Prof. Dr. Sinsi
|
Yoga Din Değildir
DUA ve ZİKİR
Beyninizdeki olağanüstü kuvvetten haberiniz var mı? Beynin YÖNLENDİRİLMİŞ MİKRODALGA üretme tekniği DUA! Beynin, KUVVET, BECERİ VE EK KAPASİTE kazanma tekniği ZİKİR  Kuran ve Hadislere dayanan DUA ve ZİKİR örnekleri, özel zikir formülleri  ZİKİR niçin Arapça orijinali ile yapılmak zorundadır? ZİKİR çeken deli mi olur? Niçin KİŞİYE ÖZEL ZİKİR? DUA VE ZİKRİN kaderle bağlantısı  
Gökte ve ötende sandığın TANRI'nı terket; sonsuz - sınırsız ALLAH'a yönel; O'nun, her noktada ve zerrede mevcût olduğunu farket; ve O'nu GÖNLÜNDE bulmaya çalış! Sonra iste O'ndan, ne istersen! Eşini, işini, aşını; ister mevlânı, ister şifânı!
Bil ki, seni, her isteğine ve her arzuna kavuşturacak tek şey DUA ve ZİKİR'dir Bil ki dostum; her zerrede tüm özellikleriyle mevcut olan ve kendinden gayrının varlığı aslâ sözkonusu olmayan ALLAH, SENDEN SANA İCABET EDECEKTİR!
SEN, bilesin ki, yeryüzünde “HALİFE”SİN! HALİFE olarak sana, gönlüne, BEYNİNE bahşedilmiş yüce güçlerden haberin var mı? DUA ile ZİKİR ile, o muhteşem BEYNİN ile, kendindeki mekanizmayı harekete geçirebileceğinden haberin var mı?  “EN GÜÇLÜ SİLAH” olarak sana bağışlanmış DUA mekanizmasını biliyor musun?
Fakîr, garîb, nîce kişiler DUA ve ZİKİR ile nîce ZALİM SULTANLARI helâk ettiler! Nîce yoksullar, büyük zenginliklere hep DUA ve ZİKİR ile eriştiler! Nîce, dertli, sıkıntılı, hastalıklı, ezâ, çile çekenler, hep kurtuluşu, selâmeti DUA ve ZİKİR'de buldular! 
SENDE, dünyanın en güçlü silâhı olan DUA ve ZİKİR cihazı mevcuttur BEYNİNDEKİ, GÖNLÜNDEKİ bu en güçlü silâhı kullanmasını öğrenerek; bu yaşadığın dünyanın ve ölümötesi yaşamın tüm güzelliklerine erişebilirsin! 
Ya da, DUA ve ZİKİR mekânizmasını kullanmaz, paslandırıp, bir kenara terkedersin, ki bunun cezasını da sonsuza dek çekersin! Sana, karşılıksız, bedava verilmiş bir mekanizmadır bu! Hibedir! DUA ve ZİKİR için kimseye muhtaç değilsin ve kimseyi aracı koymak zorunda da değilsin!
İster, bu kitaptan yararlan; ister gönlünden geldiği gibi yönel! Ama kesinlikle, kendindeki, bu dünyanın en kıymetli cihâzı olan DUA ve ZİKİR cihâzını kullanmasını öğren
Göreceksin dünyan nasıl güzelleşecek
GELECEĞİN SAVAŞLARI TELEPATİK OLACAK
Sovyetler Birliğinin ünlü bilim adamı Vlail Kaznatcheev, insan beyninin telepati yoluyla savaşları etkileyebileceğini belirtti Prof Kaznatcheev, dâhilerin çalıştığı, Novossibirsk Akademisi bünyesinde kurulan özel bir laboratuvarda çalışmalarını sürdürüyor
MOSKOVA - Sovyet Bilimler Akademi si'nin en saygın üyelerinden biri olan Profesör Vlail Kaznatcheev insan beyninin, bedeninin bulunduğu noktanın çok uzağın da yer alan, insanlar, düşünceler ve elek tronik donanımlar üzerinde etkili olabileceğini belirtti
Birçok kişi tarafından deli saçması olarak nitelendirilen bu görüşü ispat etmek için yoğun bir çalışmaya giren Kaznatcheev, ülkesi Sovyetler Birliği'nde büyük ilgi görüyor Kendisine Sovyet dahilerinin yetiştirildiği Novossibirsk Akademisi bünyesinde her türlü donanıma sahip bir laboratuvar ve araştır malarında yardımcı olacak asistanlar tahsis eden hükümet, Kaznatcheev'in araştırmalarından çok şey bekliyor
KGB Koruması
Kaznatcheev'in araştırmalarının en büyük özelliği insan beyninin telepatik gücünü bir silâh olarak kullanmaya çalışması Ona göre sırf düşünce gücüyle bilgisayar sistemlerini, havaalanlarının radarlarını hatta modern teknolojinin geliştirebileceği her türlü silâhı etkisiz kılmak mümkün
Bu araştırmaları son derece yakından izleyen ve denetleyen hükümet, Kaznatcheev'in CIA tarafından kaçırılmasını engellemek için KGB'nin en yetenekli ajanlarını seferber etmiş durumda Ünlü bilimadamı görüşlerini çok basit örneklerle açıklıyor:
`Eğer çalıştığınız bilgisayar aniden arızalanırsa suçu üretici firmada aramayın Sizin stres içinde olmanız, ya da çalışırken biraz da olsa sinirlenmeniz aletin teknik donanımını etkileyebilir Çünkü sıradan bir insan beyni, en üstün bilgisayardan daha güçlüdür ve insan bazen farkında olmadan doğanın kendine verdiği güçleri kullanabilir '
Kaznatcheev'e göre eğer insan çok uzun zamandan beri görmediği birini yoğun olarak düşünürse ve o sıralarda ondan bir telefon, ya da mektup alırsa bu şans olarak nitelendirilmemelidir Bu doğrudan, insanın yoğunlaştırdığı düşünceleri ile düşündüğü kişiyi etkilemesidir
Kaznatcheev, son olarak Sovyet televizyonunda katıldığı bir programda laboratuvarında bulunan bir bitkiyi uzun uzun gösterdi ve programı izliyenlerden 1 saat süreyle sadece bu bitkinin gelişimini düşünmelerini istedi Sonuç gerçekten şaşırtıcıydı, bitki çok kısa zaman zarfında akıl almaz bir gelişme sergiledi
İşte Kaznatcheev'in araştırmalarının temelinde de, düşünce gücünün sonsuzluğunu yakalamak yatıyor
İnsanın bilinçaltına ulaşmayı amaçlayan parapsikolojiyi bilimle birleştirerek araştırmalarını sürdüren Kaznatcheev, bulgularının düşmanın teknik donanımını felç etmek açısından ileride çok önemli sonuçlar vereceğini, ancak bunun bir silâh olarak değil, savaşları engelleyecek caydırıcı bir etken olarak kullanılmasından yana olduğunu belirtiyor "
İşte bu yüzdendir ki, DUA insana bahşedilmiş en mükemmel güç olarak tanımlanabilir
ZİKİR HAKKINDA
--------------------------------------------------------------------------------
ZİKİR, bize göre, dünyada bir insanın yapabileceği, en yararlı çalışma türüdür
ZİKİR, "Allâh'ı anma" diye her ne kadar tercüme edilirse de, böyle bir tercüme son derece yetersizdir
1 ZİKİR, beyinde tekrar edilen kelimenin manâsı istikâmetinde, beyin kapasitesini arttırır
2 ZİKİR, beyinden üretilen dalga enerjinin RUH'a, yani halogramik dalga bedene yüklenmesini ve böylece ölümötesi yaşamda güçlü bir RUH'a sahip olunmasını sağlar (ZİKİR konusunda beynin faaliyetlerini ve sistemini "İNSAN ve SIRLARI" kitabımızda bütün detayları ile okuyabilirsiniz Ahmed HULUSİ )
3 ZİKİR, tekrar edilen manâlar istikâmetinde beyinde anlayış, idrak ve o manâların hazmedilmesi gibi özellikleri geliştirir
4 ZİKİR, Allâh'a yakîn sağlar
5 ZİKİR, ilâhî manâlar ile tahakkuku temin eder
İşte, birkaçını saydığımız bu özellikler dolayısıyla Kur'ân-ı Kerîm de ZİKİR son derece övülen bir çalışma olarak belirtilmiş; ve bu konuda ZİKRE önem vermeyenler şiddetle uyarılmışlardır:
