve mıstar (satırlık) adıyla tanınan bir basit alet benimsenmiştir
Yazma eserin tertibinde yazının kaplayacağı sahadaki satır düzeni bu maksat için kullanılacak kamış kalemin nokta boyutuna göre hesaplanır ve sahife büyüklüğünde bir mukavva üzerine çizgiyle tespit edilir; satırın başı ve sonu iğne ile delinir
Mıstar'ın kullanılması şöyle olur
Aharlenmiş kağıdların her bir tabakası sahife düzenine göre mıstarın üstüne yerleştirilerek henüz yıkanıp yağdan arındırılmış parmaklar ibrişinin kabarıklığıyla hissedilmekte olan satır çizgileri üzerinde dolaştırılırsa bunların izi kağıda çıkar ve metinler bu çizgi izine göre yazılır
YAZI ALTLIĞI
Eski hattatlar sandalyede oturup masa üzerinde yazmazlar sedir veya mindere yerleştikten sonra sağ dizlerini dikerek onun üstünde yazarlardı
Bakış açısının 90 derece olarak muhafazası ve kağıdın dizde düzgün durabilmesi eskilerin zır-I meşk (meşk altı) dedikleri takriben 20*25 cm ebadında kaba kağıdların üstüstte tutturulmasıyla hazırlanan bir altlığın diz üstüne konulmasına bağlıdır
Sert bir satıh kullanılmayışı ele serbest bir hareket imkanı sağlamak içindir
[img]images/imported/2010/11/bereketduasslsnesih8cfwc3-1
jpg[/img]
tahta kalemin yapılışı hat yapilişi hat sanati ile isim yazma kargı kalem yapılışı hat sanatı ile isim yazma sitesi msn de iki renk yazı yazabilme türk hat sanatlari isimler kalemin yapılışı hat yapılışı kısaca kalem yapılışı hat şeklinde yazma türk hat sanati hat sanatının yapılışı heykel sanatının yapılışı hat sanatıyla isim yazmak
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul