Yalnız Mesajı Göster

Mevlana - Sufizm

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mevlana - Sufizm



Mevlana ve Islam Sufizmine göre, her insanin yüreginde "sir" adi verilen bir

sey saklidir Bu sir, Yunus Emre'nin "Bir ben vardir, benden içerü" dedigi

seydir Bu sır her insana verilmez Bu sirra ancak uzun çalabar ve lütuf

sayesinde ulasilabilir Hint felsefesi ve mistisizmi bu sirra "Yüce Benlik,

Gerçek Benlik" ya da "Atma" adini vermistir Klasik Yunan uygarliginda,

Defli Tapinaginin girisinde yazili bulunan "Kendini Tani" ibaresinde

kastedilen de, yürekte gizli bulunan bu sirri tanimaktir Yoksa bildigimiz

anlamda insanin kendi psikolojisini tanimasi degil


Tarih boyunca pek çok uygarlik, pek çok din, pekçok manevi ögreti ve

felsefe, Musevilik ve Hristiyanligin Batini yönü ile Islam Sufizmi, hep bu

içteki bilinmeyen beni bilinir kilmakla ugrasmistir Aralamaya, anlamaya

çalistigimiz, adi üstünde, bir sir Bu sirra erenler var ama dilleri bagli

Bagli, çünkü bilinmeyeni biliyor hale geliyorlar ama bilinmeyeni,

bilinmedigi için, anlatacak sözcük yok



Mevlana, belki de bunun için siir, raks, ve müzigi seçti anlatilamayani

anlatabilmek için Ama bütün bunlardan önce Efendimiz anlamina gelen Mevlana olmadan önce, Celaleddin-i Rumi olarak medresede ders,camide vaaz veren,eli öpülen,duasi alinan,saygideger kanaatkar bir sufi ve çok sevilen bir bilim adamiydi



Mevlana'ya göre insanin evrimi henüz tamamlanmamistir Çünkü insan olgun,kâmil,mükemmel olmak üzere yaratilmistirInsan-i Kâmil olmak, insanin iyi,ahlakli,yardimsever,sevgi dolu biri haline gelmesi demek degildir Ego var oldugu sürece, bu niteliklere sahip oldugumuzu düsünmek tam anlamiyla kendini aldatmaktirZira ego,kendi bencil ve ivedi yararlarinin ötesini görmekten acizdir Insan-i Kâmil olmak demek, bilinen olumlu olumsuz bütün duygu, düsünce, eylem ve aliskanliklarin, kisacasi, insan olmanin bir yana birakilip, yerini hiç taninmayan, hiç bilinmeyen, egodan farkli bir bilincin, olusumun, varligin, özün almasidir Bu degisim insanin yüreginde gizli olan sirrin, yani ilahi atesin, isigin parlamasiyla baslar



Kisacasi, insan bu dünyaya, bu evrene ait olmayan bir ruh yapisina sahiptirInsanin gerçek benligini olusturan bu ruh, bu evrene baska bir alemden, ruhlar ve melekler aleminden derece derece inerek gelmis ve bu evrene, bu dünyaya ait olan beden elbisesini giyerek görünür olmustur Buraya ait olmayan ruhi varligin ana yurdunu özlemesi çok dogaldir Somut alemde kendini bedenle özdeslestiren insanin, mala, mülke, makama, söhrete ve saltanata duydugu özlemin arkasinda aslinda ayriligin verdigi hasret vardir

Bu ayrilik acisi bir gün benligi o kadar sarar, kucaklar ki, sikayetten

feryat figan aglamaya baslar Nasil aglamasin ki, ayrildigi yer Birligin,

Yüce Allah'in katidir Iste ney, asil vatanindan ayrilan bu ruhun

sembolüdür



Mevlana'nin ünlü Mesnevi'si de bu yüzden "Dinle Neyden, nasil sikayet

etmekte" diye baslar Ney, yanik, içli sesiyle Rabbine, ayrildigi kamisliga kavusmanin özlemini dile getirir Ruhun Tanri katini terk etmesinden sonra insan sekline girinceye kadar geçirdigi asamalar,kamisin kamisliktan

koparilip ney sekline girinceye kadar geçirdigi asamalara benzer


Mevlana dünyevi degerlerle nitelenen insanin hiçligini su birkaç kelime ile ne güzel ifade eder:


"Hintli, Kipçak ve Rum ülkesinin halki ve Habesler!

Hepsi de mezarlarinda tek, tipkisi renkte

Ne de hos yatarlar"


Mevlana için insan, yüreginde ilahi isigi tasidigi ve yüreginin aynasinda

Tanri'yi yansitabilen bir varlik oldugu için degerlidir

Alıntı Yaparak Cevapla