"RAHMAN'IN ZİKRİNDEN YÜZ ÇEVİRENE ŞEYTAN MUSALLAT OLUR VE ARKADAŞI OLUR SONRA GERÇEKLERİ SAPTIRIR VE ONU HİDAYETTEN UZAKLAŞTIRIR ONLARSA BU DURUMDA HÂLÂ HİDAYETTE OLDUKLARINI SANIRLAR " (43-36/37)
&
"ŞEYTAN ONLARI İDARESİNE ALMIŞ, ALLAH'I ZİKRETMEYİ UNUTTURMUŞTUR ONLAR ŞEYTANIN GRUBUDUR ŞEYTANA TABİ OLANLAR HÜSRANA UĞRAYACAKLARDIR " (58-19)
&
"ALLAH'I ÇOK ÇOK ZİKREDİN" (33-41)
&
"HER KİM, BENİM ZİKRİMDEN YÜZ ÇEVİRİRSE ONA DAR BİR GEÇİM VARDIR VE ONU A'MA OLARAK HAŞREDERİZ" (20-124)
&
"BENİ ZİKRETTİĞİNİZDE SİZİ ZİKRETMEKTEYİM" (2-152)
&
"EĞER KULLARIM SANA BENİ SORARLARSA, BEN YAKINIM BANA DUA EDENİN DUASINA İCABET EDERİM" (2-186)
&
"ALLAH ZİKRİ, EKBERDİR" (29-45)
&
ZİKİR'in insana ne kadar büyük yararları olduğuna bakın Hazret-i Rasûl aleyhi's-selâm nasıl işaret ediyor:
"Allâh katında çalışmaların en sevimlisi hangisidir?  sorusuna cevab:
- Dilin, Allâh'ı zikretmeye devam ettiği halde ölmendir"!
&
"Size çalışmalarınızın en hayırlısını, Allâh indinde en temiz olanını, derecelerinizi en fazla yükseltenini ve sizin için altın ve gümüş infak etmekten, düşmanlarınızla savaş meydanında karşılaşıp boyun vurmanızdan ve onların sizin boyunlarınızı Allah yolunda vurmalarından daha hayırlı bir çalışmadan haber vereyim mi? 
İşte o Allah'ı ZİKRETMEKTİR "
&
"Allah'ın azâbından, Allâh'ı ZİKİR etmekten daha fazla hiç bir şey kurtaramaz "
&
"Allah katında kıyâmet gününde kulların hangisinin derecesi daha faziletlidir; sorusuna şu cevabı verdi:
- Allah'ı çok ZİKİR EDENLER "
Soruldu ki, "Yâ Allah yolunda cihâd eden gazinin ki?" 
Buyuruldu:
- Kâfirler ve müşrikler içerisinde kılıcı ile kırılıncaya kadar ve kana bulanıncaya kadar savaşsa da, şüphesiz ki, Allâh'ı çok zikredenlerin derecesi, ondan daha faziletli olur "
&
"Kul, şeytandan ANCAK, Allâh'ı ZİKRETMEKLE korunur! "
&
"Sahip olduklarınızın en faziletlisi, Allâh'ı zikreden dil, şükreden kalp, imanında yardımcı olan eştir "
&
"Allâh'ı ZİKREDEN ile etmeyenin benzeri, diri ile ölü gibidir! "
&
"Allâh'ı o kadar çok zikredin ki, insanlar size, deli mi bu, desin! "
&
"Münafıklar size, gösteriş için yapıyorsunuz, diyecekleri kadar çok Allâh'ı zikrediniz "
&
"Müferridûn geçti! Buyruğuna soruldu, kimdir müferridûn, diye
"Allâh'ı çokça zikretmeye düşkün olanlardır Zikir, onların ağırlıklarını hafifletir Böylece kıyâmet günü de hafif olarak gelirler"
&
"ŞEYTAN, ağzını âdemoğlunun kalbine koymuştur O Allah'ı zikrettikçe şeytan çekilir Gaflete düşüp zikri bırakınca kalbini yutar! "
Bu hâdis-i şerîf teşbih yani benzetme yollu bir anlatımdır  Kişi Allah'ı zikrettikçe, Cinler ondan uzak dururlar ve ona vesvese vererek düşüncelerini bulandıramazlar; ama zikir terkedilince, cinler onun beynini istedikleri gibi etkileyerek hüküm altına alır, manâsınadır
&
"Allah'ın bir kula verdiği en faziletli şey, ona ZİKRİNİ ilham etmesidir "
&
"Hiç bir sadaka Allah'ı zikretmekten daha faziletli değildir "
&
"Cennetlikler hiç bir şeye üzülmezler ancak, dünyada iken ZİKİRsiz geçen anları hariç! "
&
"Kim Allah'ı çok zikretmezse imandan uzaklaşır "
&
"İnsan, üzerinden geçip de, içinde Allâh'ı zikretmediği her an dolayısıyla kıyâmette büyük pişmanlık duyar "
&
"Herhangi bir topluluk, bir mecliste toplanır, Allah'ı zikretmeden dağılırlarsa, bu meclis kıyâmet gününde kendileri için bir pişmanlık olur! "
&
"Kim Allâh'ı çok ZİKİR ederse, münâfıklıktan uzak olur! "
&
İşte bunlar gibi daha pek çok Rasûlullah aleyhi's-selâm hadîs-i şerîfi bize ZİKİR konusunda büyük uyarıda bulunmaktadır
Kesin olarak bilinmelidir ki; DİN tamamiyle, bilimsel gerçekler üzerine oturtulmuş, o günün şartları içindeki sembolik anlatımdır
İslâm Dininde, -sadece Kur'ân-ı Kerîm ve Hadîs-i şerîfler- mevcut olan bütün hükümler, insanın gerek bugünü ve gerekse ölümötesi yaşamı için zorunlu olarak ihtiyaç duyacağı şeyleri temin gayesiyle gelmiştir Ayrıca insanın bu önerilere uyması, onun gelecekte bir çok kendisine zarar verici şeylerden korunmasına da vesile olacaktır
İnsanın yaşamı ise, bilindiği üzere BEYİN ile düzenlenir  İnsan'da ortaya çıkan her şey, BEYİN aracılığıyladır  Ölümötesi yaşam bedeni olan RUH dahi beyin tarafından "yüklenir"! 
Allâh'ın isimlerinin işaret ettiği manâlar, insan beyninde açığa çıkar İnsan şuûru, Allâh'ı, ancak beyin kapasitesi kadar tanıyıp "yakîn" elde eder
&
İşte böyle olunca, ZİKİR olayının önemini kavrayabilmek için, önce beynin çalışma sistemini kavramak, sonra da zikir halinde beyinde nasıl bir işlem oluştuğunu idrâk etmek zorunda kalırız
Milyarlarca hücreden oluşan beyin, esas itibariyle bioelektrik enerji üretip, bunu dalga enerjiye çeviren ve kendisinde oluşan manâları, bir yandan RUH dediğimiz yapıya yükleyen ve diğer yandan da dışarıya yayan bir organik cihazdır
Genelde, doğuştan alınan ilk tesirlerle yüzde beş, yüzde on kapasite ile çalışan beyin, aldığı çeşitli etkilerin de aracılığıyla, klâsik bir yaşam türü geçirir  Bildiğimiz herkes gibi  
Oysa beyindeki bu kapasitenin arttırılması mümkündür! 
Normalde çok küçük bir yüzde ile çalışıp geri kalan miktarı kullanılmaz bir halde bekleyen beynin, bu boş duran kapasitesinin devreye sokulması yolu ZİKİR'den geçer
ZİKİR ile beynin belli bir bölgesindeki hücre grubları arasında üretilen bioelektrik enerji, zikrin devamı halinde bu bölgeden taşarak, görevsiz bekleyen yan hücrelere yayılır ve onları da mevcut kapasiteye ilâve ederek devreye sokar
ZİKİR, konusu ne ise, o anlamda bir frekans yayarak bu hücreleri devreye alan beyinde, elbette ki o istikâmette de faâliyet gelişir
&
İleride de daha detaylı izâh edeceğimiz üzere, meselâ Allâh adıyla işaret olunanın İRADE sıfatının ismi olan "MÜRÎD" ismi zikredildiğinde, kişinin beyninde boş duran hücreler, bu ismin frekansında programlanarak devreye girdiği için; bir süre sonra o kişide İRADE gücünün arttığı ve eskiden başaramadığı bir çok şeyi başardığı görülür
Ancak hemen burada kesinlikle idrâk edilmesi zorunlu bir husus da vardır ki, o da şudur:
Herkesin beyin yapısının kendine has bir orijinalitesi vardır ve bu tür "esmâ" yani Allâh'ın isimlerine dayalı zikir türünde, mutlaka bu işin ehlinden bilgi alma zorunluluğu vardır!
Kendi aklına geldiği gibi ZİKİR yapmak, farkında olmadan CİNLERİN İLHAMIYLA ZİKİR yolunu açar ki; kişinin bilinçsizce kendini cinlere teslim etmesine sebeb olabilir
Nitekim, bu yüzden bazı evliyâullah, "Aydınlatıcısı olmayanın, aydınlatıcısı şeytan olur" demişlerdir
Evet, esas itibariyle ham, yani programlanmamış olan beyin hücrelerini, ZİKİR yoluyla, erişilmek istenen gaye istikâmetinde programlayarak eskisinden çok daha güçlü çalışan bir beyne sahip olunabilir
&
Şimdi, bu satırları okuyan bazı ZİKİR İNKARCILARI, hemen şu soruyu soracaklardır:
Mademki ZİKİR bu derece beyni geliştiriyor da, niçin İslâm Alemi devamlı zikir yapmasına rağmen, üstün bir beyin çıkartamıyor ve bütün gelişmeler batıdan, gayrı müslimlerden geliyor?
Bu sorunun cevabı son derece basittir  Ancak, işin tekniğini bilen bir kişi için! 
Allâh-u Teâlâ'nın lûtfu ve Hazreti Rasûlullah aleyhi's-selâm'ın inayeti ile, bize keşf yollu açılan ZİKİR sırrına binâen, konunun tekniğini izâh etmek suretiyle, size bu sorunun cevabını yazalım
ÖZEL VE GENEL ZİKİRLER
--------------------------------------------------------------------------------
ZİKİR birkaç çeşittir
Önce ikiye ayrılır:
1 Genel zikir
2 Özel zikir
GENEL ZİKİR, gene ikiye ayrılır:
A Ruhaniyet zikri
B Özel gayeye yönelik zikir
ÖZEL ZİKİR de ikiye ayrılır:
a- Özel gayeye yönelik zikirler
b- Kişiye özel, zikirler
&
Demiştik ki, belirli kelimelerin veya kelime grublarının beyinde tekrarının adıdır ZİKİR
Yapılan her zikirde, ne kelime olursa olsun, beyinde belirli bir frekansta dalgaboyu üretilerek, beynin görev dışı olan hücreleri, o frekansla programlanır 
Şayet CİNNİ ilhamla gelmiş bir kelime ya da budistlerin meşhur "om" kelimesi gibi bir zikir yapılırsa; kişinin beyninde o istikâmette bir gelişme sağlanır ve insan farkında olmadan CİNLER ile rezonansa girerek bir takım ilhamlar almaya başlar Ve bunun sonunda, verilen ilhamlara göre, kendini, UZAYLI veya EVLİYA, veya MEHDI veya PEYGAMBER veya ALLAH olarak görüp; çeşitli mantıksal bütünlükten uzak fikirler içinde heba eder
&
Buna karşılık bir de İslâmi kaynaklarca öğretilen GENEL ZİKİRLER vardır ki; bunlar tamamiyle, kişinin RUH gücünün artmasına ve RABBINA yaklaşmasına vesile olur Bu GENEL ZİKİRLER'e hemen bir iki misal verelim
"Subhanallâhi ve bihamdihi"
"Subhanallâhi velhamdulillâhi velâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber"
"Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh"
"Lâ ilâhe illallâhul melîkül hakkul mubîn"
"Subbûhun Kuddûs Rabbul melâiketi ver Ruh"
&
Bir de GENEL ZİKİR klâsmanı içinde yer alan "Özel gayeye yönelik" zikirler vardır Bunlar, ilim talebine yönelik, kusurunu itirafa ve bağışlanmaya yönelik, zikirler gibi Hemen bunlara da misal verelim:
"Rabbî zidniy ilma"
"Lâ ilâhe illâ ente subhaneke inniy küntü minez zâlimîn"
"Rabbic'alniy mukıymes selâti ve min zürriyetiy"
&
ÖZEL ZİKİR, esas olarak kişinin durumunu çeşitli yönlerde geliştirmeyi hedef alan, özel gayeler istikâmetinde gelişmeyi amaç edinen zikirlerdir
ÖZEL ZİKİRLER esas itibariyle kişinin beyin programına, yani kendine has özellikleri, karakteristiği, kişisel arzu ve hedeflerine göre düzenlenen zikir formülleridir Bu zikir terkipleri, belirli âyet ve hadîslere dayanan dualar ile, o kişide kısa sürede gelişme sağlayacak ilâhî isimler grublarından oluşur
&
Tarikâtlarda verilen zikir formülleri günümüzde genellikle hep GENEL ZİKİR kapsamında olduğu için; gelişme sürecini de 30-40 yıl gibi çok uzun zaman dilimlerine yaymaktadır
Oysa bu özel zikir formüllerini deneyenler, kendilerinde bir-iki sene gibi, çok kısa süreler içinde büyük gelişmeler hissetmektedirler
ÖZEL ZİKİRİN, özel gayeye yönelik bölümünde yer alan bazı zikirlere misal vermek gerekirse, bu konuda şunları söyleyebiliriz numûne olarak:
"Allahumme inniy es'eluke hubbeke"
"Allahumme elhimniy rüşdiy"
"Kuddûs-üt tâhiru min külle sûin"
ÖZEL ZİKİR bölümündeki (b) şıkkında yer alan kişiye özel zikirlere gelince ise
MÜRÎD - KUDDUS - FETTAH - HAKÎM - MÜ'MİN - RAHMAN - RAHÎM - BÂSIT - VEDUD - CÂMİ - RÂFİ
Ve daha bunlar gibi değişik Allâh'ın isimlerinden oluşur
Kişinin beyin programının ihtiyaç gösterdiği bir biçimde; kişiye özel sayılar ile bunlar formüle edilerek çekilir Ve kişi üzerinde kısa sürede tesiri açığa çıkar
Ancak, burada da hemen şunu ilâve edelim Bu ZİKİR çalışması içinde, zikirle açılan ek kapasitesinin değerlendirilmesi sırasında yoğun olarak İLME ağırlık verilmesi ve artan kapasitenin İLİM ile değerlendirilmesi şarttır Aksi halde bu kapasitenin cinnî ilhamlar istikâmetinde programlanması söz konusu olabilir ki; bu da hiç iyi olmaz
Ayrıca bu tür zikirler sırasında kitabın girişinde yazdığımız CİNLERE KARŞI KUR'AN'DA ÖĞRETİLEN KORUNMA DUASININ yapılması son derece yararlı olur
&
İşte kısaca bu ön bilgiyi verdikten sonra, az önce sorulan sorunun cevabını hemen açıklayalım
İslâm camiâsında genellikle RUHANİYETİ arttırıcı zikirlere devam edildiği için; maneviyâtı son derece güçlü sayısız insan yetişmesine karşın; dünya ilimlerine dönük beyinler çok az çıkmıştır! Şayet beyin sistemli bir şekilde dünya bilimlerine yönelik bir biçimde zikir ile takviye olunsa idi, elbette ki o yönde gelişmiş üst düzey beyinler de çıkardı
Ancak, ne var ki, "yarın zorunlu olarak terkedeceğin şeye, bugün sahip çıkarak, kendini, o şeyi terketmekten ileri gelen azâbdan koru" düşüncesinde olan İslâm camiâsı, dünyaya fazla bir değer vermemiş ve o yolda kendini fazla yormamıştır
&
Önce anlaşılması son derece kolay olan şu misâli verelim
Size son derece kıymetli mücevherle dolu bir kasa veriyorlar ve diyorlar ki
- Şayet anahtarını elde edersen, bu kasayı açabilirsin, içindeki her şey senin olabilir Soruyorsunuz:
-Peki anahtar nedir, nasıl açabilirim? Cevab
-Ucu özel bir şekillendirmeye tabi tutulmuş demirdir anahtar Elde etmek içinde şu kadar pahasını ödemek zorundasın
Diyorsun ki, kasa nasıl olsa bende! O kadar paha ödeyeceğime, alırım bir demir, alırım bir ege; çenterim demiri olur anahtar! 
Ama ne çare ki, bir ömür boyu demir çentseniz, o kasanın özel kilit şifresine uygun anahtarın bir benzerini yapamazsınız Ve bu yüzden de kasanızı açıp içindeki çok kıymetli mücevherlere kavuşamazsınız Ta ki, pahasını ödeyip özel şifresi için yapılmış anahtarı elde edene kadar Unutmayalım ki, her kilit ancak şifresine uygun anahtar ile açılır
&
İşte bu misâlde olduğu üzere, her beynin kendine özel bir formüle ihtiyacı vardır ki çok kısa sürelerde büyük gelişmeler elde etsin Ama bunun için de elbette, bu konudan anlayan, bu konu hakkında bilgi sahibi kişiyi bulmak zorunluluğu mevcuttur
Bu devirde böylesine ehil kişiyi bulmanın çok zor olduğunu düşünerek bu kitapta, bize ihsan olunan ilim ölçüsünde, elden geldiğince çeşitli zikir formüllerinden sözedeceğiz Ki bunlar bizatihi tecrübelerimize göre son derece yararlı olmuşlardır
Dileyen bu zikir formüllerini bir süre kendi üzerinde dener, fayda görürse devam eder, fayda bulmazsa da genel zikirlerle ruhaniyetini geliştirme yolunda çalışmalarına devam eder
|